MEDİMAGAZİN- Araştırmada OECD verileri kullanılırken kişi başı hekime başvuru sayısına bakıldığında OECD ortalaması 6,8 iken Türkiye’de bu oran ortalamanın üzerinde 8,4 olarak görüldüğü ve Türkiye’de hekime başvuru konusunda OECD ortalamasının üzerinde olduğu belirtildi.
Çalışmada değinilen grafiklere göre; ülke sıralamasında en son sırada yer alan Türkiye’de yüz bin kişiye düşen hekim (uzman, pratisyen ve asistan hekim) sayısı 179 iken, OECD ortalaması 339 olarak görüldü; ayrıca verilere göre yüz bin kişiye düşen hekim sayısının en fazla olduğu ülke Norveç (506) oldu.
Yüz bin kişiye düşen diş hekimi sayısında OECD verisi 70 olarak görülürken Türkiye’de ise bu rakam 32 olarak görüldü. Verilere bakıldığında yüz bin kişiye düşen diş hekimi sayısının en fazla İsrail ve sonrasında da Norveç’te olduğu belirtildi.
Yüz bin kişiye düşen eczacı sayısı OECD ortalamasına göre 87 iken, Türkiye’de 35 olarak görüldü.
Grafikteki verilere göre OECD ortalamasında yüz bin kişiye 1071 hemşire ve ebe düşerken, Türkiye’de bu sayının 261 olduğu belirtildi. Verilere bakıldığında grafik içerisinde yer alan ülkeler sıralamasında en son sırada Türkiye, ilk sırada ise 2076 sayısı ile Norveç yer alıyor.
Sağlık ve sosyal istihdamın toplam istihdamdaki artışı incelendiğinde 2000-2015 yılları arası artış oranı Türkiye’de de diğer ülkelerdeki artış oranına benzer olduğu tespit edildi.
Türkiye’de kentsel alanlardaki hekim yoğunluğu kırsal alanlara nazaran daha fazla olduğu görülen grafiğin geneline bakıldığında diğer ülkelerde de benzer durumun söz konusu olduğu belirtildi. Ayrıca OECD ortalamasında da yine kentsel yoğunluğun daha fazla olduğu görülen veriler incelendiğinde hem kentsel hem de kırsal alandaki bin kişi başına düşen hekim yoğunluğu diğer ülkelere nazaran sayısal olarak daha az görüldüğü dikkat çekti.
Kentsel ve kırsal alanlardaki yoğunluk arasındaki farka mercek tutan araştırma Türkiye de dahil olmak üzere birkaç ülkede daha (Norveç, Finlandiya, İsveç, Estonya, Kore ve Japonya) bu farkın az olduğu belirtti. Ayrıca verilere göre Türkiye’ de kentsel ve kırsal alandaki hekim sayısının OECD ortalamasının altında olduğu sonucuna da varılacağı kaydedildi.
Bin kişi başına doktor artışı Türkiye'de düşük
2000-20015 yılı bin kişi başına doktor artış oranını gösteren grafik incelendiğinde, mevcut ülkeler içerisinde Türkiye’deki artışın düşük olduğu belirtildi. Brezilya ve Kore’de Türkiye’ye benzer oranda artış görülürken, en yüksek artışın yaşandığı ülkenin Yunanistan olduğu tespit edildi. Ayrıca Endonezya (0,3), Hindistan (0,7) ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde (0,8) Türkiye’den daha az bir artışın olduğu grafiklere yansıyan başka bir ayrıntı.
Hemşire ücretleri OECD verilerine yakın
Ülkeler bazında hemşire ücretleri değerlendirildiğinde OECD ortalaması 47,4 ABD doları iken, Türkiye’ de 40,8 ABD doları şeklinde olduğu; en düşük ücretin Letonya’da (17,4) en yüksek ücretin de Lüksemburg’da (94,2) olduğu görüldü. Yapılan çalışmada en başta ve en sonda yer alan ülkeler arasında hemşire ücretleri farkının oldukça yüksek (yaklaşık 6 katı) olduğu saptandı.
Türkiye’nin yüz bin kişi başına düşen tıp mezunu sayısının birçok ülkeye göre az olduğu görüldü. En fazla sayının İrlanda’da (23,7), en az sayının da İsrail’de (5,5) olduğu belirtildi.
Türkiye’de doktorların yüzde 0,2’ si yabancı eğitim gördüğü belirtilen OECD verilerini içeren çalışmada “Yabancı eğitim gören doktorların OECD ortalaması ise 16,9 olarak görülmektedir. En fazla yabancı eğitim görmüş doktor İsrail’ de (57,9) iken, en az olan ülke de Türkiye’dir.” bilgisi paylaşıldı.
Araştırmacılar sonuçları değerlendirirken şu bilgileri paylaştı:
“Sağlık hizmetlerinin her aşamasında uzmanlık gerektirmesi bu hizmet anlayışındaki insan kaynağına bağımlılık derecesini de artırmaktadır. Özellikle sağlık hizmeti sunumunda hastayı odak noktası olarak İsrail Yeni Zelanda İrlanda Norveç Avustralya isveç isviçre Birleşik Krallık Amerika Kanada Finlandiya OECD Şili Slovenya Belçika Fransa Almanya İspanya Macaristan Letonya Çek Cumhuriyeti Danimarka Avusturya Estonya Slovak cumhuriyeti Hollanda Porland İtalya Türkiye gören ve hasta merkezli hizmet ülkemizde yaygın olarak benimsenmesi sağlıktaki insan gücüne yatırımı etkilemektedir. Türkiye’nin sağlıkta insan kaynakları incelendiğinde yıllar bazında her unvanda personel sayısında artış görülmektedir. Bu artış Türkiye genelinde gerçekleşmiş olsa da halen sağlıkta yeterli insan kaynağına ulaşım sağlanamamıştır. Buna rağmen ülke genelindeki insan gücü dağılımında da dengesizlikler görülmektedir. Araştırmalar sağlık personelindeki dengesizliğin dünya genelinde karşılaşılan önemli bir problem olduğunu göstermektir”
Bu çalışma Prof. Dr. Şebnem Aslan editörlüğünde Sosyal Araştırmalar ve Yönetim Dergisinde yayımlandı.