Medimagazin logo

'Lenfödem yeteri kadar bilinmiyor’

Prof.Dr.Borman: ‘’Özellikle meme kanseri cerrahisi sonrası oluşan lenfödemler hem hasta hem de hekimler tarafından yeterince bilinmiyor.’’
Kaynak: MEDİMAGAZİN
'Lenfödem yeteri kadar bilinmiyor’
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN - Kanser tedavisinde yaşanan gelişmeler ile erken tanı ve tedavi olanakları gelişirken hastaların yaşam süreleri de uzamaya başladı. Ancak tedaviler ne kadar iyi olursa olsun bazı durumlarda tedavi sonrası komplikasyonların oluşması kaçınılmaz olabiliyor.

Özellikle meme kanseri tedavisi sonrası en sık görülen komplikasyonlardan birinin ‘’lenfödem’’ olduğuna dikkat çeken Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Pınar Borman, Medimagazin’e yaptığı açıklamada,  

‘’Lenfödem proteinden zengin sıvının dokularda ve cilt altında birikmesiyle karakterize bir hastalıktır. Bu durum her zaman kanser cerrahisi ya da radyoterapiye bağlı olmayıp doğumsal, travmalara bağlı ya da enfeksiyonlar nedeni ile de olabiliyor.’’ dedi.

‘’Cerrahi müdahale öncesinde ön bilgi verilmeli’’

Özellikle meme kanserinde olmak üzere rahim kanseri gibi kanserler sonrasında kollarda, bacaklarda ya da genital bölgede şişlikler şeklinde lenfödemlerin oluşabileceğine dikkat çeken Borman, ‘’Boyun kanserleri ve nazofarenks(üst yutak) kanserleri sonrasında baş ve boyunda da lenfödemler olabiliyor. Lenfödemde erken tanıyı koyabilirseniz tedavi imkanınız çok daha fazla oluyor. Bu nedenle farkındalık çok önemli. Çok sayıda hasta kanser cerrahisi döneminde tedavi verilmediği için daha doğrusu ön bilgi verilmediği için lenfödem tanısı için hastanelere ya da sağlık merkezlerine başvurmakta geç kalıyor.’’ ifadelerini kullandı.

Lenfödemin hem hasta yaşam kalitesinin artırılması hem de sağlık sistemine getirdiği ekonomik yük açısından önlenmesine gerektiğini vurgulayan Borman, cerrahi müdahale öncesi hastaların bilgilendirilmesi gerektiğini belirtti.

Kilo lenfödem riskini artırıyor

Kilolu kişilerde lenfödem oluşma riskinin arttığına dikkat çeken Borman, ‘’Lenfödem gelişme riski kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Aynı ameliyatı geçirmiş ve aynı terapileri almış kişilerin birinde lenfödem oluşurken diğerinde oluşmayabiliyor. Bazı hastalarda 30 sene sonra gelişebiliyor.’’ dedi.

Lenfödem belirtileri neler?

Lenfödem kollarda ağırlık hissi, giysilerin ya da takıların sıkması gibi belirtiler ile kendini gösteriyor. Bu belirtileri yaşayan hastaların  gözle görülür şişlikler oluşmadan erken müdahale için hekimine başvurması gerektiğine dikkat çeken Borman, bu durumda özel çoraplar ile hastanın şikayetlerinin giderildiğini söyledi.

‘’Lenfödem iyi bilinmiyor’’

Lenfödem konusunda farkındalığının artırılması gerektiğini dile getiren Borman, ‘’Türkiye’de lenfödem konusunda farkındalık çalışmaları son 10 yıldır gündemde ama son beş yıldır aktif olarak yapılıyor. Ne yazık ki çok sayıda hasta uzun süreli lenfödemlerle bize başvuruyor. Alt ekstremitelerde yürüme problemleri, ayakkabı giyememe veya oluşan yaralar hastanın yaşam kalitesini ve fonksiyonel durumunu olumsuz etkiliyor.’’ şeklinde konuştu. 

Lenfödem tanısını koyabilmek tecrübenin önemine dikkat çeken Borman, ‘’İlerleyen durumlarda ciltte sertleşmeler, papillomalar ve yuvarlak lezyonlar ortaya çıkabiliyor. Bunlara tümüyle dikkat ederek ayırıcı tanıyı iyi yapıp tedaviye en erken dönemde başlamak ana prensip olmalı.’’ dedi.

Borman sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Lenfödem hekimler arsasında da yeteri kadar bilinmiyor çünkü tıp fakültelerinde yer almayan bir konu. Bu nedenle hekimlere de eğitimler düzenliyoruz. Çok sayıda hasta ilk olarak damar cerrahına gidiyor ve cerrah hastayı nereye yönlendireceğini bilmiyor. Özellikle küçük şehirlerde yaşayan hastalar doktor doktor dolaşabiliyor. ‘’

‘’Her ödem lenfödem değildir’’

Doğumsal nedenler ve kanser dışında lenfödem nedenlerine değinen Borman, ‘’Afrika’da bulunan bir parazitsel solucan olan ‘Wuchereria bancrofti’ nin vücuda girmesi ile fil ayak denen durum yaşanıyor. Bu durum şükür ki bizim ülkemizde yaşanmıyor. Bunun dışında morbid obeziteler, venöz yetmezlik, toplardamarlarda sıkıntılar ve ilerleyen varislerde de lenfödem oluştuğunu görüyoruz. Farklı romatizmal hastalıklarda çok nadir de olsa bu ödemler gelişebiliyor. Tabi bunların kardiyak nedenli, kalp hastalıklarına karaciğer hastalıklarına bağlı rejeneralize ödemlerden de ayrılması çok önemli. Her ödem lenfödem değildir, bunu vurgulamak istiyorum.’’ şeklinde konuştu.


Pediatrik lenfödeme dikkat!

Bu sene 29-30 Eylül tarihlerinde Ankara’da Anadolu Lenfödem Derneği tarafından düzenlenen ‘’2.Lenfödem Sempozyumu’’ ile çocuklarda lenfödem konusunda da bilgilendirmede bulunduklarını aktaran Borman,

‘’Bu biraz daha ihmal edilmiş bir konu. Çünkü çocuklardaki lenfödemler çoğunlukla doğumsal oluyor. Bebek doğduğunda bacağında bir şişlikle doğuyor ama pediatrist bu bebeği hangi polikliniğe yönlendireceğini bilemiyor. Biz Hacettepe Üniversitesi olarak bir uygulama ve araştırma merkezi açtık. Bu merkezde farkındalığı artırmak için çalışmalar yürütüyoruz.’’ dedi.


Sempozyumda genital bölge ödemleri konusunda kursların da düzenlendiği bilgisini veren Borman, ‘’Genital ödemler hastanın hem cinsel yaşantısını hem de görünümünü hem de yürüyüşünü  etkiliyor. Özellikle tedavide geç kalınmış çocuklarda bacağın ortasına kadar inen testisleri görebiliyoruz. O derece ağır vakalar olabiliyor. Sonucunda da geri dönüşü olmayan yaralar ve ülserler oluşabiliyor.’’ açıklamasında bulundu.

Lenfödem merkezleri hastaları bilgilendiriyor

Lenfödem tedavisi için özel bir uzmanlık gerektiğini ve bu konuda eğitim almış fizyoterapistler tarafından tedavi edildiğini ifade eden Borman, ‘’Lenfödem tedavi merkezlerine gelen hastalara ilk olarak cilt bakımı anlatılıyor. Sonrasında 45 dakika süren, manuel lenfatik drenaj denilen özel bir masaj yapılıyor. Ardından özel bandajlarla sarılıyor. Ancak ne yazık ki bu bantlar devlet geri ödeme kapsamında bulunmuyor.’’ dedi.

Bandajlama ve masajın öğretildiği ilk seans sonrası, üst bölgede olan ödemler için hasta yakınları, bacaklarda olan ödemler için ise hastanın kendisi uygulama hakkında bilgi sahibi oluyor. Sonrasında ise hasta ve hasta yakınlarının uygulamayı öğrenip öğrenmediği kontrol ediliyor. Bunun dışında hastaların bol bol yürüyüş yapması öneriliyor.


 

lenfödem
kanser
cerrahi
prof.dr.pınar borman
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir