Medimagazin logo

Türkiye'nin gündemindeki Palu ailesinin hastalığı belli oldu: Paranoid bozukluk

Bir televizyon programına kızları ve torunlarının kayıp olduğunu iddia ederek başvuran Palu Ailesi'nde açığa çıkan olaylar Türkiye'nin gündemine oturdu. İddiaların beşiğindeki isimlerin sağlıklı olmadığını ifade eden Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ertan Tezcan, özellikle Tuncer Ustael'in paylaşılmış paranoid bozukluk hastası olabileceğini söyledi.
Kaynak: DHA
Türkiye'nin gündemindeki Palu ailesinin hastalığı belli oldu: Paranoid bozukluk
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Kocaeli'de yaşayan Palu Ailesi'nin bazı üyeleri hakkında ortaya atılan çocuk istismarı, cinayet ve aile içi şiddet gibi iddialar gündemden düşmüyor. Her gün yeni bir bilginin ortaya çıktığı ailenin ruhsal durumunu değerlendiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ertan Tezcan, 'büyü psikolojisi' adı verilen kavram olduğunu ve bunun Türkiye’de zannedildiğinden daha sık görüldüğünü ifade etti.

“GERÇEĞE UYMAYAN DÜŞÜNCELERİ KARŞIDAKİNE EMPOZE EDEBİLİRLER”

Palu Ailesi'nde yaşanan olaylarda tüm aileyi etkisi altına alan Tuncer Ustael’in davranışlarının paylaşılmış paranoid bozukluk hastalığına benzeten Ahmet Ertan Tezcan, “Bu hastalıkta baskın denilen bir kişi vardır, bu kişi ağır hastadır ve hezeyanları vardır. Mantıklı tartışmayla değiştirilmeyen, gerçeğe uymayan düşünceleri bir şekilde etkide kalan kişiye empoze eder. 'MIT beni takip ediyor, CIA beni takip ediyor ' der ve en az 20-30 inanan bulabilir. 'Birileri bana kötülük yapmak istiyor, peşimdeler, uğraşıyor' der ve yine bir takım taraflar bulabilir. Bunu çeşitli inanç organizasyonlarında da görebilirsiniz. Bazı inanç organizasyonlarında bu intihar boyutuna gidecek şekilde de olabilir” diye konuştu.

“BU TÜR DURUMLARLA KARŞILAŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Palu Ailesi'nde yaşanan durumun pratikte zannedildiğinden fazla görülen bir durum olduğunun altını çizen Tezcan, “Bu vaka, baskın kişinin etkide kalan kişileri etkileyip hezeyanlarını onların üstünden doyurmasından başka bir şey değildir. Cehalet ne kadar artarsa, eğitim seviyesi ne kadar düşerse ve toplum ne kadar kapalı hale gelirse maalesef bu tür durumlarla karşılaşmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

'Bu durum hiçbir zaman için son değil' diyen Tezcan, “Burada etkide kalan kişilerin baskın olan kişiden süratle ayrılması gerekiyor ve etkide kalan kişilerin mutlaka etkin bir tedavi ile mutlaka tedavi altına alınması gerekiyor. Baskın kişinin de mutlaka rahatsızlığının yani bunun anti sosyal kişilik bozukluğu mu? Psikotik bozukluk mu? Ağır borderline kişilik bozukluğu mu? olup olmadığının belirlenip mutlaka ona göre gözlem altında bulundurulması gerekiyor. Yaptığı eylemlerden kanun nazarında ne kadar sorumlu olup olmadığının bilincinde olması gerekiyor” açıklamalarında bulundu.

“BÜYÜ PSİKOLOJİSİ VAR”

Büyü psikolojisinin Türkiye’de sıkça görüldüğünü ve bu tip vakalarla çok sık karşılaştıklarını dile getiren Psikiyatri Uzmanı Tezcan, “Günlük hasta uygulamamızda da günde en az 2-3 kere mutlaka karşımıza büyü, muska ile ilgili bir takım söylemler karşımıza çıkıyor. Buna benzer olaylarla çok karşılaşıyoruz. Bir şizofreni vakasında, obsesif kompulsif bozukluk vakasında, panik bozuklukta bile kişi kendisine büyü yapıldığını, muska yapıldığını, bir takım kişilerin kendisiyle uğraştığını düşünerek maalesef tıp dışı seçenekler içerisinde bulunabiliyor. Psikoz, yani gerçeği değerlendirme yetisi bozulan hastaların 'büyücüye, muskacıya' başvurmadan bize geldiklerini hiç görmedim” dedi.

"TEDAVİ EDİLEBİLİR"

Paylaşılmış paranoid bozukluk yaşayan bu tür vakaların birçoğunun etkilendikleri kişiden ayrıldıkları zaman süratle normale dönmeye başladığını söyleyen Psikiyatri Uzmanı Ahmet Ertan Tezcan, “Bir kısmı dönmeyebilir onlarda da ciddi tedaviler gerekebilir. Burada tedavide ana unsur etkilenen kişilerin baskın kişiden ayrılmasıdır” diye konuştu.

Sağlıklı bireylerin de neredeyse günde ortalama 6-7 defa yalan söylediğini belirten Tezcan, “Yalan söyleme hastalığına mitomani denir. Burada yalan söylemek, bir çeşit hayal kurmak gibidir. Bizim için kişinin kendi söylediği yalana ne kadar inandığı önemlidir. Bahsedilen olayda kişilerin söylenilen yalana da inanması söz konusu. Bu da ayrı bir hastalık ama bu etkilenmenin içinde bir tanı ölçütü olarak da var. Dolayısıyla baskın kişiden ayrıldığı zaman gerçekleri ve doğruları karşıdaki kişilerin anlayacağı biçimde anlatıp, sorunu halletmek gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

"HERKES BİREYSEL TEDBİR ALMALI"

Yaşanan bu tür olaylara karşı herkesi bireysel tedbir alması gerektiği konusunda uyaran Tezcan, “Bazen hepimiz bir şekilde kandırılabilir hale gelebiliriz. Buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Mutlaka sorgulamak ve eğitim gerekiyor. Bilmediklerimizi araştırmak, araştırdıklarımızı öğrenmek, öğrendiklerimizi de yaymak gerekiyor” diye konuştu.
 

paranoid bozukluk
ahmet ertan tezcan
Yorum (9)
Hasan Akdemir
Biz zaten toplumsal olarak paranoyaya girmiş durumdayken sorunlu bir ailenin hedef tahtasına oturtulması ne gibi bir sonuç verecek ki ? Aman şu adamı ,hatta şirketi telefonla arama HTS kayıtları tutuluyor, aman şu bankaya para yatırma, şu şirkete ortak olma-hisselerini alma hatta orada çalışma, şu derneğe -sendikaya üye olma, şu okula çocuklarını gönderme, işyerindeki şu adamlarla aynı ortamlarda bulunma, şu internet sitelerine girme, şu yazarların kitaplarını alma internette beğenilerini yapma, şu sanatçıların gösterilerine gitme, muhalif yorum yapma, sakın haa şu cümleleri kullanma, şu derneklere bağış yapma, şu kişilerin değil düğününe cenazesine bile gitme sonra seni terörist diye fişleyip mapuslarda süründürürler olayı yaşanıyor ondan sonra da bir ailedeki paranoya tüm ülkenin öncelikli meselesi oluyor. Psikiyatrist kardeşlerimiz toplumun bu haline Nihat GENÇ abimizden daha cesur bir yorum getirebilecek mi, getirirlerse de bunu ifade edecek cesaretleri olabilecek mi ? -Bu yorumu şimdiden yayınlanmayanlar listesine kaydettim. İnşallah beni yalancı çıkarırsınız -
39
Cevapla
aydin sinal
anadoluda bir söz vardir "devede kulak kadar" avrupa-amerikadaki paranoid kisilik bozukluklari orani ile Türkiyedeki devede kulak kalir.gecen senelerde ev doktorlari icin yapilan bir bilgilendirme simpozyumunda üniversite psikiatri klinigi profosörü konusmasinda" toplumdaki her on kisiden biri psikiolojik bozukluga ve tedaviye ihtiyaci var bu 1/10 kisinin tekrar yüzde onu klinik tedeviye ihtiyaci var bu oran i ne psikiatrist nede klinik kapasitesi karsilar) almanya 80 milyon 1/10=8 milyon psikolojik bozukluk 8milyon/10= 800 bin klinik tedavi .bilmem bu oran Türkiyede ne sayida?
10
Cevapla
Philip Morris
Dünyaya Şeytandan Önce Gelmişler....
13
Cevapla
a.s
Canlı yayında doktora sağlık çalışanına hakaret eden, ya da şiddet uygulayan birini de ters kelepçe yapsalar ya... şöyle canlı yayında rahatlardık
18
Cevapla
Fatih Güven
Aydın Sinal bey, siz doktor musunuz gerçekten?. “Ev doktoru” ne Allah aşkına :)) hemen her yorumunuzda lise mezunu sahte nöroşirüri profesörünün seminer konuşmaları aklıma geliyor. YouTube’da var. Size sahte doktorsunuz demiyorum. Sadece soru soruyorum yanlış anlamayın.
6
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir