Medimagazin logo

Prof. Dr. Uludüz: Migrende cerrahi tedavi diye bir yöntem yoktur

TÜRK Başağrısı ve Ağrı Çalışmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, migreni olan hastaları, hacamat ve benzeri alternatif tedavi yöntemleri ile tedavi ettiğini iddia edenlere karşı uyardı. Prof. Dr. Uludüz, migren tedavisi için gereksiz cerrahi uygulamalar yapıldığına da dikkat çekerek, "Son yıllarda karşımıza gelen 10 hastadan biri migren cerrahisine gidiyor. Migrende cerrahi tedavi diye bir yöntem yoktur" dedi.
Kaynak: DHA
Prof. Dr. Uludüz: Migrende cerrahi tedavi diye bir yöntem yoktur
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol


Her 10 erkeğin 1'inde, her 10 kadının ise 2'sinde görülen migren ciddi anlamda işgücü kaybına neden oluyor. Dünya Nöroloji Federasyonu tarafından 22 Temmuz 'Dünya Beyin Günü' olarak kutlanırken, bu yılın teması 'migren' oldu. Türk Başağrısı ve Ağrı Çalışmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, migrenin belirtilerine dikkat çekerek migrenin diğer baş ağrılarından ayrılabileceğini belirtti. Prof. Dr. Derya Uludüz, şunları söyledi: "Kişi kendi migrenini tanıyabilir. Öncelikle baş ağrısı sırasında bulantınız varsa, bu baş ağrısı sizi işinizden gücünüzden alıkoyuyorsa ve karanlık bir odada yatmanıza ve istirahat etmenize neden oluyorsa, ayrıca ışıktan rahatsız oluyorsanız bunun migren olma olasılığı yüksektir."


Türk Nöroloji Derneği Dünya Beyin Günü etkinliğine hazırlanıyor: Halka açık ve ücretsiz 


'MİGRENİN NET BİR TEDAVİSİ YOK AMA ÖNLENEBİLİR'

Migrenin net bir tedavisi olmadığını belirten Prof. Dr. Uludüz, bazı önlemler ile hastaların kendilerini koruyabileceklerini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: "Tetikleyici faktörlerden uzak durulduğunda migren atağını önleyebiliyorsun. Bir kere susuz kalmamamız gerekiyor. Her gün kilo başı 30 mililitre su içmemiz gerekiyor. Bu da ortalama 2 litreye denk geliyor. İkincisi uykusuz kalmayacağız ya da çok fazla uyumayacağız. Bazen hafta içi çok çalışıyoruz, az uyuyoruz. Hafta sonu da bunu telafi etmeye çalışıyoruz. Saat düzeni değiştiğinde de yine migren atağı gelebilir. Hafta içi 6 saat uyurken, hafta sonu 10 saat uyuduğunuzda düzeniniz değişeceği için migren atağınız tetiklenecektir. Uykunuzu çok düzenli uyumanız gerekiyor. Hafta içi ile hafta sonu arasında 1 saatten fazla zaman aralığı olmamalı. Beslenme düzeni de ayrıca çok önemli. Öğün atlamak migren atağını tetikleyen önemli nedenlerden bir tanesi. Düzenli yemek yemeniz sizi korur çünkü şeker düşüklüğü migreni en çok tetikleyen faktörlerden bir tanesi. Hareketsizlik de yine nedenlerden biri. Hareket etmezseniz baş ağrıları da olabilir, eklem ağrıları da olabilir. Demek ki her gün en azından 5 bin adım atacak şekilde yürümemiz gerekiyor. Ayrıca stresi hayatımızdan uzak tutmamız gerekiyor. Stres, çok önemli. Bunun yanı sıra hayatımızda cep telefonu, televizyon, bilgisayar gibi aletlerin kullanımını minimuma indirmek zorundayız. Tabii ki onlarsız bir hayat mümkün değil ama günde 2 saatten daha fazla olmayacak şekilde bunların kullanımını kısıtlamak çok önemli. Hele ki akşam saat 09.00'dan sonra onları odamızdan veya etrafımızdan uzaklaştırmak çok önemli çünkü elektromanyetik dalgalar da ağrıyı tetikleyen bir faktör." 

 


Amerikan Baş Ağrısı Birliği tedavi protokollerinde sıkça gündeme gelen 'migren cerrahisi' yer almadı 


'MİGRENDE HACAMAT, YOGA, AMELİYAT TEDAVİSİ YOK' 

Migren tedavisinde görülen yanlış uygulamalara dikkat çeken ve uyaran Prof. Dr. Uludüz, migrenden kurtulmak için bazı hastaların ameliyat yöntemleri denediğini söyledi. Prof. Dr. Uludüz migren tedavisinde ameliyatın yeri olmadığını ifade etti ve şunları ifade etti: "Migrende önce ağrı atağını tedavi edecek yöntemlerimiz var. Bir de ağrının gelmesini önleyecek ilaçlarımız ve tedavi yöntemlerimiz var. Ancak lütfen halkımız alternatif tedavi yöntemlerinin hiçbirine aldanmasın. Hacamat, sülük tedavisi, yoga gibi yöntemlerin migrenin önlenmesinde kesin olarak yeri yoktur. Daha kötüsü ise son yıllarda karşımıza gelen 10 hastadan 1'i migren cerrahisine gidiyor. Migrende cerrahi tedavi diye bir yöntem yoktur. Bu hastaların hepsinde komplikasyon dediğimiz yan etkiler ortaya çıkacaktır. Lütfen baş ağrısı olan kişiler bu yöntemlerden uzak dursunlar. Doğruya ulaşmak için ise Başağrısı Derneği'nin web sitesine bakabilirler. Hem baş ağrısı merkezlerinin yerleri hem de hekimlerin kimler olduğunu görebilirler." 

'HER 5 KADINDAN 1'İNDE MİGREN GÖRÜLÜYOR'

Türk Başağrısı ve Ağrı Çalışmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Sabahattin Saip, bu yıl 22 Temmuz Dünya Beyin Günü dolayısıyla migren temasının işleneceğini belirtti ve "Her 5 kadının 1'inde, her 10 erkeğin de 1'inde migren görülüyor. Gerçekten çok sık ve yaygın görülüyor. Sokakta 100 kişiyi çevirirsek yaklaşık yüzde 30'u migren hastası" dedi. 

'MİGRENİ OLANLARI ANLAMAYA ÇALIŞALIM' 

Migrenin ciddi anlamda işgücü kaybına neden olduğunu belirten Prof. Dr. Sabahattin Saip, "Özellikle iş yerinde, okullarda aile içinde migreni olan kişileri anlamaya çalışmamız gerekiyor çünkü genellikle bu insanlar hep başı ağrıyan insanlar gibi algılanabilir. Oysa bu insanlar keyiflerinden oturmuyorlar. Gerçekten ağrı çektikleri, mideleri bulandığı ve başları döndüğü için bu şekilde davranıyorlar. Lütfen migrenlileri anlamaya çalışalım ve onları sosyal çevreden uzaklaştırmayalım. Zaten hastalık kendisi böyle bir sonuca neden oluyor" dedi. 

migren
alternatif tıp
tamamlayıcı tıp
derya uludüz
Yorum (2)
Plasenta Previa
sayın hocam, "migrende cerrahi tedavi yoktur" derken iddia edilen cerrahi tedavinin mekanizmasının geçersizliğini (eğer geçersizse) ortaya koymanızı bekleriz. Ayrıca belli tip migrenlerde uygulandığı iddia ediliyor, bu neden be tiplere spesifik yorumunuzu belirtmeniz daha isabetli olur. Nitekim, başlangıçta "bugüne kadar yoktur" denilen bazı hastalıklarda ve durumlarda cerrahi tedavinin bugün yaygınlaştığını görmekteyiz (örn: diyabet cerrahisi, obezite..). saygılarımla
3
Cevapla
Ali
Her yöntemi denediniz, cerrahiyi bile. Bir inadınızdan akupunkturu denemesiniz
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir