Medimagazin logo

'Sağlık Bakanlığının yönetmeliği kanuna tamamen aykırı'

Avukat Bülent Dağsalı, kişisel sağlık verilerinin korunması ve mahremiyetinin sağlanması ile ilgili Sağlık Bakanlığının çıkardığı yönetmeliğin kanuna tamamen aykırı olduğu açıklamasında bulundu.
'Sağlık Bakanlığının yönetmeliği kanuna tamamen aykırı'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN-Avukatların, hekimlerin ve gazetecilerin bir araya geldiği VII. Sağlık Hukuku Kurultayı’nda konuşmacı olan Ankara Barosu Sağlık Hukuku Kurulu Üyesi Avukat Bülent Dağsalı, 7 Nisan 2016 tarihinde çıkarılan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile sağlık veri girişlerinde yapılması gereken düzenlemeleri tartıştı.

 

Kamu-özel tüm kurumlara 7 Nisan 2018 tarihine kadar müddet var

Avrupa Birliği Uyum Yasaları çerçevesinde çıkarılan kanunla; ad, doğum tarihi, tabiiyet, görüntü, fotoğraf, kimlik/emeklilik bilgileri, banka bilgileri, eğitim bilgileri, telefon mesajları, adres, medeni hal, meslek, e-posta adresi, bilgisayar ID adresi, parmak izi, sağlık verileri, telefon rehberi ve sosyal medyada paylaşılan bütün bilgilerin kişisel veri olarak belirlendiği bilgisini veren Dağsalı, bu verilerin tamamının kanunla koruma altına alındığını söyledi. Bu kanuna göre, Türkiye’deki bütün resmi ve özel kurumların veri sorumlusu tayin etmeleri gerektiğini aktaran Dağsalı, kişisel veriler alınmadan önce de kişilerin aydınlatılması zorunluluğu getirildiğini ve kişisel verilerin silinmesi için başvurulduğunda veri sorumlularının 30 gün içinde dönmek zorunda olduğunu kaydetti. Dağsalı, “Kanuna uygun olmayan rızaların geriye dönük olarak düzeltilmesi için 7 Nisan 2018 tarihine kadar süre var ve bu konuda en hızlı davrananlar da şüphesiz bankalar. Hem mesaj hem e-posta yoluyla müşterilerinden onay alıyorlar.” dedi.

 

“Sağlık Bakanlığının yönetmeliği kanuna tamamen aykırı”

Tüm kurumlarda kişisel verileri koruma kurullarının oluşturulması ve yönetmelikler çıkarılması gerektiğini ifade eden Dağsalı, Sağlık Bakanlığının da bu kapsamda 20 Ekim 2016 tarihinde “Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetin Sağlanması Hakkında Yönetmelik” çıkardığı bilgisini verdi. Dağsalı şöyle devam etti:

“Ben bu yönetmeliği inceledim, tamamen kanuna aykırı bir yönetmelik. Çok yakın bir zaman olan 24 kasım 2017 tarihinde bu yönetmeliği değiştirdiler ve kanuna uygun hale getirmeye çalıştılar ama hala bazı sorunlu kısımlar var. Kanuna göre ilgili kişilere karşı veri sorumlusu sorumludur. Ancak bu yönetmelikte o veri sorumlusu ortada yok, veri işleyenin bütün her şeye karşı sorumluluğu var. Veri işleyen kişiler, mesela hekimler; verilerin  işlenmesini, değiştirilmesini önlemek, her türlü teknik ve idari tedbiri almak ve aynı zamanda görevini de devam ettirmek zorunda görünüyor. Veri sorumlusunun ise hiçbir sorumluluğu yok. Başka bir ilginç nokta, kanunda verilerinin silinmesini isteyen kişilere 30 gün içerisinde dönülüyor ancak Sağlık Bakanlığı kendisine göre bir süre getirmiş, 10 yıl sonra veri tabanından silebileceğini söylemiş. Bu herhalde değiştirirken unuttukları bir husus. Bu 10 yılın sebebini de anlayamadım, ne kanunlarda ne diğer yönetmeliklerde var. “

 

“Elektronik kayıt sistemindeki veriler elden ele dolaşıyor”

Teknoloji gelişimiyle beraber Medula Sistemi, E-NABIZ, Aşı Takip Sistemi gibi çeşitli elektronik kayıt programlarının ortaya çıktığını söyleyen Dağsalı, bu verilere hekimlerin, konsültanların, diğer sağlık çalışanlarının, laboratuarların, eczanelerin, Sağlık Bakanlığının, SGK’nın, Maliye Bakanlığının, hasta yakınlarının ve son olarak Türkiye Sigortalara Birliği’nin bile ulaşabildiğini ifade etti.  Sağlık Bakanlığının Sağlık.NET ve Sağlık.NET2 sistemleriyle kişilerin alkol, uyuşturucu madde veya sigara kullanıp kullanmadığı, kimlik bilgileri, hatta son adet tarihinin dahi öğrenilebildiğini söyleyen Dağsalı,  6 Nisan 2018 tarihine kadar Sağlık Bakanlığının işlenen verileri mevzuata uygun hale getirmesi, getiremediklerini de silmesi gerektiği uyarısında bulundu.

 “Tıpta Mahremiyet ve Sır Saklama Yükümlülüğü başlıklı bir makalede bir hastanın sağlık verilerine kaç kişinin erişebildiğinin çetelesi tutuluyor ve bakın bilgilerimiz kimlerin elinden geçiyor:  6 uzman hekim, 12 hastane yetkilisi, değişen vardiyalarla 20 hemşire,  6 sorumlu uzman, 2 beslenme uzmanı, 2 klinik farmakoloji uzmanı, 15 sınıf öğrencisi, 4 bilim sekreteri, 4 hastane finans yetkilisi ve 4 diğer görevli.” diyen Dağsalı Kişisel Verileri Koruma Kanunu kapsamında hastanelerde şu düzenlemelerin yapılmasını öneriyor:

  • Hastanelerde hastanın mahremiyetini ihlal edecek şekilde kameralar bulunuyor, bu kameraların hasta özel hayatını ihlal etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekir.
  • Koğuş sisteminden vazgeçilmeli, çünkü bir hastanın tüm kişisel bilgileri yanındaki hastalar tarafından duyuluyor.
  • Hasta dosyasındaki verilerin güvenliği sağlanmalı, bu dosyalar araştırma ve tez amacıyla hastane dışına çıkarılmamalı ve tek seferde alınabilecek dosya sayısına standart bir düzenleme getirilmeli.
  • Doktorlar anamnez alırken hastalıkla ilgisi olmayan kişisel verileri dosyaya yazmamalı.
  • Hastanedeki tıbbi cihazlar hastane dışına çıkarılırken mutlaka içerisindeki verilerin silindiği veri sorumlusu tarafından kontrol edilmeli.
  • Hastanelerde muayene sırası beklerken ekranda kişilerin adı ve soyadı görülüyor, bu kişisel verileri koruma kanununa aykırıdır. Bu muayene sıraları, bankalarda olduğu gibi sıra numarası verilerek anonim hale getirilebilir.

 

Sağlık Bakanlığının değişiklik yaptığı 24 Kasım 2017 tarihli güncel yönetmeliğe buradan ulaşılabilir:http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=7.5.22950&MevzuatIliski=0&sourceXmlSearch=Ki%C5%9Fisel%20sa%C4%9Fl%C4%B1k

 

tıp hukuku
sağlık hukuku
veri koruma
hasta mehremiyeti
Yorum (1)
Ahmet Deniz Uçar
Yazar bu dunyanın ve yurdun gerçeklerinden bihaber utopik sağlık sisteminden bahsediyor. Kendisi Çemisgezek Sağlık Ocağında bir haç hafta çalışmalı ve hukuk denen şeyin normatif, toplum yapısı ile uyumlu olunca iyi bir şey olduğunu yaşayarak öğrenmeli
2
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir