Medimagazin logo

Malpraktis davasında doktor savunması: '10 yıllık hekimim, olayda bir kusurum ve ihmalim yok'

İzmir'de öksürük şikayetiyle götürüldüğü hastanede hayatını kaybeden Recep Tayyip Erdoğan Işıksoy'un ölümüne ilişkin 3 doktorun yargılandığı davanın duruşması görüldü
Kaynak: AA
Malpraktis davasında doktor savunması: '10 yıllık hekimim, olayda bir kusurum ve ihmalim yok'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanıklar E.A. ve E.B.Ç.K, ölen çocuğun annesi annesi Asiye ve babası Murat Işıksoy ile taraf avukatları hazır bulundu. 

E.B.Ç.K, savunmasında, olay günü Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin çocuk cerrahi kliniğinde nöbetçi olduğunu söyledi. E.A. ile saat 06.10 sıralarında Recep Tayyip Erdoğan Işıksoy'un (5) akciğer filmini incelediklerini belirten E.B.Ç.K, çocuğun sol akciğerinde yüzde 20 oranında akciğer sönmesi tespit ettiklerini ayrıca nefes alıp vermesinde bir sıkıntının olmadığını gözlemlediklerini ileri sürdü. 

Akciğer sönmesinin tedavisi olarak Işıksoy'a "traks tüpü" takmayı planladıklarını ancak bu işlemin anestezi ve 3 saat açlık süresi gerektirdiğini anlatan sanık, "Aileye 3 saat içinde hazırlıkların tamamlanmasını önerdik. Bundan yaklaşık bir saat sonra hastanın genel durumunda bozulma olduğunu öğrendik. Acil servise gittiğimizde hasta canlandırma odasındaydı, entübe edilmişti. Kalp masajı yapılıyordu. Cerrahi anlamda ek bir faydamız olmayacağı için odadan çıktık." şeklinde ifade verdi.

Çocuk doktorları hastanın hayatını kaybettiğini ve geri dönmeyeceğine karar verdiklerinde nöbet yerine döndüğünü dile getiren E.B.Ç.K, şu ifadeleri kullandı:

"10 yıllık hekimim, tamamını çocuk cerrahisinde geçirdim. Bu zamana kadar 'akciğerinde 10 cc hava var' diye ölen bir kişi görmedim ve rastlamadım. Otopsi raporunda çocuğun akciğerinde yoğun bir irin olduğu, akciğer dokusunun ölmüş olduğu, akciğerinde ve kanında mikrop olduğu yazılıydı. Bu olayda bir kusurum ve ihmalim yoktur. Yürüyerek gelen bir hastanın 4-5 saat içerisinde vefat etmesi beklediğimiz bir durum değildir. Ölümün akciğerin altında yatan ve tüm vücuda yayılan enfeksiyondan olduğunu düşünüyoruz."

Sanık E.A. ise olayın E.B.Ç.K'nin anlattığı şekilde meydana geldiğini, müdahale sırasında hastanın çevresinin de çok kalabalık olduğunu savundu.

Suçsuz olduğunu ifade eden E.A, "Üzerimize düşen görevi yaptık. Asistan olarak görev yaptım. Görevim gereği yapılan talimatların hepsini de muntazaman yerine getirdim. Ölüm, bizim yanlış teşhisimizden veya ihmalimizden kaynaklanmamıştır." beyanında bulundu. 

Söz alan Murat Işıksoy, çocuğunun ölümünden doktorların sorumlu olduğunu öne sürerek, aleyhe beyanları kabul etmediğini söyledi. 

Hakim, dosyadaki eksiklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

Olay

İzmir'in Bornova ilçesinde yaşayan Murat ve Asiye Işıksoy'un 5 yaşındaki çocuğu Recep Tayyip Erdoğan Işıksoy, Mart 2018'de öksürük şikayeti nedeniyle İzmir Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Acil Servisine götürülmüştü.

Doktorların müdahalesine rağmen hastanede hayatını kaybeden çocuğun ölümünden sorumlu olduğu iddiasıyla Işıksoy ailesi, doktorlar E.A. ve E.B.Ç.K'den şikayetçi olmuştu.

Konak Kaymakamlığının doktorlar hakkında soruşturma izni vermemesinin ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesince hazırlanan bilirkişi raporunda doktorların kusurlu olduklarının belirtilmesi üzerine Işıksoy ailesi, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesine kaymakamlığın kararıyla ilgili itirazda bulunmuştu.

Haklarında soruşturma izni verilen sanıklar hakkında "taksirle ölüme neden olmak" suçlamasıyla İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.

i̇zmir
Yorum (4)
ömer hayyam
aileye ;ön görülebilir taksir ile savcının , bu adli tıp kurumunun raporunu okuyunca acilen dava açması gerekirdi, çünkü , o zavallı çocuğun akçiğer dokusu irinle dolup, akçiğer dokusu ölene kadar , çocuğun öksürük ve balgamlarına, vb şikayetlerine kayıtsız kalıp, son dakikada sağlık kurumuna getirmeleri öngörülebilir taksirle ölüme sebebiyet vermektir...
140
Cevapla
Op
Toplam 6500 kadın doğum uzmanından devlette kalan 1950 kişi . Bir çok tanıdığım mesleği bıraktı . Bu davaları yakinda açacak dr bulamayacaksiniz . Devlet ve yargının hekimler üzerine siddetidir bu .her kes hakettiğimız yaşar . Bizim vatandaşta bu şekilde parasız hizmetten mahrum olacak
96
Cevapla
NAİM ÜNSAL
buradaki aile zihniyetinden anladığım kadarıyla hastanede herhangi bir insan ölemez diye bir mantık var galiba,ozaman doktorlara ilahi ve insan üstü bir güç atfediliyor demektir.madem doktorların böyle güçleri var saygılı olun..ama benim tavsiyem tüm millete kaza ve kader inancını sil baştan anlatmak lazım..buda dianet işleri başkanlığına düşer.
81
Cevapla
Doktor
Günde 5 hasta muayene eden (o da muayenehanelerinde) profesörlerin yaptığı bilirkişilik nedeniyle bu doktorlara ceza davası açılıyor. Halbuki sistemi işleten eğitim hastanesinde uyumadan çalışan emekçiler gece de 80-100 hastanın sorumluluğunu alıyor.Bu bilirkişileri sahaya alalım bizim gibi 2 nöbet tutsunlar görelim. Sepsiste getirilmiş , ölüme beş kala getirilmiş sonra hadi kurtar. Gerçekten çok yazık.
32
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir