Medimagazin logo

Kadın doğumcuların Down Sendromu kabusu: 10 Tl’lik gebe muayene ücreti, bizler milyonlarca liralık davalarla karşı karşıyayız

Kadın doğum uzmanları devletin gebe için verdiği 10 Tl muayene ücretine karşılık, milyonlarca liralık tazminat davasıyla uğraşmak zorunda kalıyor.
Kadın doğumcuların Down Sendromu kabusu: 10 Tl’lik gebe muayene ücreti, bizler milyonlarca liralık davalarla karşı karşıyayız
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN-Türk Jinekoloj ve Obstatrik Derneği Başkanı Prof.Dr.Ateş Karateke  Down sendromunun taraması için güncel kullanılan tarama testlerinin bu olguları anne karnında erken gebelik haftalarında belirleme oranlarının yeterli olmadığını belirtti.

Kesin tanı amniosentez, korion villus örneklemesi ile konulcağını belirten Prof.Dr.Karateke “Fakat bu testlerin bebeğin kaybı gibi ağır komplikasyonları olabilir. Bu nedenle noninvazif tarama testleri ikili, üçlü, dörtlü testler tüm dünyada Down sendromlu bebekleri anne karnında tespit edebilmek amacı ile kullanılmaktadır. Fakat bu testlerin Down sendromlu bebekleri  belirlemedeki güvenilirlikleri her zaman hekim ve gebe arasında problemlere sebep olacak oranda düşüktür. Ayrıca bu testlerin sonuçlarını yani risk oranlarını gebelere anlatmakta ve anladıklarından emin olunmasında  hekimler olarak güçlüklerle karşılaşmaktayız. Perinatoloji hekimleri tarafından bu amaçla  yapılan ikinci düzey ultrasonografide kadın doğum hekimlerinin bu zorluklarını azaltmamaktadır” dedi.

Bu koşullar altında kadın hastalıkları ve doğum hekimlerinin oluşumuna herhangi bir etkisi olmadığı genetik anomalili bebekler için çok sayıda dava ile karşılaşmakta olduğunu beliren Prof.Dr.Karateke “Hekimler ciddi tazminatlarla cezalandırılmaktadır. Devlet kurumları bir gebe muayenesi için hekime yalnızca 10 Tl öderken, Down sendromlu bebek doğumu sonrası hekimlerimize birkaç milyon Tl bulan tazminatlar mahkemelerce verilmektedir” diye konuştu.

Günümüzde bu gibi sebeplerle kadın hastalıkları ve doğum branşının genç hekimler tarafından tercih edilmediğini belirten Karateke şöyle devam etti:

Ülkemizde Down sendromlu bebek doğurma olasılığı yaklaşık 1/800 dür. Dolayısı ile ülkemizde  bir yılda yaklaşık 1300-1500 down sendromlu bebek doğma olasılığı mevcuttur. Bu bebekleri anne karnında doğmadan bulmak ve gebeliği sonlandırma seçeneğini ailelere vermek için binlerce kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, yüzlerce perinatoloji uzmanı  çalışmakta,  SGK kaynakları bu amaçla harcanmaktadır. Bu bebekleri anne karnında tespit etmek için kullanılan ikili, üçlü, dörtlü testler  ve ikinci düzey renkli doppler ultrasonografik tetkikler  bu bebeklerin önemli bir bölümünü bu testlerin doğasında olan hassaslık problemleri nedeni ile belirleyememektedir.

Bu sebeplerle modern tıbbın hata payı hemen hemen çok az olan  anne kanından tesbit edilen bebek  DNA sı  ile tarama yöntemi  ülkemiz açısından Down sendromu taraması yaptırmak isteyen gebe hanımlar için en uygun yöntem olduğunu düşünüyoruz. Fetal serbest DNA  yöntemini Down sendrom taraması isteyen aileler için ilk aşamada yapılmasını öneriyoruz. Kesin tanı testinin amniosentez veya korion villus biopsisi ile örneklerle yapılacağını tekrar vurguluyoruz. Bu amaçla TJOD olarak anlaşılır kısa  aydınlatılmış onam hazırladık en kısa zamanda camiamızın olurlarına sunacağız.

Bu stratejimizle hekimlerimiz daha az dava edilecek, hastalarımızda oluşan risk belirlemlerdeki kafa karışıklıkları anlamadım bahaneleri ortadan kalkacak ve Down sendromlu bebek doğma olasılığı asgariye inecektir.

Ayrıca ülkemizde akraba evliliklerine bağlı tek gen hastalıkları özellikle SMA, Kistik fibrozis, ve hemofili taramasınında yapılması mümkün olacaktır. Anne kanında bakılana serbest fetal DNA testinin SGK  kapsamına alınması  hasta mağduriyeti, hekimin hatasız sorumluluk ve cezalandırılmasını , ülkemiz kaynaklarının risk belirlemek için anlaşılmayan  ikili, üçlü, dörtlü testlere lüzumsuz harcanmasını önleyeceği gibi bu bebeklerin doğumu sonrası ailelere ve devletimize  olan yükünü azaltacaktır.

 

 

prof.dr.ates karateke
down sendromu
Yorum (11)
Suat Doğan
Yargıtay'ın verdiği kararların tıp biliminin gerçekleri örtüşmedigini anlaması ve bu yanlış karardan bir an önce dönülmesi gerekmektedir. Türkiyede bir yılda yaklaşık 1.4 milyon doğum oluyor tarama testi sonrası her hastaya amniosentez önermek ve bunun hastanın yazılı onamını almak bu belgeleri 10 yıl saklamak Hangi mantıkla yada hukukla açıklanacak.
0
Cevapla
Suat Doğan
Bu sadece kadın doğumcularin sorunu değil arkadaşlar. Bu yüksek mahkemenin kararları hemen hemen her branşta uygulanacak ve her hekim oluşacak her komplikasyonda tazminat ödemek zorunda kalacak. Hiçbir olayda birlik olamadığımız hekim arkadaşlarıma sesleniyorum bu konuyu önemseyin birlik olun yüksek mahkemenin sayın yetkililerine sesimizi duyuralım. Yoksa bu baskı korku ortamında hekimlik yapılamayacak, bu işten yine hastalar mağdur olacaktır
22
Cevapla
özcan yılmaz
Ateş Hocam tebrik ederim suskun camiamızın sesi olduğum için.Aynı duyarlılığı diğer dernekler ve meslek örgütümüzden bekliyoruz.Tabii birde meslektaşlarımızdan...
25
Cevapla
Nrş
Türkiye'de pisliğin deşifre yeri borsadir.Deniz yatırım,halk yatırım iş yatırım ak yatırım çiti bank of vb...borsada devamlı alsat yapar gibi hareketin amacı soygundur bu nettir bu suçtur.Mahkeme alsa inceleme sorsa bu şirketlerin borsada hisselerde her gün yıllarca gün boyu devamlı al sat al sat amaç ne dese ne cevap verebilirler?Devamlı al sat gibi yapma rakamları oynatarak yukarı aşağılarla paradan para kazanma borsaya yatırım diye para koyan milleti soyma içerde milletin parasının miktarına göre milletin para hissede yüklü ise dibe çekme bezdirme hasta kanser edip surundurup zararına sattirma eğer millet sattiysa azsa milletin hissedeki para yükünü yukarı götürme alışı fazla yaparak rakamları milleti soyacak şekilde oynatmadir bu yatırım şirketlerinin devamlı alsat yapması gün içinde seans açıkken.yani aleni soygun tezgah ülke milleti soyma düzeneği bu suç suç.çunku olan belli niyet belli milletin alayı yıllardır soyulmuş düzenek belki.pkk feto veya başka her pisliğin sebebi işte buradan nemalanan buraları lsiygun düzeneğini legal hale getirtip buradan milleti soyup nemalanan şebeke.Bunlar insanları öldürten her türlü pisliği yaptıran ülkede psikolojik hava estirerek finansal araçlarda olumlu olumsuz havayı duruma göre ayar eden her entrikanın düğmeye basanlari oynayanları nemalananlari.milleti ülkeyi aleni soyup hasta kanser eden senin insanını bombalardaayinda koydurur...bu herşeyin anahtarı çünkü ortak olan soygun şerefsizlik entrika sömürü inanç vicdan olmayan guruhun işleri terörle borsadaki bu soygun ortak aynı meşreb maya ve ellerin işi.bu net net...burayı ülkesini seven az imanı vicdanı olan duzeltir.bela burası deşifre edilip hesap sorulmadikca devam eder.perde arkası burası çünkü.
11
Cevapla
Op. Dr. Bülent Potur
Ateş Hocam, Down Sendromunun sebebi nisaiyeci değildir. Gebelik oluşmadan önce meiosis sırasında kromozom ayrılmamasına sebep olan etkenlerden kendini koru(ya)mayan ana-baba adaylarıdır. İleri yaş gibi kromozom anaomalisi gibi diğer riskler olabileceğini düşünüp bunu öğrenip araştırmayan, birkaç yerden fikir almayan kendileridir. Öte yandan Down sendromu bir hastalık da değildir. Hayat ile kabili telif bir farklılıktır. Liseyi bitiren topluma katılan, Dünya şampiyonu olabilecek Down sendromlu çocuklarımız vardır. Yasal Tahliye denilen düşük mevzuatımız intrauterin olarak tanısı konulan Down sendromlu gebeliklerin sonlandırılmasına izin vermektedir. Biz nisaiyecilere giderek daha karmaşık, teknik ve pahalı dışarıdan ithal edip yerli ve milli olarak üretemediğimiz ultrason cihazlarının laboratuvar test kitlerinin pazarlanması için bütünüyle rahat ve mutlu geçmesi gereken sevgili gebelerimizi terörize etme ve paniğe sevk etme talihsizliği kalmaktadır. Gebeler panik içerisinde ikili, üçlü dörtlü test, 12. - 16. hafta özel ultrasonları ile üstelik de sizin de buyurduğunuz gibi kesin sonuç da almadan yorulmaktadır. Diğer bir bakış ile özürlü engelli bebek sahibi olmamak için anne baba kendi bebeklerini daha doğmadan ölmesi için karar vermek görevi ile üzülüp stres altında bırakılmakta hatta çoğu kez engelli olsa da bebeklerine terminasyon onayı vermeyecek çiftlere pahalı testler rutin test imiş gibi yaptırılmaktadır. Büyük sermaye sigorta şirketleri Amerikan malpraktis yasasını aynen Türkiye'ye dayatmıştır. Akıl dışı bu sistem ABD de bir obgyn yıllık malpraktis pirimini $100,000 üzerine çıkarmış. Uzlaşma da sistemi iyice azgınlaştırmış sonuçta Dünyanın sağlığa en çok para harcayan ülkesi ABD hizmeti en kötüler arasındadır. Bunun yerine Birleşik Krallık sistemi engelli bakımını tazminat yerine kendisi üstlenir. Hekimin ihmalinin ceza mahkemeleri hukukuna göre yargısı vardır. Ayrıca tazminat davaları ve hekimi sebepsiz yere yoksul bırakma yoktur. İş hukukundaki patronun ihmalinden doğan tazminat hakkı kadın doğum ve gebelik için uygulanamaz. Çünkü kusur gebe kalan çiftindir. Gebelik sırasında bebeğin engelliliğinin tespiti ve düşük yapmayı ihmal gebelik süresi ile sınırlıdır. Eğer engelliliğin kendisi bizatihi idam gerektiren katli vacip bir suç ise buna yasa koyucu karar verebilir. Dünyanın pek çok ülkesinde tarihte bu gibi iyi dölcülük(eugenizm) maksadı ile engelli insanların katledildiği örnekler görülmektedir. Sokak canları denerek ekonomik olmayan israf yöntemleri ile halkımızın hem parasının boşa verildiği hem de inek ve fare sürülerinin tapınaklarda konuk edildiği puta tapan duygusallığı ile hayvan hakları yasasının daha mürekkebi kurumadan orijinal hipokrat yemininde düşük yaptırmamak olan hekimler töhmet altında bırakılmamalıdır. Romadaki papalık tüp bebek tedavisi sırasında fazla embriyoların imha edilmesine cevaz vermemektedir. Hasta ve engelli kabul edilenler imha edilir ise bunların yeni yeni tedavileri ve rehabilitasyonları için Yeni yöntemler gelişmez. Tıp ilerlemez. Saygılarımla
16
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir