Demircan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Açlık grevini sürdüren Nuriye Gülmen'in sağlık durumuna ilişkin soru üzerine Demircan, Gülmen'in 10 Ekim tarihinden bu yana Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yattığını anımsattı. Demircan, "Mahkum servisinde gözetim altında tutuluyor. Her gün 5 uzman doktordan oluşan heyet kendisiyle görüşüyor. Tedavi ve tetkiklerin yapılması gerektiği hakkında görüşülüyor ancak hiçbir şekilde tedaviyi kabul etmiyor." dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına göre, şuuru açık olduğu sürece ne tetkik için kan alınabildiğini ne de tedavi için girişimde bulunulabildiğinin altını çizen Demircan, "Hastanın şuuru açık. Kendisiyle her gün görüşüyoruz. İzin verirse, sağlığının son durumunu gözleme dışında bir hekim ancak müşahede ile buna bakabiliyor. Yoksa, gelip ne kilosunu tartabilirsiniz, yapamazsınız, izin verecek. Etmiyor. Bizim yapacak bir şeyimiz yok. Biz ancak şuur kapanması olursa yasalar izin veriyor ve müdahale hakkını kullanıyoruz ama öyle bir durum olmadığı için biz öyle bir girişimde bulunmuyoruz." ifadelerini kullandı.
CHP'li milletvekillerinin "işine dönsün" talebi üzerine Demircan, "Sağlık Bakanı olarak bana emanet edilmiş. Bu yargının konusu. Elbette ki devletin sahibi millet. Millet yönetme yetkisini siyaset üzerinden kullanıyor. Biz, burada fikirlerimizi özgür ortamda söyleyeceğiz ama hakaret etmeyeceğiz, iftiraya kaçmayacağız ve yalan da söylemeyeceğiz. Bunda hemfikir miyiz? Ondan sonrasını konuşuruz." dedi.
Hekim intiharlarını değerlendirdi
Bakan Demircan, intiharlara ilişkin bir soru üzerine de "Kaba intihar hızı yüz bin, nüfus başına düşen intihar sayısını ifade ediyor. Dünya Sağlık Örgütü 2017 istatistik verilerine göre, Amerika'da yüz binde 14,3, Avrupa bölgesinde 14,1, Türkiye'de TÜİK verilerine göre 2015 yılında yüz binde 4,15. Gönül ister ki sıfır olsun ama insanlar da bu şekilde kendi hayatlarına son veriyorlar." diye konuştu.
"Sağlık çalışanları zor bir meslek icra ediyor"
Sağlık çalışanlarının yoğun çalıştığını ve yıprandığını ifade eden Demircan, sağlık çalışanlarının zor bir meslek icra ettiğini söyledi.
İhtisas yapanların bunu çok iyi bildiğini dile getiren Demircan, "Nöbetler, yoğun çalışma ortamı sağlıkta kaçınılmaz. Esas mesele, bir aritmetik meselesi. İhtiyacınız belli ve elinizdeki doktor sayısı belli. Elinizdeki doktor sayısını optimum seviyeye çekmedikçe, bizim ne asistanımız ne uzman hekimimiz optimum şartlarda çalışamayacak. Mecburuz, ekstra ilave çalışma yapmaya. Ümit ediyorum, 5 yıl içinde Türkiye pratisyen hekim açığını kapatacak. On yılı alan bir süre içinde de uzman hekim açığını kapatacak diyemiyorum. Çünkü yan dal gelişmesi çok hızlı. Dün dahiliye vardı, sonra nefrolojisi geldi, bir sürü branşlar geldi." değerlendirmesinde bulundu.