Medimagazin logo

'Hipertansiyona bağlı 100 milyon ölümü önlemek mümkün'

Avrupa Endokrinoloji Derneği Yöneticisi Prof. Dr. Yıldız: - "Dünyada hipertansif hastalarda kan basıncı kontrol oranının yüzde 14'ten yüzde 50'ye çıkarılması, toplumların sodyum tüketiminin yüzde 30 oranında azaltılması ve gıdalarda endüstriyel trans yağların tamamen kaldırılması durumunda önümüzdeki 30 yıl içinde 100 milyondan fazla ölümün önlenebileceği öngörülmekte"
'Hipertansiyona bağlı 100 milyon ölümü önlemek mümkün'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Yüksek tansiyon hastalarında kan basıncı kontrol oranının yüzde 14'ten yüzde 50'ye çıkarılması, sodyum tüketiminin yüzde 30 azaltılması ve gıdalarda endüstriyel trans yağların tamamen kaldırılması halinde 30 yıl içinde 100 milyondan fazla ölümün önlenebileceği belirtildi.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Avrupa Endokrinoloji Derneği Yöneticisi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, halk arasında yüksek tansiyon olarak bilinen hipertansiyonun dünyada ve Türkiye'de her üç erişkinden birini etkileyen ciddi bir hastalık olduğunu söyledi.

Dünyada yüksek gelirli ülkelerde hipertansif hasta sayısı 350 milyon iken, düşük ve orta gelirli ülkelerde bu rakamın bir milyarın üzerine çıktığını ifade eden Yıldız, hipertansiyonun tedavisinin yıllık maliyetinin 370 milyar dolara ulaştığını belirtti.

Yıldız, hipertansiyonun önlenebilir ölüm nedenlerinin başında geldiğini vurgulayarak, "Hipertansiyona bağlı her gün 25 binden fazla insan hayatını kaybetmektedir. Bu rakam enfeksiyonlara bağlı ölümlerin toplamından daha yüksektir." diye konuştu.

Prof. Dr. Yıldız, hipertansiyonu olan hastalarda kan basıncı kontrol oranının dünyada ortalama yüzde 14, Türkiye'de yüzde 30 iken Kanada gibi gelişmiş ülkelerde yüzde 70'lere yükseldiğine dikkati çekti.

- "30 yılda 100 milyondan fazla ölüm önlenebilir"

Hipertansiyon tedavisindeki başarının diğer sağlık sorunlarının azalmasını da çok etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelişmiş ülkelerde hipertansiyon tedavisindeki başarı, son 50 yıl içinde kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerde yüzde 60, tüm nedenlere bağlı ölümlerde yüzde 75'e varan oranlarda azalma sağlamıştır.

Dünyada hipertansif hastalarda kan basıncı kontrol oranının yüzde 14'ten yüzde 50'ye çıkarılması, toplumların sodyum tüketiminin yüzde 30 oranında azaltılması ve gıdalarda endüstriyel trans yağların tamamen kaldırılması durumunda önümüzdeki 30 yıl içinde 100 milyondan fazla ölümün önlenebileceği öngörülmektedir."

Yıldız, insanların çoğunun vücudun ihtiyacından daha fazla tuz tükettiğine işaret ederek, bunun doğrudan yüksek kan basıncıyla ilişkili olduğunu vurguladı. Sadece tuz tüketiminin azaltılmasıyla hipertansiyonun düzelmesinin, ilaç kullanma ihtiyacının düşmesinin ve ilaç kullananlarda da kan basıncının kontrol oranlarının artmasının sağlanabileceğine işaret eden Yıldız, "Örneğin, İngiltere'de 2003-2011 yıllarında endüstrinin gönüllü çabasıyla toplumda tuz tüketiminin yüzde 15 azaltılması bile kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerde yüzde 40 düşüş sağlamıştır." bilgisini paylaştı.

- Kan basıncı yüksekliğinde ikincil nedenlere dikkat

Prof. Dr. Yıldız, hipertansiyon hastalarında yüzde 15'e varan oranlarda kan basıncı yüksekliğinin altında ikincil bir neden olduğunu anlatarak, "İlk kez 40 yaş altında hipertansiyon tanısı alanlarda bu oran yüzde 30'a kadar çıkabilmektedir. İkincil nedenler endokrin (hormonal) ya da böbrek kaynaklı olabilir. Başta böbrek üstü bezi olmak üzere hormon salgılayan bezlerden kaynaklanan birçok endokrin hastalık klinikte ilk kez hipertansiyon ile kendini gösterebilir." diye konuştu.

Endokrinin, hipertansiyonun doğru tanısında önemine işaret eden Yıldız, cerrahi ya da hormon bozukluğunu gidermeye yönelik tedaviyle hipertansiyonun tamamen iyileştirilmesinin mümkün olabileceğini dile getirdi.

- "Tansiyonu ilaçsız kontrol altına alabilmek mümkün"

Yıldız, hipertansiyon tanısı olan kişilerde sadece sağlıklı bir yaşam tarzı ile kan basıncını ilaçsız kontrol altına alabilmenin ve kalp damar hastalığı riskini azaltabilmenin mümkün olduğunun da altını çizdi.

Tansiyonu ilaçsız kontrol altına alabilmek için önerilerde bulunan Yıldız, özellikle kilo kontrolüne dikkati çekti.

Kilo fazlalığı ve karın çevresinde yağlanmanın hipertansiyon, diyabet, kalp damar hastalığı riskini artırdığına işaret eden Yıldız, şöyle devam etti:

"Göbek deliği hizasından ölçülen bel çevresini erkeklerde 94 santimetre, kadınlarda 80 santimetre altında tutmalı. Haftanın 5 günü 30 dakika yapılacak tempolu yürüyüşle kan basıncı düşürülebilir. Taze sebze, meyveden zengin, endüstriyel yağlardan, doymuş yağ ve kolesterolden fakir beslenmek kan basıncını düşürür. Tuz alımını çok hafif oranda kısıtlamak bile kan basıncını düşürür. Besin etiketleri okunmalı, işlenmiş hazır gıdalardan kaçınılmalı, yemeklere ekstra tuz ilave edilmemeli. Sigara kullanılmamalı. Uzun süreli stres, kan basıncını yükselttiği gibi sağlıksız beslenme ve sigara kullanımını tetikler. Strese yol açan nedenleri saptamak ve stres yönetimi, kan basıncını kontrol altında tutmayı kolaylaştırır. Evde koldan ölçüm yapan dijital tansiyon ölçüm cihazları tercih edilmeli."

hipertansiyon
prof. dr. okan bulent yildiz
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir