Medimagazin logo

Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı: Fitoterapiyi özellikle hekimler ciddiye almalı

Doğal kaynaklı ilaçlar üzerine 25 yıldır çalışan Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan bilgi birikimini kitaplara aktardı. Prof. Dr. Orhan kitaplarının temeli olan fitoterapiyi özellikle hekimlerin ciddiye alması gerektiğini ve fitoterapide kanıta dayalı yaklaşımın benimsemesi gerektiğini vurguladı
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı: Fitoterapiyi özellikle hekimler ciddiye almalı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN- Öğrencilere ders anlatırken, bilimsel kongrelere hazırlanırken, araştırma veya deney yaparken birçok doğal madde ile ilgilendiğini ifade eden Prof. Dr. İlkay Erdoğan kitabının yola çıkış sürecini şöyle anlatıyor “Doğal kökenli ilaçların keşfedilme hikayelerini okumaya başladım.  Bilim tarihine merakla ilgili bir şeydi aslında. Bu hikayeleri okudukça değişik kaynaklardan çok hoşuma gitti ve başkalarının da bilmesi gerektiğini düşündüm. İlk kitabım olan Doğadan İnsanlığa Hediye İlaçlar’a da bu fikirle yola çıktım. Sadece hekim ve eczacıların değil de halkın da çok iyi tanıdığı ilaçlar var. Aspirin, penisilin, kinin gibi…  Bunların keşfedilme hikayeleri çok ilginç. Daha modern ilaçlar da var. Bir hayan venomundan bir kertenkele venomundan elde edilen şu an antidiyabetik ilaç olarak eczanelerimizde satılan bir ilacın hikayesi de var mesela. Bu hikayeleri paylaşmayı hedeflemiştim. Okuyanlar da eczacı veya hekim olmayıp sıradan vatandaş olarak okuyan insanların da çok hoşuna gittiğine dair geri dönüşler alıyorum.“

“Fitoterapi’yi özellikle hekimler ciddiye almalı”

Fitoterapi’nin hafife alındığını ve bitkinin sadece çay yapılıp içilmesinin yanlış bir algı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Orhan özellikle hekimlerin fitoterapiyi ciddiye alması gerektiğini ifade ederek sözlerini sürdürdü:

Bu konuda ehil olan kişilerin konuşması ve tedaviyi uygulaması gerekiyor. Bunlar da hekimler. Ama biz yazılı ve görsel medyada yansımasını bu şekilde görmüyoruz. Bu konu ile ilgili hekimler ve eczacılarda konuşuyor ama daha çok bu alanda eğitimi olmayan ve popülist yaklaşan kişilerin ekranlardan yansıdığını görüyoruz. Akılcı Fitoterapinin Temelleri kitabımı bunun için yazmıştım. Bu kitapta fitoterapideki temel kavramlar üzerine açıklamalar yer alıyor.”

“Fitoterapide de kanıta dayalı yaklaşımı benimsemek zorundayız”

Sağlık Bakanlığının resmi tanımında fitoterapi için hekim ve eczacı iş birliğinde yapılması gereken ve kanıta dayalı bilimsel bir tedavi yöntemi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Orhan “Bütün dünyada kanıta dayalı tıp yaklaşımı var. Fitoterapi neden bundan ayrı kalsın. Fitoterapide de kanıta dayalı yaklaşımı benimsemek zorundayız.” dedi.

Bitkinin ekstresini hazırladıklarını ve hazırlanan ekstreden bir ilaç formuna getirmek için çalıştıklarını belirten Prof. Dr. Orhan ilaç olarak kullanılabilmesi için dozu olması gerektiğini belirterek “Dozu olmayan hiçbir şeyi ilaç olarak kullanamayız. İster bitkisel olsun ister sentetik olsun. Bunun için de standardize etmemiz gerekiyor. Standardizasyonu da yine Akılcı Fitoterapinin Temelleri kitabımda anlatıyorum. Hekimlerimizin bu kısmı da çok iyi bilmesi gerekiyor. Bu kısmı çok iyi bilirlerse aynı dili konuşup halk sağlığına daha iyi hizmet edebiliriz hep birlikte.” dedi.  

Fitoterapinin koruyucu bir tedavi şekli olduğunu, bir mucize sunmadığını vurgulayan Prof. Dr. Orhan genellikle basit rahatsızlıkların tedavisinde kullanıldığını belirtti. Prof. Dr. Orhan bitkisel ilaçların özelliklerine ilişkin olarak “Avrupa İlaç Ajansı da bitkisel ürünler ile ilgili iki kategori geliştirdi. Bir tanesi Bitkisel İlaç diğeri de yeni açılan Geleneksel, Bitkisel Tıbbi Ürün. Bu kategorileri Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı da benimsedi. Biz de şu an iki kategoriyi kullanıyoruz. Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlı 100’ün üzerinde ilaç var.” açıklamasında bulundu.  

Medyada çıkan yanlış bilgilendirmeler önlenmeli

 Mucizevi olduğu söylenen birçok bitkinin konuşulduğunu medyada konuşulduğunu bunu sağlıklı bilgi aktarımı için bu tip programlarda davet edilen uzmanının denetlenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Orhan “Eczacı çıkıp hukuk meselesinde yorum yapamazsa bu konuda da ehli olmayan bir kişinin yorum yapmaması gerekir. Bu işte ehli olmayan kişilerin ekrana çıkmasını bir şekilde engellemek lazım. Burada ayrımı halkın yapması tabi ki zor olabilir. RTÜK gibi bir devlet organının bu duruma el atması lazım.

“Fitoterapi ya da bitkilerle tedavinin çok basit bir şey olmadığını halkımızın anlaması lazım” diyen Prof. Dr. Orhan hekimlerin bu konuda daha ilgili ve bilgili olmasını temenni ettiğini vurgulayarak “Fitoterapinin en önemli paydaşı hekimler. Ondan sonra da eczacılar. Hekimler bu konuyu çok iyi bilirse, tedavi protokollerine doğal preparatları da eklerlerse reçetelerlerse  eczaneye dönüşler olacaktır. Eczacı da bilgisini kullanarak insanlara daha fazla yardım etme şansı bulacaktır. Dolayısıyla fitoterapi konusunda hekim ve eczacı iş birliğinin çok önemli olduğunu toplum sağlığı açısından bir kere daha vurgulamak isterim.” dedi.

fitoterapi
i̇lkay erdoğan orhan
gazi üniversitesi
eczacılık fakültesi
Yorum (1)
Hasan
Sn. Dekan bilgilerinizi kitaplaştırıp paylaşmanız güzel ancak öncelikle fakültelerde bu dalın temel eğitimini alan farmasötikbotanik, farmakognozi ve laboratuvarları, bitkisel çaylar ve tedavi yöntemleri derslerini gören eczacıların fitoterapi uzmanlığı eğitimi alarak hastanelerde, kliniklerde görmemiz gerekmiyor mu artık? Koca ülkede EUS sınavından 23 eczacı alınarak mı eczacılar bir yerlere gelecek ve hastalara ülkelerine faydalı olacaklar? Naçizane önerim bilgilerinizi daha çok klinik uzman eczacılar yetiştirmeye harcarsanız daha güzel işler başarıp mesleğimize daha çok değer katabilirsiniz. Kitabınızı okutarak fitoterapist eczacılar mı yetiştirmek niyetindesiniz yoksa? Gidişat bu yönde de artık...
11
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir