Medimagazin logo

Hukuki ve etik tartışma: Başka bir hekim isim ve kaşesini kullanarak nöbet tutmak, hasta muayene etmek?

Sema-Emir Şahin çiftinin 7 aylık bebeği Ali Emir, İstanbul Halkalı'daki özel bir hastanede iddialara göre doktor ihmali yüzünden yaşamını yitirdi. Aile, bebeklerine kayıt dışı olduğunu iddia ettiği Ramima Rzayeva tarafından bakıldığını ancak Barış Y. kaşesinin kullanıldığını kaydederek haklarını arıyorlar
Kaynak: Habertürk - Demet Demirkır
Hukuki ve etik tartışma: Başka bir hekim isim ve kaşesini kullanarak nöbet tutmak, hasta muayene etmek?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Otopsi sonucunda Ali Emir'in akut bronşit nedeniyle hayatını kaybettiğinin yazıldığını söyleyen anne Sema Şahin, "Ali Emir'in incelenen adli tıp sonucunda potasyumdan hiç bahsedilmemiş. Antibiyotikten hiç bahsedilmemiş" dedi.

 

Habertürk'ten Demet Demirkır'ın haberi:

 

Konuyla alakalı savcılık soruşturması sürerken aile, adli tıp raporuna itiraz etti. Bu talihsiz olay üzerine hastanelerde tıp fakültesi öğrencilerinin ya da o hastanede kaydı bulunmayan doktorların, başka bir hekim isim ve kaşesini kullanarak nöbet tutma, hasta muayene ve tedavi etmesinin sakıncalarını uzmanlara sorduk. 


Ali Emir bebeğin ölümünde çalışma izni olmayan, parayla nöbet tutan yabancı uyruklu doktor çıktı 


 

 

"HASTANENİN SORUMLULUĞU VARDIR"

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman:

"Bir uzman hekimin nöbetini asistanın tutması doğru değildir ve bunun birtakım sakıncaları vardır. Hem etik hem tıbbi yönden son derece problemlidir. TTB'ye böyle bir şikayet gelmedi bugüne kadar ancak böyle bir durum söz konusu olursa yapılacak şey ilgili tabip odalarına başvurulmasıdır. Odaların onur kurulları gerekli incelemeyi yapar ve sonucunu TTB’ye bildirir. Gereği yapılır. Bir yaptırım gerekiyorsa uygulanır. Bir uzmanın tutması gereken nöbeti bir başkasının tutması yasal değildir. Öncelikle o hastanenin bu durumda sorumluluğu vardır. Böyle bir durumla karşılaşan kişi, tabip odasına ve başhekimliğe başvurabilir."

"HERHANGİ BİR SORUNDA KAŞESİ KULLANILAN HEKİM SORUMLU OLACAK"

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman Öztürk:

"Bu, hem etik değil hem de yasal bir suçtur. Sağlık Bakanlığının izniyle çalışmayan kişi, bir başka hekimin adına çalışmış oluyor. Orada olması gereken hekimin kaşesini kullanıyor, imzasını taklit ediyor. Bu zaten başlı başına suç. Etik açıdan da çok büyük bir suçtur. Burada olabilecek herhangi bir sorunda, komplikasyonda kaşesi kullanılan hekim sorumlu olacak. Bu asla kabul edilebilecek bir şey değil. Hekim, kendisi hastaya bakar, muayene eder. Kamuda olsun özel hastanede olsun yazılan reçete bile resmi bir evraktır. Bir başkasının kaşesi kullanıldığında bu evrakta da sahteciliğe girer.

Bizi ilgilendiren daha önemli bir boyut var; kaşesi kullanılan kişinin bilgisi var mı? Hastane tasarrufa gitmek için mi bunu yapıyor? bunları bilemiyorum ama sorumlu o hekim oluyor. Sağlık Müdürlüğünün çok sık bir şekilde denetim yapması gerekiyor. Eğer doktor, kaşesini verip kendisinin yerine başkasını oturtuyor ve ona yetki veriyorsa bizim açımızdan soruşturulacak ve cezalandırılacaktır. Adli olarak da cezalandırılmaları yapılacaktır."

"ÖZEL HASTANELERE CİDDİ BİR YAPTIRIM UYGULANMIYOR"

Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Karakoç:

"Asistanlar, tıp fakültesini bitirmiş uzman olmak için eğitim alan arkadaşlarımızdır. Eğitim araştırma hastanelerinde ve üniversitelerde eğitim alıyorlar. Usta çırak ilişkisi ve kendileri çalışarak bu mesleğin hem zanaat kısmını hem de bilimsel yanını öğrenmek durumundalar. Ameliyathanede de hasta muayene ederken de bu böyledir. Ancak asistan arkadaşlarımızın muzdarip ve mağdur olduğu konulardan biri de hekim yerine hasta görmesidir. Hasta öğretim üyesi ya da uzman olan hekim için randevu alıyor ancak muayeneyi asistan arkadaşlarımız yapıyor. Yasal olarak asistan arkadaşlarımızın tek başına hasta muayene ve tedavi etme hakları yoktur. Yanlarında mutlaka bir eğitim araştırma görevlisi ya da uzman olmalı, birlikte yapmalılar. Nasıl ki ameliyatlarda asistan arkadaşlarımıza eğitim veriyorsak, poliklinikte de bu böyle olmalı. Maalesef hastanelerde bu çok yoğun olarak karşımıza çıkıyor. Bu asistanlar için de büyük bir angarya. Bunun bir ileri boyutu daha var; hastaya asistan baktığı halde, performs puanı, adına randevu alınan doktora yazılıyor.

Tabip odalarının en önemli özelliklerinden birisi, meslektaşlarımızın hem tıbbi bilgisini geliştirmek hem de sosyal, maddi ve manevi haklarını savunmak. Diğer taraftan da denetleme görevimiz var. Bir olay yaşandığı zaman hasta ve hasta yakını bu durumu ilgili tabip odasına şikayet eder. Şikayet mutlaka bize ulaşır ve kişiyle ilgili soruşturma başlar.

Özel bir hastaneye ateş şikayetiyle götürülen bir bebeğin muayene olması ise ayrı bir şey. Hastanede orada olması gereken hekim yoksa ve onun yerine sözleşmesi olmayan biri varsa bu hem etik değildir hem de yasal bir suçtur. Mutlaka bu durum ilgili odaya şikayet edilmelidir. Biz, bununla ilgili ciddi olarak disiplin soruşturmaları açıyoruz.

Konuyla alakalı olarak hastaneye bir yaptırım olması gerekiyor. Özel hastanelerle ilgili yaptırımlar çok etkili olmuyor. Usulsüzlükler ve haksızlıklar bildiriliyor ama özel hastanelere ciddi bir yaptırım uygulanmıyor. Ancak durum hastanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmışsa bu çok vahimdir. Eğer hastanede kaçak çalışan birisi varsa mutlaka ve mutlaka hem sağlık kurumuna hem de hekime çok ciddi yaptırımlar uygulanması gerekiyor. Bu sorunların çözülmesi için denetimlerin yapılması gerekiyor."

"KANUNİ OLMAYAN BİR ŞEY VAR AMA AHLAKİ OLMAYAN BİR ŞEY YOK"

Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Başkanı Dr. Reşat Bahat:

"Bir hekimin, yerine kendisiyle aynı diplomaya sahip birisini bırakmaması etik değildir. Bir kadın doğum uzmanı, yerine kadın doğum uzmanını; bir ortopedi uzmanı yerine ortopedi uzmanını ve bir acil pratisyeni yerine acil pratisyenini bırakmıyorsa burada etik olmayan bir durum söz konusudur.

Burada başka bir sorun var; yıllardır siyasetle ve bürokrasiyle konuştuğumuz ama herkesin kulağını kapattığı bir sıkıntımız var. Örneğin; benim bir tane çocuk doktorum var ama 15 tane yoğun bakım yatağım var. Bir tane çocuk uzmanıyla 15 tane yoğun bakım yatağına 24 saat bakılabilir mi? 15 tane yoğun bakım yatağı varsa neden üç tane çocuk uzmanı kadrosu verilmiyor? O zaman siz benim ya çocuklara iyi bakmadığımı düşünüyorsunuz ve buna müsaade ediyorsunuz ya da çocukları başka uzmanlara baktırdığımı biliyorsunuz. Bir tane çocuk uzmanı varsa gece de bir çocuk uzmanı bulundurmalıyız. Başka bir hastanedeki doktoru hastanede bulundurduğumuzda bizim sistemimizde olmadığı için Sosyal Güvenliğe tanımlayamıyoruz. Gece gelen hastaların mağdur olmaması için bu işlemler yaptırılabiliyor. Burda doktorun yerine kalan kişinin uzman olmaması söz konusu değil, diplomasız kişiler değiller.

Bu durum gündüz çalışan doktorda da gece çalışan doktorda da olabilir. Kimse yerine bir sağlık memurunu, hemşireyi bırakmıyor. Bir uzman yerine pratisyen bırakıp uzman kaşesi kullandırmıyor. Bu yasakla olmuyor çünkü İstanbul'da 160 tane özel hastane var. Bunların her birine 24 saat doktor olabilmesi için 5 kadın doğum uzmanı, 5 çocuk hastalıkları uzmanı, 5 dahiliye uzmanı, 5 genel cerrahi uzmanı kadrosu vermeniz lazım.

12 yıldır benim temsil ettiğim hastanelere bir tek doktor kadrosu verilmedi. 24 saat hizmet veren bu hastaneler ne yapsın? Bu kanayan bir yara. Bize niye suç işletiyorlar? Etik olmayan bir şey yok. Kanuni olmayan bir şey var ama ahlaki olmayan bir şey yok. O zaman kanunları ahlaka uygun bir şekle getirmemiz gerekmiyor mu? Tam gün yasası çıktı, en azından nöbete kamudan doktor alınsın. Orada fazla doktor var bende ise eksik doktor var ya da bende fazla, kamuda eksik doktor var. Benden nöbetçi doktor alsınlar. İkisinde de hasta muayene etmeyecek miyiz? Burada mağdur olan hastane ve maalesef başka arkadaşının yerine nöbet tutarken ve insanlara hizmet verirken sanki kumarhanede yakalanmış muamelesi yapılan meslektaşlarımdır. Ancak bir hastane, doktor yerine başka birini doktor diye bulundurmuşsa o hastaneyi tamamen kapatın.

Doktorun yerine bakan kişinin reçete yazma yetkisinin olması lazım. Basında takip ettiğim kadarıyla doktorun yerine getirilen kişi bir doktor ve uzman. Türkiye Cumhuriyeti'nden diploma almış biri, yetkisiz biri değil. Sadece yetkin davranmamış ama bunun bedelini çekecek."

"ÇOCUK ÖLÜMÜ KATLANILMASI ÇOK GÜÇ BİR ACIDIR"

Avukat Ayşe Gül Hanyaloğlu: 

"Ölümle sonuçlanan her vaka hiç kuşkusuz ki son derece üzücüdür. Hele ki çocuk ölümü katlanılması çok güç bir acıdır. Ancak olayın hukuksal boyutuna baktığımızda meydana gelen sonucun doktor hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının incelenmesi gerekecektir. Tıbbi malpraktis dediğimiz kavram hekiminin uygulama hatası sonucu hastasına zarar vermesidir. Hukuken irdelenmesi gereken ilk soru “bebeğe uygulanan tedavi tıbbi literatüre ve güncel tıp kurallarına uygun mu?” olacaktır. Bebeğin ölüm nedeni otopsi ile tıbbi olarak tespit edilmelidir. Bu tespitler yapılmadan ve yargılama tamamlanmadan kesin hüküm içeren söylemler hatalı olacaktır. İlgili hekimin hastanede resmi olarak çalışıp çalışmadığı, kayıtlarda ismi görünen hekimin farklı olması ayrı bir soruşturma konusudur. Bu konu hekim uygulamasının tıbbi standartlara uygun olup olmadığı tartışmasından ayrı değerlendirilir."

ali emir
sinan adıyaman
ayşe gül hanyaloğlu
Yorum (4)
ömer hayyam
biz bu haberin içeriğini yorum olarak yazdık ve medimağazin yayımlamamıştı..şimdi haberini yapmış...medimağazin editörleri hastalandı galiba... yada yorumları değerlendirip, bundan haber çıkar, deyip yayınlamıyorlar...sizi gidi köftehorlar...
21
Cevapla
ömer hayyam
buna izin veren mesül müdürün , mesül müdürlük yapması yasaklanması gerekiyor ama neden bu bilindiği halde yapılmıyor ???
25
Cevapla
Ali
Bu sorunun cevabı, o hekimin bu işi yapmaya neyin ittiğidir. Kimse keyfinden yapmıyor herhalde. Öğrenci son sonunda geldiğinde çoktan baba olacak yaşı devirmiş oluyor. Maaş desen yok. Sadaka gibi bir ücret. Ne bekliyorsunuz?
24
Cevapla
a.y.
kimin kaşesi kimin cebinde belli değil!
2
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir