Medimagazin logo

Prof. Dr. Yılmaz ACE inhibitörleri, zofenopril ve SMILE çalışmaları hakkında konuştu

Prof. Dr. Mehmet Birhan Yılmaz, ACE inhibitörleri, zofenopril ve SMILE çalışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Prof. Dr. Yılmaz ACE inhibitörleri, zofenopril ve SMILE çalışmaları hakkında konuştu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Prof. Dr. Mehmet Birhan Yılmaz, Medimagazin’in sorularına cevap verdi. Önemli bilgiler veren Yılmaz, ACE inhibitörleri, zofenopril ve SMILE çalışmaları hakkında merak edilenleri yanıtladı.

Son iki yılda gerçekleşen kılavuz güncellemelerinde ACE inhibitörlerinin yerinde bir değişiklik var mı?

ACE inhibitörleri, özellikle düşük ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetersizliğinin (DEF-KY) önemli ilaçlarından biri olma hüviyetini sürdürmektedir. DEF-KY hastalarının tamamı bir ACE inhibitörü almalıdır. Her ne kadar sakubitril/valsartan (ARNİ), semptomatik ve hafif konjesyonu olan kronik DEF-KY hastalarında (NYHA II-III) bir ACE inhibitörü olan enalaprile üstün bulunmuşsa da kanıta dayalı tıp perspektifinden bakıldığında, kalp yetersizliğinin diğer tüm alanlarında ve evrelerinde ACE inhibitörleri birinci sıradadır. Öte yandan, hipertansiyon ve sekonder koruma anlamında da ACE inhibitörlerinin ön sıralarda yer aldığı unutulmamalıdır.

ACE inhibitörleri tansiyon kontrolünde ve miyokard infarktüsü sonrası dönemde tüm dünyada çok sık kullanılan ajanlar. Bu ajanların arasında farklılıklar var mı? Eğer varsa bu farklılıkların hasta özelinde klinik olarak olumlu ya da olumsuz yansımaları olabilir mi?

ACE inhibitörleri özelinde temel bakış açısı sınıf etkisi yönünde olsa da bu sınıfın üyelerinin sadece yan zincirden değil başka özellikler açısından da birbirlerinden bariz farklılıklar içerdiği düşünüldüğünde bu paradigmanın doğru olmadığı kolaylıkla fark edilecektir. İlaveten, tüm moleküllerin kanıta dayalı tıp perspektifiyle sonlanımlar açısından sınanmadığı, ACE inhibitörlerinin yüksek dozlarının düşük dozlarından daha iyi olduğu, eş değer dozların faz çalışmalarıyla değil farmakokinetik bilgiye dayandığı bilgileriyle mutlak bir sınıf etkisinden bahsetmek doğru olmayacaktır. Öte yandan, nispeten az sayıda çalışmada, bazı ACE inhibitörlerinin bazı özel durumlarda diğer ACE inhibitörlerine kıyasla daha iyi sonlanımlarla ilişkili olabileceğine dair bilimsel kanıtlar da bu varsayımın en önemli destekçisi olmaktadır. Dolayısıyla, birbirine benzeyen bu molekül sınıfının bazı üyeleri, kronik sekonder korumada plaseboya üstün çıkarken, bazı üyeleriyse akut miyokardinfarktüsü sonrasında diğer üyelere üstün çıkabilmektedir.

Son zamanlarda gündemdeki bir konu olan vasküler regülasyon ve hidrojen sülfür (H2S) ilişkisi hakkında neler söylemek istersiniz?

Hidrojen sülfür (H2S) tipik çürük yumurta kokusuyla bilinen zehirli bir gazdır. H2S, insan vücudunda enzimatik ve non-enzimatik yollar ile çok düşük konsantrasyonlarda üretilen gaz bazlı bir sinyal molekülüdür. Özellikle vasküler sistemin sağlıklı işlevi için çok düşük konsantrasyonlarda bulunmalıdır. Endojen H2S üretiminde başlıca sistatiyonin beta-sentaz (CBS), sistatiyonin gama-liyaz (CSE) enzimleri rol oynar. CBS ve CSE, H2S üretiminde rol alan primer enzimlerdir ve doku özgüllüğü ile L-sistein substratını katalize ederler. CBS asıl olarak beyinde, karaciğerde ve böbrekte, CSE ise ağırlıklı olarak karaciğer, ileum, portal ven, torasik aort ve damar yapısının dışında gerçekleşen H2S sentezinde görev alır. H2S, kan damarlarında hem dilatasyon hem de kontrollü vazokonstriksiyon oluşturur. H2S kaynaklı vazodilatasyonun altta yatan mekanizmaları tam olarak anlaşılamamakla birlikte, demir kanalları ve ATP’ye duyarlı potasyum kanallarının (K-ATP kanalları) rol oynadığı öne sürülmektedir. Potasyum ATP kanalının yanı sıra, kalsiyumla aktive olan potasyum kanallarının (KCa kanalları) da H2S tarafından aktive edildiği gösterilmiştir. Vasküler dilatasyonda, perivasküler yağ dokusundan türetilen adiposit kaynaklı gevşetici faktör üzerinden H2S’nin önemli bir rol oynadığını gösteren kanıtlar vardır. Öte yandan, H2S eksikliğinin stabil aterosklerotik plakları plak rüptürüne yatkın hâle getirebildiği de gösterilmiştir.

Zofenoprilin sülfidril grubu içermesi ve H2S salıverilmesini teşvik edebilmesi moleküle ne gibi avantajlar sağlamaktadır?

Zofenoprilin reaktif oksijen türevlerini (ROT) uzaklaştırma, endotel disfonksiyonunu önleme, inflamatuar yanıtı baskılama, NO oluşumunu ve biyoaktivitesini teşvik etme ve hücre apoptozunu düzenleme gibi kendine özgü koruyucu etkilerinin sülfidril grupları ile ilişkili olabileceği bildirilmiştir. Öte yandan, H2S’nin S-zofenoprilin aktif bir metaboliti olan S-zofenoprilattan salındıktan sonra in vitro olarak doğrudan bir vazodilatör etki edeceği, S-zofenopril ile tedavi edilen spontan hipertansif rat modelinde damarda H2S üreten temel enzim sistatiyonin gama-liyazın (CSE) ekspresyonu ve endotel bağımlı vazodilatasyonun normal düzeyine döndüğü de gösterilmiştir.

H2S donörü/üreticisi olması zofenoprili özellikle hangi hastalıkların tedavisinde ön plana çıkarmaktadır?

Özellikle akut miyokard infarktüsü sonrası (kanıta dayalı güçlü endikasyon) ve yüksek riskli aterosklerotik vasküler hastalığı bulunanlarda, özellikle yüksek dozda kullanıldığında anti-aterosklerotik etkileri sebebiyle diğerlerine oranla ön sıraya yükselmektedir.

Zofenopril etkin maddesini araştıran ve 1990’lı yıllarda başlayan SMILE çalışma serisi hakkındaki yorumlarınız nelerdir?

SMILE çalışmaları, bir seri grup araştırması olup zofenoprilin belirli endikasyonlardaki etkisini klinik sonlanımlar açısından değerlendirmektedir. Kanıta dayalı tıp perspektifiyle, özellikle akut miyokard infarktüsü sonrası morbi-mortaliteye olan etkisi kanıta dayalı olarak bilinen ACE inhibitörlerinden farklı değildir. Serinin ilerleyen basamaklarında kıyaslamalı analizler de yapılmıştır. Zofenoprili diğer klinik kullanımda yer bulan ACE inhibitörleri ile kıyaslayan bir seri çalışmalar yapılmıştır.

SMILE 4 çalışması, iki ACE inhibitörünün kafa kafaya karşılaştırıldığı ilk çalışma. Bu çalışmayı biraz daha detaylı değerlendirebilir misiniz?

SMILE-4 çalışmasında, akut miyokard infarktüsü sonrası sol ventrikül disfonksiyonu olan ve aspirin kullanan hastalarda günde iki kez zofenoprilin, günde iki kez ramipril uygulaması ile kıyaslaması yapılmıştır. Kombine sonlanımda zofenopril risk azaltımında daha üstün çıkarken, aradaki farkın mortalite açısından olmasa da morbidite sonlanımlarından kaynaklandığı rapor edilmiştir.

röportaj
Yorum (3)
cocolove
Para ile ilgili makaleyi yorum yağmuruna tutan hekimler iki satır da burada yorum yazsalar keşke.
6
Cevapla
Hasan Akdemir
Çiftçi kardeş; ekim-dikimi Arizona'da yapabileceğin ihtimalini düşünerek Anadolu'da bir deyimi hatırlatayım : " Toğtorlarla imamların gözünü toprak doyurur" . Bu makale çoğu doktoru ilgilendirmiyor, hatta komik bir şey söyleyeyim, bir dönem çalıştığım hastaneden ayrılınca benden sonraki nöroloji doktoru arkadaş , tansiyon bizim işimiz değil diyerek poliklinikten tansiyon aletini bile kaldırmıştı.
5
Cevapla
Kalender
Sayın coco, dr.luk farklı, bilimsel uğraş ömür boyu devam eder, sizi öyle görmek istiyoruz diyorsunuz..haklısınız doktorluk başka mesleklere benzemez, ömür boyu bilimsel uğraş gerektirir, öyle olmalıyız, onun için farklı ücretlendirilme talebindeyiz..sevgiler, saygılar..
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir