MEDİMAGAZİN - Yeni kanser tahminleri, önleme çabalarına rağmen prostat vakalarının 2050 yılında %25 oranında artacağını ortaya koydu.
Nordik kanser istatistikleri veritabanı NORDCAN'dan elde edilen verilere dayanan araştırma, sadece prostat kanserini değil, aynı zamanda bölge genelinde meme, akciğer ve kolorektal kanser (CRC) oranlarındaki artışları da vurguluyor.
Sağlık alanındaki ilerlemelere rağmen, çalışma kanser insidansında önemli artışlar öngörmekte ve CRC'nin 2021 seviyelerinin yaklaşık %30 üzerinde en yüksek sıçramayı gösterdiğini ortaya koydu.
Bu trendlerle mücadele çabaları "üç büyük" risk faktörüne odaklandı: sigara, aşırı vücut ağırlığı ve yüksek alkol tüketimi. Bu risklerin azaltılması kanser oranlarını önemli ölçüde düşürebilir; örneğin sigaranın ortadan kaldırılması akciğer kanseri vakalarını %70'e kadar azaltabilir. Ancak, bu yaşam tarzı faktörleri prostat kanserinin oluşumunu önemli ölçüde etkilemediği için prostat kanseri üzerindeki etkisi ihmal edilebilir görünmektedir.
Yaşlanma faktörü
Çalışmanın ortaya koyduğu çarpıcı sonuçlardan biri de yaşlanan nüfusun kanser vakalarının artışındaki rolüydü.
Örneğin Danimarka'da yaşlı nüfus artmakta olup 65 yaş ve üzeri nüfusun %34 oranında artacağı öngörülüyor. Bu demografik değişim, bu yaş grubu kanser teşhislerinin çoğunluğunu temsil ettiği için önemli.
Ayrıca 80 yaş ve üzeri bireylerin sayısının 2050 yılına kadar iki katına çıkması ve kanser yüküne daha fazla katkıda bulunması bekleniyor. Çalışma, etkili önleme stratejileriyle bile, yaşlı yetişkinlerin sayısındaki büyük artışın daha yüksek kanser insidansına yol açacağını öne sürüyor.
Sağlık hizmetlerine etkileri
Bulgular, sağlık sistemlerinin değişen demografik manzaraya uyum sağlama ihtiyacını vurguladı.
Erken teşhis ve hedefe yönelik tarama programlarına yatırım, kanserin artan yaygınlığını yönetmek için çok önemli olacak. Ayrıca çalışma, hem önleme hem de tedaviyi göz önünde bulundurarak kanser hastalarını yeterince desteklediklerinden emin olmak için sağlık planlarının yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunuyor.
Sonuç
Önleme, yaşam tarzı tercihleriyle ilişkili kanser vakalarını önemli ölçüde azaltabilirken, nüfusun kaçınılmaz olarak yaşlanması, başta prostat kanseri olmak üzere yeni kanser teşhislerinin sayısını artırmaya devam edecek.
Bu durum, sağlık sistemlerinin artan yükün üstesinden gelecek şekilde hazırlanmasının ve yaşlı yetişkinlerin yaşlandıkça ihtiyaç duydukları bakımı almalarının sağlanmasının önemini ortaya koyuyor.
Çalışma, politika yapıcılar ve sağlık hizmeti sağlayıcıları için önleyici tedbirleri yaşlanan nüfusu destekleme stratejileriyle dengelemeye yönelik bir eylem çağrısı niteliğinde.
