Medimagazin logo

Romatizmal hastalığı bulunan kadınlar için çağrı: 'Gebelik öncesi bilgilendirilmeli'

20. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) tarafından 10-14 Ekim 2018 tarihleri arasında Sueno Deluxe Hotel&Kongre Merkezi Belek, Antalya’da gerçekleştirildi. Kongrede gebelik ve romatizmal ağrılara da dikkat çekildi
Romatizmal hastalığı bulunan kadınlar için çağrı: 'Gebelik öncesi bilgilendirilmeli'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Romatolojik hastalıklara dikkat çeken Prof. Dr. Sedat Kiraz şu bilgileri aktardı:

"Romatolojik hastalıkların çoğu doğurganlık çağındaki bireyleri etkiler. Bu nedenle romatolojik hastalık ve gebelik etkileşimi sık karşılaşılan bir durumdur. Her romatolojik hastalığın gebeliğe yanıtı farklılıklar gösterir.. Düzenli ve dikkatli hekim kontrolüyle, bu hastalıklara sahip birçok kadın sağlıklı ve başarılı gebelikler geçirebilmektedir. Ancak bu başarı için hasta ile hekim arasında sıkı bir iletişim ve uyum gereklidir. Temel prensip, altta yatan romatizmal hastalık kontrol altına alındıktan sonra gebeliğin planlanmasıdır. Gebelikten en az 3-6 ay öncesinden hastalıkları kontrol altına alınmalıdır.                     

Gebelik sırasında romatizmal hastalıkların seyrinde değişiklikler görülebilmektedir. Gebelik sırasında, romatoid artritte (RA) hastalığın belirtileri azalırken, sistemik lupus eritematozusta (SLE) gebelik boyunca belirti ve bulgularda artış gözlenebilmektedir. Doğumdan sonraki dönemde ise her iki hastalıkta alevlenme görülebilir. SLE ve antifosfolipid antikor sendromu gebelik komplikasyonlarına yol açarak hem fetüs hem de anne için hayati tehlike oluşturabilmektedir.     
                

Romatizmal hastalık nedeniyle kullanılan ilaçların bazıları, gebelik kaybına ya da bebekte zararlı etkilere yol açabilir. Herhangi bir romatizmal hastalık nedeniyle tedavi alan her hasta,  gebelik öncesi hekimi tarafından değerlendirilmeli ve ilaçları düzenlenmelidir. Gebelik seyrinde hastalığın alevlenme riski varsa; bazı ilaçlara gebelik sırasında hekim kontrolü altında devam edilebilir.                         
SLE ve Sjögren sendromlu, kanlarında anti-Ro antikoru bulunan kadınların bir kısmının bebeklerinde doğuştan kalp ritim bozuklukları oluşabilmektedir.  Bu tür gebeliklerde gebelik seyrinde ve doğum sonrasında bebeğin kalp ritm bozukluğu açısından yakın takibi gereklidir. Ailevi Akdeniz Ateşi ülkemizde sık görülen genetik bir hastalıktır. Hastalığın temel ilacı olan kolşisin gebelik ve emzirme döneminde güvenle kullanılabilir. Aksine gebelik sırasında kolşisin kesilmesine bağlı ataklar gebelik kayıplarına neden olabilir.         
    
Son yıllarda yaygın olarak kullanılan biyolojik ajanlar, nispeten yeni ilaçlar oldukları için gebelikte kullanımları ile ilgili bilgiler yetersizdir. Son dönemde güvenirlilikleri ile ilgili veriler artsa da; hala gebelik öncesinde bu ilaçların kesilmesi önerilmektedir. Ancak gebelik planlanıyor ve hastalık kontrolü için biyolojik ilaçlara ihtiyaç duyuluyorsa hekim ve hasta ortak kararı doğrultusunda bazı hastalarda kullanılabilir.     
    
Özetle; herhangi bir romatizmal hastalığı bulunan tüm kadınlar, gebelik öncesi hastalık kontrolü ve ilaç düzenlenmesi açısından hekim tarafından değerlendirilmeli, gerekli bilgilendirme ve önlemler alınmalıdır.

Günümüzde gebelik sonuçları daha iyi olsa da romatoloji hastalarında gebelik zaman zaman yakın takip gerektiren yüksek riskli durumlarla birlikte olabilmektedir. İdeal olan tüm hastaların konsepsiyon öncesi dönemde; anne ve fetüs için komplikasyonlara neden olabilecek faktörler açısından ayrıntılı değerlendirilmesidir. Planlı gebeliklerde hastalık alevlenme oranlarında azalma ve daha iyi obstetrik sonuçlar elde edildiği bilinmektedir. Bu durum hasta ve yakınları ile paylaşılmalı, iyi gebelik sonuçları için planlı gebeliğin önemi anlatılmalıdır. Hastalar; yaş, önceki gebeliklerinin komplikasyonları ve sonuçları, organ tutulumlarının derecesi, kalıcı organ hasarının varlığı, hastalık aktivitesi, son hastalık alevlenmesinin şiddeti/zamanı ve otoantikor profilleri açısından değerlendirilmelidir. Gebelik öncesi değerlendirmede aktif hastalık varsa mutlaka tedavi edilmeli ve gebelik öncesi klinik remisyon ya da düşük hastalık aktivitesi sağlanmalıdır. Tedavi sonrası hastalığı kontrol altına alınan ve en az 3-6 ay süre ile remisyonda olan hastalarda gebelik planı yapılabilir. Ancak, özellikle böbrek, santral sinir sistemi, akciğer veya kalp gibi hayati organlarda aktif hastalık veya kalıcı hasar varlığı gebelik açısından yüksek risk oluşturur. Bu tür klinik tutulumlarda gebelik kararı almada dikkatli olunmalıdır.

Romatizmal hastalıkları tedavi etmek için kullanılan bazı ilaçlar doğurganlığı etkileyebilir ve/veya düşük/konjenital anomali riskini artırabilir. İlaçların bu özellikleri hastalar ile paylaşılmalıdır. "

 

gebelik
romatoloji
prof. dr. sedat kiraz
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir