Norveç'ten 20 yıl süren araştırma: Her 7 doktordan 1'i şiddete uğruyor

Norveç’te gerçekleştirilen ve 20 yıla yakındır süren bir ankete göre her 10 Norveçli doktordan 4’ü tehdit aldı ve her 7 doktordan 1’i fiziksel saldırıya uğradı.

Oslo Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Enstitüsü Davranışsal Tıp Bölümünde yürütülen NORDOC çalışmasında Norveç’te iki grubun çalışma hayatları incelendi ve doktorlar 20 yıl boyunca her 5 yılda bir ankete katıldı. Çalışma sonuçları ise Journal of the American Medical Association (JAMA) Network Open’da yayımlandı.

Cinsiyet, iş deneyimi, kişilik özellikleri gibi unsurlar da incelendi

Araştırmada araştırmacıların cinsiyet, iş deneyimi, kişilik özellikleri gibi faktörleri de ele alındı.

Araştırmada psikiyatri alanında daha az şiddet vakası olduğu gözlemleniyor. Bu durumun sebebi olarak psikiyatri doktorların şiddet eğilimini daha iyi yönetmesi olarak yorumlanıyor ancak başka bir araştırmada psikiyatri koğuşunda daha fazla kadın çalışan olduğundan daha az şiddet olayının meydana geldiği sonucu çıkarılıyor. Bu durum ise hastaların erkek personel sebebi ile tehdit altında hissediyor olabilme ihtimaline bağlanıyor.

İleri yaştaki doktorlar daha az şiddetle karşılaşıyor

Anket sonuçlarında erkek doktorların kadınlara kıyasla daha fazla tehdit aldığı ve şiddete maruz kaldığı gözlemlenirken yaşlı doktorların yarı yarıya oranla daha az tehdit ya da şiddete maruz kaldığı görüldü.

Araştırma sonuçlarına göre ileri yaşta olan doktorların daha az şiddete maruz kalması nedenleri arasında daha iyi iletişim kurabilmeleri, daha deneyimli olmaları ve tıbbi yeterlilik açısından daha iyi olmaları gibi nedenler yer alıyor. Genç yaşta olan doktorların ise daha fazla baskıya altında kaldığı ve daha stresli çalışma şartlarına sahip olmalarının hasta ile iletişimlerinde olumsuz etki yarattığı gözlemleniyor.

Araştırmada kaza ve acil servislerden sorumlu olan pratisyen hekimlerin daha fazla şiddete ya da tehdite maruz kaldığına dair herhangi bir sonuç ortaya çıkmadı.

Şiddet uygulayan hastaların belli değişkenlere daha sık bağlı olduğu ve bunların “erkek”, “genç”, “kişilik bozukluğu” ve” uyuşturucu kullanımı” gibi değişkenler olduğuna dikkat çekildi.