Medimagazin logo

ABD'de kan bağışlamak isteyen Türk'e şok cevap!

ABD’de yaşayan İbrahim Yaşasın, kan bağışı yapmak istediği kurumda formu doldurduktan sonra “Türk olduğunuz için kan alamıyoruz” yanıtını aldı.
ABD'de kan bağışlamak isteyen Türk'e şok cevap!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İbrahim Yaşasın, başta ırkçı bir tutumla karşı karşıya olduğunu düşündü. Ancak görevli ‘Çernobil’ kazasını gerekçe gösterdi. Kurum ise ‘deli dana’ riskine karşı çıkarılan yasalara vurgu yaptı.

İbrahim-Yeşim Yaşasın çifti, Green Kart almaya hak kazanarak 5 yıl önce ABD’nin Florida Eyaleti’nde yaşamaya başladı. Türkiye’de düzenli olarak kan bağışında bulunan İbrahim Yaşasın, geçen yıl, West Palm Beach bölgesinde yol kenarında gördüğü ‘One Blood Foundation’ adlı kuruma kan bağışı yapmak istedi. Bağış öncesinde formu dolduran Yaşasın, hiç beklemediği bir yanıtla karşılaştı. Görevli, Yaşasın’a “Kusura bakmayın, Türk olduğunuz için kanınızı almıyoruz” dedi.

‘SAĞLIK SİSTEMİNE HAYRAN KALDIM’

En başta ırkçı bir tutumla karşı karşıya kaldığını düşündüğünü ve sinirlenerek kendisiyle ilgilenen görevliye “Bu bir suç ve sizi şikâyet edeceğim” dediğini aktaran Yaşasın, sonrasında yaşananları ise şu sözlerle anlatıyor:

“Bu kez, ‘Türkiye’de hangi yıllarda yaşadınız? Askerlik yaptınız mı? 1986’da size yumurta, çay, fındık gibi gıdalar yedirildi mi?’ diye sordular. Yediğimi söylediğimde de ‘Askerliğinizi yaptınız mı?’ diye sorarak, o dönem bazı fındık ve çay markalarını sordular. Onayladığımda ise ‘1986’da Çernobil patlaması dönemi yurtdışına satılan mallar geri gönderildi ve ürünler askeriyeye ve okullara dağıtılmış. Bundan dolayı Türklerin ve diğer bazı ülke vatandaşlarının kanınızı alamıyoruz’ dediler. Hayatımın şokunu yaşıyordum. Buna dair bir belge verilmedi ancak böyle bir önlem almaları beni hem sistemlerine hayran bıraktı hem de şaşırttı.”

‘ÇERNOBIL BİREYSEL UYGULAMA OLABİLİR’

Gazete HaberTürk'ten Leyla Ünal ve Melis İnce’nin ulaştığı ‘One Blood Foundation’dan yapılan açıklamada, “ ABD Federal Sağlık Kanunları’na göre 1980-1996 yılları arasında Türkiye’nin de olduğu Avrupa ülkelerinde en az 5 ay geçiren kişilerin kan bağışını kabul edemiyoruz” denildi. Söz konusu kısıtlamalar bu süre zarfında ülkelerinde olan vatandaşları da doğal olarak kapsıyor. Açıklamada ayrıca şu cümleler yer aldı:

“Özellikle İngiltere ve Fransa vatandaşlarını reddettik bir süre. 21 ile 37 yaş aralığında bulunan Avrupa vatandaşlarının kanları Creutzfeldt-Jakob hastalığı (CJD) ve deli dana hastalığının (BSE) taşıyıcısı olma olasılığı yüzünden geri çevriliyor. Özellikle Çernobil patlamasından sonra etkilenenlerin reddedilmesi söz konusu değil. Ama kan bağışı alan kişinin bireysel bir uygulaması olabilir.”

‘TÜRKİYE’DE DE BENZER UYGULAMALAR VAR’

Türkiye’de de benzer uygulamaların bulunduğunu söyleyen Türk Kızılayı Kan Hizmetleri birim yöneticisi Dr. Metin Kalender şu bilgiyi verdi: “Türkiye şu ülke vatandaşlarından kan almıyor diye bir şey söyleyemeyiz ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlendiği bazı kriterler var. Türkiye’de kan alımıyla ilgili, seçim kriterleri Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı kan ve kan ürünleri rehberinde belirtilen hususlara bağlı. Donör seçiminde donör sorgulama formu vardır. Bu form her ülkenin kendi şartlarına göre bazı değişiklikler içerir. Örneğin, bir ülkede sıtma hastalığı hâlâ varken, bir diğerinde çoktan tarihe karışmıştır. Bu nedenle sıtma hastalığı bulunan ülkeden gelen bir vatandaş, bu hastalığın görülmediği ülkede kan bağışında bulunmak isterse, bir süre için reddedilebilir. Konu, kişinin başka bir ülkenin vatandaşı olmasıyla ilgili değil, kanın güvenliğini ilgilendiren bir konudur.”

kan bağışı
abd
türk
kan güvenliği
Yorum (1)
murat çelikten
Hatırlayanlar bilir 1986-1995 dönemlerinde tüm okullarda devlet fiskobirlik markalı fındık dağıttı. işte o fındıklar yurtdışında kimsenin almadığı fındıklardı. Bizde devletimizden Allah razı olsun deyip löp löp yedik. Çocuğun önüne çerez koyarsan dururmu? Çay içtik bakanımız bile içti kameralar önünde. insan sağlığı şakaya alınacak, karambole getirilecek, amaaan canım nolacak denilecek bir şey değildir. Ülkelerin gelişmişliğini gösteren en önemli kriter o ülke sağlığının ne durumda olduğudur. hatırlarsınız dünyada domuz gribi haberleri tavan yaptı, her yerde domuz gribi öldürüyor algıları lobileri yapıldı. Hooop diye 25 milyon domuz gribi aşısı talep ettik. Firma aşıya yetişemedi. Yetiştiği kadarını gönderin dedik. 6 milyon aşı geldi. Bakanımız en başta bu aşıdan oldu. Başbakanımız ben vurulmuyorum kimse de aşı yaptırmak zorunda değil demişti ve araları açılmıştı. Sonra bir baktık ki bu aşıları alan bilimden yoksun ülke insanlarında narkolepsi vakaları ve benzeri teşhisi koyulamadan güme gidenler oldu. Sonra bu aşıları ne yapsak diye kara kara düşündüler en son 2014 te bunlar 3 milyon aşı stokta tutuluyor başka aşıyla değiştireceğiz denildi. Her neyse şimdi de piyasa bundan farklı değil. Memleketinde bilim yoksa liyakat yoksa emperyal ülkeler her şeyinle oynar. sağlığından ekonomine her şeyinde bağımlı hale gelirsin. bir algı yapılır gider milyar dolarlarca ilaç alırsın 3 ay sonra tehlike geçti derler. bilim dünyasında yapılan yayınlarda öyledir. bu yayınların %95'i firma destekli yayındır. maaşını senin verdiğin adam sana söver mi? bu kadarını sizde biliyorsunuzdur ama sağlık sektöründe şimdi de durum farksız. Aşı ile çok günyüzüne çıkmışlardı ama o kadar saçma sapan ilaç ve ilaç benzeri destek ürünleri var ki piyasada çoğu sağlık bakanlığı onayı bile almamış. titck onayı olmayan yani işin özü tarım bakanlığı onaylı bir ürünü (siz ilaç sanıyorsunuz) kendinize veya çocuğunuza kullandırırmısınız? hadi tarım bakanlığı onaylı ilaç benzerlerini bir kenara koydum. Titck onayı olsa bile etkileri bağımsız bilimsel yayınlarla kanıtlanmamış ilaçları kullanmak ne derece doğru? metaanaliz yapılıyor 100 yayınının 60 ı faydalı 40'ı fark yok demişse bu ilaç mıdır? Ülkemizde bilim yapılmadıkça ve bilim bağımsız olmadıkça bir ilaçla bile 80 milyonun kökü kazınabilir. Neslimizi kuruturlar haberimiz olmaz. İngiltere de üretilen bir tıbbi malzemenin sadece Nijer'de ve Türkiye'de kullanılıyor olması tesadüf müdür? Sormazlarmı adama sen ülkende nerede kullandın? Fransa'da üretilen bir ilacı niye Türkiye'de satıyıyorlar da Avrupa'da yok? İçinden prospektus çıkmazmı en azından ingilizce almanca yazıları da olsun. kendi uçağımızı tankımızı silahımızı Hatta hatta en önemlisi yazılımımızı yapalım ama önce sağlık gelir. Önce kendi sağlığımıza kendimiz yetelim. Başka ülkelerin elinde sağlığımızı oyuncak ettirmeyelim. Lütfen bu oyunları görelim, bilelim ve herkes elinden geldiğince buna katkıda bulunmaya çalışsın. Ama önce tepedekilerin liyakati, bağımsız bilimi desteklemeleri gerekiyor ki gelecek nesilleri emperyal ülkelerden koruyalım. Not: Yukarıda bahsettiğim gerek aşı gerek ilaçlar ve ilaç destek ürünleri ile ilgili bahsettiklerim hepsi gerçek ve kanıtlıdır.
18
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir