Phoenix Üniversitesi UC Health West Chester Hastanesi’nden Tracey Szewczyk, 25 yıllık mesleki deneyimi sonucu edindiği doktorlarla iletişim konusundaki becerilerini meslektaşlarıyla paylaşıyor. Hemşirenin Nurse.org’da yayımlanan yazısı şöyle:
“İnanın ya da inanmayın, bazı hemşireler için kariyerlerindeki en büyük zorluk çalışırken sağlıklı bir iletişim sürdürebilmektir. Bunun da çoğumuza hemşirelik okulunda hastalarımızın ihtiyaçlarına karşı duygusal ve empatik yaklaşmayı öğrettiklerinden kaynaklandığını sanıyorum. Konu profesyonel olmaya geldiğinde olması gerekenden çok daha duygusal davranırız. Sağlık hizmetlerinde ve hemen hemen tüm iş alanlarında agresif olmak, duygusal olmak, güç gösterisinde bulunmak ve dikkat çekmeye çalışmak oldukça olumsuz kişilik özellikleridir. Bir hemşire olarak, özellikle de devamlı gezen bir hemşireysen, bu kişilik özellikleri olanlara sık sık rastlarsın. Bu tip davranışlarla nasıl başa çıkacağına dair birkaç taktik vermeme izin ver, böylece doktorlarla sağlıklı bir ilişki yürütebilirsin.
Çok duygusal olma!
Hemşireler gerçekten çok duygusal. Hastaların ihtiyaçlarına cevap verebilmek açısından bu kötü bir özellik sayılmasa da, gergin anlarda ve olumsuz bir eleştiriyle karşılaşıldığında çok duygusal davranmak, her hemşirenin kariyerinin sonu olabilir. Ne zaman duygusal olup ne zaman olunmaması gerektiğinin öğrenilmesi gerekir. Bu genellikle hemşireler için karmaşık ve öğrenilmesi zor bir beceri olagelmiştir. Haydi birkaç örnekle devam edelim:
Bu cevap muhtemelen hepimizin aklından geçer ama ne profesyonel açıdan uygun ne de çözüm yaratabilecek bir cevaptır. Ben bazı hemşirelerin hekimlere, aile üyelerine, hatta meslektaşı hemşirelere bu şekilde davrandığını gördüm. Daha profesyonel bir cevap ise şöyle olmalı:
Onları kibarlığınla mağlup et
Öfkeli insanlarla başa çıkmak için hep bu taktiği kullanmışımdır. İş dünyasında kimseye karşı kızgın olmanın, kendini üzmenin bir anlamı yok. Bu yüzden biri gerçekten kötü bir gün geçiriyorsa ve kendisiyle birlikte herkesi üzmeye çalışıyorsa sakın tuzaklarına düşme, gülümse ve mutlu ol. Duygusal davranarak ruh halinin değişmesine izin verdiğin ve bu depresif kişilerin tuzağını düştüğünü farkettiğin anda hemen modunu yükseltmeye bak. Çünkü diğer türlü bu bulaşıcı davranışlar, ne iş hayatında sağlıklı bir iletişim sürdürmeniza ne de kişisel olarak ruh sağlığınızı korumanıza katkı sağlayacaktır. Biz hastalarımız için varız, onların güleryüze de ihtiyacı olduğunu unutmamalıyız.
Sadece 12 saat
Bazen 12 saatlik nöbetler oldukça stresli geçebilir ve stresimizi başkalarıyla tartışarak atmaya çalışabiliriz. Özellikle bu zaman dilimleri en negatif düşüncelere sahip olduğumuz ve düşünmeden hareket ettiğimiz vakitlerdir. Dolayısıyla bununla savaşmak için kendime çoğunlukla “Sadece 12 saat, 12 saat için her şeyin üstesinden gelebilirim” derim. Bu basit cümleler bazı kodlamaları içinde taşır ve bana birkaç şişe Dopamin ya da Nitro’ya tam da ihtiyacım olduğu zamanlarda yardım eder. Unutma ki, on iki saat hızlıca geçecek ve sonunda evine gidip yatağına uzanabileceksin.
Birlikte Çalış
Meslek hayatım boyunca gezdiğim kliniklerde gördüğüm en üzücü şey, oldukça yetenekli sağlık profesyonellerinin aynı ortamda çalışması ancak işbirliğine gitmemesiydi. İşyükünün altında boğulan bir meslektaşımızı görüyor ama görmemezlikten geliyorduk ve “Kendi başına halledecektir, ben biriken hastalarıma odaklanmalıyım” diyorduk. Hayır, asla bu tip bir düşüncecnin kurbanı olmamak gerekir. Harekete geçin ve birbirinize yardım edin. Hemşireler birlikte çalıştıklarında güçlü bir takım haline gelir ve daha kolay bir şekilde hedefe ulaşırlar. Bir sonraki iş gününe ya da nöbetine başlamadan önce bu yararlı taktikleri bir dakikalığına düşün. Bu önerileri uygulamak, hekimlere karşı daha profesyonel bir görüntü sergilemene yardımcı olacak ve ilişkilerinizi sağlıklı tutmanızı sağlayacaktır.
