Eskiden hastalarımıza güvenirdik… Onlar polikliniğe gelir… Bizler dinler… Muayene eder… Reçete verirdik… Poliklinik defterinde isim soy isim tanı reçete not eder gönderirdik… O zaman da hasta çoktu… İşimizi yine acele acele yapmak zorunda bırakılırdık ama yine de bir güven vardı... Şimdi ise polikliniğe gelen her hastayı önce hasta sonra ne yazık ki ‘’davacı’’veya ‘’şikayetçi’ 'olma olasılığı olabilecek kişi olarak görmek zorunda kalıyoruz… Muayene notlarımız olası şikayet veya dava dosyasına eklenecek belge niteliğinde…’’dur şunu da yazayım… Yapmadığımı sanmasınlar… Yazmazsam nasıl ispatlayacağım yaptığımı'’…’’aaa… Sevk ettiğimi de gireyim… Sonra uyarmamışsın demesinler’’…’’neyse ki muayeneye aldığım saat otomatik görünüyor da 2 saat beklediğini iddia edip şikayet eden hastanın doğru söylemediği bilinecek’’ gibi düşünceler muayene veya reçete düzenleme sırasında kafamızdan geçenler oluyor… ve bu nedenle de insanların yüzüne değil bilgisayar ekranına bakıyoruz... İnsanoğluyuz işte refleks olarak biz de kendimizi, ailemizi, mesleğimizi, geleceğimizi korumak istiyoruz… O kadar hekim, o kadar cerrah bazen hastalığın bazen sistemin bazen hastanın kendinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle dava, dosya, avukat sigorta, soruşturma vs. ile uğraşmak zorunda kalıyor ki ‘’aman ben de onlardan olmayayım’’diyoruz ve ‘’tedbirli’’ hatta ‘’aşırı tedbirli’’ oluyoruz… Yanlış anlaşılmasın… Hatalar varsa elbette araştırılsın, bilinsin, önlem alınsın… Fakat sapla saman böyle ayıklanmaz… Bu şekilde hepsi yanar, kül olur...
Eskiden…
Eskiden hastalara tanı koyar ve tedavi ederdik… Şimdi de tanı koyup tedavi veriyoruz… Biliyoruz işte bu basit bir baş ağrısı… başka muayene bulgusu da yok… amaaa… Ya bu hasta da 6 ay sonra milyonda bir olasılık olan beyin tümörü çıkarsa… Yok yok ben ne olur nolmaz bir nöroloji uzmanına göndereyim… Şimdi hasta da internetten, gazeteden okumuştur ya da yarın televizyonda seyredecektir…nöroloji uzmanı da nolur nolmaz bir tomografi çeker…onda birşey yoksa …sonra laf etmesin diye bir de Kulak Burun Boğaz doktoruna gönderir…öyle ya sinüzittir belki…hatta tomografide milimetrik bir kist vardır …Beyin cerrahisi de görse iyi olur…Beyin Cerrahı da bu kist bişey yapmaz ama nolur nolmaz belki ameliyat eder…böyle gider gider…hastanın baş ağrısı da devam eder…nedeni ???…nedeni doktor değildir…nedeni kendisidir…nedeni alet edildiği ve dostu düşman bildiren sistemdir…eskiden zatüre tanısını sağlık ocağında koyar tedavisini verir,takibini yapar iyileştirirdik…şimdi röntgensiz size nasıl inanayım ,ispat et derler diye sevk edip gönderiyoruz…eskiden karın ağrısı, sadece karın ağrısıydı…şimdi yüz binde bir ihtimal Pankreas kanseri ise ve ben bunu atlarsam ve de bana hesap sorarlarsa ve davalarla uğraşırsam karın ağrısı oldu…ben göndereyim de kim bakarsa baksın karın ağrısı...eskiden apandisit ameliyatı sadece bir ameliyattı…şimdi yine milyonda bir ihtimal, bir komplikasyon olur da hasta ölürse,komplikasyon değil de adam öldürmüşüm muamelesi görürsem ameliyatı oldu…aman ben yapmayayım da kim yaparsa yapsın …eskiden biri birini vurur ... Biri katil diğeri ölen olurdu… Şimdi vurulan hastaneye getirilip kurtarılamazsa onu öldüren doktor oldu…
Eskiden…
İşten, hastaneden eve gelir, evde o gün aklımıza takılan bir hastayı konuşur… Tanısını kesinleştirmek için biraz kitap dergi karıştırır… Gerekirse bir bilen büyüğümüz meslektaşımıza danışırdık… O gün isabetli olan müdahalemizi düşünür mutlu olurduk… Şimdi eve gelip duyduğumuz hakaretleri, zorlandığımız angaryaları, yapılan haksızlıkları, yasal olmayan rapor, reçete istekleriyle mücadelemizi ve bu sırada yaşanan tartışmaları konuşur olduk… Nefes almadan hasta bakmayı, yorgunluğumuzu ve bizi kimsenin anlamayacağını düşünür olduk… Bizi aştığı halde yapmak zorunda bırakıldığımız işlerden şikayet eder, bu meslek uğruna harcadığımız yıllardan pişman olur olduk…
Eskiden…
Hasta acısını dindirene, derdine derman olana, çocuğuna bakana… Bu ülkede belki de kendisine gerçekten bi yararı dokunan tek insana, doktoruna teşekkür ederdi… Şimdi dolduruşa gelip hakaret eder, tehdit eder, döver ve hatta öldürür oldu… Eskiden bu insanlar doktorunun alnından öperdi… Şimdi haksız yere başına silah dayar oldu… Evet, doktorun başına silah dayar oldu… Doktorun başına silah dayar oldu…
Eskiden doktordu...şimdi ''doktor efendiii ‘'oldu.
Uzm.Dr. Derya Aydın Mengücük