Medimagazin logo

Prof. Dr. Sözen: Hekimler beden gücünün üstünde çalışıyor, hasta tatmini azalıyor

Hekimin hasta hakları ve hekim sorumluluğu konusunda donanımlı olarak mesleğe başlaması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Sözen “Daha insani koşullarda ve yaptığı işin de hem maddi hem manevi olarak daha net karşılığını alabileceği ortamı da hekime oluşturduğunuzda hekim de daha mutlu ve güven ortamında işini yapacaktır” dedi
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Prof. Dr. Sözen: Hekimler beden gücünün üstünde çalışıyor, hasta tatmini azalıyor
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İstanbul Üniversitesi Tıp fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevki Sözen hasta hakları, hekim sorumlulukları ve defansif tıbba yönelim ile ilgili Medimagazin’in sorularını yanıtladı.

Bir hekimin tıbbi uygulama yaparken hasta için belirlenen yasa ve tüzüklere aykırı davranmak tıbbi uygulama hatası yapmaya neden olacağını ifade eden Prof. Dr. Sözen “Hastalarımız ile iletişim kurarken hastanın kapıdan girdiği andan itibaren hasta ile iletişim kurma da öncelikle; hastanın neden geldiği, muayene talebine karşılık onam vermesi, bu onamı verirken muayene konusunda yeterinde aydınlatılması çok önemlidir.”dedi.

“Olumsuz, beklenmeyen her sonuca tıbbi uygulama hatası diyemeyiz”

Muayenenin ülkenin ve yaşanan zamanının koşullarına uygun olarak tıbbi standartlara uyan bir şekilde yapılması ve hasta aydınlatılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sözen  “Cerrahi bir tedavi varsa cerrahi girişimin ne şekilde olacağı, beklenen olumlu ya da olumsuz sonuçlarının neler olduğu, bu durumlarda hastanın nasıl davranması gerektiği, olası bir komplikasyon ortaya çıktığında hastanın bilinçli olup zamanında doktora müracaat etmesinin gerektiği mutlaka hastaya anlatılmalıdır.” dedi.  

Her tıbbi girişimde bir komplikasyon olabileceğini bu komplikasyonun çıkmasının tıbbi uygulama hatası olmadığını belirten Prof. Dr. Sözen “Hekim komplikasyonu zamanında fark edemezse, zamanında fark etti ama zamanında müdahale etmezse, yapılan müdahale günün tıbbi koşullarına uygun bir müdahale olmazsa işte o zaman o komplikasyon tıbbi uygulama hatası olur” dedikten sonra ekliyor: “Olumsuz, beklenmeyen her sonuca tıbbi uygulama hatası diyemeyiz. Olası komplikasyonlar vardır. Ama hekim her olası komplikasyon konusunda uyanık ve titiz davranmalıdır”

Medyada çıkan haberlerde hekimin de hatası olabileceği ancak kasıt olmadığını düşündüğünü ifade eden Prof. Dr. Sözen “Bir hekimin yapmış olduğu bir tıbbi uygulamadan dolayı istenmeyen bir sonuçla karşılaştığında bunun altında bir kasıt olduğunu söyleyemeyiz. Ama yapılan bir haberde sanki bunun altında bir kasıt varmış ve hastalığında seyrinde ortaya çıkmamış gibi gösterirse medya o zaman halk arasında hekime karşı ciddi bir düşmanlık oluşuyor. ” dedi.

“Kendini güvenli hissetmeyen her kişinin hata olasılığı da artar”

Tıbbi uygulama yaparken hekimlerin güven ortamında hissetmek zorunda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sözen hastaların hayatını kendilerine emanet ettiğini “doğal olarak bize emanet edilen hayatın tamamen bizim dikkatimiz ve özenimizle doğru orantılı olarak kurtulup ve daha kaliteli olarak devam edeceğini bilmek durumundayız. Ama ortaya çıkan herhangi bir hekim tedirginliği, seçeceği tedaviyi olumsuz etkileyeceğinden hekimin de hasta yapma olasılığı artıyor. Sonuçta hekim de bir insan. Kendini güvenli hissetmeyen her kişinin hata olasılığı da artar.” sözleri ile anlattı.

Hekimlerin tedavilerde riskin en az olmasını arzu ettiğini, riski en aza indirmek için de en iyi koşullarda tıbbi uygulama yapmak gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Sözen  “Bir de yapılan tıbbi uygulamanın çok ağır komplikasyonlarının olduğu durumlar söz konusudur.  Bu koşullarda ortaya çıkacak komplikasyon büyük bir yüzde teşkil ediyorsa hekim bu sefer bu tıbbi uygulamayı tercih etmeyecektir. Çünkü karşı taraftan bir suçlama geleceği endişesi ile defansif tıp dediğimiz daha az risk ortamı içeren, daha az zarar ortaya çıkarabilecek ancak tedavi olasılığı da daha düşük olan birtakım uygulamaları tercih edecektir.  Bu aslında bir hekim için arzu edilmeyen bir durumdur. Ancak hekimin kaygısı yüksekse yapılabileceği başka da bir şey yoktur.”

Suçlanma endişesi hekimi defansif tıbba itiyor

Hekimlerin suçlanma endişesi ile ağır cerrahi işlemlerden kaçınmasının bazı hastaların olumsuz etkilenmesine ya da yaşamsal olarak birtakım riskler göze alınmadan iyi olunamayacağı bilincinin ortadan kalkmasına neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Sözen “Hasta ve hekim aynı taraftadır. Karşılıklı iki taraf değildir.  İkisinin de amacı aynıdır. Hasta iyi olmak için gelir. Hekim de hasta iyi olsun diye o kadar yıl okumuştur.  Mesleki yeminini de bu amaçla etmiştir.  İkisinin de aynı tarafta olduğunu bilmek zorundayız. Ama yasaların hekimi biraz daha koruması gerekir. Hekime şiddet uygulayan bir kişinin gerçek anlamda ciddi bir ceza alacağını bilmesi gerekir. O şiddeti uygulayanın hiçbir şekilde ne medya ne toplumca kabul görmemesi lazım. Bu hekimi biraz daha rahatlatacaktır.” dedi.

“Hekimler beden gücünün çok üstünde çalışıyor”

Hekimlerin kendi beden gücünün çok üstünde çalıştığını belirten Prof. Dr. Sözen hasta sayısının azaltılması gerektiğini önemle vurgulayarak “Bir hekimin bir gün içinde bakacağı hasta sayısı uzmanlık alanı ile paralel olarak bellidir.  Dolayısıyla bunun üstünde yapılan her uygulamada hata olasılığı artar. Çünkü dikkat dağınıklığı ortaya çıkar. Hastaya ayrılan süre azalır.  Hasta ile iletişim bozulur. Hasta ile iletişim bozulduğu andan itibaren de hasta tatmini azalacak ve tedavi olasılığı da düşecektir. Daha insani koşullarda ve yaptığı işin de hem maddi hem manevi olarak daha net karşılığını alabileceği ortamı da hekime oluşturduğunuzda hekim de daha mutlu ve güven ortamında işini yapacaktır” dedi.

hekim
şevki sözen
malpraktis
defansif tıp
Yorum (3)
Ali Rıza Aktaş
Sevgili ve saygı değer arkadaşlar, 2010 yılı Sağlık Bakanlığı verilerine göre hatırladığım kadarı ile Poliklinikte müracaat eden hastaya ayrılan süre ortalaması 3-7 dakika Avrupa ortalaması kaç dakika bileniniz var mı? Başvuran hastalara istediğiniz tetkikler için de branşlara göre makül olmayan sınırlamalar var idi. Hala bu uygulama var mı? Bu uygulama var ise örnek verebilir misiniz? Bu tarih de ki hasta memnuniyeti % 76 idi müracaat başına harcanan para 125 dolar idi. Bu oran da ki memnuniyeti olan Avrupa ülkelerindeki harcama ise 890 ve 1100 dolar idi. Bu memnuniyet o tarihte nasıl sağlandı???!!! Saygı ve sevgilerimle
9
Cevapla
dr
Çok doğru tespitler.Hocamızın ağzına sağlık. Fekat tüm bu tespitler pratik uygulamaya, hayata nasıl geçecek ? Bunları biz biliyoruz, yaşıyoruz da vatandaşa kim anlatacak ? Kim ? Filmin koptuğu yer işte burası. Hocamızın önerilerine uyulursa çok kısa süre içinde ortalık süt liman olur.Çünki branş gereği hocamız aksayan, doktorun ve vatandaşın mağdur olduğu noktaları çok net gören bir pozisyonda... Kulak verilmesi gerek...
65
Cevapla
Diş hekimi
Ağız ve diş sağlıgı merkezlerinde çalışan diş hekimlerinde bel ve boyun rahatsızlıkları oluyor.. 25 30 diş çekimi yapıyorum günde.. Karşılık olarak sıfır döner sermaye alıyorsun ve sözleşme hakkı da yok..
9
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir