Medimagazin logo

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Önümüzdeki haftalarda güçlü bir dalgalanma bekleyebiliriz

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Bilim Akademisi tarafından yayınlanan İstanbul'da Kovid-19 kaynaklı vefat sayıları grafiğini yorumladı. Ceyhan, "Önümüzdeki haftalarda güçlü bir dalgalanma bekleyebiliriz; Hafta sonu kapanma doğru değil, aşılanma hızlanmalı, kademeli mesaiye geçilmeli." uyarılarında bulundu.
Kaynak: Sözcü - Yusuf Demir
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: Önümüzdeki haftalarda güçlü bir dalgalanma bekleyebiliriz
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Sözcü'den Yusuf Demir'in haberine göre, Bilim Akademisi, İstanbul’daki haftalık vefat sayılarını gösteren verileri açıkladı. Bilim Akademisi’nin salgının ilk döneminden bu yana haftalık olarak düzenli yayınlanan grafiği, resmen açıklananın çok üzerinde salgına bağlı ölüm yaşandığını ortaya koyuyor.

 

Buna göre İstanbul’da 17-23 Eylül tarihleri arasında 1674 kişi öldü. Geçtiğimiz yıl aynı hafta 1501 kişi hayatını kaybetmişti. 2015-2019 yılları arasındaki 5 yılın ortalaması ise 1262. Bilim insanları iki yıldır oluşan farkın Covid kaynaklı olabileceğine dair güçlü bir tahmini dile getiriyor.

 

Bilim Akademisi’nin grafiğine bakıldığında şaşırtıcı bir durum daha dikkat çekiyor. Grafik,  neredeyse geçtiğimiz yılla paralel bir dalgalanma izliyor. 2020’de Mart Nisan aylarında yaşanan ve birinci dalga olarak değerlendirilen vaka ve ölüm artışı, 2021’in aynı haftalarında da tekrar ediyor.

Türkiye geneli vaka ve ölüm verilerindeki seyir de farklı değil.

Grafik, böyle devam ederse önümüzdeki haftalarda çok ağır bir tablonun eşiğinde görünüyor.
Aşılamaya rağmen tablodaki eğilimin 2021’de değişmediği, bunda yeni varyantların yanı sıra geçen seneki kısıtlamaların tamamen kaldırılması akla gelebilir.

Bu endişe verici tabloyu Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan Sözcü'ye değerlendirdi .

“Önümüzdeki haftalarda geçtiğimiz yılda olduğu gibi ağır bir dalgalanma yaşanabilir mi, kormalı mıyız?” diye sorduk.

Prof. Dr. Ceyhan’ın çarpıcı tespit ve değerlendirmeleri şöyle:  

Önümüzdeki haftalarda güçlü bir dalgalanma tabi ki bekleyebiliriz. Hiçbir önlem almadığımızı görüyoruz. Geçtiğimiz sene en azından kamu sektöründe uygulanan bir kademeli mesai vardı. Bu toplu taşımadaki kalabalıkları azaltıyordu. Okullar kapalıydı, birçok işyerinde esnek çalışma teşvik ediliyordu.

Şimdi bunların hepsi kalktı. Okullar açıldı. Şimdi pencereler açılabilir ama yakında havalar soğuyacak. Bir varyant çıkabilir. Bu varyant çok öldürücü olabilir. Aşı bu varyant üzerinde çok etkili olmayabilir. O zaman hiç beklenmedik rakamlar da ortaya çıkabilir.

Mart’ta Nisan’da 50-60 binlere çıktığımız gibi… Vaka eğrisi yapısı gereği zaten düz seyretmez. Dalgalanmalar olur. Bu dalganın ne kadar büyük olacağı, sizin ne kadar önlem alacağınıza ve etken olan virüsün özelliklerine bağlı.

Üç önemli bulaş kaynağı var:

Ev, işyerleri ve toplu taşıma araçları. Eve bir şey yapamayacağımıza göre toplu taşıma ve kalabalık işyerlerinde gerekirse vardiya usulü çalışarak önlem alınmalıdır. Bunu sadece kamu değil özel sektör de uygulamalıdır.

“Aşılama hızlanmalı"

Aşılamanın hızla tamamlanması gerekiyor. İş uzadıkça biz bir yandan aşı yapmaya yüzde 80’e ulaşılmaya çalışırken, diğer yanda aşı yaptıklarınız bağışıklığını kaybetmeye başlıyor.

Bu salgın kontrol edilmek isteniyorsa aşılama hızının mutlaka artırılması gerekiyor. Aşı kararsızlığının ortadan kaldırılması için ciddi faaliyet yürütülmeli ve tedbir alınmalı. Sanıldığının aksine sosyal medyadaki aşı karşıtlığı falan değil, özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesindeki dini ve feodal yapı… Buradaki aşiretlerin, cemaatlerin, grupların başındaki insanların söylemleri etkili oluyor. Devletin o insanlara dönük bir faaliyeti olmalı. Önceki yıllarda aşı kampanyalarında bu yapıldı. Ama bu biraz bırakılmış gibi…

"Eve kapanma değil, kademeli mesai ya da vardiya"

Diğer taraftan da insanlar bireysel tedbirleri daha iyi uygularken, devletin de bazı kısıtlama önlemleri alması lazım. Bu da eve kapanma değil. Bunun sorunu çözmediğini gördük. Tam tersine bütün hafta boyu dışarıda olan insanları hafta sonu eve kapatıyorsunuz. Birinde virüs varsa daha kolay evdekilere geçiyor. Esas önemli olan büyük işyerlerinin bir an önce kademeli mesaiye geçmesi, esnek çalışma uygulaması… Yine de sosyal mesafe sağlanamıyorsa vardiyalı çalışma sistemine geçilmelidir.

Salgının bir bedeli var. Belki o işyeri sahibinin hoşuna gitmiyor ama insanlar bundan kurtulamadığı için kendileri de zarar edecek.

"Ölüm oranı iki katına çıktı"

Şimdi zaten 4. dalganın içindeyiz. İlk iki dalga orjinal virüsle olmuştu. Orda ölüm oranı binde 9’du. Sonra 3. dalga Mart-Nisan ayında Alfa varyantıyla oldu. Orda binde 6’ya düştü ölüm oranı. Şimdi bu delta varyantında binde 11. Ölüm oranları daha önceki üç dalgaya göre daha yüksek.

"Avrupa ve Türkiye'de azalma yok"

Bundan sonra böyle mi devam edecek. Kasım’da bir artış mı göreceğiz açıkçası genel dünyadaki duruma bakınca yavaş yavaş ölüm ve vaka sayısında bir azalma var. Bu azalmayı oluşturan daha çok Güney Asya ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri… Diğer yerlerde Avrupa’da ve bizde de belirgin bir azalma yok. Bundan sonra seyir aşağı doğru gidebilir.

prof. dr. mehmet ceyhan
i̇stanbul
vefat sayıları
bi̇lim akademisi
Yorum (1)
hasan
Hocam Çalışmaya ara veremeyiz. Devletimiz herkese aşılama imkanı sağladı. Buna rağmen direnen varsa bir şey diyemiyorum. Okullar kapandığı için eğitim çok geri kaldı. Genç neslimizi kaybettik. Artık çalışacağız. Bankalar zaten kısıtlı çalışıyor, devlet dairelerinde iş görmek zor. Herkeste bir gevşeme var. Sadece hekimler çalışıyor. İnsanlarımız sokaklarda geziyor, ama çalışan yetersiz. Aşılama oranı yetersiz illerden diğer illere yolcu kısıtlaması yapılabilir. Mesaiyi zaten hep esnek yapıyoruz. Avrupa çalışıyor, biz yatıyoruz. Ne olursun hocam çalışın deyiniz.
5
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir