Medimagazin logo

Kanser olabilirsin denildi, karnından kavanoz dolusu gazlı bez çıktı: 750 bin tazminat!

Kist olduğu sanılarak ameliyata alınan kadının karnından, 3 yıl önce sezaryen ile yaptığı doğumda unutulan bir kavanoz gazlı bez çıktı.
Kanser olabilirsin denildi, karnından kavanoz dolusu gazlı bez çıktı: 750 bin tazminat!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Başkent’te özel bir hastanede 3 yıl önce sezaryen ile doğum yapan 38 yaşındaki Sibel Kol, karnında unutulan gazlı bezle yaşadı. Ankara'da yaşayan Sibel Kol, yaklaşık 3 yıl önce ikinci çocuğunun doğumunu yapmak üzere özel bir hastaneye yattı. Sezaryen yöntemiyle Aysima adı verilen bir kız çocuğu doğuran Kol, yaşadığı acılar nedeniyle gittiği doktorunun, ’ağrının normal olduğunu’ söyleyip evine gönderdi. Rahatsızlıktan kurtulmak için çare arayan Kol’un ağrısına teşhis konulamadı. Yaklaşık 3 yıl boyunca ağrıları daha da artan ve durumu kötüleşen Kol, başka bir hastaneye gittiğinde büyük bir şok yaşadı. Çekilen MR sonucu kist olduğu belirtilen kadının hemen ameliyat olmasına karar verildi. Yapılan operasyonda ise Kol’un, doğum sırasında unutulduğu iddia edilen bir kavanoz dolusu gazlı bez çıktı. 

 

 

"Çocuğumu 2 gün sonra görebildim” 
Yaşadığı süreci anlatan Anne Sibel Kol, "8 ay boyunca kontrollere düzenli şekilde gittim. Hiç bir sıkıntı yoktu. 34 haftalıkken çocukta bazı sıkıntılar oluştu. Bu yüzden özel bir hastaneye geçtim. Orada çocuğumun çok iri olduğunu ve bu sebeple sezaryen ile doğum yapabileceğimi söylediler. Doktor ameliyat esnasında çok ilgiliydi. Fakat bir o kadarda dalga geçiyordu benimle. Bir süre sonra kendimce bir panik hissettim. İğne yaptılar ve uyudum. Doğumdan sonra çocuğumu yukarı çıkardılar. Çocuğumu 2 gün sonra görebildiğini” söyledi. 

“Psikolojim bozulması sonucu antidepresan ilaçlar kullanmaya başladım”
Doğumdan sonra ağrılarının geçmediğini anlatan Kol, “Sürekli rahatsızlanıyordum. Daha sonrasında hiç düzelemedim. İlk bir hafta çocuğumu kucağıma alamadım. 1 hafta sonra tekrar aynı doktora gittim. Bana 'Bunlar olağan şeyler. Kilolu bir bebek doğumu yaptın. Kesin çok büyük. Ağrıların olacak. Yağlanman çok fazla onun için bunları yaşayacaksın" dedi. Ben daha sonra o hastaneye bir daha gitmek istemedim. Başka hastanelere gittim. Şuanda antidepresan ilacı kullanıyorum. Çocuğumu hala kucağıma alamıyorum" ifadelerini kullandı. 

"Doktor bana "Kanser olabilirsin" dedi 
Eşiyle aralarında çok ciddi problemler yaşadığını belirten Kol, şunları kaydetti: 
"Onun beni görmesini ve bana dokunsun istemiyordum. Göbeğim hiç gitmedi. Dar şeyler giyemiyordum ve boşluklarım hep ağrıyordu. Çevremdekiler hep bana "Üşütüyorsun o yüzden oluyor ve kilolusun" diyorlardı. Hastanelere 3 yıl boyunca gitmedim değil, gittim ama sonuç bulamadım. Son gittiğim hastanede doktorum bana "Kanser olabilirsin" dedi.” 

Çocukları ile vedalaştı 
Yaşananlar karşısında doktorlara güveninin kalmadığını söyleyen Kol, “Çocuklarımla vedalaşarak ameliyata girdim. Daha sonra farklı bir şeyin olduğunu öğrenince daha büyük yıkım yaşadım. Şuan çok kötüyüm. Kime güveneceğim ben. Doktorlara güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz. Vücudumda 2 tane bizim bildiğimiz gazlı bez çıktı. Vücudumu komple iltihap sarmış. Şuan hala onlarla savaşıyorum. Yaralarım iyileşmiyor. Ameliyatı gerçekleştiren doktorum bana sezaryen da bu bezlerin kaldığını söyledi. Zaten başka ameliyat geçirmedim. Hayatımda 2 kez ameliyat oldum. Birincisi sezaryen birde bu son gerçekleşen ameliyat" diye konuştu. 

"3 yıl önce ben ölmüş olsaydım çocuklarım ne yapardı" 
Bir otobüse bindiğinde insanların kendisine hamile gibi davrandığını söyleyen anne Kol, "Çünkü karnım çok büyüktü. İnsanlar benimle dalga geçiyordu. "Sezaryen ile ameliyat oldun 2 yıl geçti hala hastasın" diyorlardı. Beyin olarak da çöktüm. Düşünün normal vücudunuz var ama 9 aylık hamile karnınız var. Eşim bir şey demiyordu ama ben ona karşı kendimi kötü hissediyordum. 3 yaşında çocuğum var ve ben onu kucağıma alamıyordum. İlgi gösteremiyordum ve aşırı sinir oluştu. İnsanlara güvenim kalmadı. Kendimi ot gibi hissediyorum. Hep bir şey var içimde. Bana bir şey mi olacak? Hep bunu düşünüyorum. Geceleri uyuyamıyorum. 3 yıl önce ben ölmüş olsaydım çocuklarım ne yapardı. Hep bunları düşünüyorum" şeklinde konuştu. 

"Eşim çocuğunu kucağına alamıyor" 
Doğum gerçekleştikten sonra eski sağlığına eşinin bir daha kavuşamadığını ifade eden baba Erhan Kol, "Hastanenin doğum ünitesi tam yapılmadığı için bir arkadaşın tavsiyesiyle özel bir hastaneye gittik. Orada eşimi kontrol ettiler. Çocuğun çok iri olduğunu ve normal doğum yapamayacağını söylediler. Bizde bunu kabul ettik ve eşim ertesi gün sezaryene alındı. Eşim sezaryen olduktan sonra bir türlü kendine gelemedi. Eşimi eve getirdikten sonra bir türlü toparlanamadı. Daha sonra tekrar hastaneye gittik. Doktorla görüştük. Doktor bize ilaçları verdi ve eşim o ilaçları düzenli olarak kullandı. Onun akabinde eşim yine düzelmedi. Eşim bir şeyler indirip kaldıramıyordu. Çocuğunu kucağına alamıyor. Bana karşı ilgisizdi ve etrafına soğuk davranıyordu. Ruhsal olarak bir çöküntü yaşıyordu" dedi. 

"Doktor, "Belki bu kanser içerikli bir kist olabilir" dedi. 
Eşinin sağlığına kavuşması için farklı hastanelere de gittiklerini söyleyen Kol, "En son gittiğimiz hastanede eşimin karın bölgesinde vücuttan bağımsız 2 tane kist tespit edildi. Doktor "Ameliyat etmeden bunun ne olduğunu göremem" dedi. Bizde ameliyat olmayı kabul ettik. Ameliyattan önce bir hemşire "Acaba bunlar sizin sezaryen olduğunuz ameliyatta unutulan bir şey olabilir mi?" dediğinde, kafamızda kocaman bir soru işareti oluştu. Böyle bir şey olmasına ihtimal vermiyorduk. Bir tane unutulsa tamam da, 2 ayrı bölgede 2 tane kist var. Doktor farklı şeylerden de bahsetti. "Belki bu kanser içerikli bir kist olabilir" dedi. O anda tekrar bir yıkım yaşadık. Eşimin ameliyatından sonra doktorun yanına gittim. Hocam bunlar nedir diye sordum. Hocada bana fotoğrafları gösterdi ve "Bunlar sezaryen da unutulan sargı bezleri" dedi. Önce inanmadım ama fotoğrafları görünce inandım" ifadelerini kullandı. 

"Ne kadar bir bedel düşünüyorsunuz?" 
Avukatıyla beraber eşinin sezaryen olduğu hastane yönetimiyle görüşmeye gittiklerini ifade eden baba Kol, "Hasta hakları bölümüyle görüştük onlar bizimle pek ilgilenmedi. Daha sonra bizimle iletişime geçtiler. Gittim durumu anlattım. Orada eşimi suçlar tavırlar vardı. Madem öyle bir şey var 3 yıldır neredeydiniz tarzında tavır vardı. Biz başka hastanelere de gittik. Fakat bunlar 2 tane kocaman sargı bezinin unutulması gerçeğini kapatamaz. Eşimin çektiği acıları kapatamaz. Daha sonra hastanenin avukatı bize "Bizden beklentiniz ne?" diye sordu. Bizde kendilerine, hem maddi hem manevi zararlarımız var. Eşimin ruhsal durumu bozuldu ve tekrar ameliyat olmak zorunda kaldı ve bu sebeple beklentilerimizin olduğunu söyledim. Avukat bize, "Ne kadar bir bedel düşünüyorsunuz?" gibi bir soru sordu. Bende, eşime bir değer biçemem. O tekrar döndü ve bana "Siz yine de bir rakam söyleyin" dedi. Bende o zaman, 750 bin manevi ve 5 binde maddi zararım var dedim. Bunları karşılayın dedim. "Hastane yönetimi ile bunu görüşeceğiz. Size daha sonra haber vereceğiz" dediler. Aradan yaklaşık olarak 5 gün geçtikten sonra avukatım aracılığıyla bize geri dönüş sağladılar. "Biz bu tamponların bizim sezaryen ameliyatımızda olduğuna inanmıyoruz. İstediğiniz kanuni soruşturmayı başlatabilirsiniz" dediler. Bizde peki siz bilirsiniz dedik" diye konuştu. 

"Eşime ölseydi çocuklarıma nasıl bakacaktım” 
Baba Kol, konuşmasının devamında şunları belirtti: 
"Kanuni olarak hakkımızı sonunu kadar arayacağız. İnsan hayatı bu kadar ucuz değil. Bir anne evlatlarını bu kadar sahipsiz bırakma zorunda kaldı. Bunlar acı şeyler. Allah göstermesin bu kadına bir şey olsaydı 2 tane kız çocuğuna ben nasıl bakacaktım. Eşimi nasıl geri getireceklerdi. Eşimin 4 sene içinde de düzeleceğine ben şahsen inanmıyorum. Ne ruhsal olarak nede bedensel olarak. Bizim 3. bir çocuk düşüncemiz vardı. Biz bu olaylardan sonra 3. çocuğu istemiyoruz. Yeter ki eşim normal hayatına dönsün." 
Ayrıca, Kol ailesi, gerçekleşen bu ihmalsizliğin kendilerine mal edilmemesi için hukuki işlemleri en yakında zamanda başlatacaklarını belirtti. 

malpraktis
yabancı cisim
kadın doğum
tazminat davası
Yorum (24)
aydin sinal
olay tam bir muamma,hastanin sikayeti üzerine hastahane bu tamponlar bize ait degil demisler! bu olayda(eger olay hastanin anlattigi sekildeyse) hastahane ve ameliyat ekibi sucludur,ayrica 3 yil icinde gittigi bütün hekimler sucludur,bir karin sonografisi yapmak akillarina gelmemis demem,sadece üsenmisler derim.tekrar yazarim:eger olay hastanin anlatigi gibi gerceklesmise aile tazminatini alir. ,ailenin cektikleri ni gayet iyi anliyorum,burada tam bir dikkatsizlik,tedbirsizlik ve bastan savma var gibi?.yok eger hastahanenin söyledi gibi ise bu tamponlar kime ait?This ist the question. bir anestesist olarak acaba sezeyanda karinda nasil tampon unutulur ?diye kendime sordum,ameliyat tampomlarinin uzunca bir sapin ucunda ufak kursun metalleri bulunur,tampon konulduktan sonra bu sapli kursun parcalari karinin disinda sarkik vaziyette kalirlar karin kapatilmadan önce bu tamponlar cikarilir,ameliyat hemsiresi neza´retinde yardimci personel tarafindan sayilir,ameliyat hemsiresi tampon ve enstrümantlarin tam oldugunu söyler cerrah karini kaparir.es kazara karin icinde unutulmus oldugu düsünülürse bir karin röntgeni ile bu metal hemen belli olur. MEDIMAGAZIN sayfalarinda defalarca okudugum bu "unutma" vakalarinda ameliyatta ve sonrasinda tam bir bastansavma olaylari yasanmakta,bir dalak yirtilmasi,bir aorta anevrizma,bir politravma gibi cok kanli olaylarda belki bu gibi "unutma" vakalari görülebilir (normal degildir),ektraperitonial ameliyat olan bir sezeryanda nasil görülür?bunu anlamiyorum.(belki rahim icinde tampon konulur(sonra cikarilir), hastahane yönetimi bu tamponlar bizim ameliyatimiza ait degil demis,yani is tam bir agatha christene vakasi.bakalim, sonuc ne olacak. not:bu arada hastanin raporunu okudum daha dogrusu okumaya calistim,anlayamadim;Türkiyede tip lisani türkce,arapca,farsca,ingilizce,fransizca,latince ,isponyalca,italyanca....lisanlarinin karisimi uyduruk bir lisan,okuyup anlamak mecburiyetinde olanlara Allah kolaylik versin derim.
8
Cevapla
Hasan Akdemir
Bir kavanoz dolusu gazlı bezi hastanın karnında unutacak kadar dalgın bir ameliyat ekibinin diğer ameliyatları da retrospektif takibe alınmalı . Şimdi gözümün önüne ameliyathanede halay çeken bir ekip geliyor ama bu olayın bir unsuru olduğunu ima etmiyorum.
17
Cevapla
Mustafa eroğlu
Olayla ilgili iki yorum okudum, maalesef hekim yorumu gibi gelmedi bana. Hele anestezist olduğunu belirten arkadaşım dünyadan bi haber ameliyat tekniği anlatmış. Pes
13
Cevapla
Can canan
Bu psikoloji içindeki dr ların,1 kavanoz değil,1 kova gazlı bez unutmadığına şükretsinler..
16
Cevapla
emeklidoktor
Aydın sınal adlı yorumcudan ciddi ciddi şüphelenir oldum.Almanyadan anestezistim diyor yazdığı mesajlarda gerek yazım dili olsun gerek bilgi düzeyi olsun çok acaip farklılıklar içeriyor.Misal son mesajında yazım dili eski mesajlarına göre baya akıcı bir türkçe içeriyor.Sanki almanyadan değil de türkiyeden yazılmış araya kasti bir iki cümle değişikliği yapılmış gibi bir hava var.Sezeryana ekstraperitoneal ameliyat diyen anesteziste ben ne diyeyim.Sezeryanda hele kanlı ve acil bir sezeryanda ortalığın savaş alanı gibi olacağını bilmeyen batının içinde çalışıldığını ve bazen telaştan aciliyetten sıkıntılar yaşanabileceğini bilmeyen anlamayan yılların aneztezisti falan bana çok ama çok şüphe uyandırıcı geldi.Almanyada periton açmadan mı çocuk çıkarılıyor ben anlamadım.
12
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir