Medimagazin logo

Anestezi uzmanı için yeni suç duyurusu: Uyuşturucu maddeyi temin etmek ve görevi kötüye kullanmak

Ankara'da, anestezi teknikeri Ayşe Karaman'ı öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanarak dava açılan Uzman Dr. Özgür Tarhan (46) hakkında, sadece anestezi doktorlarının ulaşabileceği 'uyuşturucu maddeyi temin etmek' ve 'görevi kötüye kullanmak' suçlamasıyla ailenin avukatı tarafından suç duyurusunda bulunuldu.
Kaynak: DHA
Anestezi uzmanı için yeni suç duyurusu: Uyuşturucu maddeyi temin etmek ve görevi kötüye kullanmak
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Anestezi teknikeri Ayşe Karaman, 29 Temmuz sabahı, erkek arkadaşı Uzman Dr. Özgür Tarhan'ın, Çankaya ilçesi Dikmen Mahallesi'ndeki evinde ölü bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Tarhan hakkında, 'tasarlayarak adam öldürmek' suçlamasıyla hazırlanan iddianame Ankara 5’ince Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilerek dava açıldı. 9 Aralıkta görülecek dava öncesi ailenin avukatı Tuğba Gültekin, Özgür Tarhan hakkında Ayşe Karaman'a sadece anestezi doktorlarının temin edebileceği uyuşturucu madde temin ettiği gerekçesiyle 'uyuşturucu madde temin etmek' ve 'görevi kötüye kullanmak' suçlamasıyla yeni suç duyurusunda bulundu.


Anestezi teknikerinin öldürülmesi ile ilgili davada iddianame kabul edildi 


'SANIK UYUŞTURUCU BAĞIMLISIDIR'

DHA'ya konuşan avukat Gültekin, soruşturmanın tek suç üzerinden yürütülüp, davanın bu şekilde açıldığını belirterek, "Özgür Tarhan uyuşturucu madde bağımlısıdır. Ayşe Karaman’ı da uyuşturucu madde bağımlısı yapmıştır. Karaman'a yalnızca doktor ve hastanelerin ulaşabileceği anestezik ilaç temin eden Özgür Tarhan, 'uyuşturucu madde temini' ve 'görevi kötüye kullanmak’ suçlarından da cezalandırılmalıdır. Bu nedenle hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk" dedi.


Anestezi uzmanı sevgilisine ilaç verdiğini kabul etti... Ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanıyor 


'SON 2 YILDIR ANESTESİ TEKNİKERİ OLARAK ÇALIŞMADI'

Avukat Tuğba Gültekin, Ayşe Karaman’ın anestezi teknikeri olduğu için 'propofol' etken maddeli ilaca kolayca ulaşabileceği yorumlarının yapıldığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Ayşe Karaman son 2 yıldır anestezi teknikeri olarak çalışmıyordu. Bu ilaca erişimi söz konusu değildir. Ancak ilacın nasıl bir ilaç olduğunu bilmektedir. Biz, sanığın kendisinin ilaç bağımlısı olduğunu ve Ayşe Karaman'ı da ilaç bağımlısı yaptığını söylüyoruz. Bu nedenle Ayşe Karaman’a anestezi ilacını vermiş, Karaman da bunu kabul etmiş olabilir; ancak dozunu artırmış olması bu ölüme neden olmuştur.

Anestezi uzmanı doktor, ameliyat sırasında hastalara defalarca ilaç vermekte; ancak onların ölümüne neden olmamaktadır. Çünkü uzmanlığı budur. Ne kadar verirse ölüme neden olacağını bilir. Belli bir dozdan sonra hemen uykuya geçildiği için, Ayşe Karaman’ın kendisini öldürecek dozda vermesi mümkün değildir. Bununla ilgili bilirkişi incelemesi talep edeceğiz. Karaman'ın kanında ne dozda anestezi ilacı çıkmıştır, bu dozu kendisinin verip vermemesi mümkün mü yoksa değil mi? Dava sürecinde bunların sonucu gelecektir ve sanığın Ayşe Karaman'ı öldürdüğü ortaya çıkacaktır."


Anestezi teknikerinin öldürülmesi ile ilgili davada iddianame kabul edildi 


'KAPI İÇERDEN KİLİTLİYDİ İFADESİ ÇELİŞKİLİ'

Avukat Gültekin, 9 Aralık'ta görülecek duruşma öncesi dosyadaki çelişkileri tespit ettiklerini ve bunları mahkeme aşamasında dile getireceklerini belirterek, "Sanık ifadesinde evin kapısının içeriden kilitlendiğini söylüyor. Kapı içeriden elle, dışarıdan da anahtarla kilitlenebilen bir kapıdır. Sanık kapıyı dışarıdan kilitleyip, anahtarı başka bir yere atmış olabilir. Bununla ilgili çelişkiler giderilmemiştir. Buna rağmen karşı taraf, kapının dışarıdan açılamayacağı algısını yaratmaya çalışmaktadır" ifadesini kullandı.

'AMELİYATI YARIDA BIRAKIP EVE DÖNÜYOR'

Sanık Tarhan’ın, olayın yaşandığı eve sabah saat 05.00 ve 08.00 sıralarında iki kez gelmesinin de şüpheli bir durum olduğunu ifade eden Gültekin, "Ayşe Karaman olay günü 3 kutu ilaç ve alkol almıştır. Sanık ifadesinde de bunu kabul ediyor. Saat 05.00’de telefonda ulaşamayınca çok endişelendiğini ifade ediyor. Kimse 3 kutu ilaç ve alkol alan birini o saatte merak edip, eve gelmez. Tarhan’ın ameliyatı yarıda bırakıp, eve döndüğü ile ilgili bir ameliyat hemşiresinin ifadesi mevcut. Demek ki ortada bu kadar merak ettiği bir durum mevcuttur" diye konuştu.

'KÖTÜ KADIN ALGISI YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR’

Tüm kadın cinayeti davalarında olduğu gibi Ayşe Karaman ile ilgili de 'öldürülmedi, intihar etti ya da öldürülse bile kötü kadındı' algısı yaratılmaya çalışıldığını savunan Gültekin, "Bu alışagelmiş bir savunma. Nitekim Şule Cet davasında, öldürülen Ceren Damar davasında benzer savunmalar yapılıyor. Sanık, soruşturmanın başlangıç aşamasında Ayşe Karaman’ın intihar etmediğini, aşırı dozdan öldüğünü düşündüğünü söylerken, bir süre sonra intihar ettiği yönünde ifadeler verdi. Sanık tarafı Ayşe Karaman’la ilgili, 'kötü kadın' olduğu yönünde olumsuz algı yaratılmaya çalışır tarzda sorular sormaya başlamıştır" dedi.

'YAŞAMIYORUZ BİZ, İNŞALLAH SONUÇ İSTEDİĞİMİZ GİBİ OLUR'

Ayşe Karaman'ın annesi Feride Karaman da duruşma öncesi DHA'ya konuştu. Feride Karaman, sanığın en ağır şekilde cezalandırılması istediklerini belirterek, "Çok zor günler geçirdim. Onun yerini hiçbir şekilde dolduramayacağım. Geri gelmeyecek; ama bu adam yaşayacak. Hak ettiği şekilde ağır bir ceza almazsa başka insanların da canını yakacak, başka anneler de ağlayacak. Benim çocuğumu, tasarlayarak, planlayarak ve isteyerek o öldürdü. Biz 29 Temmuz’da saatimizi kaldırıp, yerine Ayşe’nin fotoğrafını astık. O gün bizim için hayat durdu. Biz yaşamıyoruz ki. Ayşe'nin ablası da zor günler geçiriyor. Kilo kaybediyor, sürekli hastanedeyiz. Her gün kardeşinin gelmesini bekliyor. Mezarı yaptırdığımızda babasına, 'kardeşimin betondan çıkacağını ümit ediyordum, neden bu betonları koydunuz. Artık kardeşim buradan gelemez' dedi. Ailece perişanız, babası hiç kendini toparlayamadı. Yaşamıyoruz biz. İnşallah sonuç istediğimiz gibi olacak" diye konuştu.

'AYŞE’Yİ ÇOK ÖZLÜYORUM'   

Ayşe Karaman’ın engelli ablası Sadriye Karaman da kardeşini çok özlediğini ve sanığın cezaevinden hiç çıkmamasını istediğinin söyledi. Abla Karaman, duruşmaya gideceğini ve sanığın kafasına kardeşinin fotoğrafını atmak istediğini de dile getirdi.

ayşe karaman
anestezi uzmanı
Yorum (5)
aydin sinal
bu davayla ilgisi olmayan bir aciklama;propofol yesil recete ilaci degil(en azindan almanyada böyle) hastahanede calisan herkes buna ameliyathane temizliciside dahil herkesin ulasabilecegi,calabilecegi bir anestesizi ilaci. genel anestesiye baslarken ve sonra devam ettirilen bir ilac,thiopental gibi,ama daha az solunuma ve dolasim sistemine olumsuz etki eder (derler acaba?).Michael Jacksohn ununda (ismini dogru yazdimmi?) ölümüne sebep oldu.ne yazikki profofol üde anestesi disinda kullananlar var,tipki ketamin ve fentanil,rohipnol gibi.
8
Cevapla
Fesleğen
Aydın Sinal, disleksiniz olabilir mi? Güneydoğuda çalışırken çok becerikli bir sekreterim vardı. Acilde etrafımızı 50 kişi sarar iken, bir eliyle verileri girer, diğeri ile ekrandaki tomografiye göz atıp hocam bunun kafasında kanama var der, aynı anda da elli kişinin işini görür o bağırış çağırış arasında. Her hastaya kanül, ng, ilaç iğne, serum eksiksiz girer. Yalnız birşey yazmasını istediğim bir gün kesinlikle yazamadığını gördüm. Okurken nerelerde hata yaptığını anlamış, zeki, okuyor. Ancak konu ile alakasız başka şeyler versek belki zorlanacak. Sizi uzun süredir takip ediyorum.imlanız iyi değil. Kelimeler hep yanlış. Farkındasınız da. Disleksiniz olabilir mi?
14
Cevapla
Krizantem
Ailenin söylediği çok acı. Kadın güzel diye sürekli kötü gözle bakılıyor. Bir de şunu eklemek lazım, kötü ( her ne demekse) kadını da öldüremezsiniz. Yaşam hakkı kutsaldır. İnsan ister kötü olur ister olmaz. Kimsenin kimseyi öldürmeye hakkı yok. Güzel kadınlara hayatın cehennem edildiği , iftira atıldığı memleketim! Ölümü bırakıp, bacakarası ile uğraşan insanlar! Kötü sizsiniz.
10
Cevapla
aydin sinal
sayin feslegen yoruma yorum yazmam ama sizin yorumuzdan esinlenerek genel bir aciklama yapayim;senelerdir yorum yazarim yazdigim yorumlarin ihtiva ettigi fikre degil hep sahsima yönelik elestiri aldim,alirim.tartismalarda ,disküsyonlarda kisinin bir konudaki durusu,fikri yerine o kisinin sahsini hedef almaya cok bilinen latince "argumentum ad hominem " veya kisaca Ad hominem denir,insan karalama safsatasi seklinde tercüme edilir.Süleyman demirelin cokca söyledi"zarfa degil mahfuza bakin"sözüde bunun aynisi; mektubun zarfina degil icindeki kagita ne yazildigi ile ilgilenin seklinde anlasilir. Türkiyede ne hikmetse siyasette,sporda,kültürde,sanatta ve günlük hayatta karsisindaki kisinin ne söyledi,ne fikirler öne sürdügü,ne yaptigi önemli degil ,o kisinin sahsina karsi direk taaruza gecmek önemli,umumiyetle sonu kavga ile bite,günlük hayata herkesimde bunu görürüz misal TBMM sille-tokat kavgalari imlami,yanlis kelimeleri bir tarafa birakinda yazdiklarimla ilgilenin ,belki birseyler ögrenirsiniz diye yaziyorum,son söz:"ayinesi istir kisinin läfe bakilmaz".yine yanlis yazdim,frankfurtan selamlar.
1
Cevapla
Fesleğen
Sayın Sinal, Yorumum ciddi manada farkındalık yaratmak içindi. Yazdıklarınızın çoğuna hiç katılmıyorum, ama bu yorum saldırı amaçlı falan değil idi. Zaten fikirlerinize cevap veriliyor. Benim bu sorunu yaşayan ve 40’lı yaşlarda bunun farkına varan iki tanıdığım var. Ondan yaptım bu yorumu. Zaten uzmanlık alanım değil, disleksinin de çeşitleri ve dereceleri var sanırım. Alınganlığınız fikirlerinize yapılan yorumlar olsun, sağlıkla ilgili durumlar için kişiyi hedef alanlar zaten düşük kimselerdir. Bu kategoride olduğumu düşünmüyorum. Üslubumdan anlamanız gerekir.
4
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir