Medimagazin logo

Grip şikayetiyle gelen çocuğun ölümünde ihmal iddiası: Adli ve idari soruşturma başlatıldı

Erzurum'da polis memuru baba ile ebe annenin 6 yaşındaki oğulları Hulusi Erdem'in, grip şikayetiyle götürüldüğü özel hastanede uygulanan tedavi sonrası sevk edildiği hastanede ölümüne ilişkin adli ve idari soruşturma başlatıldı.
Kaynak: AA
Grip şikayetiyle gelen çocuğun ölümünde ihmal iddiası: Adli ve idari soruşturma başlatıldı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şubesi'nde görevli polis memuru Ahmet Erdem, oğlunun ölümünde ihmallerinin bulunduğunu öne sürdüğü hastane yetkilileri ve görevlileri hakkında Yenişehir Polis Merkezi Amirliğine giderek şikayetçi oldu.

Baba Ahmet Erdem, polis merkezindeki ifadesinde, 22 Haziran Cumartesi günü yaşanan olaydan 6 gün önce oğlunu burun akıntısı ve öksürük şikayetiyle Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne götürdüğünü, görevli doktorların 400 miligramlık antibiyotik ve başka ilaç yazdığını ancak oğlunun ilaçları kullanmasına rağmen iyileşmediğini belirtti.

Bunun üzerine oğlunu kentteki özel hastaneye götürdüğünü kaydeden Erdem, şunları ifade etti:

"Özel hastanedeki doktora oğluma yaklaşık bir hafta önce acil doktorlarınca verilen ilaçları anlattım, doktor da muayene sonrasında kullandığımız antibiyotiğin miktarının az olduğunu ve daha yüksek dozda  antibiyotik verilmesi gerektiğini, ayrıca oğlumun kulaklarında kızarıklıklar bulunduğunu, boğazının tahriş olduğunu söyleyip göğsünü dinledikten sonra tespitlerini yazdığı not kağıdını bana verip müşahede odasında damar yolunun açılmasını istedi.

Oğlumun röntgenini çektirdikten sonra 16 yıllık ebe eşim Sebila Erdem ile doktorun tespitleri ve ilaçların yazıldığı notu görevli hemşireye verdim. Oğluma müşahede odasında damar yolu açılarak 3 değişik farklı serum ile ilaç verildi. Çekilen röntgene bakılmadan ve detaylı araştırma yapılmadan verilen ilaçlardan 30 saniye sonra oğlum fenalaştı. Oğlumun ayaklarının sarardığını, nefes almakta güçlük çekerek acılar içinde kıvrandığını görünce cep telefonumla olanları videoyla kayıt altına aldım."

Baba Erdem, oğluna aynı hastanedeki doktorların müdahale ettiğini, oksijen tüpü taktığını anlattı.

"Bu işlemler yaklaşık 30 dakika sürdü ancak buna rağmen halen oğlum nefes almakta zorlandığından hemen oğlumu yoğun bakım odasına benzer odaya alıp bayılttılar." beyanında bulunan Erdem, şunları kaydetti:

"Daha sonra müdahaleyi yapan doktorlar oğluma müdahale edemeyeceklerini, acilen Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesine sevk edeceklerini söylemeleri üzerine bu hastaneye geldik. Oğlum burada hayatını kaybetti." 

Oğlunun özel hastanedeki ihmal yüzünden hayatını kaybettiğini öne süren Erdem, "Özel hastaneye gittiğimiz gün evde ağabeyi ile gülen, oynayan ve basit bir soğuk algınlığı belirtileri gösteren oğlum, özel hastaneye geldiğimizde çocuk doktorunun talimatıyla akciğer filmi çekilmesine rağmen kontrol edilmeden, özensiz şekilde ilaçları tatbik ettiren ve oğlumun ölümüne sebep olan o günkü çocuk doktoru, görevliler ve hastane yönetiminden davacı ve şikayetçiyim." ifadelerini kullandı.

Erdem ailesinin avukatı Yavuz Biliz, Erzurum Adliyesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, olayın üzücü olduğunu belirterek, "Gribal enfeksiyon şikayetiyle özel hastaneye başvuruluyor. Uzman doktorun muayenesinden sonra ilaç verilip serum takılıyor, bu süreçten sonra çocuk ölüyor. Konuyla ilgili tüm birimlere şikayetler yapıldı. Şu aşamadan sonra sorumluların ortaya çıkarılmasını belliyoruz. Adalet yerini bulacaktır ve ailenin acısı az da olsa dinecektir." diye konuştu. 

Savcılık, soruşturma başlattı

Biliz, savcılıkça başlatılan soruşturma kapsamında çocuğa otopsi yapıldığını dile getirerek, "Bu aşamadan sonra adli soruşturma devam edecektir, ayrıca idari bir soruşturma yapılacaktır. Hatası ve ihmali olan herkes ortaya çıkacaktır." görüşünü paylaştı.

Küçük çocuğun dayısı öğretmen Muhammet Emin Diliyok da Hulusi Erdem'in 22 Haziran'da hafif grip şikayetiyle ailesince özel hastaneye götürüldüğünü ve kendisinin de hastaneye gittiğini anlatarak, "Hastanede çocuk hekimi muayene ettikten sonra doktor kağıda ilaç ve iğne yazıyor, hemşire de iğne ve ilacı yanında doktor olmadan çocuğa uyguluyor. İğneden sonra çocuk 30 saniye içinde morarmaya, sararmaya, midesi bulanmaya başlıyor, fenalaşıyor." şeklinde konuştu.

Çocuğun, durumu kötüleşince üniversite hastanesine sevk edildiğini belirten Diliyok, şunları dile getirdi:

"Üniversitede gerekli müdahaleler yapıldı. Çocuğun burada 9-10 defa kalbi durdu ama kurtarılamadı. O günün sabahında ağabeyiyle oynayan çocuğumuz özel hastanedeki iğneden sonra fenalaşıyor ve 3 saat içinde kaybediyoruz. Sağlıklı, yürüyen bir çocuk hastaneye girdikten sonra o iğnenin neticesinde neden midesinde ve akciğerinde kanama geçirir, buradaki mevzu budur. Bu iğnenin kusur içerdiği açık şekilde görülmektedir. Anne ve baba çok kötü durumda. Sorumluların açığa çıkartılıp hesap vermesini istiyoruz."

Özel hastaneden yazılı açıklama

Özel hastaneden yapılan yazılı açıklamada, 22 Haziran'da hastanenin çocuk polikliniğine başvuran Hulusi Erdem'in muayene edilmesi ve tetkiklerinin istenmesi sonrasında saat 19.15’te tedavisine başlandığı bildirildi. 

 Tedavi esnasında durumu ağırlaşan çocuğa ilk müdahalenin hemen yapıldığı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Hastamız yoğun bakım şartlarının oluşması sonucu önce hastanemiz erişkin yoğun bakımına alınmış, gerekli müdahaleler yapıldıktan sonra çocuk yoğun bakım ihtiyacının doğması üzerine Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Servisi'ne sevki gerçekleşmiştir. Burada yapılan tüm müdahalelere rağmen ne yazık ki gece yarısı hastanın kaybedildiğini derin bir üzüntü ile öğrendik. Akabinde ivedi şekilde idari soruşturma tarafımızca başlatılmış ve sağlık ekibinin ifadelerine başvurulmuştur." 

Açıklamada, idari soruşturmanın devam ettiği ancak ilk ifadelerden ve kamera görüntüleri incelendiğinde çocukla ilgili tüm tıbbi tanıların konulduğunu ve gerekli tedavilerin yapıldığının anlaşıldığı bildirilerek, şunlar kaydedildi:

"Çocuğa 3 çocuk hastalıkları uzmanı ve diğer sağlık çalışanlarınca sevk edileceği hastaneye gidene kadar hızlıca müdahale edilmiş ve yine iki çocuk doktoru eşliğinde ambulansla sevk işlemi tamamlanmıştır. Konu adli makamlara intikal etmiş ve gerekli soruşturma başlatılmıştır. Ailenin bu acısını derinden paylaşıyoruz. Sorumlular hakkında adli ve idari işlemleri kurum olarak biz de yakından takip etmekteyiz. Yavrumuza Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyoruz."

atatürk üniversitesi
malpraktis
komplikasyon
Yorum (6)
Fatma Derya
Aileye sabır diliyorum ..anlatılan olay ilaç anafilsksisi gibi ..çok üzücü
12
Cevapla
Dr.Gökhan
Bence Türkiye nüfusunu 150.000 hekime zimmetleyin. Her ölümden sonra bir hekimi Azrail’e yardımcı olmak suçundan hemen tutuklayın.
30
Cevapla
adem
dünyanın her ülkesinde hastalar ölür ve bunu her zaman hata sanmak yanlıştır.
15
Cevapla
Uzm Dr
Dr. Fatma Derya Hanım’a katılıyorum. 30 saniyede sepsisden vefat edilmeyeceğine göre en muhtemel senaryo ilaca bağlı anafilaksi gibi görünüyor. Bu hasta vesilesiyle genç meslektaşlarıma önerdiğim bazı şeyleri dile getirmek istiyorum: 1- Hastanın ilaç alerjisi var mı mutlaka sorup dosyaya/sisteme kaydedelim. 2- Hasta/aile ilaç ile ilgli şüpheli öykü veriyorsa uygun olan ve çapraz reaksiyon verme ihtimali zayıf olan güvenli alternatif ilacı tercih edelim ve hastayı ilaç alerjisi açısından alerji uzmanına yönlendirelim. 3- Tedavide parenteral tedavi gerçekten gerekli değilse oral yolu tercih edelim. 4- Mutlaka parenteral tedavi endikasyonu varsa hastadan/aileden sözlü ve yazılı onam alalım. 5- Parenteral tedavi uygulayacağımız odada anafilaksiye müdahale edecek ilaç ve ekipmanı bulunduralım (ADRENALİN, kortikosteroid, antihistamin, salbutamol, iv kanül, sf, serum seti, oksijen, aspiratör, tansiyon aleti, pulse oksimetre cihazı, maske ambu seti hatta laringoskop, entübasyon kanülleri, aspirasyon sondaları vs. gibi) 6- Enjeksiyon sonrası (hangi ilaç olursa olsun) hastayı en az yarım saat gözlem altında tutalım. 7- Hastada anafilaksi gelişirse hemen ilaç infüzyonunu keselim, yardım çağıralım, hastayı yatar pozisyona getirip bacaklarını kaldıralım (hastada solunum sıkıntısı yoksa) ve hemen 0,01mg/kg (12 yaşa kadar çocuklarda maksimum 0,3 mg erişkinlerde maksimum 0,5 mg) uyluk üst ön kısımdan İNTRAMÜSKÜLER ADRENALİN uygulayalım. Oksijen ve mayi takalım. Hastanın kliniğine göre diğer medikal tedavileri verelim. 8- Hastanın bütün belirtileri düzeldikten sonra 6-8 saat, dolaşım bozukluğu olanlarda 12-24 saat yatırarak gözlem altında tutalım. Ailenin başı sağ olsun. Allah sabır versin. Çok üzücü gerçekten.
16
Cevapla
Celâl ay
Ilaç anafilakaisi gibi duruyor. Ailenin başı sağolsun cok üzücü bir durum. Doktor arkadaşlara da geçmiş olsun. Inşallah yıpranmadan atlatırlar süreci. Yoksa bu gidişle kimse doktorluk yapmak istemeyecek
3
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir