Medimagazin logo

TEMD Başkanı Prof. Dr. Saygılı: Yemek bir zevktir ama bunu abartan bir toplum olduk

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Başkanı Prof. Dr. Füsun Saygılı, "Toplum olarak çok fazla oturgan ve yeme odaklı bir eksene doğru kayıyoruz. Yemek bir zevktir ama bunu abartan bir toplum olduk çünkü yemek yeme konusunda uyaranlarımız çok fazla ve genellikle de bunlar kaloriden yoğun besinler." dedi.
Kaynak: AA
TEMD Başkanı Prof. Dr. Saygılı: Yemek bir zevktir ama bunu abartan bir toplum olduk
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

TEMD tarafından Belek Turizm Merkezinde düzenlenen "41'inci Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi" çok sayıda bilim insanın katılımıyla devam ediyor.

Kongreyi yöneten TEMD Başkanı Prof. Dr. Füsun Saygılı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, endokrinoloji ve metabolizma bilim dalının konusunun hormonlar ve metabolik hastalıklar olduğunu belirterek "Örneğin, guatr toplumda çok yaygın bulunan ve bilinen bir hastalıktır. Guatrı yapan bez tiroit bezidir, tiroit bezi fazla büyüyecek olursa buna guatr diyoruz. Tiroit bezi bir hormon salgılar bunlar da tiroit hormonlarıdır. İşte endokrinoloji, bu ve benzeri hormonlar ile uğraşır." dedi.

    Bununla birlikte diyabet hastalığının da toplumda yaygın olduğunu söyleyen Saygılı, ortaya çıkma sebepleri arasında pankreasın yeteri kadar insülin salgılayamaması, aşırı kilo, dengesiz beslenme, hareketsiz bir yaşam şeklinin bulunduğunu  ifade etti. Saygılı, "Toplum olarak çok fazla oturgan ve yeme odaklı bir eksene doğru kayıyoruz. Biz yaşam biçimi yanlış olan bir topluluk olduk. Yemek bir zevktir ama bunu abartan bir toplum olduk çünkü yemek yeme konusunda uyaranlarımız çok fazla ve genellikle de bunlar kaloriden yoğun besinler." diye konuştu.

"Akdeniz tipi beslenme alışkanlığını kazanmamız lazım"

Daha sağlıklı bir hayat için yaşam biçiminin dönüştürülmesi gerektiğine işaret eden Saygılı, şunları söyledi:

"Sağlıklı beslenme denildiği zaman aslında Akdeniz tipi beslenme alışkanlığı kazanmamız lazım. İçinde sebzenin, meyvenin, lifin ve zeytinyağının bol olduğu bir beslenme tipi. Dolayısıyla böyle bir beslenmeye geçmemiz daha fazla hareket etmemiz, bu hareketi spor biçiminde yapabileceğimiz gibi günlük aktivitelerimizi arttırarak da gerçekleştirebiliriz. Daha hareketli ve doğru beslenmeyle kilo artışının ve hastalıkların da önüne geçebiliriz. Metabolizma hastalığı içine kan şekeri ve kan yağlarının bozulmasıyla giden hastalıklar girer ki diyabet, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon bunların arasında incelenebilir." 

Diyabetin toplumda görülme oranının yüzde 8 ile başlayıp yüzde 13-14 ile devam ettiğine dikkati çeken Saygılı, obezitenin yüzde 30'lardan başladığını ve tiroit hastalığına da sık rastladıklarını anlattı.

Bu hastalıkların doğru kişiler tarafından ele alınıp endokrin ve iç hastalıkları uzmanlarınca incelenip tedavi edilmesi gerektiğini dile getiren Saygılı, şöyle devam etti:

"Kilo artışı ya da kilo eksilememesi durumlarından söz ediyoruz. Burada tek bir hastalık söz konusu olmayabilir. Örneğin, endokrin hastalıklar arasındaki diyabet, tiroit bezinin çok ya da az çalışması, böbrek üstü bezindeki bir tümörel oluşum, bütün hormonların şefi olan beynimizde bulunan hipofiz bezinin az veya çok çalışması bunlarda çeşitli hastalık adlarıyla zikredilebilir ama ender görüldüğü için toplum tarafından çok bilinmezler. Bütün bunlar kilo artışını sağlayabilir, kilo vermeyi zorlaştırabilir. Dolayısıyla kilo artışı veya azalışı bir bulgudur. Bunun altında yatan pek çok metabolik veya hormonal hastalık olabilir."

TEMD üyelerine çeşitli yollardan bilgi almalarını kolaylaştırmak için kongreler düzenlendiğini aktaran Saygılı, "TEMD misyonumuzun başında üye olan endokrin uzmanı ya da bu yolda ilerleyen kişilere bilgi aktarımı yapmak var." dedi.

Toplumsal farkındalık için bilgilendirme toplantılarını, bu kongrelerin peşi sıra yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini belirten Saygılı, anlaşılabilir bir dille hastalıkların halka anlatıldığı internet sitelerinin de bulunduğunu ifade etti. 

Gerçekleştirilen kongrelerin ulusal düzeyde olduğunu ve kongrelere katılım konusunda yurt dışından yüksek düzeyde konuşmacının bulunduğunu bildiren Saygılı, şunları kaydetti:

 "Yurt dışından gelen konuşmacılarımız oluyor, burada onları dinleme zevkine erişeceğiz. Bizim parçası olduğumuz uluslararası dernek ya da kuruluşlara bakacak olursak Avrupa Endokrin Derneği ve Amerika Endokrin Derneğinin üyesiyiz. Onların organize ettiği toplantılarda katılımcı, konuşmacı veya oturum başkanı olarak da yer alıyoruz."

beslenme alışkanlığı
temd
füsun saygılı
Yorum (3)
aydin sinal
bana kizacaklar ama gercekleri söylemek lazim;insan sagligina en zararli mutfak hatay-gaziantep ve urfa mutfaklaridir; sadece yagli koyun et,karbonhidrat,endüstüri sekeri ihtiva eden bu mutfaklar adipositas,diabetis,karaciger yaglanmasi,cigköftenin sebep oldugu bagirsak kurtlari,pankreas,safrakesesinin asiri calismasi,tas üretmesi v.s. gibi hastaliklarin bas sebepleridir.
7
Cevapla
gert
iç anadoluda diyabet patlaması yaşanıyor.yoğun tüketilen hamur işi ürünler geleneksel mutfak diye korunmaya çalışılıyor.geleneksel demek sağlıklı demek değildir.güneydoğu mutfağı tam zehir maalesef baklava künefe sağlıksız et ciğer yemekleri hipertansiyon diyabet ve koroner hastalıklarda çok fazla artışa sebep olmaktadır.baklavada kullanılan yağlar ve şekerler maalesef denetlenemiyor..gaziantepte erişkin nufusun buyuk çogunluğu dyabet ht ve koroner hastalıklar açısından aday..zaten bu illerde açılan özel hastane sayısı ve hasta sayıları malumunuz..sonuç olarak gelenekel demek illaki iyi demek deildir.sağlıklı günler
5
Cevapla
ömer hayyam
iç anadoluda diyabet patlaması yaşanıyor....doğrudan fazla bir tanımdır
2
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir