Medimagazin logo

Hekimler teşhiste ve tedavide hatalı değil… En büyük sorun aydınlatmada

Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği 41. Ulusal Kurultayı Hukuki Sorunlar Çalışma Kurulu’ndan Prof. Dr. Atilla Arıncı aydınlatılmış onamın önemine dikkat çekerek “Hekimlerimiz teşhiste ve tanıda hatalı değiller. Tedaviler gayet güzel. En büyük problemler ilk başta aydınlatmada ya da takipte çıkıyor” dedi
Kaynak: MEDİMAGAZİN
Hekimler teşhiste ve tedavide hatalı değil… En büyük sorun aydınlatmada
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

MEDİMAGAZİN- Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği 41. Ulusal Kurultayı Samsun’da katılımcıları ile buluştu. Kongrede Medimagazin’in sorularını yanıtlayan İstanbul Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Atilla Arıncı malpraktis davalarının sıkça gündeme geldiğini belirterek “Avukatlar bazen yerli yersiz davalar açmak suretiyle hem kendi gündemlerini hem de hekimlerin gündemlerini meşgul ediyorlar. Bunun ötesinde hekimlerin de burada dahili olmadığını söylemek mümkün değil.” dedi.

“Hekimin takip yükümlülüğü var”

Hekimler olarak pratik hayata alıştıklarını belirten Prof. Dr. Arıncı hukukun hekimlerden kayıt düzeni beklediğini ileri sürerek şunları kaydetti:

“Biz hekimler almış olduğumuz eğitim nedeniyle buna çok fazla alışkın değildik eskiden. Ben son 10 yıldır bu işin içerisindeyim. Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Yüksek Lisans yaptım. Tıp Hukuku ile ilgili tez yazdım. Gördüm ki “Kaydedilmediyse asla olmamıştır.” Olsa da olmamıştır. Biz hekimler kayıt konusunda son derece zayıfız. Son 10 yıldır bir miktar ilerleme var ama istediğimiz boyutlarda değil.”

Hastaların bilinçlenmesi, sosyal medya ve bazı ticari faktörlerden dolayı hastaların hekimlere açtığı davalarda çok büyük artış olduğunu dile getiren Prof. Dr Arıncı “kayıt yükümlülüğüne” dikkat çekerek karşılaştığı bir davayı şu sözlerle anlattı:

Bir hekimin arkadaşımızın davasında son aşamada hastanın kontrole çağırılıp, çağırılmadığı sorgulandı. Eğer hasta çağırılmasına rağmen gelmediyse; hasta suçlu. Eğer hekim çağırmadıysa hekim suçlu. Çünkü takip yükümlülüğü var. Hekimin hastayı çağırdığına dair evrak yok. Tanıklar dinleniyor. Zor şartlarda hekimin hastayı çağırdığı ve hastanın gelmediği tespit edilerek hekimin lehine bir karar veriliyor. Kayıt gerçekten bu açıdan çok önemli.”

“Ameliyat günü aydınlatma olmaz”

En büyük kayıt eksikliğinin aydınlatılmış onam olduğunu belirten Prof. Dr. Arıncı, aydınlatılmış onamın en önemli belge olduğunu ve dosyada aydınlatılmış onam belgesi olmadığı takdirde “esas”a girmediğini vurguladı. Hekimlerin hastadan aydınlatılmış onamı mutlaka alması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Arıncı usulüne uygun aydınlatılmış onamı şu sözlerle anlattı:

“ Önce hastayı yapacağınız işlemle ilgili aydınlayacaksınız. Ondan sonra hasta onam ve rıza verecek. Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’unda büyük ameliyatlarda yazılı onam şartı vardır. Ama küçük ameliyatlar için bu şart yoktur. Yalnız burada ispat yükü hekimindir. Hekim bunu nasıl ispat edecek belge olmadan. Hekimin lehi açısından yazılı olmak zorundadır. Ek olarak; ameliyat günü aydınlatma olmaz. Ameliyathane kapısında hastayı aydınlatıp; imzayı alıp da içeri soktuğunuz zaman hükmü yoktur. Yargıtay’ın içtihadı var en az 24 saat önce onam alınması lazım. Hasta ameliyata karar verip vermeyeceğini düşünecek. Hastanın anlayacağı şekilde anlatacaksınız. Aydınlatılmış onamı hekim almak zorunda. Hemşire veya sekreter aydınlatılmış onam alamaz. Hasta da hekime soru sorabilecek. Cevabını alacak. Hastanın okuyabileceği büyüklükte olacak yazılar. Hasta, her sayfasına ‘okudum, anladım’ yazıp imza atacak. Hekimlerin hastaya tekrar tekrar anlayıp, anlamadığını sorması gerekir. Eğer hastanın yanında vasisi varsa ona da soracaksınız.”

Yurt dışında hastanın hekimi ameliyathanede gördüğünü ve aydınlatılmış onam olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Arıncı onamın hastanın sosyo-kültürel durumuna uygun olarak anlatılması gerektiğine vurgu yaptı. Hastanın izni olursa ses veya video ile “aydınlatma”nın kaydedilebileceğini belirten Prof. Dr. Arıncı bu uygulamanın Amerika’da olduğunu söyledi.  

Radyoloji filmini okuması gereken kişinin radyolog olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Arıncı, radyoloji uzmanlarının raporlarının ve anamnezlerinin olması gerektiğini belirtti.

“En büyük problemler ilk başta aydınlatmada ya da takipte çıkıyor”

Aydınlatılmış onam olmasına rağmen sorun yaşanabileceğini kaydeden Prof. Dr. Arıncı, tıp kurallarına uygun tanı, teşhis, tedavi, takip ve aydınlatılmış onam olması gerektiğini hatırlatarak “Hekimlerimiz teşhiste ve tanıda hatalı değiller. Tedaviler gayet güzel. En büyük problemler ilk başta aydınlatmada ya da takipte çıkıyor.” dedi.

Yanlış teşhis ve tedaviler nedeniyle açılan davalarda zarar varsa tazmin edilmek zorunda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Arıncı mesleki sorumluluk sigortaları için artık aydınlatılmış onam belgesi istendiğini belirtti. Plastik cerrah olarak öncesi-sonrası fotoğraflarının çekilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Arıncı her şeye rağmen hekimlerin de hata yapabileceğini belirterek “Büyük hastanelerde hasta ameliyathaneye yattığı andan hemşire hastaya adını ve soyadını sorar. Burada amaç doğrulatmak. Günümüzde hastane sistemlerinde check list yapılıyor ve olmak zorunda.” dedi.

Türk Plastik Cerrahi Derneği Hukuk Kurulu Başkanı ve Etik Kurul Üyesi Prof. Dr. Arıncı çoğunlukla plastik cerrahların davaları ile ilgilendiğini belirterek en çok ameliyat sonrası hastanın memnun olmaması nedeniyle dava açıldığını kaydetti. Prof. Dr. Hekimlerin hastalara ameliyat sonrası ile ilgili taahhüt vermesinin etik olmadığı gibi hatalı da olduğunu vurguladı.

“Komplikasyon doğru yönetilmediği gerekçesiyle yine hüküm verilebilir”

Eser Sözleşmesi kapsamında aydınlatma yükümlüğünün çok geniş olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arıncı eser sözleşmesini şu şekilde anlattı: “Hekimin bir taahhütte bulunduğu, hastanın da buna karşı bir taahhütte bulunduğu karşılıklı bir sözleşme. Estetik operasyonlar için; hekim estetik bir sonuç taahhüttünde bulunuyor. Hasta da ücret ödeyeceğinin taahhütünde bulunuyor. Hekimin tarafına kalan taahhüt ettiğini yapmaktır. Eğer hekim taahhüt edemiyorsa, sonuçtan emin değilse aydınlatılmış onam belgesi ile hastaya her şeyi anlatmalı.”

Hekimin ameliyatta komplikasyonlardan da sorumlu olduğuna işaret eden Prof. Dr. Arıncı hukukun komplikasyon yönetimini de sorguladığını belirterek “Hekimin komplikasyonu doğru yönetmediği gerekçesiyle yine hüküm verilebilir.” dedi.

Hukukta estetik amaçlı yapılan ameliyatlarda eser sözleşmesi sisteminin kabul edildiğini dile getiren Prof. Dr. Arıncı bu ameliyatları içeren davaların eskiden asli hukuk mahkemelerinde görüldüğünü ancak artık tüketici mahkemelerinde görüldüğünü belirterek “ Tıp hekimleri ve hukukçular bu davaların tüketici mahkemesinde işlenmesine karşıyız.” dedi.

“Bazen sigorta şirketlerinin dahi karşılayamayacağı meblağlar oluyor”

Ceza davaları hariç olarak mahkemelerde hakimlerin hakem olduğunu dile getiren Prof. Dr. Arıncı hakimlerin belgeler üzerine inceleme yaptığını belirterek şunları kaydetti:

Hekimlere açılan davalar ile birlikte cezalarda sıklaştı. Daha önce taksirle yaralama ve taksirle ölüm şeklindeydi. Daha sonra hukukçular kendi hukuk mantıkları, doktrinsel olarak; bilinçli taksir ve bilinçle ölüme sebep olma seviyesine yükselttiler. Böylece ceza sınırları arttı.”

Sigortaların ceza davalarında avukat, mahkeme parası ve para cezasını karşılamadığını hatırlatan Prof. Dr. Arıncı sadece tazminat davalarının karşılandığını belirtti. Hekimlere açılan tazminat davalarının arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Arıncı tazminatların da yükseldiğini belirterek “Örneğin, çocuğun sakat dünyaya geldiği bir davada, Yargıtay ve hukuk; çocuğun yaşına, engellilik durumuna, bakıcı durumuna her aşamaya bakarak karar veriyor. Bazen sigorta şirketlerinin dahi karşılayamayacağı meblağlar oluyor.”

Özel hastanelerde alacaklının parayı hekimden ya da hastaneden alma hakkının olduğunu belirten Prof. Dr. Arıncı; daha sonra hastanenin ya da hekimin rücu davası açabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Arıncı, kamu hastaneleri ile ilgili tazminat davalarında idari mahkemeye gidildiğini; alacaklının burada parayı üniversite hastanesi ise rektörlükten değilse Sağlık Bakanlığından aldığını belirtti. Bu durumda da hekime rücu edilebileceğini kaydetti. Prof. Dr. Arıncı sözlerini bitirirken mesleki sorumluluk sigortasının dava açılır açılmaz devreye sokulması gerektiğini vurguladı.

aydınlatılmış onam
atilla arıncı
Yorum (2)
ömer hayyam
hasta bekleme yerlerine o imzalattığımız aydınlatma formlarını , broşür formatında koyalım sayın başhekim.... herkes okusun rahat rahat el cevap: o zaman kimse ameliyat olmaz !!!, olmaz !!! sorun vatandaş ve idarecilerde...
48
Cevapla
hasan
Geçenlerde medimagazin'den öğrendiğime göre aydınlatılmış onam'ın hastane idaresince temin edilmesi gerekiyormuş. Nitekim, özel hastane rücu davası açtığında hekim değil hastane suçlu bulunmuş. Bu konuda aydınlatıcı bilgi verilirse sevinirim. Saygılarımla.
2
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir