Kulp ve Lice arasındaki Yapraklı köyü yakınlarında, 31 Ağustos 2015'de karayolunu keserek kimlik kontrolü ve örgüt propagandası yapmak isteyen teröristlerin, durmadığı gerekçesiyle ateş açtığı araçta hayatını kaybeden Biroğul'un (29) ailesinin acısı 14 Mart'ta tazelendi.
Biroğul'un annesi Emine Biroğul, AA muhabirine Zazaca yaptığı açıklamada, oğlunu kaybetmekten duyduğu üzüntüyü gözyaşlarıyla anlattı.
- "Bizim yüreğimiz yandı"
"Barış olsun artık, gözyaşı dökülmesin. Ruh halimiz ortada. Olaydan sonra hem ruhen hem de bedenen eşimle sağlığımızı yitirdik" diyen anne Biroğul, şöyle konuştu:
"Ne maaşımız ne de düzenli bir işimiz vardı. Oğlumu çok zor şartlar altında yetiştirdik. Çocuğum okula giderken yol parasını bile güçlükle temin ediyorduk. Yürüyerek gider, arabayla gelirdi. İstanbul'da okulu kazandıktan sonra elimize geçen her kuruşu ona göndermek zorundaydık. Kardeşleri fabrikada çalışıyordu. Köyümüzden göç etmek zorunda kalmıştık. Hiçbir şeyimiz yoktu. Oğlum herkes tarafından çok sevilirdi, çok merhametliydi, iyi niyetliydi. Sessiz ve dindardı. Bizim yüreğimiz yandı, başka kimseninki yanmasın, bu son olsun. Umarım bu acılar bir daha yaşanmaz. O gün ona gitmemesini söylemiştim. O da bana mesleğini yapmak için gitmek zorunda olduğunu söylemişti."
- "Görev şehidi oldu"
Biroğul'un kız kardeşi Halime Biroğul, kardeşinin yokluğunda ilk 14 Mart Tıp Bayramını geçirdiklerini söyledi.
"20 yıl önce köyümüz yandı, o nedenle göç etmek zorunda kaldık. Onu zor şartlar altında okutmuştuk" ifadelerini kullanan Halime Biroğul, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiçbirimiz okuyamadık. Tek okuyanımız o idi. Tüm aile onu okutmak için seferber olmuştu. Mesleğine aşık bir insandı. Sadece 2 yıl görev yapabildi, sonra kurşunların hedefi oldu. Görev yaptığı yere gitmemesi için annemle ısrar ettik, o bizi dinlemedi, gitti. 'Ben işimden geri kalamam, hastalar beni bekliyor, gitmek zorundayım' diyerek görevine gitmişti. Diyarbakır'a getirdiği tahlillerin sonucunu Kulp'a götürmek için yola çıkmıştı. Görev şehidi oldu."
Terör saldırılarını kınadıklarını dile getiren Biroğul, kendilerinin de Kürt olduğunu ve bu bölgede yaşadıklarını, bu saldırıların kabul edilemez olduğunu aktardı.
Biroğul, "Bu saldırıyı yapanlara kalmaz inşallah. Bizim canımız gitti, başkalarının canı gitmesin. Başka anaların yüreği yanmasın. İnşallah barış olur. Çünkü bu saldırılarda şehit veriyoruz. Onlar da anne, baba evladı. Onların da yürekleri yanmasın" diye konuştu.
Acılarının tarifsiz olduğunu vurgulayan Biroğul, ağabeyinin yardımsever ve sürekli çevresindekilere iyilik yapan bir insan olduğunu anlattı.
Biroğul'un amcası Ali Biroğul da, yeğeninin doktorluk yaptığı süreçte hiç birikiminin olmadığını, sürekli çevresinde ihtiyacı olanlara hayır yaptığını belirtti.
Yeğeninin sadece bir arabası olduğunu belirten Biroğul, "Maaşından ihtiyaç sahiplerine verirdi. Yardımseverlikte onun gibi olamazdık. Hiç kimseyi kırmazdı. İnsanlara aşırı derecede sevgi duyardı. Okuma hevesi büyüktü. Çoğu zaman elinde kitap ile uyuyakalırdı" şeklinde konuştu.
Kuzenini kaybetmekten duyduğu üzüntüyü dile getiren Zülküf Biroğul da "Abdullah topluma faydalı biri olmak istiyordu ama bırakmadılar. Memleketi için bilim adamı olmak istiyordu. Mesleğine çok bağlıydı" ifadelerini kullandı.
- Biroğul ailesine plaket
Diyarbakır Halk Sağlığı Müdürü Dr. Fatih Mehmet Aslan, beraberinde Müdür Yardımcısı Dr. Murat Koç ve Şube Müdürü Ferah Gören ile 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Biroğul ailesini evinde ziyaret etti.
Biroğul'u kaybetmekten duydukları üzüntüyü dile getiren Aslan, aileye üzerinde Abdullah Biroğul'un fotoğrafının yer aldığı plaket sundu.
Abdullah Biroğul, Diyarbakır'ın Kulp ve Lice ilçeleri arasında karayolunu kesen terör örgütü PKK mensuplarınca, durmaması üzerine ateş edilen araçta yaşamını yitirmişti. Sağlık Bakanlığınca Kulp Devlet Hastanesinin ismi bir süre önce "Diyarbakır Dr. Abdullah Biroğul Kulp İlçe Devlet Hastanesi" olarak değiştirilmişti.
.jpg&w=384&q=75)
