Medimagazin logo

Anayasa Mahkemesi 'kusursuz sorumluluk' davasının yeniden görülmesine hükmetti

Yanlış iğne sonucu sol bacağı sakat kalan vatandaş, açtığı davanın reddedilmesi üzerine AYM'ye başvurdu. Başvuruyu değerlendiren yüksek mahkeme, hak ihlali kararı verdi
Kaynak: AA
Anayasa Mahkemesi 'kusursuz sorumluluk' davasının yeniden görülmesine hükmetti
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Anayasa Mahkemesi, 2007'de yapılan iğne sonucu sol bacağında uyuşma ile his kaybı yaşayan Eyüp Kurt'un, tıbbi ihmal sonucu gerçekleşen sakatlığı nedeniyle Sağlık Bakanlığı aleyhine açtığı davanın reddedilmesini "hak ihlali" saydı.

Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararına göre, Kurt, rahatsızlığı nedeniyle 21 Eylül 2007'de Kahramanmaraş Büyükkızılcık Sağlık Ocağı'na gitti.

Burada muayeneyi gerçekleştiren doktorun talimatıyla görevli ebenin yaptığı iğnenin ardından sol bacağında uyuşma ve his kaybı yaşayan Kurt, yürüyemez hale geldi.


Malpraktis davasında doktor savunması: '10 yıllık hekimim, olayda bir kusurum ve ihmalim yok' 


SAKAT KALDI

Özel veya kamu sağlık kuruluşlarında kez muayene olduğu halde tedavilerden sonuç alamayan Kurt'un, sol bacağından sakat kaldığı tespit edildi.

Kurt, 10 Temmuz 2008'de eşi ve reşit olmayan çocukları ile Sağlık Bakanlığına müracaat ederek, sol bacağının kullanılamaz hale gelmesi sebebiyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararlarının tazmin edilmesi talebinde bulundu.

Sağlık Bakanlığının talebi zımnen reddetmesi üzerine Kurt ve yakınları, 29 Eylül 2008'de Gaziantep 2. İdare Mahkemesinde tam yargı davası açtı.


Araştırma: Meslek seçiminde idealler branş seçiminde malpraktis kaygısı etkili 


Kurt, dava dilekçesinde, enjeksiyon işlemi sonrasında birçok tetkik ve tedavi yaptırdığını fakat netice alamadığını, enjeksiyon işlemi nedeniyle sol bacağının kalıcı olarak kullanılamaz hale geldiğini, sürekli olarak başkalarının yardımına muhtaç olduğunu ve yürüyemediğini, bu sebeple maddi ve manevi olarak zarara uğradığını beyan etti.

ADLİ TIP DOKTORUN EYLEMİ YÖNÜNDEN YORUM YAPAMADI

Mahkeme, dava konusu olayda kalıcı sakatlık durumunun yanlış tedavi sonucunda meydana gelip gelmediği hususunda gerekçeli rapor hazırlanması istemiyle dosyayı Adli Tıp Kurumuna gönderdi. Adli Tıp Kurumu, 26 Eylül 2011'de Eyüp Kurt'u muayene ederek, 19 Kasım 2011'de rapor düzenledi. Raporda, enjeksiyon sonucu gelişen bulguların sinir bozukluklarıyla uyumlu olduğu ancak tıbbi belgelerde enjeksiyonun yanlış uygulandığına dair kayıt bulunmadığını ve olay tarihinde Kurt'a ait muayene bulgularının bulunmadığı gerekçesiyle doktorun eylemi yönünden yorum yapılamadığı kaydedildi.


Malpraktis davasında doktorlar 2. kez beraat etti 


MAHKEME DAVAYI REDDETTİ

Raporun hatalı olduğunu ve yanlış değerlendirmeler içerdiğini ve olay tarihinde muayene bulgularının bulunmadığı gerekçesiyle hekimin eylemi hakkında yorum yapılamayacağına ilişkin kısmına katılmanın mümkün olmadığını ileri süren Kurt, bacağında meydana gelen kalıcı hasarın enjeksiyon sonrasında oluştuğunu vurgulayarak, yeni bilirkişi raporu alınmasını talep etti.

Gaziantep 2. İdare Mahkemesi, 22 Mart 2013'teki kararla, hastaya yapılan müdahalenin tıp kurallarına uygun olduğunu belirten bilirkişi raporunu yeterli görerek davanın reddine karar verdi.

Davanın reddedilmesinin ardından Kurt, hatalı enjeksiyon sonucu sakat kalınması nedeniyle Anayasa Mahkemesine maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle başvuruda bulundu.

Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, Kurt'un maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine karar vererek, yargılamanın yeniden yapılmasına hükmetti.


Malpraktis ve diğer tıbbi hukuk konuları masada: ‘Doğru veri analizi ile çözüm üretilmeli’ 


"KARARIN GEREKÇESİ DAYANAKTAN YOKSUN"

Yüksek Mahkeme kararının gerekçesinde, "açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerektiği" belirtildi.

Anayasanın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğe işaret edilen kararda, "Devlet, bireylerin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlıklarını koruma hakkı kapsamında ister kamu isterse özel sağlık kuruluşları tarafından yerine getirilsin, sağlık hizmetlerini hastaların yaşamları ile maddi ve manevi varlıklarının korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınabilmesini sağlayacak şekilde düzenlemek zorundadır" ifadeleri kullanıldı.

Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna dikkat çekilerek, ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Gaziantep 2. İdare Mahkemesine kararın bir örneğinin gönderilmesine hükmedildi.

anayasa mahkemesi
malpraktis
Yorum (8)
ömer hayyam
aydınlatılmış onam formlarını bizler sadece cerrahi müdahalede bulunduğumuz kişiler için yapıyoruz, her işlem öncesi, hatta muayene , enjeksiyon, kan alma...en ufak işlem için bile yapılmalı...taş atarsın kör olur, badem gözlü çıkar
18
Cevapla
EA
Yanlış iğne başlığınızı kınıyorum, yapım tekniği doğru. 2 kez adli tıp raporu alınıyor hepsi doğru uygulama diyor. Anayasa mahkemesinin hak ihlali var yeniden yargılansın demesi iğne sonrası muayene eden hekimlerin muayene neticeleri eksik not alınmış, onlarda mahkemeye sunulmalıdır diyor.
18
Cevapla
Port
Kurtuluş yok.anayasa mahkemesi sonunda her türlü dr ü suçlu buluyor.
22
Cevapla
EA
Sağlık ocağı dışından gelen bir reçete, iğmeyi yazan ortopedici mi yapacak diyeceğiz. Sağlık ocağı doktoru niye yargılanıyor. Ne iğneyi yazan ne de enjeksiyonu yapan.
8
Cevapla
Hasan Akdemir
Her türlü iğne sonrası siyatik sinir lezyonu gelişebiliyor, ister iğneyi siyatik sinir yakınına yap ister uzağına , bazı hastalarda ilaç kaslar arasında yolunu bulup sinire toksik etki yapabiliyor. Bunun YANLIŞ İĞNE diye nitelenmesi sadece halk ağzı.Vitamin hapı yuttuktan sonra allerjiden dolayı komaya giren hasta yakınlarının da dava açma yolu açılacaktır, buna da YANLIŞ HAP mı diyecekler. İğne vurulduktan sonra siyatik sinir lezyonuna dair bulgular tesbit ediliyorsa ilk 24 saatte explorasyon ve yıkamayla çok büyük başarılar gözleniyor , gözledik de. Burada problem siyatik sinir lezyonu olup olmadığının hemen tesbiti ve explorasyonu yapabilecek tecrübeli-cesur bir cerrahın bulunması. Sonuç zemininde bakılırsa; hasta daha önceden olmayan bir zarara yapılan tıbbi bir işlemden dolayı uğradıysa komplikasyon olarak görülerek tazminat hakkı kazanacaktır. İğneyi yapan kişi ise gluteal kadran sistemine göre doğru lokasyona enjeksiyon yaptığı ispatlanırsa bu hukuki süreçten muaf tutulmalıdır.
29
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir