Medimagazin logo

'Şarlatan doktorlar MS hastalarını, Lyme olduğuna inandırıyor'

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) ile Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Bulaşıcı Hastalıklar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül, bir kesimin, kenelerin insana tutunması sonucu bulaşan "borrelia burgdorferi" bakterisinin yol açtığı lyme hastası olduğuna inandırıldığını belirterek, "Şarlatan dediğimiz doktorlar, hastaları inandırmış durumda. İnananların sayısı giderek artıyor. Düşünün binlerce MS, ALS hastası kendini lyme sanıyor." dedi.
'Şarlatan doktorlar MS hastalarını, Lyme olduğuna inandırıyor'
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) i Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Prof. Dr. Ergönül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, spiroketler grubunda bulunan "borrelia" cinsindeki bakterilerin oluşturduğu bir sorun olan lyme hastalığının, "ixodes" cinsinden kenelerin tutunması yoluyla bulaştığını söyledi.

Kenelerin bu bakteriyi fare, sincap, kedi, köpek ve geyiklere bulaştırabildiğini aktaran Ergönül, hastalığın insana bulaşmasının tek yolunun kene tutunması olduğunu aktardı.

Ergönül, hastalığın kene tutunması sonrası, çoğunlukla deride lezyonla ortaya çıktığını ifade ederek, "Haftalar ve aylar sonra farklı belirtilerle devam eden bir hastalıktır. İleri komplikasyonları olabiliyor. Deri lezyonu hastaların yüzde 80'inde görülüyor, yüzde 20'sinde görülmeyebiliyor. Birkaç ay sonra eklem ağrıları olabiliyor, 3-6 ay sonra da kalp bulguları ve sinir tutulumları olabiliyor." diye konuştu.

Prof. Dr. Önder Ergönül, Türkiye'de lyme hasta sayısının son derece düşük olduğuna dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

"Hastalık Amerika'da var, Avrupa'nın belli ülkelerinde, özellikle Orta Avrupa'da bulunuyor. Hastalığın gelişmesi için bu kene türünün olması ve kenenin bakteriyi taşıması gerekiyor. Bizim ülkemizde son 20 senede sadece 50-60 olgu bildirilmiş. Üstelik tanısı gerçekten uluslararası bilimsel koşullara uygun olan sadece 30-40 olgu bulunuyor. Örneğin bizler kendi kliniklerimizde son 10 yılda, 2 olgu saptadık. Türkiye'de son zamanlarda bu konuda uzman olmayan hatta doktor bile olmayan bazı kişiler hastaları yanıltıyor. 'Benim çocuğuma otizm tanısı konuldu, bunun nedeni lymemış.' şeklinde gelen hastalarımız var. Aynı şekilde MS, ALS gibi hastalıkları olan insanlar da bu şekilde başvuruyor. Bu gibi başvurular sadece bizde değil, yurt dışında da var. Yurt dışında en çok ABD'de de ve ikinci adres Almanya'da bulunuyor. Bu iki ülkedeki bazı klinikler bilimsel olmayan yöntemlerle 'Biz sizi tedavi edelim.' diyerek, bu insanlara lyme hastalığında etkili olabilecek antibiyotik veriyor. Tedavi 2-3 yıl sürebiliyor. İlaçları bazen de damardan veriyorlar. Bu kişileri deyim yerindeyse süründürüyorlar."

- "Hastalar geçerli olmayan bazı testlerle kandırılıyor"

Prof. Dr. Önder Ergönül, geçerli olmayan testlerle bu hastalara lyme tanısı konulmaya çalışıldığına işaret ederek, "Lyme tanısının doğrulanması gerekiyor. Uygulanan testte beş bandın da pozitif olması gerekiyor. Lyme diye iddia edilen tüm bu hastaların testleri negatif çıkıyor. Hastalar geçerli olmayan bazı testlerle kandırılıyor. Geçerli olmadığına dair hem Amerikan hem Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları Dernekleri açıklamalar yaptı. Bu testleri dikkate almayın dediler." değerlendirmesinde bulundu. 

Bu nedenlerle hastalar karşısında zor duruma düştüklerini dile getiren Ergönül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Lyme hastasıyım, diye inandırılmış bir kesim var. Doktorlar 'Hayır sen lyme değilsin.' diyor. Bu defa doktora 'Sen bilmiyorsun, tanı koyamıyorsun ya da neden kabullenmiyorsunuz, bize zulmediyorsunuz.' gibi serzenişler oluyor. Şarlatan dediğimiz doktorlar, hastaları inandırmış durumda. İnananların sayısı giderek artıyor. Düşünün binlerce MS, ALS hastası kendini lyme sanıyor. Bazı hastalar da yurt dışına yönlendiriliyor, maddi, manevi ciddi zarara uğratılıyor. Hem iyileşme olmuyor hem gereksiz antibiyotik tedavisi alınıyor hem de almaları gereken tedavilerinden geri kalıyorlar. KLİMİK Derneği, Sağlık Bakanlığı'na bu konu ile ilgili hazırladığı rapor sunacak. Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları Derneği ve Amerikan Enfeksiyon Hastalıkları Derneği'nin hazırladığı raporlar var. Vatandaşlarımızı ve doktorları aydınlatmak istiyoruz."

- "Kenenin çabuk fark edildiğinde, bulaştırma riski ortadan kalkar"

Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Temel Sağlık Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşen Gargılı da Türkiye'de lyme hastalığını bulaştırma potansiyeli olan "Ixodes ricinus" cinsi kenelere, özellikle nem oranının yüksek olduğu, taban bitki örtüsünün sık ya da dökülmüş ve üst üste yığılmış yaprakların yoğun olarak görüldüğü, fare, sincap gibi küçük memelilerin sık olduğu doğal alanlarda rastlandığını aktardı.

Prof. Dr. Ayşen Gargılı, bu cins kenenin, Marmara Bölgesi'nin Karadeniz iklimine açık kesimleri ve Karadeniz Bölgesi başta olmak üzere diğer bölgelerde de nemli ve uygun taban örtüsünün bulunduğu alanlarda yayılış gösterdiğine işaret ederek, "Lyme hastalığı hayvanlarda ve insanlarda valide edilmiş immunolojik testler kullanılarak tespit edilebilir. Türkiye'de son 20 yılda bildirilmiş çok az olgu vardır." dedi.

Lyme hastalığını bulaştıran kene türünün Türkiye'de yaygın olarak bulunduğunu ancak bulaşma için bir insanı ısıran kenenin mikroorganizmayı içermesi gerektiğini anlatan Gargılı, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Ek olarak, kene tutunduğu kişiden en az 36 saat kan emmelidir. Yani tutunduktan sonra birkaç saat içinde fark edilen ve uzaklaştırılan keneler, hastalığı taşısalar bile bulaştırma riskleri ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle, kenelerin yayılış gösterebileceği açık alanda bulunma, piknik, yürüyüş, çalışma faaliyetlerinden sonra vücudun keneler yönünden incelenmesi ve bulunan kenelerin hemen uzaklaştırılması en geçerli kontrol önlemidir. Keneyi çıkarırken, sağa, sola, yukarı ya da aşağıya çekiyor olmanın hiçbir farkı ve önemi yoktur. Ne yazık ki bu konuda çok yoğun bilgi kirliliği mevcuttur. Önemli olan; keneyi en kısa sürede, mümkünse elle değil bir pens, cımbızla deriye en yakın olan kısmından tutarak sabit bir güçle çekerek koparmadan çıkarmaktır. Kenenin ağız parçaları kopup deri içinde kalabilir, bu parçaların hastalığın bulaşması için riski yoktur ancak kıymık batması gibi yabancı cisim etkisi gösterebilir."

lyme hastaligi
multipl skleroz
als
dr. önder ergönül
Yorum (4)
Ahmet Akif Ozbek
Prof Dr Onder Ergonul un mulakatini okudum.Onunda bu konuda bilgi eksikligi oldugunu gordum.ABD de lyme konusunda uzmanlasmis doktorlara hastalar kendilerini tedavi ettiriyorlar,siradan doktora gidip kimse tedavi olmak istemiyor, buna enfeksiyon hastaliklari uzmanlari da dahil.Cunku birkac kutu antibiyotikle kronik lyme in iyilestigine inanan saf bilgisiz doktorlar var.Hastaligin ne kadar ciddi oldugunu ve karmasik ve uzun sureli tedaviyle iyilesebildigini ve vakalarin bir kisminin tedaviyle kur olmadigini bu konuda ozel olarak uzmanlasmis doktorlar ve uzun hastalik zamaninda bu hastalikla ilgili bilgi birikimi yapmis bazi hastalar biliyor. Dr Onder Ergonul en az 5 bant kistasi getiriyor western blotta ,ama IgG demi yoksa IgM demi bu kistasin oldugu konusunda bilgi vermiyor.Oysa kronik lyme da western blot IgM de sadece 2 spesifik bant gorumuyle CDC in kriterlerine uygun olarak tani konabilir.Western blotta igG pozitifligi kronik lyme da igM pozitifliginden cok daha az.gorunur ve onda 5 spesifik bant pozitifligi aranir. Ayrica kronik lyme in immunsupresif ozelligi ve bundan dolayi serolojik testlerin yuzde 50 sinine yakininda labaratuar tani testlerinin negatif cikabileceginden ve tani da on planda klinik verilerin yani hastanin bulgularinin ve yakinmalarinin ayirici tanisinin.yapilmasi ve o hastaliklar yoksa seronegatif lyme olabileceginin dikkate alinmasi gerektiginden hic bahsedilmemis ki bu durum lyme hastaliginda oldukca onemlidir. Turkiyede lyme in az bildirilmesinin doktorlarin bu konudaki bilgi eksikliginden kaynaklandigini acikca soylemekte yarar var.Doktor hastalik konusunda bilgisizse, tani koyamiyorsa ve az bildirim oluyorsa bu lyme in Turkiyede az rastlanan bir hastalik degil,az bilinen bir hastalik oldugunu gosterir. Ayrica grip icin bile bakanlik bildirimi sart kosuyor ama bildirim icin o kadar karmasik ve zahmetli bir form doldurulmasini istiyor ki doktor bu sefer gripi nezle olarak bildirip bu angaryadan kurtulmak istiyor.Ayni sey lyme in bildirimindede sozkonusu.Karmasik ve uzun bir form doldurmak gerektiginden doktor formu doldurmaktan vazgecip hastaya baska bir tani giriyor ve recetesini veriyor.Bildirimlere bakarak lyme in az olduguna hukmetmek cok yanlis bir yaklasim.Bilgi ve altyapi eksikligi varsa elbette bildirimde az olur. Evet MS,ALS ve otizmde bazi sarlatan doktorlar bu vakalarin hepsinin lyme dan kaynaklandigini soyleyerek hasta uzerinden para kazanmak isteyebilir.Bu vakalarda dusukte olsa bir oranda lyme bu klinik tablolari taklit edebilmektedir ve ayirici tanisinin yapilmasinda fayda var. Eger kene vucuda yapismissa 24 saati astiginda bakteri tasiyorsa bakteriyi bulastirdigi kabul edilir.Cocuklarin derisi daha ince,dolasimi daha iyi oldugundan daha kisa suredede cocuklara bulas olabilir.Bu durumun gozonunde bulundurulmasi gerekir.
66
Cevapla
Gizli ozne
Bu haber yalan. MS ilacinin satisi durmasin diye boyle bir haber uydurulma ihtinali cok yuksek. 7 yil MS tedavisi gorup duzelmeyen, aslinda lyme hastasi olan ve lyme tedavisiyle tamamiyle duzelen arkadasim var.
23
Cevapla
C.oz
6 sene oldu gitmediğimiz doktor kalmadı...işin içinden çıkamayan doktorlar psikyatri ye yönlendiriyor..dizlerim yürümeme engel olmaya başladı...
28
Cevapla
şinasi kuranel
Türkiye'de lyme hastalığının,infeksiyon uzmanlarınca çok çok az olduğunun düşünülmesi maalesef hastalar için ve sağlık bakankılığı bütçesi için çok çok pahalıya malolmaktadır.İstatistiklere göre 100 kene ısırmasından 2 tanesi lyme hastası olmaktadır.Buna göre Türkiye'de en az 5-6 milyon sürekli her bıranşta çok farklı şikayetlerle sürekli doktor doktor dolaşan ve maalesef farklı teşhislerle tedavi edilemeyen ve sağlık sistemine çok pahalıya mal olan çok şanssız bir hasta katagorisi mevcut. İnfeksiyon uzmanlarından çok rica ediyorum lütfen internette lyme hastalığı ile ilgili bir kaç gün araştırma yapıp batıda yayınlanmış tamamen bilimsel yazıları okumadan lyme ile ilgili reddedici söylemlerde bulunmasınlar.Üniversiteler ve bakanlığın bu konuda çok ciddi gerçek bilimsel ve arkası gelen araştırmalar yapması mili menfaatlerimiz açısındanda çok gerekli.En kısa sürede Amerika veya Avrupada lyme konusunda üst ihtisas yapmış enfeksiyon uzmanlarından Memleketimizdede LYME KLİNİKLERİ kurulması şart.Eski Tüberküloz ve Lepra klinik ve hastaneleri gibi buradada lyme uzmanlarının çok sayıda hasta görerek teşhiste ve tedavide çok pratik ve seri olmaları sağlanmalıdır.Üzülerek söylüyorumki bugüne kadar bakanlık ve üniversite düzeyindeki girişimlerimden bu hastalığa gerekli ilgi ve alakayı görmedim.Neredeyse her kesim bu hastalığı Ülkemizde yok sayma yanılgısı içindeler.Tüm lyme hastaları adına ilgililerin adım atmalarını arz ediyorum.
11
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir