Medimagazin logo

Revize edilmesi gereken SUT değil SGK!

Revize edilmesi gereken SUT değil SGK!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Ülkemizin gündemi oldukça sıcak. Bu sırada Sayıştayın 2013 denetim raporları yayımlanmaya başladı. İlk etapta çoğu kişinin dikkatini çekmese de tıbbi malzemelerdeki ve ilaçtaki sıkıntılarla birlikte gündeme gelen Sayıştay tespit raporları, revize edilmesi gerekenin Sağlık Uygulama Tebliği değil, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Sayıştay raporunda, “GSS’nin işlevselliği ve sürdürülebilirliği büyük ölçüde risk altında” uyarısı yapmıştır. Yıllardır Genel Sağlık Sigortası (GSS)’nı savunan SGK bürokratları bu konuda ne düşünüyorlar acaba?

Sayıştay raporunda; “Sağlık işlemlerinin doğası gereği sadece veri üzerinden analiz yapmak her zaman doğru sonuca ulaştırmayabilir. Bu gibi durumlarda ilgili il müdürlüklerinde bulunan inceleyici doktorlar tarafından işlemlerin tek tek incelenmesi ve kesinti gereken durumlarda gereken işlemlerin uygulanması en doğru seçim olacaktır.” diyerek, kurumdaki hekim-eczacıların gerekliliğini ortaya koymuştur.

Bu tespit karşısında SGK ne yapmıştır? Medula üzerinden zaten kontrol yapıyorum, diyerek başta kamu hastanelerinin  kontrollerini devre dışı bırakmıştır. Bu sayede tıbbi malzemelerin fiyatlarından tutun da aslında gerçek hastane uygulamalarına ters birçok işlem SGK’ya fatura edilmiştir. Özel hastane ve üniversite hastanelerinin faturaları SGK tarafından  incelenirken, kamuda en ufak bir kontrolün olmamasının acısını yaklaşık yedi yıldır gider olarak ödemekteyiz. Teknik konulara girmemekle beraber özel bir hastane 10 gün ara ile MR çekemez, 60’tan fazla günlük hasta bakamaz, tıbbi malzemeleri Kamu İhale Kurumu ekranında gözükecek  şekilde olmalı, bazı ameliyatların film ve epikrizleri SGK’ya teslim edilecek vs. Kamu hastanelerinde ise sistemin kabul etmesi çoğu şey için yeterli görülmektedir.

Sayıştay raporlarında oldukça dikkat çeken hususlar olduğu gerçektir. Yine bir tespitte, İade Kapsamındaki Tıbbi Malzemelerin İade Alınmaması ciddi bir mali kayıp olarak tespit edilmiştir. İhtiyaç son bulduğunda geri alınması gereken bu malzemelerin iade alınmaması, gerek olmadığı halde başka hastalar için yeni cihazların alınmasına sebebiyet vermiştir. Bu durumun, örneklem alınan yedi ilde toplam 8.569.812,00 TL, örneklem Türkiye geneline teşmil edildiğinde ise bütçe giderlerinin 45.381.935,64 TL kadar artmasına neden olduğu ifade edilmektedir. Raporda buna benzer birçok tespit yer almaktadır.
 
Peki, SGK ne yapmaktadır? Sürekli değişen bir sağlık yapısı ile önce daire başkanlıklarını artırmış, sonra GSS genel müdür yardımcılıkları kadrosu tahsis etmiştir. Yine kurumundaki hekim-eczacı ve diğer sağlık personelinin doğum [doğumu teşvik etmek(!)], kaza, hastalanmaları hâlinde ek ödemelerinde kesintinin yanında; personelin maaşlarında geçmişe yönelik borç çıkarmış, 15 bin TL ücretle çalışacak 20 personel için torba yasada değişiklik yapmıştır. Peki, bunların kamuya kârı ne olmuştur?

Sayın Bakan, “İlaçtaki taban fiyat uygulaması için ilaç fiyatlarını birbirine yaklaştırıyoruz.” açıklaması yapmış; “Tıbbi  malzemelerdeki fiyat düşüşleri içinde SUT’u revize edeceğiz.” demiştir. Oldukça bilgili ve başarılı bulduğum Sayın Bakan maalesef bürokratlar tarafından bilgilendirilmemektedir.

Aslında yapılması gereken, Sayıştay raporlarını okuyup revize edilmesi gerekeni revize etmektir.
 

Dr. A.Y.
 

 

Bu yazının tüm hakları Medimagazin'e aittir. "www.medimagazin.com.tr" biçiminde aktif bağlantı kurulabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır. ©

revize
edilmesi
gereken
sut
değil
sgk!
Yorum (8)
Serdar Demiratar
aslında revize edilmesi gereken öncelikle bakanlıkla SGK nın nelere puan verip nelerin ödendiğidir.Bugün çok paun yapıpta para karşılığı olmayan bir sürü iş var ama. parayı kazandıran ancak döner sermaye olarak alamayan branşlar var.Öncelikle o kurula giren meslektaşlarımız revize edilse daha iyi olur.ÖZETLE SGK İLE BAKANLIK SUT VE ÖDEMELERDE AYNI KURALLARI UYGULAMADIĞI ZaMAN BUNLAR HEP OLACAKTIR.
0
Cevapla
Mücahit Altuntaş
Yanlış yada kibarı eksik tesbit !Revize edilmesi gereken aslında sağlık sistemi ! Doğru tesbit ve yanlış yada abartılı tesbitleri müsadenizle ifade etmek isterim ! Önce doğru tesbitleri sıralayalım. "Özel hastane ve üniversite hastanelerinin faturaları SGK tarafından incelenirken, kamuda en ufak bir kontrolün olmamasının acısını yaklaşık yedi yıldır gider olarak ödemekteyiz" "Peki, SGK ne yapmaktadır? Sürekli değişen bir sağlık yapısı ile önce daire başkanlıklarını artırmış, sonra GSS genel müdür yardımcılıkları kadrosu tahsis etmiştir. Yine kurumundaki hekim-eczacı ve diğer sağlık personelinin doğum [doğumu teşvik etmek(!)], kaza, hastalanmaları hâlinde ek ödemelerinde kesintinin yanında; personelin maaşlarında geçmişe yönelik borç çıkarmış, 15 bin TL ücretle çalışacak 20 personel için torba yasada değişiklik yapmıştır. Peki, bunların kamuya kârı ne olmuştur?" Olası ve abartılı doğru tesbitler... "Sayıştay raporlarında oldukça dikkat çeken hususlar olduğu gerçektir. Yine bir tespitte, İade Kapsamındaki Tıbbi Malzemelerin İade Alınmaması ciddi bir mali kayıp olarak tespit edilmiştir. İhtiyaç son bulduğunda geri alınması gereken bu malzemelerin iade alınmaması, gerek olmadığı halde başka hastalar için yeni cihazların alınmasına sebebiyet vermiştir. Bu durumun, örneklem alınan yedi ilde toplam 8.569.812,00 TL, örneklem Türkiye geneline teşmil edildiğinde ise bütçe giderlerinin 45.381.935,64 TL kadar artmasına neden olduğu ifade edilmektedir. Raporda buna benzer birçok tespit yer almaktadır" Yanlış yada çarpıtılmış tesbit ise "Bu sırada Sayıştayın 2013 denetim raporları yayımlanmaya başladı. İlk etapta çoğu kişinin dikkatini çekmese de tıbbi malzemelerdeki ve ilaçtaki sıkıntılarla birlikte gündeme gelen Sayıştay tespit raporları, revize edilmesi gerekenin Sağlık Uygulama Tebliği değil, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) olduğunu ortaya çıkarmıştır" Analize geçiyorum... Şimdi sayıştay raporları ne zaman sıkıntı olur.Harcamlar fazla göze batar ve özellikle yasalara ve yürütmedeki kurallara uygun değilse gündeme girer ! Tanımlayalım Sayıştay ne yapar ?"Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir" Burada problemlerin olduğu ve maliyet artışına yol açtığı doğrudur.Sayıştay burada bunları tesbit etmiş. Ülkemizde herkesin herkes tarafından denetlenmesi gerekiyor.Siyasal denetleme ve keyfiyet sorunu en başta ! Herkes , başta hegomonik olanlar olmak üzere kafasına göre takılıyor.Sağlığn ucu açık bir konu olmadığı , maliyetli olduğu , keyfiyeti kaldırmadığı ve kamusal sorun olduğunun altını çiziyorum. Bakın Amerika Birleşi Devletlerinde sağlık sisteminin "azıcık" daha sosyalize edilmesi yani yaygın hale getirilmesi( ki maliyet sorunundan ve maliyetinin toplumun bir kesimine yada sınıfına aktarılma sorunundan ibarettir !) ciddi siyasal ve ekonomik kriz yarattı !Sağlık ABDde çok maliyetli !Bizde bu sistemin peşinden giden "performans " ve "malpraktis "uygulamalarını nedense takip ediyoruz ! Bunları bilelim daha yaygın ve çok konuşalım.Oldu bittiye getirmeyelim. Sağlıkta dönüşüm programı siyasal yetkiyle "Kanun Hükmünde Kararname" ile bir gecede gündemimize geldi. Şunu demek istiyorum ! "Sağlıkta dönüşüm programı" , "Performans sistemi" , "Malpraktis düzenlemesi" topluma dayatıldı ve "ek olarak " bizim ülkemizdeki yanlış ve denetimsiz uygulamalarla ( ki sayıştayın tesbiti ile )gidiyor. Ama asıl sorun , yani sağlıkta maliyetin artması , işlemlerin , gereksiz işlemlerin artması ! Bu siyasal ve hegomonik olan yapı görmek istemiyor.Sayıştayın tesbitleri doğrudur.Fakat sorunu bununla bağlamak ve "sıırlandırmak , sonun asıl arka planını "buz dağını görmemek" çok yanlış. Yazıya ve yorumlara bu açıdan önem arzediyor.Çünkü salt o değil sağlıkta üniversitelerin sıkıntıları iş yoğunluğu , acilerin halleri , şiddet sorunun , eşgüdüm ve empati sorunları hep sağlık algısında ve sisteminde sorun olduğuna işaret ediyor. Tamam sayıştayın tesbitleri doğrudur ve katkısı vardır , kötüye kullanma var.Ama sıl sorun sağlıkta "ticarileşme" , "nitelik kaybı" ,"liyakat" sorunları var.DAha arka planda ise siyasal dayatma ile yürüyen ve yapbozlarla maliyeti ve stresi gittike artan sağlık sisteminin tekelleşme süreci ! Poliklinik sayıları acillere müracat üniversitenin mahşeri halleri yapılan operasyon sayılarındaki ikiye üçe katlanma gibi birçok sorun sıralayabiliriz ! Neden bu katlanmalar oldu genel anlamda sağlık sistemi vurgusunu öne çıkarmdan gerçek bir analiz yapmak zor ! Sağlık kamusal alandır ! Herkesi ilgilendirir.Sağlık asimetrik ilişkilerin olduğu alandır.Suistimale açıktır.Sağlıkta özlleşme karın ağrısının arka planında ,para , işletme , karlılık , hekim-hasta ilişkisi ve hekim-şirket iişkisi , şirket etkisi altı çizilmesi gereken konular haline dönüşüyor ve öne çıkıyor. Oysa kaynakları sınırlı olan bizim ülkemizde ucu açık sağlık algısının ,sağlığı gereksiz fetişleştirmenin alemi yok.Bu fetişleştirme ve siyasal rant haline getirme hekimlere şiddeti sıradanlıştırmış ve buna göz yumar hale gelinmiştir.Hiç bir ülkede hekime şiddetin bu düzeyde olduğunu sanmıyorum. Sağlık populiminin , her türlü suistimalden uzak kalması , akılcı , ekonomik , bilginin ve uzmanlığın yerli yerinde paymaşma sürecinin sistemde sık ve açık denetlenebilir , bilimsel değerler olması ile mümkündür.Zaten bunlar olmayınca iş sayıştayın kara raporuna düşüyor.Malesef ! Bizde son on yıl içinde sağlık oldukça siyasal ve ticari hale dönüştürülmeye çalışılıyor.Mevzu budur.Çok açıktır.Bu dönüşme süreci çok yanlış ve maliyetlidir. Sayıştay bu sorunlu sürecin kendi ile ilgili alanı , dar bir alanını tanımlamış.Sağlıkta 25 yıl bu sürecin içinde ve dönüşüm sürecini başından beri gören biri olarak ifade ediyorum.Bu yanlış uygulamalar çok konuşulur. Fakat biz tek tek yanlışı konuşmaktan yorulduk.Artık nasıl bir sağlık sistemi olmalı sorusu kafalarda dönmesi ve olgunlaşması gerekiyor. Bilgilerinize saygılarımla sunuyorum.Kamu oyu ve bu işin yetkili ve sorumluluları daha çok kendini ifade etmek zorundadır.Siyasal ve kültürel bir sorundur. İç hastalıkları uzmanı Mücahit Altuntaş İç hastalıkları uzmanı
0
Cevapla
metin kayacı
Merak etmeyin Cumhurbaşkanı ve Başbakan 2015 seçiminden sonra halen mevcut yanlış uygulamayı ele alacaklardır. Hükümet de deliğin büyüğünün kamu hastanelerindeki soygundan kaynaklandığını mutlaka biliyor. Dr A.Y.nin yazdıklarının hepsi maalesef doğru.
0
Cevapla
cerrah tolga
tespiti yapan sayıştay .abartılı tespit nerde onu anlamadım.oldukça güzel yazı kaleme kim aldısa tebrik ederim
0
Cevapla
Osman D
Yazının birçok yerinde gerçek payı var. SGK'nın ödeme sorununu kalıcı halde çözmesi için yapması gereken birkaç temel iş var. Bunları yaptı, yaptı. Değilse palyatif önlemlerle bu iş çözülmez. Onların neler olduğunu zaten biliyorlardır. Ancak yine de belirteyim: 1. Hükümetin yeşil kartlılar, 18 yaş altı kişiler ve mülteciler için sağlam ve kalıcı kaynaklar oluşturması gereklidir. Bunların bakımını sadece prim ödeyenlerin sırtından idare etmek güçtür. 2. Kurumların resmi ya da özel diye ayırt edilmeden ciddi olarak denetlenmesi tabii ki önemlidir. Bu amaçla her ilin büyüklüğüne göre işletmeci, pratisyen hekim, cerrah ve avukatlardan denetleyici ekipler oluşturulmalıdır. 3. Resmi hastanelerde halihazırdaki puana dayalı döner sermaye katkı payı ödemesi ve hekim seçme özgürlüğü gibi popülist uygulamalar revize edilmelidir. Şu anki sistem sistemin aşırı kullanımına ve dolayısı ile de israfa neden olmaktadır. Bu vesile ile sevk zorunluluğuna dayalı aile hekimliğine de biran önce geçilmelidir. 4. Hekimlerin üzerindeki hasta hakları ve tıp hukuku baskısı çıkarılacak kanunlarla mutlaka hafifletilmelidir. Halihazırdaki hasta şikayeti ve hukuk baskısı hekim üzerinde "aman bir şey varsa atlamayayım. Başıma bir iş gelmesin!!" düşüncesi ile tanı araçlarının aşırı kullanılmasına, bu da yine israfa neden olmaktadır. 5. Resmi hastanelerde profesyonel sağlık işletmecisi çalıştırılması zorunluluk haline getirilmelidir. Halen özellikle üniversite hastanelerinin mali yönetimi çok amatörce yapılmaktadır. Bu durum hem döner sermayelerini zor duruma sokmakta, hem de giderleri artırmaktadır. Benim ilk planda aklıma gelenler bunlar. Düşününce başka önlemler de bulunabilir. Ancak takdir edilmelidir ki, bu işlerin önemli kısmı için siyasi iradeye ihtiyaç vardır. Zira ilk planda halkın hoşuna gidecek şeyler olmayabilir. Ancak halen uygulanan bu sistemle SGK'nın düze çıkması mümkün değildir, sistemin iflası kuvvetle muhtemeldir. Artık iş devletin yetki verdiği arkadaşların iradesine kalmıştır. Şimdiden kendilerine başarılar diliyorum. Saygılarımla...
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir