Medimagazin logo

Röportaj: 10. yılında Ferring İlaç ve Genel Müdürü Cüneyt Balıkçıoğlu

Ferring İlaç Genel Müdürü Cüneyt Balıkçıoğlu: Türkiye’de ilaç sektöründe genel müdür olmak, gerek paydaşların çokluğu gerekse sektörün dinamizmi göz önüne alındığında hiç de kolay değil. Kişinin sürekli zinde kalması gerekiyor. Yoğun tempo içerisinde multidisipliner bir çalışma ortamına alışık olmayanların zorlanacağını düşünüyorum.  
Röportaj: 10. yılında Ferring İlaç ve Genel Müdürü Cüneyt Balıkçıoğlu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türkiye’de 10. Yılını kutlayan Ferring İlaç Genel Müdürü Cüneyt Balıkçıoğlu ile söyleşi


Cüneyt Balıkçıoğlu

1980 yılında Robert Kolej’den mezun oldu. Viyana Teknik Üniversitesinden Yüksek Makine Mühendisi olarak mezun olduktan sonra önce Siemens, sonra Coca Cola’da çalıştı. Sektöre geçişi Coca-Cola’da Türkiye & Orta Asya Cumhuriyetleri İnsan Kaynakları Müdürlüğü görevini yürütürken Bristol Myers Squibb’e İnsan Kaynakları Direktörlüğüne atanmasıyla gerçekleşti. Bu şirkette ABD’de Asya, Afrika ve Avustralya İnsan Kaynakları Direktörlüğü pozisyonunu yürüttükten sonra, Türkiye Satış & Pazarlama Direktörü ve daha sonra Genel Müdür pozisyonlarına atandı. 2005 yılında Ferring İlaç Genel Müdürü olarak Ferring bünyesine geçti. 


10. yılında Ferring’in dünya ve Türkiye ilaç pazarındaki konumu hakkında bilgi verir misiniz?

Ferring Pharmaceuticals, üreme sağlığı, kadın hastalıkları ve doğum (obstetrik), üroloji, gastroenteroloji, endokrinoloji ve ortopedi alanlarında yenilikçi ürünleri geliştirme ve pazarlamaya yönelik araştırma odaklı İskandinav kökenli bir İsviçre ilaç firmasıdır.  Dr. Frederic Paulsen tarafından 1950 yılında kurulan ve bu yıl 65. yılını kutlayan Ferring Pharmaceuticals’ın bugün dünya çapında 5 bin çalışanı bulunmakta ve 130’dan fazla ülkede hastalara çözüm üretmektedir.

Her ne kadar desmopressin, menotropin gibi bazı ürünlerimiz daha öncesinde başka firmalar tarafından pazarlanmakta olsa da,  Ferring, şirket olarak 2005 yılında Türkiye ilaç pazarına girmiştir. O yıldan itibaren, öncelikle üreme sağlığı ve kadın hastalıkları ve doğum birimlerinin kurulması, ardından da üroloji ve gastroenteroloji birimlerinin oluşturulması ile Ferring Türkiye bugünkü yapısına kavuşmuştur.

 

2016 yılında Ferring’in gelişim ve büyüme odakları nerelerde olacaktır?

Şirketimizin odaklandığı alanlarda yıllardır birçok yenilikçi tedaviye öncülük ederek, binlerce insanın hayatını iyileştirmeye yardımcı olduk ve olmaya da devam ediyoruz. Bir örnek vermek gerekirse, ülkemizde aşılması gereken önemli bir konu olan anne ölümlerinin azaltılması amacı ile; doğum sonrası kanamaların önlenmesine yönelik geliştirilmiş “carbetocin” etken maddeli spesifik bir ürünü çok yakın zamanda Türk Tıbbı’nın hizmetine sunarak önemli bir soruna çözüm getireceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca, gastroenteroloji ve üreme sağlığı alanında yenilikçi ürünleri tıbbın hizmetine bir an önce sunma çalışmalarımız devam ediyor.

 

Ferring dünyada birçok araştırma enstitüsü, üniversite, ilaç ve biyoteknoloji şirketiyle ortak araştırma çalışmaları yürütüyor. Bu çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Kopenhag (Danimarka), San Diego (ABD), Be’er Tuvia (İsrail) ve Mumbai’de (Hindistan) kendine ait dört araştırma-geliştirme merkezinin yanı sıra, dünyanın dört bir yanındaki çeşitli araştırma enstitüleri ve diğer farmasötik ve biyoteknoloji şirketleri ile aktif işbirliği yaparak sürekli yenilikçi tedavi alternatifleri arayışını sürdürüyoruz. Çeşitli fazlarda birçok ürün şu an bu merkezlerimizde ve işbirliği içinde bulunduğumuz laboratuvarlarda geliştiriliyor. Önümüzdeki yıllarda özellikle üreme sağlığı ve gastroenteroloji alanlarında çığır açacak yeni ürünler beklemekteyiz.

 

 

Ferring’i ve değerlerini bize üç kelimeyle nasıl tanımlarsınız?

Felsefemiz olan “Önce İnsan Gelir”.

 

Ferring için Türkiye’nin çok önemli bir ülke olduğunu biliyoruz, bu bağlamda Türkiye’de düşünülen yatırım planları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Türkiye’de faaliyete başladığımızda planlarımız içerisinde Orta Doğu, Afrika ve Orta Asya cumhuriyetlerinin üretim merkezi olacak bir fabrika kurulması veya satın alınması vardı. Bu konuda ciddi girişimlerimiz oldu, fizibilite çalışmalarımızı yaptık. Ancak, ilaçtaki son gelişmeler çerçevesinde maalesef bu proje donduruldu.

Ancak Ferring, Türkiye’ye uzun vadeli bakıyor ve yatırım planları içerisinde Türkiye çok önem verilen bir ülke konumunda.  Gerek Türkiye, gerekse Orta Doğu ve Afrika’nın büyüme potansiyeli göz önüne alındığında, ülkemizde özellikle ihracata yönelik bir üretim tesisi kurulması önümüzdeki dönem içerisinde tekrar değerlendirilecektir.

 

Sizce 2016 yılında ilaç sektörünü bekleyen ve etkileyecek olan en önemli konular hangileri?

Bugün devletler sağlık harcamalarında tasarruf etmeye çalışıyor. Sağlık politikaları açısından bu yönde bir baskı olduğu aşikâr. Ülkemizde de durum farklı değil. Öncelikli tercih, fiyatları düşürmek şeklinde gerçekleşiyor. Ancak, varılan noktada özellikle ilaç sektörü devamlılık konusunda bir mücadele verir hâle geldi. Bu koşullarda yeni yatırım yapmak da kaliteli ilaç üretmek de çok zor. Yüksek fiyat baskısı nedeni ile ülkemizdeki yenilikçi ilaç fiyatları uluslararası fiyat dengelerini bozan bir hâle gelmiştir. 2016’da bu durum korkarım ki artarak devam edecek ve hastaların yenilikçi ilaçlara ulaşması gittikçe zorlaşacaktır. Maalesef piyasa artan bir oranda uzun zamandan beri tedavülde olan, yeni teknolojiden uzak, hiç katma değeri olmayan ürünlerle dolu.  İlaca erişimin kolaylaşması ve yenilikçi ilaçların ve dolayısıyla yeni tedavilerin gecikmemesi açısından, sağlık ve fiyat politikalarında bir dizi iyileştirme yapılması şart. 2016 bunun için bir başlangıç olabilir.    

 

Türkiye’de birçok ilaç firması var ve son yıllarda yeni ilaç firmaları da sektöre girdi. Sizce Ferring’in farkı nedir?

Ürünlerimizin dünyada kendi alanlarında yıllardır yenilikçi tedaviye öncülük etmiş ürünler olmasının yanı sıra, Türkiye’de kurulduğumuz günden itibaren geçen 10 yıl içinde stratejik hedeflerimizden biri olan kendi tedavi alanlarında hekimler gözünde güvenilir, etik, bilimsel ve istikrarlı bir firma olmayı başardığımıza inanıyorum.

 

Son dönemlerde sektörün de içinde olduğu ve iletişimin ve pazar aktivitelerinin yürütüldüğü sosyal medya konusuna Ferring olarak nasıl bakıyorsunuz ya da ne gibi çalışmalar planlıyorsunuz?

Sosyal medya, kişisel yaşamın olduğu kadar artık sektörel yaşamın da kaçınılmaz bir parçası. Sağlık iletişimi denince akla ilk olarak doktor-hasta iletişimi geliyor. Hâlbuki mesajların birden fazla kanaldan farklı araçlarla paydaşlara ulaşması, halkın hastalık ve tedavi metotları konusunda bilinçlendirilmesi ve bunun teknoloji ile desteklenmesi çok önemli. Bu konuda sosyal medya hızlı ve kolay uygulanabilir bir iletişim yolu olması açısından sektöre yeni bir boyut getirdi. Elbette bu yolu doğru ve etik bir şekilde kullanmak bu işin olmazsa olmazı. Firmamızın da sosyal medyada takip edilebilen birçok uygulaması mevcut ve önümüzdeki dönemde yeni uygulamalarla daha da geliştirmek için planlarımız var.

 

Soldan sağa: Günseli Deniz (Ruhsatlandırma Müdürü) • İrem Demirözü (Lojistik Müdürü) • Dr. Nesteren Kumbasar Doğu (İnfertilite ve Kadın Sağlığı Grubu Pazarlama Müdürü) • Cüneyt Balıkçıoğlu (Genel Müdür) • Aylin İkiz Pelenk (Üroloji ve Gastroenteroloji Grubu Pazarlama Müdürü) • Fatoş Dinler Birgül (Genel Müdür Asistanı) • Dr. Rasih Altay (Medikal Müdür)

 

 

Geçmişten gelen tecrübelerinizi ve insan kaynakları deneyimlerinizi göz önünde bulundurarak firmanızın çalışan profilini nasıl tanımlarsınız?

İnsan kaynaklarının bir numaralı felsefesi, şirketlerde başarının altın kuralının insan faktöründe yattığının anlaşılmasını sağlamaktır. Bu bilinç içerisinde ilk kurulduğumuz günden itibaren etik değerlere çok sıkı bağlı, dürüst, işine ve çevresine saygılı, ayrıca saygın, onurlu ve iyi eğitimli, söylediklerinin arkasında durabilen bir ekip kurmaya ve çalışanlarımızla marka olmaya gayret ettik. Bunu başardığımız için de gerek şahsım ve gerekse Ferring adına son derece gurur duyuyorum. 

 

Türkiye ilaç sektöründe genel müdür olmak?

Türkiye’de ilaç sektöründe genel müdür olmak, gerek paydaşların çokluğu gerekse sektörün dinamizmi göz önüne alındığında hiç de kolay değil. Kişinin sürekli zinde kalması gerekiyor. Yoğun tempo içerisinde multidisipliner bir çalışma ortamına alışık olmayanların zorlanacağını düşünüyorum.  

 

Sizin için olmazsa olmaz nedir?

Dürüstlük ve açık sözlülük.

 

En çok gitmekten keyif aldığınız şehir veya ülke hangisiydi? Size hissettirdikleri nelerdi?

Uç noktalar beni çok heyecanlandırır. Oralara gitmek benim için gençliğimden beri vazgeçilmez bir tutku. Esas ilgi alanım, güneşin batmadığı veya doğmadığı coğrafyalardır. Antarktika ve Arktik bu açıdan bana her zaman çok heyecan vermiştir. Bu coğrafyalarda yaşadığım sessizlik, sükûnet ve huzur bana hayat enerjisi aşılıyor.

 

 

En son izlediğiniz film veya tiyatro?

Fırsat buldukça eski Türk filmlerini izlemeye çalışırım. En son izlediğim film 1964 yapımı, rejisörlüğünü Halit Refiğ’in yaptığı, başrollerini ise Cüneyt Arkın, Pervin Par ve Filiz Akın’ın oynadığı son derece güzel, nostaljik İstanbul görüntülerinin olduğu Gurbet Kuşları.  Bir göç filmi.  1960’lı yıllarda İstanbul’a göç eden ve dağılan bir ailenin dramı. Visconti’nin benzer temalı başyapıtı “Rocco and his Brothers”ın Yeşilçam uyarlaması.

 

Bu mesleği yapmıyor olsaydınız ne yapmak isterdiniz?

Liseden mezun olduğumda gönlümde su altı biyolojisi okumak ve yaşam alanımı okyanusların oluşturması yatıyordu.  Bu mesleği yapmıyor olsaydım herhalde yine şu anda sadece bir hobi olarak gerçekleştirdiğim dalgıçlığa ve su altı güzelliklerine dönerdim. 

 

En son okuduğunuz kitap ve sizde bıraktığı iz?

Orhan Pamuk’un “Kafamda Bir Tuhaflık” isimli kitabı. Rant kültürü ve bugünlere nasıl geldiğimizin kronolojik ve hüzünlü hikâyesi. 

 

Bize zaman ayırdığınız ve bu güzel sohbet için çok teşekkür ederiz.

ferring i̇laç
genel mudur
cuneyt balikcioglu
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir