Medimagazin logo

Multidisipliner platformda 'ağrı' masaya yatırıldı

Beyin cerrahisi, fizik tedavi ve ortopedi uzmanları ağrıyı konuşmak üzere Ağrının Uzmanları Toplantısı’nda bir araya geldi
Multidisipliner platformda 'ağrı' masaya yatırıldı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Alanında uzman yaklaşık 250 fizik tedavi, ortopedi ve beyin cerrahi uzmanı Ağrının Uzmanları Toplantısı’nda bir araya geldi. Ağrının nedenleri, tedavi yolları ile yeni tedavi trendleri toplantıda farklı bakış açıları ile ele alındı.  

"Önemli olan ağrıların bir bütün olduğu"

Sempozyumun ardından açıklama yapan Hitit Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlker Solmaz, önceden bir hastayı sadece kendi branşları açısından değerlendirdiklerini ifade ederek, "Bu toplantı sonunda ağrı tedavisinin diğer kliniklerle multidisipliner şekilde  ortak hareket edilmesi gereken bir tablo olduğunun bir kez daha farkına vardık. Hepimiz ağrıyı kendi penceremizden görüyorduk. Aynı hastayı, aynı ağrıyı bir ortopedi doktorumuz, fizik doktorumuz nasıl görüyor, nelere dikkat ediyor, bunların farkına vardık. Burada önemli olan ağrıların bir bütün olduğudur” dedi. 

Ağrıya bakış açısının daha kapsamlı bir hal aldığını kaydeden, Solmaz, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

 "Ağrı, zaman hepimizin günlük yaşantısında dönem dönem çektiği ve ciddi anlamda muzdarip olduğu bir konu.  Ağrı poliklinik hastalarımızın ciddi anlamda büyük kısmını oluşturuyor. Bazen bakıyorsunuz ağrılı hastanın ciddi anlamda ameliyat gerektirecek düzeyde fıtığı var. Bazen de görüntüleme ile izah edemeyeceğiniz ama hastanın ciddi derece de muzdarip olduğu bir tablo var. Ağrı var ama sebep yok. Ortada bir gerçek var: hasta ağrılı ve muzdarip. Biz tabi cerrah gözü ile bakıyoruz, yorumluyoruz. Bazı ağrılar var egzersizlerle basit şekilde tedavi edilecek ağrılar. Bazı ağrılar ise, ameliyat etmezsek hastada nörolojik kusur diyeceğimiz kuvvetsizliğe neden olabiliyor. Öncelik, nörolojik kusur yoksa cerrahiye gelmeden ortak konsept çerçevesinde ameliyat etmeden nasıl geçiririz sorusuna yoğunlaşmak olmalı. Hastaya, her şeyin ameliyatla çözümü olmadığını, ama ameliyat olunması gereken tabloların olduğunu, ağrıda hangi tedavilerin yapıldığını anlatıp, kendisine söylenen tedavilerin düzenli şekilde uygulandığında bu sıkıntılarından kurtulabileceğini söylemek gerekiyor.” 

"Ağrı aslında vücudumuz için bir uyaran"

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, ağrının aslında vücut için önemli bir uyaran olduğunu ifade ederek ağrının tanımlanmasının bir yıl kadar önce değiştiğini kaydetti. "Ağrı, vücut bütünlüğüne karşı bir yaşanan sıkıntının vücut tarafından algılanıp buna karşı oluşan tepkisidir" diyen Ketenci, "aslında varoluşumuza karşı bir sıkıntıyı çözmeye çalışıyoruz ağrıyla. O yüzden ağrı gerekli.

Ağrınız yoksa eğer, apandisit patlayabilir, kemik kırılabilir ve hissetmeyebilirsiniz. Ağrı ihtiyaç olduğu ve gerektiği kadar olmalı. Gereğinden fazla ise, patolojik hale geldiyse tedavi edilmesi gerekiyor. Çünkü akut ağrı yararlı iken kronik ağrı ise bir hastalık, bir patoloji olarak tanımlanıyor" ifadelerini kullandı.

"Kronik ağrı yaşam kalitesini bozan bir durum"

Ağrının patolojik olduğunda tedavi edilmesi gerektiğini kaydeden Ayşegül Ketenci, "Bir hastada sıkıntı varsa, örneğin zatürre olduysanız, ayak bileğinizi burktuysanız ağrı duymanız kadar normal bir şey olamaz. Ama iyileştirildikten sonra yine ağrı duyuyorsanız bu hastalık haline gelmiş demektir. Kronik ağrı yaşam kalitesini bozan bir durum, bu nedenle tedavi edilmeli" dedi.

"Ağrıya yaklaşımda hiçbir doktor tek başına bırakılmamalı"

Hacettepe Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Atilla, ağrının genel bir semptom olduğunu kaydederek, "Bütün hastalıklarda hastalığın kliniğine eşlik eden çok önemli bir semptom. Hastalığın yakınmalarında başı çeken bir semptom, tedavisi dikkate alındığında tıbbın bütün branşlarını ilgilendiren bir semptom" dedi. 
Ağrının önce basit önlemlerle, hastanın yaşam kalitesini arttırmaya yönelik medikal tedavilerle, ilaç tedavileriyle baş edilmeye çalışılan bir semptom olduğunu aktaran Bülent Atilla, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: 

"Bu yöntemlerle başarısız olunduğu zaman invaziv yöntem ve cerrahi devreye girebiliyor. Ama aslında bu görüşünde zaman içinde değiştiğini görüyoruz. Kıbrıs'ta yaptığımız bu sempozyumda da interdisipliner çalışma şansını bularak, meslektaşlarımızla paylaştık. Ağrı hastalığın başından itibaren dikkatlice ele alınması gereken bir konu. Cerrahi tedaviye geldiğimiz zaman, tedavi öncesi hazırlıkta olduğu gibi tedavinin hemen sonrasındaki dönemde ve tedavi bittikten sonra sadece cerrahın baş etmesi düşünülmemesi gereken, yine interdisipliner yaklaşım içinde ele alınması gereken bir konu. İşte burada fizik tedaviciler, ağrı uzmanları, anesteziologlar bize yardımcı oluyor. Ağrıya yaklaşımda hiçbir doktor tek başına bırakılmamalı, meslektaşının desteğinden ve bilgisinden yararlanmalı" 

ağrı tedavisi
i̇lker solmaz
ayşegül ketenci
bülent atilla
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir