Medimagazin logo

Aile hekimleri kadınlara kendi kendine meme muayenesini öğretti

İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Sibel Baktır Altuntaş, Türkiye'de aile hekimlerince 20 yaşından büyük tüm kadınlara kendi kendine meme muayenesini nasıl yapacağının öğretildiğini belirtti
Aile hekimleri kadınlara kendi kendine meme muayenesini öğretti
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Altuntaş, Meme Kanseri Farkındalık Ayı ve 15 Ekim Dünya Meme Sağlığı Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kadınlarda tüm kanserlerin yüzde 23'ünü, kansere bağlı ölüm nedenlerinin yüzde 14'ünü oluşturan meme kanserinin, tarama testleri ile erken dönemde yakalandığını ve tedavi edilebildiğini söyledi.

Meme kanserinin erken dönemde genellikle belirti vermediğine değinen Altuntaş, şu bilgileri verdi:

"Meme kanseri erken dönemde genellikle belirti vermez. Hiçbir belirtinin olmadığı erken evrede meme kanseri tedavi şansının en yüksek olduğu dönemdir. Bu yüzden erken tanı ile erken evrede meme kanseri teşhisi koymak çok önemlidir. Erken evrede tedavi şansının en yüksek olduğu dönemde meme kanseri tanısı koymak için kullanılan tarama yöntemleri, kendi kendine meme muayenesi, klinik meme muayenesi ve mamografidir. Kendi kendine meme muayenesi kadınların belli aralıklarla sistematik bir şekilde memelerini muayene etmeleridir. Amerikan Kanser Derneği 20 yaşından sonra her kadının ayda bir kere kendi kendine meme muayenesi yapmasını önermektedir. Ülkemizde aile hekimlerince 20 yaşından büyük tüm kadınlara kendi kendine meme muayenesini nasıl yapacakları bilgisi verilip, öğretilmektedir."

Altuntaş, Türkiye'de tarama mamografisinin 40-69 yaş arası tüm kadınlara 2 yılda bir yapılmasına karar verildiğini aktarırken, sadece kanser erken tanısı için gerekli testleri ve muayeneleri yapmak için kurulan KETEM'lerin ücretsiz olarak meme, rahim ağzı ve kolon kanseri taramaları yaptığını hatırlattı.

Erken tanının tedavi ve iyileşme şansını artırdığının altını çizen Altuntaş, şunları kaydetti:
"Ülkemizde toplum tabanlı meme kanseri taramasının kadınların yüzde 70'ine ulaşması, kansere bağlı ölümlerin oranını düşürmeye yardımcı olacaktır. Unutulmamalıdır ki erken tanı hayat kurtarıcıdır. Meme kanseri tanısını erken dönemde alan bir kadın, tedavi şansı olan bir kadındır."
Meme kanserinin oluşumunda etkili olduğu düşünülen belli risk faktörleri olduğunu belirten Altuntaş, bunları şu şekilde sıraladı: 

  •  İleri yaşta olmak özellikle 50 yaşından sonra meme kanseri görülme oranı artmaktadır. 
  • 12 yaşından önce adet görmek, 55 yaşından sonra menopoza girmek kanser riskini artırırken, erken gebelik yaşı, gebelik sayısının fazla olması, emzirme ile %30 oranında riskin azaltılabileceği gösterilmiştir.
  • Bir adet birinci derece akrabada (Anne veya kız kardeş) meme kanseri olması, meme kanseri riskini 1.80 kat artırır. İki tane birinci derece akraba varlığında ise bu risk 2.9 kat artar. BRCA1/2, p53, PTEN veya meme kanseri riski ile ilişkili diğer gen mutasyonlarının olması da riski artırmaktadır. 
  • 30 yaşından önce göğüs bölgesine radyoterapi almak, alkol kullanımı, sigara kullanımı, düşük sosyoekonomik düzey, uzun süre hormon replasman tedavisi almak meme kanseri riskini artırdığı düşünülmektedir.
  • Daha önce geçirilmiş meme kanseri varlığı, atipik hiperplazi veya lobüler karsinoma in situ tanısı almış olmak, yoğun meme yapısına sahip olmak, vücut kitle indeksi [BMI] nin yüksek olması (obezite) riski artırırken, fizik aktivitede artış özellikle menopoz öncesi kadınlarda meme kanseri riskinde azalma ile ilişkilidir.
meme kanseri
i̇stahed
sibel baktır altuntaş
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir