Medimagazin logo

Prof. Dr. Ünlü: Rahim ağzı kanseri önlenebilir, tedavi edilebilir bir kanserdir

Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı (TAJEV) Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, serviks (rahim ağzı) kanserinin, dünyada kadınlarda meme kanseri ve kalın bağırsak kanserinden sonra üçüncü sıklıkta görüldüğünü, ülkemizde ise onuncu sırada olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Ünlü: Rahim ağzı kanseri önlenebilir, tedavi edilebilir bir kanserdir
Prof. Dr. Cihat Ünlü
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Rahim ağzı kanserinin nedeni tamamen aydınlatılmış ve önlenebilen bir kanser olduğunu ifade eden Ünlü, “Serviks kanserinin tarama ve erken teşhis ile tam tedavisi mümkündür. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü rahim ağzı kanserinin bütün ülkelerde ülke çapında taranmasını önermektedir. Rahim ağzı kanseri, günümüzde kanserden ölüm nedenleri arasında çok geride yer almaktadır.” dedi.

Ocak ayının Serviks (Rahim Ağzı) Kanseri Farkındalık Ayı olarak belirlendiğini ve çeşitli farkındalık çalışmaları yapıldığını belirten Prof. Dr. Cihat Ünlü, şöyle devam etti:

“Kadın vücudunda tarama yapılabilen, erken aşamada veya oluşmadan tespit edilebilen başlıca kanser serviks kanseridir. Serviks kanseri uzun yıllar dünyada en fazla görülen kadın genital sistemi kanseri olmuştur. Ancak smear testi gibi serviks kanseri tarama yöntemlerinin yaygınlaşması ile serviks kanserinin görülme sıklığı giderek azalmaktadır. Düzenli olarak smear testi yapılması sonucu serviks kanserinden ölüm oranı yüzde 90 azalmıştır. Serviks kanserinin ortalama görülme yaşı 52’dir. Serviks kanserinin en önemli nedenlerinden biri, neredeyse tümünün kaynaklandığı HPV (Human Papilloma Virus) enfeksiyonları ve siğiller ise daha genç, 30 yaş civarı kadınlarda görülmektedir. Serviks kanseri taramasında temel olan; yakınması olsun ya da olmasın her kadının smear testi yaptırmasıdır.

Smear testi jinekolojik muayene sırasında, çok kısa sürede yapılabilen, ağrısız, kadının hiç fark etmeyeceği bir şekilde yapılır. Smear taramasının başlangıcı 21 yaşından sonra olmalıdır. Daha önce yapılmamasındaki amaç; Human Papilloma Virüs (HPV) enfeksiyonlarındaki kendiliğinden gerilemesinin söz konusu olmasıdır, böylece kendiliğinden gerileyecek kişilerde lüzumsuz tetkik ve tedavi önlenmiş olacaktır. Tarama sonlanmasının 65 yaş olması konusunda tüm otoriteler fikir birliğine varmıştır. Daha ileri yaşlarda smear taraması gereksizdir. Gebelerde tarama ilk üç ayda yapılmalıdır. İlk üç ayda yapılan smear almanın düşük veya bebek ölümüne yol açmadığı kesindir. Ancak leke tarzı kanama olabilir. Smear testi ile daha ortaya çıkmadan kansere dönüşebilecek hücreler tespit edilip doku örneği alınarak, kanser öncüsü hastalık veya serviks kanseri çok erken aşamada tespit edilebilir. Bu aşamada hastalar basit ucuz yöntemlerle ve çok yüksek başarı şansı ile tedavi edilebilirler.”

“HPV sinsice rahim ağzına yerleşebilir, zamanla da kanser oluşturur”

HPV’nin bir kişiye bulaştığında basit bir gribal enfeksiyonda olduğu gibi hasar bırakmadan kendiliğinden iyileşebildiğini belirten Ünlü, “Hasta HPV ile enfekte olduğunu fark etmeden HPV çoktan rahim ağzına yerleşip oradaki normal hücreleri kanser hücrelerine dönüştürmek için bir saatli bomba gibi durmuştur ve kanser oluşması için yıllarca sürecek olan geri sayım başlamıştır. HPV hücreye bulaştığında ancak yıllar geçtikten sonra kanser oluşturur. HPV enfeksiyonu önlenmesinde doğum kontrol yöntemi olarak kondom gibi bariyer yöntemi kullanılması, tek eşliliğin tercih edilmesi yararlı olabilmektedir. Sigara kullanımı da özellikle HPV virüsünün etkisini arttırarak servikal değişikliklere neden olur. Bu yüzden sigaranın bırakılması önerilmektedir.” dedi.

Erken yaşta cinsel ilişkiye başlayanlar, cinsel partneri birden fazla olanlar, aktif veya pasif sigara içicisi olanlar, squamoz intraepitelyal lezyon tanısı almış olanların serviks kanserine yakalanma riski yüksek olan kişiler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cihat Ünlü, serviks kanseri belirtileri ve teşhisi ile ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Düzensiz aralıklı vajinal kanama (genellikle lekelenme şeklinde), cinsel ilişkisi sonrası vajinal kanama, kötü kokulu, ince, et suyu şeklinde akıntı belirtiler olarak sayabiliriz. Hastalığın evresi, ameliyat öncesinde vajinal muayene ile belirlenir. Evreler 0, 1, 2, 3, 4 olarak belirlenir. En ileri evre 4’tür. Evre 2b’ye kadar ameliyat yapılarak kanserli dokular alınabilir. Ancak daha ileri evrelerde ameliyat hastaya fayda sağlamayacağı için ameliyat yapılmaz, radyoterapi ve kemoterapi verilir. Hastalığın teşhisi fiziki muayene, kolposkopi (ışık ve mikroskop kullanılarak yapılan muayene), biyopsi (analiz etmek için rahim ağzından doku örneği alma), koni biyopsi (rahim ağzından daha geniş doku örneği alma) ile yapılır. Tedavinin başarısı hastalığın teşhis anındaki yayılma oranına ve belirlenen evreye bağlıdır. Rahim ağzında sınırlı kalan erken evre kanserde tedavi başarısı yüksektir. Serviks kanserinin tedavisi belirlenen evreye göre planlanır. Evreye göre tedavide cerrahi, radyoterapi (ışın tedavisi) ve kemoterapi kullanılabilmektedir.”

“HPV aşısı hastalıktan yüzde 100 korur”

Serviks kanseri sorumlusu olduğu düşünülen HPV’e karşı geliştirilmiş olan aşının, HPV’nin 16 ve 18 tiplerine karşı yaklaşık yüzde 100 koruyuculuk sağladığını belirten Ünlü, “9-26 yaş arasında, henüz cinsel ilişki yaşamamışken yapılması en idealdir. Ancak cinsel ilişki başladıktan sonra aşının yararının daha az olacağı düşünülmektedir. Aşı koldan uygulanmaktadır. 6 ay içinde 3 doz yapılmaktadır. Aşı yapılsa dahi yıllık smear testi kontrolleri aksatılmamalıdır.” dedi.

prof. dr. cihat ünlü
serviks
rahim ağzı kanseri
tajev
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir