Medimagazin logo

Tıbbi cihaz sevkiyatı durdu: Beyin ve ortopedi ameliyatları tehlikeye girdi

Ortopedi ve omurga cerrahisi alanında tıbbi malzeme tedarik eden medikal firmaları art arda yaptıkları açıklamalarla sağlık kuruluşlarına sevkiyatları durdurduklarını açıkladı. Yapılan açıklamalarda, “Bundan sonra halk sağlığı sorunu ile ilgili oluşacak problemlerin sorumlusu bizler değiliz” denildi.
Kaynak: Sözcü - Latif Sansür
Tıbbi cihaz sevkiyatı durdu: Beyin ve ortopedi ameliyatları tehlikeye girdi
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Sözcü'den Latif Sansür'ün haberine göre, Türkiye'nin önde gelen tıbbi cihaz tedarikçileri sosyal medyadan yaptıkları açıklamalarla sağlık kuruluşlarına malzeme tedarikini durdurduklarını açıkladı.

Cuma günü bir açıklama yapan meslek örgütlenmeleri bakanlıklar ile uzlaşma sağlanmazsa pazartesi gününden itibaren ortopedi ve beyin cerrahisi alanlarında her türlü tıbbi medikal malzemenin satışını durduracaklarını duyurmuştu.

Böylece ortopedi ve beyin cerrahi ameliyatları tehlikeye girdi. Diğer alanlarda da tıbbi cihaz ve malzeme tedarik eden firmalarında aynı yönde karar alacakları öne sürüldü.

“Artık gücümüz kalmadı”

Bir medikal firmasının yöneticisi Feride Eda Çalıkuşu, ”Bugün, ortapedi ve omurilik cerrahisi ürün tedarikçileri mal sevkiyatlarını durdurdu. Diğer branşlar da yolda. Medikal sektör firmaları aylardır hak edişlerini alamıyor. Ödenek problemi halka yansımamalı, halk sağlığı tehlikeye girmemeliydi. Artık gücümüz kalmadı” dedi.

“Son ithalatımı yaptım”

Ortopedi ve beyin cerrahi tıbbi cihazlarını ithal eden firma sahibi Galip Karaoğlu da ‘Bizi kimse kurtaramaz’ diyerek şu açıklamayı yaptı; “Son ithalatımı da bugün yaptım. Artık yeni malzeme getiremeyeceğim. Krediler, vergiler, masraflar had safhada. Borçları bitirene kadar ithalat yok. Bu saatten sonra satmaya kalkarsam batarım. Herkes kendi bacağından asılsın. Yoksa bizi kimse kurtaramaz.”

“Sektörümüz çözümsüz bırakılmıştır”

Bundan sonra halk sağlığı ile ilgili oluşacak problemlerin sorumlusunun kendileri olmadığını söyleyen başka bir tedarikçi firma yöneticisi Onur Akgün ise “ Aylardır gerek sözlü, gerek yazılı gerekse de alanlara inerek bunları defaten dile getirdik. Ancak geldiğimiz nokta da tıbbi cihaz sektörümüz çözümsüz bırakılmıştır. Bundan sonra halk sağlığı sorunu ile ilgili, oluşacak problemlerin sorumlusu bizler değiliz, kamudur” ifadelerini kullandı.

İşte tedarikçilerin talepleri

Sağlık Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu'na geçen Cuma birer yazı gönderen tedarikçi ve ithalatçı dernekleri TÜSAN, TOBDER, TTÜDER, ORDER ile İç  Anadolu Sağlıksan Derneği başkanları, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT ) fiyatlarının güncelliğini kaybettiği, Sağlık Kurumlarının ödeme sürelerindeki belirsizlik ve artan maliyetleri karşılayamadıkları belirtmişti.

“Ekonomik planlama yeteneğimizi kaybettik” denilen yazıda, “SUT fiyatlarının her yıl TEFE TÜFE ortalamasına göre (yüzde 112) arttırılmasını talep ediyoruz. Tıbbi Cihaz firma ödemelerinin en geç 60 gün vade ile gerçekleşmesini ve 2020-2021 yılına dair Tıbbi Cihaz alacaklarının ödenmesini istiyoruz. Aksi durumda sağlık kurumlarından gelecek talepleri karşılayamayacağımızı üzülerek bildirmek durumundayız” ifadeleri kullanılmıştı.

ortopedi ve omurga cerrahisi
tıbbi cihaz sevkiyatı
tıbbi malzeme
Yorum (1)
muhibbi
Admin in yayımlaması hususunda tereddütlerim var ama yazayım dedim. Gereken tıbbi cerrahi malzeme alınamamasının gerekçesi olarak "Sendikalar" tırnak içinde yazıyorum "diğer sağlık çalışanları" yerine konunun müsebbibi olarak doktorları hedef gösterirse hiç şaşırmam. Hatta; geçen hafta yaptıkları gibi bir eylem daha bekliyorum desem yalan olmaz. Önceki hafta hekim - ay pardon "sağlık çalışanı" maketini yaktıkları gibi şimdi de Dilerlerse tıbbi malzeme maketi de yakıp tepki göstersinler. Hadi ne duruyorsunuz, kim tutar sizi (!) Gelelim başka bir açıdan bakmaya; haberde belirtilen "tıbbi cihaz sevkıyatının tehlikeye girmesi" ile, Anayasa' nın 17. maddesinin ihlali durumu söz konusu olacağı için: TCK:280 de tanımlı tüm sağlık mesleği mensubu çalışanları sorumlu tutulup haklarında yasal işlem yapılması sözkonusu olacaktır. Yani, bir "ekip" işi olan "sağlık hizmeti" aynı zamanda da bir "kamu" hizmeti olup 24 saat esasıyla yürütülür. Bunu sekteye uğratan her kim olursa olsun er geç yasalar önünde hesap vermek durumunda kalacak. Diğer mevzuatı paylaşıp okurların kafasını bulandırmadan burada paylaşımımı sonlandırayım. Hattâ, bire sağlık çalışan arkadaşımız umarım bu durumdan dolayı şiddete uğramaz: adli olarak işin "domino taşı" etkisiyle nerelere gideceğini isteyen düşünsün isteyen düşünmesin - tabii si de sonuçlarına katlanmak şartıyla. Tüm sağlık çalışanı mesai arkadaşlarıma kolaylıklar dilerim.
4
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir