Medimagazin logo

Grip, soğuk algınlığı değildir; şakaya gelmez

20. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) tarafından 10-14 Ekim 2018 tarihleri arasında Sueno Deluxe Hotel&Kongre Merkezi Belek, Antalya’da gerçekleştirildi. Kongrede grip ve soğuk algınlığına da dikkat çekildi
Grip, soğuk algınlığı değildir; şakaya gelmez
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Gribin ciddi bir solunum yolu enfeksiyonu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İhsan Ertenli şu bilgileri paylaştı: 

"Son günlerde yine medyada çeşitli kişilerin gerek grip hastalığının önemini azaltma, gerekse de aşılarla ilgili yanlış ve yanıltıcı bilgiler vererek halkımızı yanlış yönlendirdiğini gözlemliyoruz. Grip ciddi bir solunum yolu enfeksiyonudur, özellikle yaşlılarda ve alta yatan kronik hastalığı olanlarda ölümcül sonuçlar doğurabilir. Bu kişiler gribe karşı mutlaka aşı olmalıdır.
Sağlık Bakanlığı tarafından da özellikle risk altındaki bireylerde ciddi sağlık problemlerine ve ölüme neden olabilen grip hastalığının önemi ve grip aşısı olunmalı uyarısı yapılmaktadır. Dünyada her yıl yaklaşık 1,5 milyar kişi grip hastalığına yakalanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bu kişilerin 2-3 milyonu hastaneye yatacak kadar ağır grip geçirmekte ve 250.000-500.000 kişi grip nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Ölümlerin çoğu genellikle 65 yaş üzeri bireylerde ve alta yatan kronik hastalığı olanlarda gözlenir. 


Grip, nezle ve soğuk algınlığı ile karıştırılabilir, bazı benzer belirtiler gösterir ancak grip sadece üst değil alt solunum yollarına da iner. Grip nezleye kıyasla çok ağır seyreden, ayakta atlatılması zor, zatürre, bakteriyel hastalıklar gibi çok ciddi hastalıklara neden olabilen ve hatta altta yatan kronik hastalığı olanlarda ve yaşlılarda hastaneye yatış ve ölüme sebebiyet verebilen bir hastalıktır. Grip kaynaklı ölümlerin çoğu, altta yatan KOAH, diyabet, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkların tetiklenmesi sonucu gerçekleşir. 

Bu sebeple, ölüme grip hastalığının neden olduğu tam olarak anlaşılamayabilir. Hapşırık, burun akıntısı, üst solunum yollarında enfeksiyon bulguları, halsizlik, bitkinlik, şiddetli kas ağrısı, yüksek ateş, baş ağrısı gibi belirtileri olan grip, soğuk algınlığı değildir; şakaya gelmez, dikkatle takip edilmesi gereken bir solunum yolu enfeksiyonudur. 


Mevsimsel grip olarak nitelendirdiğimiz influenza her sene 40. haftadan İtibaren başlar ve 45.-46. haftada atak gösterir. Kışın başlangıcı ve süresince influenza olacak, bunu da her sene tartışıyoruz. İnfluenza olmasın diye alınacak tedbirlerimiz var. Sağlıklı yaşam kurallarına uymak; sağlıklı beslenmek, spor yapmak, depresyondan uzak durmak, sosyalleşmeyi korumak, kan şekerini kolesterolü tansiyonunu bilmek, bunlarda problem varsa müdahale edilmesini sağlamaktır. Artık bu sağlıklı yaşam kurallarının içerisine aşılarla korunma da girmiştir.


Kış mevsiminde hapşıran kişi gördüğünüzde oraya 1-1,5 metre mesafe koymak, herkese sarılıp öpmemek, ellerinizi sık sık yıkamak ve sık sık burnumuza götürmemek, ama bütün bunlar yetse zaten hastalıklar olmaz. Korunma kısmında mutlaka İnfluenza aşısının yapılması gerekiyor. Zaman zaman televizyonda görüyoruz, influenza aşısının koruyuculuğunu tartışıyorlar ama dünya artık tartışmıyor. ‘İnfluenza aşısının etkinliği düşüktür’ dedikleri, birincil koruma etkinliği zaman zaman suşların uygunsuzluğundan dolayı %30-40’lara düşük zamanlar olsa bile, o yıllarda ikincil koruma yani aşı yapılmış-yapılmamış kişiler arasında her türlü hastalıktan ölüm, her türlü hastalıktan hastaneye yatış farkına bakıldığında; hastaneye yatışlarda %50-60, mortaliteden %80’e kadar çıkan bir fark var. Bu yüzden belli indikasyonlarda; -belli indiksiyonlarda derken, ABD bu indikasyonları da kaldırdı- 6 aydan büyük herkesi aşılıyor. Yılda 250-260 milyon doz aşı yapıyorlar. Bizdeki durumsa, o kadar aşımız yok. Belli indikasyonlar var; 65 yaş üstü mutlaka yapılmalı. Ayrıca diyabet, KOAH, sol kalp yetmezliği, kronik karaciğer yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği, immünsüpresif hastalar, streoid kullananlar, kanser tedavisi görenler, HIV pozitif hastalar. iki tane önemli grup; gebeler ve ekzojen obezitesi olanlar mutlaka bu mevsimde influenza aşısıyla aşılanmak durumundadır.
Prof. Dr. Serhat Ünal

UZUN SÜRELİ EKLEM AĞRISI ARTRİT HABERCİSİ

Artrit hastalığı hakkında farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 12 Ekim Dünya Artrit Günü olarak anılmaktadır. 12 Ekim günü, Arthritis and Rheumatism International tarafından 1996 yılında “Dünya Artrit Günü” olarak belirlenmiştir.

Artritin (arthritis) kelime anlamı eklemdeki yangılı (inflamasyon) durumdur. Artrit; yangı, ağrı, sertlik, kızarıklık ve şişliği bir arada bulunduran tıbbi bir terimdir.

Artrit, çocuklar da dahil olmak üzere her yaştan insanı etkileyebilir. Yaşla birlikte artritin görülme sıklığı da artmaktadır, her 5 hastadan yaklaşık 3’ü 65 yaşın altındadır.

ARTRİTİN BELİRTİLERİNE DİKKAT
 

Eklem, kemiklerimizin birleştiği, çoğu oynar bölgelere verilen isimdir. Bazı eklemlerimiz çok hareketlidir (örnek; dirsek, diz, parmak, ayak bileği eklemleri); bazı eklemlerimiz ise, sadece kemiklerin birleşmesini sağlar (kafatasımızdaki eklemler). Omurgamızda da boyun ve belimizi hareket ettirmemizi sağlayan eklemler vardır. Eklemlerde bulunan kıkırdak dokusu kemiklerin birbirine sürtünmesini engeller.

Doktorunuz teşhisinizin artrit olduğunu belirtirse, eklem ya da eklemlerinizde iltihap olduğu kanısına varmıştır. Artrit, ön planda, hareketli eklemlerin hastalığıdır. Artritin en önemli belirtileri eklemde ağrı, şişlik, kızarıklık, sıcaklık ve eklemin normal hareketlerini yapamamasıdır. Ağrı, eklemin hareket etmesiyle, istirahatte ve bazen de gece meydana gelebilir. Hasta eklem bölgesinde, özellikle sabahları ve istirahat sonrası tutukluk (eklemin hareketlerinde güçlük) daha belirgindir. Bu hastalıklarda sadece eklemler değil eklemin çevresindeki kaslar, yumuşak dokular ve bağlar da etkilenebilir.      

Uzun süren artritler eklemlerde şekil bozukluğuna ve eklemin hiç hareket edememesine yol açabilirler. Halsizlik ve yorgunluk, artritli hastalarda diğer belirtilere sıklıkla eşlik eder. Eklemlerin yapısının, özellikle kıkırdağın bozulması (dejenerasyon) ile seyreden ve halk arasında kireçlenme olarak da adlandırılan osteoartrit (artroz) en sık görülen eklem hastalığıdır. En çok diz ve kalça eklemlerini etkiler, çok sayıda eklemi tutması nadirdir. Genellikle elli yaşından sonra görülür. Bu hastalıkta ağrı genellikle hareket sonrasında ortaya çıkar, sabah yoktur.

Eklemlerde bulunan zarın (sinovya) ve daha sonra eklemin iltihaplanmasının ön planda görüldüğü romatoid artrit, yıllar içinde eklemlerin tahrip olmasına yol açabilen, sık görülen, müzmin bir hastalıktır. Çok sayıda eklemde iltihap görülür. Tüm vücudu etkileyen (sistemik) ve iç organları da tutabilen bir hastalıktır. Erken tanı konulması ve uzun süre ilaçlarla tedavi edilmesi gerekmektedir.

Romatizmalı hastaların hastalıkları ve kullandıkları ilaçlar konusunda bilgi edinmeleri yaşamlarını olumlu yönde etkiler. Kullanılacak ilaçlar ve yan etkileri konusunda bilgi sahibi olmanız gerekir.

 

grip
soğuk algınlığı
prof. dr. ihsan ertenli
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir