Medimagazin logo

Ankilozan spondilit hastaları bel fıtığı diye ameliyat ediliyor!

Türkiye Romatoloji Derneği ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı tarafından Girne'de, 10. Anadolu Romatoloji Günleri Kongresi kapsamında basın toplantısı düzenlendi.
Ankilozan spondilit hastaları bel fıtığı diye ameliyat ediliyor!
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

GİRNE-Kongre Eş Başkanı Prof. Dr. İhsan Ertenli, 6 Mayıs'ın "Dünya Ankilozan Spondilit (AS) Günü" olduğunu belirterek, Türkiye'de sağlık sistemine başvuruların başında, yüzde 16,4 oranı ile bel ağrısı şikayetlerinin geldiğini ifade etti.

AS'nin, Türkiye'de yaklaşık 200 bin kişiyi etkileyen ciddi bir hastalık olduğunu bildiren Ertenli, bu rahatsızlığın bulunduğu kişilerin yüzde 40'ının hasta olduğunu ve hangi doktora gideceğini bilmediğini vurguladı. Ertenli, Türkiye'de AS tanısının, hastaların doktora ilk başvurdukları tarihten ortalama 8 yıl sonra konabildiğine dikkati çekerek, başvurulan ilk hekimin romatolog olması halinde, bu sürenin kısaldığının altını çizdi.

Bel ağrısının, aralarında AS'nin de bulunduğu önemli bazı romatizmal hastalıkların erken dönemdeki en önemli bulgusu olduğuna işaret eden Ertenli, "40 yaş öncesinde başlayan, 3 aydan daha uzun süre devam eden, aniden değil, yavaş yavaş başlayan, sabahları yataktan kalkmayı zorlaştıran, istirahat ile geçmeyip hareket etmekle azalan ve 'inflamatuvar bel ağrısı' adı verilen bu ağrıya sahip kişilerde AS olma olasılığı bulunmaktadır." diye konuştu.

Bu romatizmal hastalıklar erken teşhis edildiğinde kontrol altına alınabildiğini vurgulayan Ertenli, böylece hastaların yaşamlarına ağrısız ve hareket kısıtlılığı olmadan devam etmelerinin sağlanabildiğini belirtti.

- "Erkeklerde daha sık görülüyor"

Ertenli, hastalığın erkeklerde, kadınlardan daha sık görüldüğünü dile getirerek, "Ankilozan spondilit, hastaların çocuklarını kucaklarına alıp kaldırmalarını, onlarla doyasıya oynamalarını, gece rahat uyumalarını, hatta çoraplarını, ayakkabılarını giymelerini bile engelleyebiliyor. Hastalarda yol açtığı engellenme duygusu, psikolojik sorunlara yol açabiliyor, hastalığın neden olduğu problemlerin yelpazesini daha da genişletebiliyor." bilgisini verdi.

AS'nin genellikle genç yaşlarda ortaya çıkan ve omurga, kuyruk sokumu ile leğen kemiklerini birleştiren "sakroiliyak eklemleri" etkileyen romatizmal hastalık olduğunu anlatan Ertenli, şöyle devam etti:

"Genç yaşlarda en üretken çağda ortaya çıkan bu hastalık, sabahları yol açtığı tutukluk nedeniyle işe gitmeyi zorlaştırabiliyor, çalışma hayatına ara verilmesine dahi yol açabiliyor. Birçok kişi için hayatı anlamlı kılan gündelik rutin işler, doğru tanı ve tedaviye ulaşamayan AS hastaları için ne yazık ki mümkün değildir. AS'de bel ağrısı dışında sırt, boyun ve kalçaların arka kısımlarında da ağrı hissedilebiliyor. Hastalığın son aşamasında bazı hastalarda toplum arasında 'kamburluk' olarak bilinen sırt ve boyun deformasyonu görülebiliyor."

AS'nin bel fıtığındaki ağrıdan en önemli farkının, istirahat halinde artması ve aktiviteyle azalması olduğuna dikkati çeken Ertenli, "Her 100 ankilozan spondilit hastasından 7'sinin öyküsünde bel fıtığı ameliyatına rastlanıyor. Ankilozan spondilit en çok bel fıtığıyla karışmakta, her 3 ankilozan spondilit hastasından biri en başta bel fıtığı tanısı almaktadır." dedi.

- "Sigara kullanımı hastalık seyrini ilerletiyor""

Kongre Başkanı Prof. Dr. Sedat Kiraz ise sigara kullanımının, romatizmal hastalıklar içinde özellikle "Ankilozan spondilit" ve "Romatoid artrit"te hem rahatsızlığın ortaya çıkması hem de seyrinin kötüleşmesinde etkili olduğunu vurguladı.

Bunun bilimsel araştırmalarla da ortaya konulduğunu dile getiren Kiraz, "Sigaranın bu olumsuz etkisi, kılavuzlara da girdi. Ankilozon spondilit hastalığında, egzersiz yapılması, ev egzersizleri ve yüzme öneriliyor. İlaç tedavisinin yanında mutlaka sigara kullanımının bırakılması temel öneriler arasında yer alıyor." bilgisini paylaştı.

Ertenli de, sigara kullananlarda "Romatoid artrit"in hem daha çok ortaya çıktığını hem de tedavinin çok zorlaştığını belirterek, "Çünkü, ilaca cevabı geciktiriyor, hastalığın hızlı ilerlemesine yol açıyor. Sigara içen AS hastaları da daha zor tedavi ediliyor, ilaca direnç gösterilebiliyor." dedi.

- "Gece uyumakta zorlanıyordum"

Profesyonel dansçı ve AS hastası olan Serkan Polat da 16 yaşından itibaren vücudunda ağrılar olduğunu aktararak, özellikle bel ağrısı yaşadığını söyledi.

Konservatuvarda dans bölümünde eğitim aldığını belirten Polat, kendisine uzun süre tanı konulmaya çalışıldığını, ağrıdan geceleri uyumakta zorlandığını ifade etti.

Polat, "Sultans of the Dance'da yer aldım. Kasığımdan sakatlandım ve MR'da kalça kemiğimdeki ağrılar üzerine konuştuk. Tetkikler sonrasında AS hastası olduğum belirlendi. İlk öğrendiğimde psikolojim kötü etkilendi. Tedaviye başlandı. Bugün 10 sene oldu. Yüzüyorum, hayatıma dikkat ediyorum. Şu anda gayet iyiyim." diye konuştu.

Toplantının ardından Serkan Polat, dans gösterisi sundu.
 

anadolu romatoloji günleri kongresi
prof. dr. ihsan ertenli
ankilozan spondilit
Yorum (6)
aydin sinal
bel fitigi ameliyatlarinin yüzde %90-95 oraninda luzumsuz yapildigini ben söylemiyorum,bunu söyleyenler hem Türkiyedeki hemde Almanyadaki bu isin otoriteleri söylüyor,sebep:.bel fitigi,carpal turnel syn.,sulcus ulnaris syn .gibi periferik sinir ameliyatlari olmasa neurochrurgi issizdir.her neuro chr.anevrizma,tümor ameliyati yapmazki.
8
Cevapla
Luna Aksoy
Cerrahi branşların Dahili ayırıcı tanılarda sıkıntıları oluyor ne yazık ki (Tecrübeyle sabittir) Aile hekiminden sevk sistemi tekrar hayata geçirilse doğru tanının daha erken koyulabileceği düşüncesini taşıyorum.
3
Cevapla
ölmüş eşek
en basit miyajileri bile "kendine bir baktır. git doktora, amer çektir. bence sende bel fıtığı var." diyerek hastaneye gelen hastaları anlamadan dinlemeden raket gibi doğrudan gelişine nöroşirürji polikliniğine "yönlendiren" sevgili meslekdaşlarımız varken bizler.. neyse. yoruma devam etmek istemiyorum. ört ki öle.
10
Cevapla
Osman D
Özellikle puan sistemine geçildikten sonra devlet hastanelerinde ve birçok özel hastanede bazı ameliyatların ve girişimsel dahili işlemlerin lüzumsuz fazla yapıldığı kesin. Bunlar sadece bel fıtığı ile sınırlı değil. Ortopedi uzmanlarının sıkça yaptıkları kalça ve diz protezleri de var. Tabii bunlar ilk planda akla gelenler. Daha şimdi aklıma gelmeyen daha da niceleri. Ameliyat öyle basit bir işlem değildir. Sadece genel anestezi bile hasta hayatında bir sürü risk oluşturur. Devlete getirdiği maddi yük de cabası. Çözüm, bence parayı veren büyük patronda yani SGK'da bitiyor. SGK'nın ameliyat bedellerinin ödenmesi için, ameliyat öncesinde çok bölümlü (o hastalıkla ilgili dahili bölümlerin doktorlarının da yer aldığı) en az üç imzalı konsey kararı şartı araması gereklidir. Bu doktorlar, örneğin bel fıtığı ve diz protezi için Fiziksel Tıp, kalp ameliyatları için kardiyologlar, safra kesesi ameliyatları için gastroenterologlar veya iç hastalıkları uzmanları ile tüm bunların hepsi için ayrıca anestezistler olabilir. Tabii bunun tersi dahili bölümlerde uygulanan girişimsel işlemlerin de ilgili cerrahi bölümce onaylanması koşulu aranmalıdır. Çok bölümlü bu tür konsey kararı şartının ameliyat ve girişimlerde suistimali tümüyle önlemese de büyük oranda azaltacağını düşünüyorum. Saygılarımla.
8
Cevapla
Gariban
Bu kadar kolay salvolarla cerrahi branşları yermek yersiz ki bu hastalar mr raporu olmadan acil opere edilen hastalar değildir muhtemelen ama dahili branşlarda yaşanan şuna benzer olaylarla sık karşılaşılmaçta misal parapleji tanısıyla FTR kliniklerinde yatan leriche hastaları aby tanısı ile Nefroloji kliniğin de tedavi olan diseksiyon hastaları revaskularazsyon şansı verilmeyen kah ya da pah hastalarının kardiyoloji kliniklerinde sonsuza dek PCI ya da ptca ile ikmp gelisene dek tutulmalari bizim rutin saydığımız durumlar ama cerrah ne anlar demi sonuçta sadece dahili branş mensupları okur yazar gerisi bilmez demi tamamen saçmalık
3
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir