Medimagazin logo

Diyabetin 17 milyarlık ağır yükü nasıl azaltılır, İşte 10 öneri

Yeni yayınlanan Türkiye diyabet raporu, gelecek 10 yılda ortalama tip-2 diyabet maliyetinin 17 milyar TL olacağını söylüyor. İşte bu maliyeti azaltacak 10 öneri!
Diyabetin 17 milyarlık ağır yükü nasıl azaltılır, İşte 10 öneri
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın ev sahipliğinde, 21 Kasım tarihinde gerçekleşen ve Lilly İlaç’ın desteğiyle düzenlenen “Türkiye’de Diyabetin Maliyeti: Tedavide Uyum ve Sürekliliğin Önemi” toplantısında, IQVIA Institute’nin son verilerle oluşturduğu Türkiye diyabet raporu sonuçları açıklandı. Rapora göre, Türkiye’de tip 2 diyabet ile yaşayan 6,3 milyonu aşkın kişi var ve tip 2 diyabet tedavisinin gelecek on yıl içinde yıllık maliyeti, ortalama 17 milyar TL olacak. 

Türkiye’den rapora ilgi büyük 

IQVIA direktörü Hasan Kapar, sağlık sistemlerine katkı sağlamak için tip-2 diyabetin en yaygın olduğu 6 ülke seçtiklerini, 2017 yılı başında da Türkiye’de çalışmalara başladıklarını ifade etti. Türkiye haricinde şu ana kadar ABD, İngiltere, Almanya, Meksika, Brezilya ve Suudi Arabistan’da diyabet çalışması yürüttüklerini söyleyen Kapar, rapor yayımlandıktan sonra ülke fikir liderleri ile olası çözüm önerileri üzerine görüşüldüğünü ama bir ilk olarak Türkiye’de bütün paydaşların ve fikir liderlerinin daha hazırlık aşamasından sürece dahil olduklarını ifade etti. Kapar’ın verdiği bilgilere göre, daha önceden hazırlanan altı raporun indirilme sayısı toplamda 2500’e ulaştı. 

Diyabetin kendisi değil, komplikasyonları korkutuyor

Kendilerini korkutanın diyabetten çok diyabetin ortaya çıkardığı komplikasyonlar olduğunu söyleyen Kapar, diyabetle ortaya çıkan hastalıkların maliyetinin diyabet ilaçlarından daha fazla olduğu bilgisini verdi. Hemoglobin A1c(HbA1c)  seviyesinin diyabette çok önemli bir gösterge olduğunu dile getiren Kapar,  HbA1c’de yüzde 1’lik bir artışın nefropati, ayak ülseri gibi mikrovasküler sorunlarda yüzde 37; kalp krizi, kalp yetmezliği gibi makrovasküler hastalıklarda yüzde 38 ve genel ölüm riskinde yüzde 40 oranında bir artışa yol açtığı bilgisini verdi. 

17 milyarlık maliyetin yüzde 7.4’ünden kaçınılabilir

IQVIA yardımcı direktörü Fırat İncioğlu ise, 2016 yılı dahil olmak üzere önümüzdeki 10 senelik süreci ele aldıkları raporda tip-2 diyabet komplikasyonlarının yıllık ortalama maliyetinin 17 milyar olacağını ve hastanın tedaviye uyum ve sürekliliğinin arttırılmasıyla bu maliyetin yüzde 7.4’ünden kaçınılabileceğini söyledi. Tedaviye uyumlu bireyle uyumsuz birey arasında çok maliyet farkı oluştuğunu ifade eden İncioğlu, raporda sundukları çeşitli çözüm önerileriyle yılda 1 milyar 260 milyon kadar maliyetten kaçınılabileceğini aktardı. 

Raporda sunulan öneriler ise şöyle: 

1.    Tedavi uyum ve sürekliliğinin takibine yönelik verilerin sisteme dahil edilmesi

Ulusal Sağlık Bilgi Sistemi ve SağlıkNet kapsamında zaten Türkiye’de sağlık verilerine ulaşımın iyi bir seviyede olduğunu belirten İncioğlu, birinci basamakta ve hastanelerde tedavi gören bireylerin elektronik tıbbi kayıtlarının tutulduğunu, aynı şekilde tedavi uyum ve sürekliliğine yönelik verilerin de bu sistemler içerisinde takip edilmesini sağlayan girişlerin sisteme yerleştirilmesi gerektiğini söyledi. 

2.    Tarama programlarının iyileştirilmesi

İncioğlu, tarama programlarının tedaviye uyum ve sürekliliğin takibine yönelik olarak güncellenmesinin uygulamaları büyük ölçüde kolaylaştıracağı açıklamasında bulundu.  

3.    Diyabetli bireylerin tedavi yollarının ve sevklerinin iyileştirilmesi

“Özellikle diyabetle uğraşan uzman hekimlerin üzerindeki işyükü çok fazla, buradaki kapasite sorununun bir şekilde çözülmesi lazım.” diyen İncioğlu, bunun hasta uyum ve takibinde çok olumlu katkıları olacağını aktardı.

4.    Diyabet merkezlerinin sayılarının arttırılması

SGK Diyabet Eylem Planı’nda da yer alan bu öneri için İncioğlu, diyabet merkezleri oluşturularak diyabetle ortaya çıkan hastalıklar da dahil bütün tedavi ve takibin tek bir merkezde yapılmasının sonuçlardaki başarıyı arttırabileceğini ifade etti.

5.    Düşük uyum ve süreklilik riski olan diyabetli bireylerin belirlenmesi

İncioğlu: “İlk aşamada yapılması gereken tedavi uyum ve sürecinde uyumu düşük bireylerin belirlenmesi.  Bunun belirlenmesi için bir saha çalışması yapılabilir ve güncel verilerle diyabetli bireylerin tedaviye uyum süreciyle ilişkisi araştırılabilir. Elde edilen sonuçlarla, uyum konusunda yüksek risk ve düşük risk kriterleri belirlenip yüksek riskli olan bireylerin takibi güçlendirilebilir. İkinci yaklaşım ise daha fazla vakit alacak analitik bir yaklaşım. Sağlık bilgi sistemlerinde tedaviye uyum ve süreklilik ile ilgili veriler toplanabilir ve bu verilerin, veri madenciliği çalışmasıyla analizi sonucunda yüksek riskli bireyler belirlenebilir.” dedi. 

6.    Eğitimli ve sertifikalı diyabet eğitmenlerinin sağlanması

Türkiye’deki mevcut diyabet eğitiminin, büyük ölçüde hemşirelerin elinde gerçekleştiğini ve hemşirelere yönlendirilerek yürütüldüğünü ifade eden İncioğlu, bireyselleştirilmiş hasta eğitiminden bahsedilen bir ortamda, tip-2 diyabet tedavisi uyum ve sürekliliği açısından  bu eğitimi verebilecek yeterince eğitimli ve sertifikalı eğitmenlerin sağlanmasının kritik bir gereklilik olduğunun altını çizdi. Eğitimin sadece birebir sağlık mensupları tarafından değil, sertifikası olan diğer birtakım sosyal hizmet uzmanları ya da sağlıkla ilişkili kökenlerden gelen bireyler tarafından da gerçekleştirilebileceğini aktardı. 

7.    Aile hekimlerine diyabetli birey yönetimi ve aktifliğini arttırmak konusunda daha fazla yetkinlik kazandırılması

“Aile hekimlerinin diyabet yönetimindeki önemi yıllardır konuşulan konulardan bir tanesi. Şu anda diyabet uzmanı başına 7 bin 600 diyabetli birey düşmekte. Bu uzmanlık seviyesinde sürdürülebilir bir durum değil. Aile hekimlerine diyabet tedavisi ve hastaya aktiflik kazandırma konusunda daha fazla yetkinlik kazandırılabilir; burada üç engeli aşmak lazım.” diyen İncioğlu, aile hekimlerinin diyabet tedavisiyle ilgili sınırlı deneyim ve bilgiye sahip olmasının, reçete kısıtlamasının bulunmasının ve performans sisteminde tip-2 diyabet tedavi ve izlemine yönelik parametrelerin yer almamasının birinci basamakta diyabet yönetimi adına engeller oluşturduğunu kaydetti. 

8.    Sürdürme aşamasında daha maliyet etkin çözümler bulabilmek amacıyla teknolojiyi kullanma

Türkiye’deki mevcut mobil teknoloji kullanımının sıklığının, Türkiye’nin avantajına olabileceğini söyleyen İncioğlu, anlık mesajlar ya da mobil uygulamalar aracılığıyla diyabet hastalarının tedaviye uyum ve sürekliliğinin desteklenebileceğini aktardı.

9.    Bireyselleştirilmiş tip-2 diyabet eğitimlerinin arttırılması

Sunulan raporda, Türkiye’deki diyabetli bireylerin çoğunun tip-2 diyabet ve komplikasyonları hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları, bireye özgü eğitim programlarıyla bireylerin bilgi seviyelerinin arttırılabileceği ve davranış değişikliğine daha kolay gidilebileceği söylendi. 

10. Diyabetli bireyin izlenmesi ve aktiflik derecesi azaldığında müdahale edilmesi

Diyabetli bireyin aktifliğini belirleyen faktörlerin ve dolayısıyla da aktiflik derecesinin zamanla değişime uğrayabildiğinin ifade edildiği çalışmada, gerekli görüldüğü zamanlar hastanın aktifliğini arttırmak adına müdahalelerde bulunulabileceği kaydedildi.  

 

  
 

diyabet
lilly ilac
sağlık ekonomisi
diyabet maliyeti
Yorum (1)
KDLKEAH
Benim hastanemde diabet merkezini puan ve güç peşinde koşan şeflere peşkeş çekerek diabeti tedavi etmeyi düşünüyorlar
1
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir