Medimagazin logo

Türkiye’de Hekim Olmak – 6: Eski saygınlığı kalmadı’

ÖSYM 2018 TUS ilkbahar değerlendirme raporuna göre; cerrahi branşlara talep azaldı. Sağlık profesyonelleri bu azalmada birçok faktörün etken olduğunu dile getirdi. Türkiye’de cerrahi branşların nabzını yoklamak için Türkiye’de Hekim Olmak yazı dizimizde Genel Cerrahi Profesörü Hakan Uncu’ya mikrofon uzattık. Prof. Dr. Uncu Türkiye’de Hekim Olmayı “Eski saygınlığı kalmadı’ sözleri ile anlattı
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Türkiye’de Hekim Olmak – 6: Eski saygınlığı kalmadı’
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN - Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uncu, hekimliğin kendi çocukluk döneminde çok değer verilen bir meslek olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Daha sonra hekimlik mesleği yıprandı. Kalitede fazla bir yükselme olmazken sayıda çok hızlı bir yükselme oldu. Toplum içinde de o eski saygınlığı kalmadı.”

“Hekimlik artık çok heves edilecek bir durumda değil”

Ekonomik olarak da hekimlerin eski güçlerinin kalmadığını dile getiren Prof. Dr. Uncu çalışma şartlarının da zorlaştığını belirterek “Hekimlik artık çok heves edilecek bir durumda değil. Tabi ki hala belli bir düzeyi korumakta ama özellikle ülkemizde sağlıkta şiddet olayları çokça yaşanmaya başladı. Hastasını kaybeden ya da hastanede işlerinin yapılamamasının sebebinin hekim olarak gören bir vatandaş grubu ortaya çıktı. Bu yanlış tabi ki. Çünkü biz genç bir hekimin günde kırk hastayı muayene etmesini istiyoruz. Hasta başına 12 dakikalık zaman kalıyor. 12 dakikada hekim hastanın hikayesini mi dinleyecek? Hastanın muayenesini mi yapacak? Hastanın bilgilerini bilgisayara mı geçecek? İlaç mı yazacak, tektin mi isteyecek? Süre yeterli değil.  Bunun çözümü hekim sayısını artırmak da değil.” ifadelerini kullandı.

“Genel cerrah olduğum için mutsuz değilim”

Genel cerrahiyi seçme nedenini sorduğumuz Prof. Dr. Uncu kendi zamanında genel cerrahinin çok kıymetli olduğunu dile getirdikten sonra “Şu an özellikle kız öğrencilerimiz genel cerrah olmak istiyor.” diye ekliyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi’yi kazandığı zamanlarda branşın gözde olduğunu dile getiren Prof. Dr. Uncu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öncelikle genel cerrahinin sonuç alınacak bir branş olduğunu düşünüyorum. Olumlu ya da olumsuz sürüncemede bırakmadan tedavi için gelen hastanın bir şekilde tedavisini neticelendirebiliyorsunuz. Bu tercihlerden birisi. İkinci olarak; öğrenciyken toplum içinde cerrahlara olan ilgiyi her zaman hissedersiniz. O zaman bundan kaynaklı bir hevesiniz olur.  Kendinizi bu işi yaparsanız daha önemli bir kişi olacak gibi hissedersiniz. Ben genel cerrahi dışında başka bir branş düşünmemiştim. Genel cerrah olduğum için mutsuz değilim. Bazen bizi megaloman gibi kabul ederler ama genel cerrahinin hastaya en fazla katkı sağlayacak branş olduğunu ve dolayısıyla önemli bir pozisyon olduğunu düşünüyorum.”

“Cerrahlar uzun yıllar stres çektikleri için çok uzun da yaşamazlar.”

Genel cerrahinin artık istenmeyen bir bölüm olduğunu ifade eden Prof. Dr. Uncu, çok yorucu bir branş olduğunu belirterek “Para kazanma imkanları çok sınırlı. 7/24 görevdesiniz. Bir genel cerrahı her zaman çağırabilirler. Kliniğe en erken genel cerrahlar girer ve en geç onlar ayrılır. Bitmez tükenmez nöbetler ve çok yüksek bir çalışma temposu, çok büyük risk, her ameliyatta yüksek stres vardır. Cerrahlar o stresi uzun yıllar çektikleri için çok uzun da yaşamazlar.”dedi.

“Hekimlik yapmasaydım iyi futbol teknik direktörü olurdum” diyen Prof. Dr. Uncu tıptan önce mimarlık fakültesini düşündüğünü ancak yüksek puan alınca çevresel faktörlerin de etkisiyle tıp fakültesi tercih ettiğini belirtti. Prof. Dr. Uncu hukuka da merakı olduğunu şu anda da hukuk fakültesinde öğrenci olduğunu söyledi.

“El pratiği ve tıp eğitiminde Türk doktorlarının çok iyi seviyelerde”

Yurt dışında da hekimlik yapan Prof. Dr. Uncu Türkiye’deki tıp eğitimi ile ilgili olarak yurt dışında sistemin daha iyi çalıştığını belirterek; Türkiye’de hemşire sayısının ve sağlık personeli sayısının az olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Uncu, hemşirelerin iş yükünün çok fazla olduğuna dikkat çekerek; farklı alt branşlar yetiştirilmesi gerektiğini kaydetti. Yurt dışında bu branşların olduğunu dile getiren Prof. Dr. Uncu hemşireler ile doktorların arasında farklı bir sağlık personeli olması gerektiğini belirtti. El pratiği ve tıp eğitiminde Türk doktorlarının çok iyi seviyelerde olduğunu dile getiren Prof. Dr. Uncu batı ülkelerinin hepsinde Türk doktorların önemli pozisyonlarda görev aldığını söyledi.

Tıp fakültesi eskiden eğitiminin üniversite düzeyinde en iyi eğitim olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Uncu “Şu anda tıp fakültesi sayısının çok fazla olduğunu; bu kadar öğrenciyi yetiştirecek yetenekte ve bilgide yetişmiş hocamız olmadığını düşünüyorum. Bizim en önemli sorunlarımızdan bir tanesi de standardize edilememesi. Her tıp fakültesi mezunu aynı düzeyde değil. Standardize edememenin sıkıntısını yaşıyoruz.”  ifadelerini kullandı.

“Biz ailemizden başarıya endeksli yetiştirildik”

Yoğun çalışma tempolarında sosyal hayatlara vakit ayıramadıklarını belirten Prof. Dr. Uncu, kesin bir dille “sosyal hayatımız yok” diyerek şunları ekledi:

Hiçbir doktorun sosyal hayatına vakit ayırabildiğini sanmıyorum. Hele ki cerrahi branşlar da daha da zor. Çünkü hem hasta bakacak hem ameliyat yapacak hem de derslere girecek ve üzerine seminer takip edecek. Bu koşullarda çok zor. Bunun dışında üniversitede çalışanların fakülte içi görevleri oluyor. Bunları değerlendirdiğimizde en iyi sosyal hayat iyi bir uyuma oluyor. Biz ailemizden başarıya endeksli yetiştirildik. Şimdiki doktor adaylarının ise hobilerine zaman ayırdıklarını, sosyal hayatları olduğunu görüyoruz.”

“İnsanın aptalı doktor, doktorun aptalı doktor olur.” sözünü hatırlatan Prof. Dr. Uncu “Hekimliği bırakırsak depresyona gireriz. İnsanlarla ve insanların sağlığı ile ilgilenmeye o kadar alışmışız ki uçakta olsak yanımızdakiler hastalığı ile ilgilenmemizi isterler.” ifadeleri ile hekimliğin sosyal hayatla iç içe geçtiğini vurguladı.

“Doktorluk cazip bir meslek olmaktan çıktı”

Genç bir hekimken yaşama ihtimali düşük bir hastanın ameliyatından çıktıktan sonra şiddete maruz kalma endişesi ile hastaneden sivil kıyafetlerle çıktıklarını anlatan Prof. Dr. Uncu eski öğrencisinin yaşadığı şiddet olayını da şu sözlerle anlattı: “Plastik cerrah olan öğrencim mecburi hizmet sırasında gözlüğü kırılarak darbedildiğini bana anlatmıştı. Öğrencim, bu olayın hiç basına yansımadığını, vuranların sadece ifadelerinin alındığını ve kendisi hakkında da soruşturma açıldığını söyledi. Bu öğrencim yaşadığı bu olaylardan sonra mesleği bırakıp babasının beyaz eşya dükkanında çalışmaya başladı.

Prof. Dr. Uncu gençlere mesaj olarak “Doktorluk ülkemizde cazip bir meslek olmaktan çıkmıştır.” dedi.

türkiye’de hekim olmak
hakan uncu
genel cerrahi
tıp fakültesi
Yorum (12)
ÖMER HAYYAM
HASTA MUAYENESİ 6 ( ALTI ) DAKİKADIR, RESMİ! BİZİM İNSANIMIZA BU 6 DAKİKA BİLE ÇOOOOK FAZLA, UZMAN DOKTORA MUAYENE İÇİN 20 TL VERENE AYRILMASI GEREKEN SÜRE 10 SANİYE OLMALI VE FAZLASIYLA 10 SANİYE YETERLİDİR
38
Cevapla
ÖMER HAYYAM
'' 06:47 '' İŞTE SORUN BU ...BEN BUNU KİMSEYE ANLATAMIYORUM KLİNİĞE EN EN ERKEN GELEN VE EN GEÇ ÇIKAN GENEL CERRAHTIR.. denilmiş... TIBBIN EN ZOR BRANŞI OB &GYN TIBBIN EN YIPRATICI BRANŞI OB &GYN TIBBIN EN STRESLİ BRANŞI OB & GYN TIBBIN EN FAZLA KAS GÜCÜ GEREKTİREN BRANŞI OB & GYN TIBBIN EN FAZLA KORTEKS KULLANILAN BRANŞI OB &GYN TIBBIN EN FAZLA UYKUSUZ BIRAKTIĞI BRANŞ OB & GYN TIBBIN EN FAZLA ŞİDDET OLAN BRANŞ OB & GYN TIBBIN EN FAZLA EMEK SÖMÜRÜSÜ OLAN BRANŞ OB & GYN BİR OB & GYN HASTANEYE EN ERKEN ASLA GELEMEZ ÇÜNKÜ AYRILMAZ BİR OB & GYN HASTANEDEN ASLA EN GEÇ ÇIKAMAZ ÇÜNKÜ AYRILMADI Kİ, GEÇ ÇIKSIN... BU MESLEK TÜRKİYE DE YAPILMAZ... BAZILARIMIZ GİTTİ, BİZLER KALDIK.... BİZLERDEN DE BEN GİTME YOLUNDAYIM... AYDIN SİNAL GİBİ YAZARIM YAKINDA...
30
Cevapla
aydin sinal
Bu meslek eskidende saygin degildi ama korkulurdu "Allah kimseyi hastahane köselerinde süründürmesin,hekimlere muhtac etmesin ,onlada,onsuzda yapilmiyor" sözlerini cocukluktan itibaren duydum,hayatta gercekleri gördüm yasadim. Cerrahi konusunda yazacak cok sey varda,kisaca:Cerrahi organizasyon isidir,bir klinik iyi organize olmusa cerrah yorulmadan stresiz isini yapar evine gider.Organize iyi degil,isi aksadan,kendi bildigini okuyan kisilerle cerrahi klinigi Türkiyedeki futbola benzer,Futboldaki simdiki durum;iyi futbolcular,cok iyi futbol sahalari,her türlü imkan var ama bunlardan faydalanacak,disiplin saglayacak Teknik direktör yok,simdiki 3 büyük(!) lerin durumu her futbolcu kafasina göre oynuyor,klüpler batmis,teknik kadro bikmis. Tipbin her branji bilhassa cerrahi askeri disiplin sart,Tek bir klinik direktörü diger herkes -profosörde olsalar-bu kisinin emri ve direktifleri dogrultusunda hareket ederler,klinik direktörü istemedigi ertesi gün kovar.En azindan Almanyada böyle,Türkiyede eski Hilmi Akin klinigi de böyle idi.nede olsa Hilmi hocada Alman cerrahin yaninda yetismisti. Son söz Almanyada en stresli bölüm Anestesi,pek cok meslektas anestesi cok stresli ve yorucu oldugu icin cerrahiyi tercih etmislerdir.
6
Cevapla
Emre
İkinci paragrafta "12 dakika neye yetecek "ten sonra okumadım,hoca periferden bu kadar mi kopuk,hatim indiririz 12 ek sürse,3dk hadi 4 dk da yapmak zorunda kalıyoruz tüm saydıklarını,yazıklar olsun ,sebep olanlara ,Önemli olan müşteri memnuniyeti tabi
20
Cevapla
dr mayer benzingen
otobüsten inerken belim dutuldu ambulansla beyin cerrahı polikliniğe geldim diyen hastaya beyin cerrahı olarak 2yls grafi ve ilaç yazarsan 1dk geçti....geri kalan zamanda 3-4 dk daha mr için zorlarsın...elinde açacak kağıt kalmaz...etti 5 dk... geri kalan zamanda göz göze gelip kavga ortamı oluşması için alakasız şikayetler ve yakınmalar dönemi başladığı an tartışma endikasyonu doğacağından bence süre 30 sn olmalı... çünkü hiçbir branşa baranşına ait gerçek hasta gelmiyor artık...yönlendirici sağlık hizmetleri yok!
22
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir