Toplantıda konuşan Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Suna Büyüköztürk şunları söyledi: “Herediter Anjioödem, çok nadir görülen, yetim hastalıklar sınıfındandır. Vücutta bir proteinin (C1 esteraz inhibitörü) eksikliği veya yetersiz işlevi nedeniyle deride, iç organlarda tekrarlayan şişlikler oluşur. Ülkemizde yaklaşık 600 tanı konmuş Herediter Anjioödem hastası bulunuyor. Birçok hasta ise halen tanı almayı bekliyor”.
Alerji ile karıştırılıyor
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Doç. Dr. Özge Uysal Soyer ise hastalığın belirtileri arasında yer alan tekrarlayan şişliklerin (anjioödemler) sıklıkla alerji ile karıştırıldığını belirterek, “Alerji ilaçları bu hastalığı tedavi etmez ve yaşamı tehdit eden atakları durduramazlar. Hastaların yarısında hayatlarında en az bir defa solunum yolunda ödem gelişir, doğru tedavi edilmediklerinde yaklaşık dörtte biri atak sırasında hayatını kaybedilebilir” dedi.
Erken teşhis hayat kurtarıyor
Doç. Dr. Özge Uysal Soyer hastalıkta erken teşhisin önemini vurgulayarak şunları söyledi: “Herediter Anjioödem ataklarını her türlü travma, stres, enfeksiyon ve bazen ilaçlar tetikleyebilir. Her zaman atakları tetikleyen bir faktör de saptanamayabilir. Tanı almamış hastalarda ağza ve dişlere yapılan çeşitli müdahaleler ve cerrahi girişimler gırtlak şişliğine neden olarak hayatı tehdit eder. Şu an için hastalığın kesin tedavisi yoktur ancak bazı ilaçlarla hastaya verilerek atağın şiddeti ve süresi kısaltılır. Bu nedenle hastalığın erken tanısının yaşamsal önemi vardır”
Akdeniz ateşi ile benzerliğe dikkat
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Gül Karakaya da Türkiye’de Herediter Anjioödem hastalığının maalesef hekimler ve vatandaşlar tarafından az bilindiğini belirterek şunları ekledi: “Bu hastalığı tehlikeli yapan bir diğer özellik de Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığı ile karıştırılıyor olması. Çünkü bu hastalığın da belirtileri gerçekten Herediter anjioödeme çok benziyor. İki hastalıkta sıklıkla karın ağrısı atakları ile seyreder. Öyle ki hastalar bu şikayet nedeniyle yanlış tanı alabilirler. İnsanlar çocukluk çağından itibaren vücutlarının değişik bölgelerinde devamlı oluşup sonra kaybolan şişliklerden ve şiddetli karın ağrısından yakınırlar. Sonra da Ailevi Akdeniz Ateşi tanısı ile yıllarca tedavi görürler”