Medimagazin logo

Hekimler ne zaman emekli olmalı?

Hekimlerde zorunlu emeklilik yaşı kaç olmalı? Hekimlerin klinik pratik yeterliliği nasıl değerlendirilmeli? Emekli doktorlardan, zorunlu emeklilik yaşı tartışmaları...
Hekimler ne zaman emekli olmalı?
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN-OHAL kapsamında yayımlanan yeni KHK ile sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan tabip, uzman tabip ve aile hekimlerine kendilerinin istemesi ve kurumların da onayı dahilinde 72 yaşına kadar çalışma imkanı getirildi.

Dünyada da gündemde olan bu konuyu emekli bir damar cerrahisi doktoru olan Dr. Charles Dinerstein, American Council on Science and Health’de doktorların ne zaman emekli olması gerektiğini tartışıyor. Dr. Dinnerstein’nin yazısını ve konuyla ilgili diğer branşlardan emekli doktorların görüşlerini paylaşıyoruz:

 

Neşteri Bırakmak: Doktorlar Ne Zaman Emekli Olmalı?

Dr. Charles Dinnerstein

 

Hekimler ne zaman önlüklerini çıkarmalı? Yaşam beklentilerinin arttığı ve emeklilik yaşına dair tutumların değiştiği bir dönemde, hekimlerin yüzde 23’ü 65 yaşın üzerine çıkmış durumda ve hala doktor istihdamı sıkıntısı yaşanıyor. Peki yaşı ilerlemiş bir doktorun ne yapması gerektiğini söyleyen bir kılavuz mevcut mu? Yakın tarihte tartışılan, JAMA Surgery’de Dellinger, Pelligrini ve Gallagher tarafından yayımlanan The Aging Physician and the Medical Profession A Review” makalesi bu bağlamda tartışılmaya değer.

 

 

 

Bu makaleden alınan iki grafik, durumu etkili bir şekilde ortaya koyuyor. Çalışmada 1002 kişilik hekim ve 581 kişilik kontrol grubuna basit kavrama testleri uygulandı. Hekimler kontrol grubu ile karşılaştırıldığında kavrama testinde daha iyi puanlar alıyor ancak her iki grubun da zaman geçtikçe bilişsel düşüşe uğradığı açıkça görülüyor. Bu sonuç da aslında hiçbirimizi şaşırtmamalı. Fakat ikinci grafik daha da önem taşıyor. Hekimden hekime bilişsel puanlar oldukça değişiklik gösteriyor, kimi doktorlar yaşlansa da hala yetkin kalabiliyor ancak kimisi bu yeteneklerini kaybediyor. Peki bu değişkenlikle mevcut sistemde nasıl başa çıkılır?  

 

Zorunlu emeklilik; havayolu pilotları, kanun uygulayıcıları ve en sevdiğim 'nükleer silah kuryeleri'nde olduğu kadar, birçok mükemmel doktoru da uygulama dışında bırakır ve doktor sıkıntısı yaşanmasına rağmen bu potansiyelden yararlanılamamasına yol açar.

Bilişsel gerilemenin doktordan doktora değişkenlik gösterdiği göz önüne alındığında, genel bir yasanın yerinde olmayacağı açıktır; bu bağlamda yapılan bilişsel çalışmalar, yaşa dayalı politikaların geliştirilmesinde etkin bir rol oynamalıdır. Ayrıca, doktor çalışanlarının sayısının artmasıyla, istihdamda yaş ayrımcılığına girilmeden, mevcut ihtiyaç karşılanabilir.

Hekimlerin sağlık, bilişsel yeterlilik ve yeteneklerini test etmeye ne zaman başlanacağı konusunda ulusal kılavuzlar geliştirilebilir, ancak hekimlerin yaşa bağlı kavramsal yeteneklerindeki belirgin değişkenlik dikkate alındığında, her hekime yönelik ayrı ayrı daha detaylı yerel bir tespit sistemi gerekir. Hekimler, “hekimliklerini” toplumdaki kimliklerinin vazgeçilmez bir parçası olarak görürler, bu yüzden zorunlu ya da "zorla" emeklilik, Bir doktorun hayatında yeri doldurulamayacak bir delik açacaktır.

Otuz yıllık klinik deneyimin ardından emekliye ayrılınca, zorunlu emekliliğin hekimlerde nasıl bir kaygı yarattığını, kendilerinden ne çok şey kaybettiklerini gayet iyi anladım. Birçok doktor hala topluma katkıda bulunma potansiyeline sahiptir ve bu birikimi, deneyimi de vermek isterler. Emekli hekimlerin yeni sınırlarını keşfetmeye devam etmesi mesleğin getirdiği sorumluluktandır. Hasta bakımı, hastaları sağlık sistemine dahil etmek için yönlendirme ve temsil etme, tıp öğrencilerinin ve asistanların eğitimi ve daha birçok faaliyet daha çok hekim ihtiyacını doğurur. Mesleki topluluklar ve halk, hekimlerin ne zamana kadar güvenli çalışabileceğini belirlemede söz sahibi olmalıdır. Hekimler, diğer meslektaşlarının yeteneklerini geliştirmede de hasta bakımı kadar eşit sorumluluğa sahiptir; bu da hekimlerin zorunlu emeklilik yaşının ötesinde katkı sağlamasında anlamlı bir rol oynayabilir.

 

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Elliott Brender, Dr. Dinnerstein’in makalesine karşılık yazdığı yorumda şöyle söylüyor:

 

“Ben 71 yaşında, emekli bir cerrah profesörüm. Kamboçya’da gönüllü ameliyatlar yapıyorum ve yine bu gönüllü cerrahi müdahaleler için bir hayır organizasyonu başlattım. Kendimi her zaman olduğum kadar iyi hissediyorum ama bildiğim bir şey var ki bu da bunun bir kişisel değerlendirme olduğudur. Ne var ki, etrafımdaki insanlar da benimle aynı fikirde. Emekli olduğumda yıl 2003’tü, fakat bir süre sonra bunun ne kadar aptalca olduğunun farkına vardım ve zihinsel olarak beni iteleyecek bir şeyler yapmaya ihtiyaç duydum. Belki de gerçekten biraz yavaşlama ya da yeteneklerini kaybetme söz konusudur ama şimdiye kadar benim için geçerli olmadı. Herkese mal edilmiş kurallardan ve yaşa bağlı ayrımcılıktan nefret ediyorum.”.

 

Yine bir başka yorumda, bir ortopedi uzmanı olan Dr. Richard Rawlins, “İngiltere Tabipler Birliği’nin emekli üyelerine yaklaşımı şöyle: Bir kez doktor olan, her zaman doktor kalır. Bu bağlamda bizler asla emekli olmayız. Ama bir anlamda, klinik pratiği bırakabilir ve artık hasta tedavi etmeyebiliriz. Fakat birçoğumuz mesleki sahada hizmet etmeye devam eder: eğitir, öğretir, değerlendirir, düzenler ve medikal-politik meselelerde basına demeç vererek topluma katkıda bulunmaya devam eder. Bir hekimin klinik pratiği ne zaman bırakması gerektiğinin tam olarak işaret edilmesi adına bu makaleyi tartışmayı meslektaşlarım için oldukça değerli buluyorum.” diyor.

emeklilik
emeklilik yaşı
72 yaş
emeklilik ne zaman olmalı
Yorum (16)
Mehmet Çelenk
Yıllardır yazıyorum: Türkiye’de hekim sayısı çok artacaktır. Plan, orta vadede en az 300.000 hekimdir. Akademisyen sayısı da çok artacaktır. Hekim emekli maaşları ise kesinlikle artmayacaktır. Çalışan gelirleri zaten bellidir, o da artmayacaktır. Emekli ve çalışan hekim maaşlarını ARTTIRMAMAK yazılı olmayan bir devlet politikasıdır. Ülkedeki hekim sayısının çok fazla olması maaşları arttırmamak için geçerli bir gerekçe teşkil edeceği gibi, olası meslekten kaçışlara karşı da güçlü bir rezerv işlevi görecektir. Kısaca ifade etmek gerekirse, birisi “Ben gidiyorum” dediği zaman, sistem de ona “Güle güle” diyecektir, çünkü gidenin yerine konacak hekim her zaman elaltında hazır bulunacaktır. Özel sektör patronları da ülkedeki hekim sayısını çok iyi bilmektedirler ve istihdam – maaş koşullarını buna göre ayarlamaktadırlar. Zaman zaman “Emekli hekimler için Başbakan talimat verecektir”, ama değişen bir şey olmayacaktır. Öte yandan SGK zor durumdadır. Büyük sübvansiyonlarla faaliyetini sürdürebilmektedir. SGK’nın mali sıkıntısı ileride daha da artacaktır. İnsan ömrü giderek uzamakta, yeni ve pahalı tedaviler ortaya çıkmaktadır. Doğal olarak, emeklilik yaşı 80’lere vuracaktır. Almanya gibi bir ülkede bile 72 oluyor. Tüm bu veriler bir araya geldiğinde sonuç: Bugün mezun olan genç bir hekimin Türkiye’nin malum koşullarında 55-60 sene çalışmadan emekli olması hiç mümkün görünmemektedir. Bu, Türkiye’nin malum koşullarında yarım asırdan fazla çalışmak demektir. Bunu tolere etmek pek kolay olmayacaktır. Türkiye’de emekli olacak bir hekimin muhakkak belli bir miktar para (tercihan döviz ya da altın) biriktirmiş olması şarttır. Aksi takdirde, yaşlı hekim hayatının altın yıllarını “açlık sınırı”nın azıcık üzerinde bir maaşla geçirmek zorunda kalacaktır. Halen çocuklarından destek alan hekim abilerimiz var. Buna ek olarak, Türkiye’de her zaman için bir “kur riski” tehlikesi mevcuttur. Herhangi bir ulusal ya da uluslararası hadisede (savaş, ekonomik kriz, vs.) Türkiye’den sıcak paranın derhal kaçacağını ve dövize hücum olacağını söylememe herhalde gerek yok. Bir gün sabah uyanıp Euro’yu 8 lirada görmek mümkündür. Neden olmasın ki ? 2001 yılında dolar kısa süre içinde neredeyse 3 katına çıkmıştı. Benzeri felaket 1994’te de oldu. Böyle bir olay emekli hekimi yoğun bir enflasyon ortamında 300-400 Euro maaşla sap gibi ortada bırakacaktır. Son olarak; Türkiye’de hekimlerin tek derdi düşük emekli maaşı değildir. Ona gelene kadar bir yığın olumsuzluk daha vardır: çalışan maaşlarıının düşüklüğü, saldırı ve hakaretler, sistematik aşağılamalar, yüksek hasta beklentileri, şikayet hatları, mecburi hizmetler, türlü haksızlıklar vb. Bu ülkede bunların düzelmesini beklemek aşırı iyimserlik olur. Çoğu hekim çocuklarının tıbba girmesini istememektedir. Eskiden böyle değildi. (Bu yazı, “İş garantisi var” diye tıbba girmeyi düşünen genç kardeşlere ikaz mahiyetinde yazılmıştır. Tercih sizindir).
46
Cevapla
ufuk engin
Tabiki yazıda konu edilen ülkedeki hekimler açısından şiddete maruz kalma, performans dayatmasıyla niteliksiz ve hata yapmaya müsait çalışmaya zorlanma ve emekli olduklarında mesleğin niteliğiyle orantısız emekli maaşı ve ikramiyesi alma gibi sorunları yok..saygıdeğer deneyimli yaşlı hekimler olarak topluma hizmet vermeye de fikir vermeye de devam edebiliyorlar..bizde ise ortalık şarlatanlar tarafından ele geçiriliyor zaman gittikçe..Bu kafayla sağlık hizmetinde üçüncü dünya liginin alt sıralarında görebiliriz yakın gelecekte kendimizi...
22
Cevapla
Kamil Ömür
Loto çıkarsa hemen çıkmazsa ölene kadar. Devletten emekli olan hekimlerin % 95 i özel sektörde çalışıyor. Şöyle bir 7000 lira emekli maaşı alsak çalışmayız.
22
Cevapla
Frankie Bellevan
Ölünce veya Öldürülünce...
14
Cevapla
Metin
Doktorun yaşı yoktur en fazla 75 olmalı siyasetle doktoru karıştırmayın
5
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir