Medimagazin logo

<b>FTR Uzman Hekimleri Derneği'nden açıklama</b>

<b>FTR Uzman Hekimleri Derneği'nden açıklama</b>
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon alanı ile ilgili bilgilendirme amaçlı açıklama ve değerlendirmelerimiz aşağıda yer almaktadır. Başta Sayın Şahin Aksoy’un 20.04.2010 tarihli derginizde çıkan “Nedir bu fizyoterapistlerin sizlerden çektiği” yazısı olmak üzere, alanımızla ilgili yer alan yazı ve haberler nedeniyle bu alanda doğru ve güvenilir bilgiye ihtiyaç olduğu düşünülmüştür. Gazetenizde bu bilgilerin okur kitlesi ile de paylaşılması beklentimizi iletir, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

1-Öncelikle belirtmek isteriz ki; Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzman Hekimleri olarak Fizyoterapistlerin de içinde yer aldığı pek çok sağlık personelinin görev ve yetkilerinin kanunla düzenlenmesini desteklemekteyiz. Sağlık alanında çalışıp bu durumda olan çok sayıda sağlık personeli olduğunu biliyoruz. Çalışmalarını yakından bildiğimiz psikolog, odyolog, medikal fizikçi ,ortez-protez teknikeri vs. gibi personellerin görev yetki ve sorumluluklarının, uygunsuz davranışları sonucundaki cezai müeyyidelerin saptanması ekip çalışması gerektiren bütün tıp dallarında büyük bir rahatlama sağlayacağı gibi, hizmetler sırasında hastanın zarar görmesini de önleyecektir.Ayrıca gelişmiş ülkelerde bir yandan sigorta şirketleri,öte yandan malpraktis kanunları ile hekim dışı personele verilen sınırlı yetki alanındaki sorumluluklar parasal ve cezai olarak sıkı bir şekilde takip edilmektedir.

2- Derginizde yayınlanan yazıda ve yine son günlerde birçok farklı basın yayın organında çıkan yazılarda Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hizmetlerinin aslında fizyoterapistlerce verilmesi gerekirken meslek kanunları bulunmadığı için çalışamadıkları, hak kazanmak için açtıkları mahkemeleri kaybettikleri ve bu nedenle hem fizyoterapistlerin hem de ülkemizde fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti bekleyen bir çok hastanın mağdur edildiği gibi bir ifade çıkmaktadır.

Fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin ne şekilde ve kimler tarafından verilebileceği gelişmiş ülkelerde son derece belirgin kurallarla çizilmiş olup konuyla ilgili açıklamalar ve ülkemizde fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin mevcut durumu yazımızın devamında yer almaktadır.

3- Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman hekimi dışındaki diğer tıp branşları ile çalışmak istediklerini belirten fizyoterapistlerin kimi temsilcileri aslında ne istediklerini bir kanun teklifi ile ortaya koymuşlardır. “Tam Gün Yasası” TBMM de görüşülürken Türkiye Fizyoterapistler Derneği’nin girişimleri ile Tam Gün Yasası’na eklenmek üzere TBMM yetkililerine sunulan kanun teklifi şu şekildedir:

1219 SAYILI TABABET VE ŞUABATI SANATLARININ TARZI ICRASINA DAİR
KANUNA EK MADDELER EKLENMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ


MADDE-l 11/04/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı
Icrasına Dair Kanun'a aşağıdaki maddeler eklenmiştir.
EK MADDE-1 Fizyoterapistler, tedavi endikasyonu saptanmış hastalara hareket .ve
fonksiyon bozukluklarının ortadan kaldırılmasına veya iyileştirilmesine yönelik: fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemlerini ve tıbbi egzersizleri belirler ve uygular, gerekirse hastanın durumunu rapor ederler. Aynca branşla ilgili ölçme, değerlendirme ve planlama yapmak, hareket ve fonksiyon bozukluklarının önlenmesi, belirlenmesi, düzeltilmesi ve yaşam kalitesinin arttırılmasına yönelik koruyucu ve tedavi edici uygulamalar yapmak ve eğitim vermek fizyoterapistlerin görevlerindendir.
Türkiye Cumhuriyeti dahilinde fizyoterapist unvanını taşımak ve mesleğini icra edebilmek için, bu mesleğin eğitimini veren •üniversitelere bağlı fakülte veya dört yıllık yüksek okulu bitirmiş ve diplomasi Sağlık Bakanlığı'nca tescil edilmiş olması gerekir. Öğrenimlerini yurt dışında fizyoterapistlikle ilgili Devletçe tanınan bir okulda tamamlayarak Türkiye'ye dönüş yapanlar,denklikleri onaylandığı takdirde mesleklerini icra edebilirler ve fizyoterapist unvanını kullanabilirler,
Fizyoterapistler: sahip olduklan diploma veya belgelerin hak kazandırdığı unvanlardan başkalarını kullanamazlar, hekim tarafından tedavi endikasyonu konulmadan hastalara tıbbi tedavilerine yönelik doğrudan doğruya mesleki ilişkiye giremezler, Ek 12 nci maddenin belirlediği sınırlar dışında herhangi bir çalışma yapamazlar. .
Diploması veya meslek belgesi olmaksızın fizyoterapistlik mesleğini icra edenler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar para cezasına hükmolunur. Ayrıca işyerlerinde bulunan ve fizyoterapistlik mesleğini icra etmekte kullanılan araç ve gereçler kime ait olursa olsun müsadere edilir. Suçun tekerrürü halinde verilen ceza ertelenemez, para cezasına veya tedbire çevrilemez.

FİZYOTERAPİSTLERİN GÖREVLERİNE İLİŞKİN BU KANUN TEKLİFİ ile;

 Fizyoterapistlere; tanı koyma, tedavi yöntemini belirleme, hastanın durumuna ilişkin sıhhi rapor düzenleme yetkisi verilmesi,

 Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman Hekiminin, hastalara tanı koyma, gereksinim duydukları, fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemlerini belirleme, rapor düzenleme yetkisinin ise fiilen ortadan kaldırılması,
 6 yıllık Tıp fakültesi öğrenimi üstüne 4-5 yıl boyunca alınan uzmanlık eğitimi ile kazanılan bilgi ve becerinin 4 yıllık meslek yüksek okulu mezunları tarafından edinilip uygulanabileceği gibi maddi imkansızlığın yasa yolu ile gerçekleştirilmeye çalışılması,
 Tamamen farklı pek çok meslek grubundan oluşan fizik tedavi ve rehabilitasyon ekibinin yetki, sorumluluk ve işlevlerininin tek başına fizyoterapistlere verilmesi ve diğer mesleklerden olan üyelerinin işlevlerini yok sayılması gibi amaçlar ortaya konulmuştur.

Ne yazık ki meslek tanımlarının yasa’da yer almasının çok ötesinde bir içeriğe sahip bu teklifte yer alan istekler bu alandaki sağlık hizmetinin niteliğini de, ekip hizmeti olduğunu da yok sayan yanlış bir yargıdan doğmaktadır.

Biz uzun süredir istemeden tarafı olduğumuz uyuşmazlıklarda, dernek temsilcisi olan fizyoterapistler tarafından fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri için FTR hekimine gereksinim olmadığı, bu alandaki uzman hekimlerle değil tek başlarına, tedavi programını belirleyen ve uygulayan olarak mesleki faaliyetlerini icra etmek istediklerini açıkça söyledikleri için öteden beri biliyoruz. Bu hatalı kavrayışı değiştirmek için çaba gösteriyoruz ve işbirliği gerektiren ekip hizmetinin önemine vurgu yapıyoruz.

Hali hazırdaki resmi verilere göre ülkemizdeki toplam fizyoterapist sayısı fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimi sayısından azdır. 2008 Mart ayında YÖK ve Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan Türkiye Sağlık İnsan Gücü Raporunda toplam 1678 fizyoterapistin olduğu ve fizyoterapistlerin 804’ünün özel sektörde çalıştığı, Sağlık Bakanlığı bünyesinde istihdam edilen fizyoterapist sayısının 669 olduğu görülmektedir.

Ekip üyelerinin ülkemizde mevcut olan sayılarına bakıldığında, bilimsel normlar bir yana bırakılarak fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin ekibi oluşturan meslek gruplarından sadece biri olan fizyoterapiste indirgenmesine yol açabilecek isteklerin kabul edilmesi halinde ülkemizde gereksinimi karşılamakta zaten yetersiz kalan fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin daha da problemli bir noktaya geleceği açıktır. Örneğin T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi tarafından düzenlenen ve özürlülerin sorunlarının ve çözüm önerilerinin tartışıldığı “Özürlüler Şuralarında” hazırlanan komisyon raporlarında ülkemizde FTR ekip elemanlarının sayılarının son derece yetersiz olduğu , bu durumun özürlülerin FTR hizmetlerini aksattığı ve hızlı bir şekilde tamamlanması için teklifler yapılarak her seferinde kayıtlara geçirilmektedir.

ülkemizde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman Hekiminin(FTR) toplam sayısının beş katı fizyoterapistin yetişmesi halinde fizik tedavi ve rehabilitasyon ekibinde var olan eksikliklerinin giderilmesi mümkündür. Bu gün sayıca FTR hekiminden bile az olan fizyoterapistlere hekim yetkisi verilmesi bilimsel olarak olanaklı olmadığı gibi fizyoterapistlerin FTR ekibinin dışında bağımsız çalıştırılması fizik tedavi ve rehabilitasyon alanındaki hizmetlerin bugünkünden de geriye gitmesine neden olur.

Yasa konusuna gelince; bu gün sağlık mevzuatımızda hekim, dişhekimi, eczacı ve hemşire dışındaki diğer sağlık personelinin görev ve yetkilerine ilişkin yasal düzenleme yapılmamıştır. Ancak fizyoterapistler de dahil olmak üzere, diyetisyen, psikolog gibi otuza yakın sağlık personelinin görev tanımları Bakanlar Kurulu kararı ile çıkarılan Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Fizyoterapistlerin görev tanımları yönünden bu anlamda hukuksal bir boşluk bulunmamaktadır.

Yasa teklifinde fizyoterapistlere verilmek istenen görevler ise; gerek Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanlık Eğitim Müfredatında gerekse Avrupa Tıp Uzmanları Topluluğu(UEMS) belgelerinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzman hekiminin bilgi ve görev alanları içinde belirlenmiştir.
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, temel olarak hareket sistemi (kas-iskelet) hastalıklarının tanı, tedavi ve rehabilitasyonuyla uğraşan, ayrıca tüm diğer sistemlere ait doğumsal ya da edinilmiş hastalıklara bağlı fizyolojik ya da anatomik yetersizliği olan özürlü kişilerin, mevcut kapasitelerini en üst düzeye çıkarmak, bağımlılıklarını azaltmak ve yaşam kalitelerini yükseltmek amacıyla yataklı ve yataksız kurumlarda ve toplum içinde rehabilitasyon uygulayan tıp dalıdır.
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon branşı bu kapsamda; her yaştan hastada farmakolojik tedavi(ilaç tedavileri), fizik tedavi cihazları ile uygulamalar, manipülasyon/mobilizasyon, masaj , enjeksiyonlar(yumuşak doku,eklem,sinir enjeksiyon ve blokajları) ve rehabilitasyon yöntemleri (örn. egzersiz, ortezleme gibi) kullanarak ağrı, fonksiyon kaybı, yaşam kalitesinde bozulma, özürlülük, engellilik ve sakatlığa yol açabilen başta romatizmal, nörolojik, ortopedik/travmatolojik, kardiyopulmoner ve algolojik hastalıklar olmak üzere tüm sistemlerin primer ya da tamamlayıcı tedavisinden sorumludur.

Uzmanlık Eğitimi Müfredatına Göre Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzman Hekimi;
Hareket sistemi hastalıklarının tanı ve ayırıcı tanısını yapar; hastanın gereksinimine göre farmakolojik, fiziksel tıp modaliteleri ve rehabilitasyon gibi tedavi yöntemlerini uygular.
Çeşitli sistemlere ait doğumsal ya da edinilmiş hastalıklara bağlı fizyolojik ya da anatomik yetersizliği olan kişilerde, mevcut kapasitelerini en üst düzeye çıkarmak ve bağımlılık düzeylerini azaltarak yaşam kalitelerini yükseltmek amacıyla romatizmal, nörolojik, ortopedik/ travmatolojik, pediyatrik, kardiyopulmoner ve algolojik hastalıkların rehabilitasyon programlarının yatarak, ayaktan ya da toplum içi planlanması ve yürütülmesinden sorumludur. Kapsamlı eğitiminden dolayı bu programları bizzat uygulayabilir veya gözetiminde veya denetiminde uygulatabilir.

Rehabilitasyon hemşiresi, fizyoterapist, iş ve uğraşı terapisti, sosyal hizmet uzmanı, ortez-protez teknisyeni ve psikolog gibi diğer sağlık elemanları ve teknikerlerden oluşan rehabilitasyon ekibinin lideridir. Hastanın gereksinimine göre diğer dal hekimleri ile işbirliği yapar.

Kas iskelet sistemini tutan her türlü enflamatuvar, dejeneratif, travmatik, nontravmatik ve metabolik romatizmal hastalıkların veya ağrılı durumların ayırıcı tanısını yaparak tanısını koyarken gerektiğinde uzmanlık eğitim programında belirtilen tanısal yöntemleri (EKG, ultrason, artroskopi, endoskopi, EMG, kemik yoğunluk ölçümü gibi) kullanır.

Sorumlu olduğu tüm hastalıklarda gerektiğinde ortez ve protez uygulamalarının reçetelenmesinden, yapılması ve/ veya yaptırılmasından sorumludur.

Hareket sistemi hastalıklarının önlenmesi ve özürlü bireylerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi amacıyla toplumun bilgilendirilmesi ve eğitiminden, bu kapsamda koruyucu rehabilitasyonu da içeren toplum temelli rehabilitasyon hizmetlerinden sorumludur.

Kaplıca tedavisi ve diğer hidroterapi yöntemlerinin planlanması ve yürütülmesinden sorumludur.

Akut ve kronik ağrıda, hem ağrıya yol açan faktörlerin değerlendirilmesini ve ayırıcı tanısını yapar, tanısını koyar; hem de ağrı tedavisinde medikal ve girişimsel tedavilerin yanısıra fiziksel tıp modalitelerini -yöntemlerini (fizik tedavi ajanlarını) ve ağrı rehabilitasyonunu kullanır.


Sağlık kuruluşlarında hastanın tedavisi ile ilgili birden fazla uzmanlık alanının hastayı değerlendirip birbirine tıbbi görüş aktarması ve işbirliğine gitmesi tıbbi uygulamaların ve hasta yararının bir gereğidir. Tek bir hasta olmasına rağmen hastanın nitelikli bir biçimde tedavisi için birden fazla uzmanlık alanının değerlendirmesi, işbirliği hatta hepsinin hastanın diğer rahatsızlıklarını da gözetecek bir biçimde kendi uzmanlık alanı ile ilgili olarak gerekli tanıyı koyup tedavi uygulaması gerekir.

Nasıl ki FTR uzman hekiminin kalp ya da beyin ameliyatı yapma ya da göğüs hastalıkları uzman hekimi yerine geçip tüberküloz tedavisi düzenleme yetkisi yok ise diğer hekimlerin ya da sağlık personelinin Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzman Hekimi olmaksızın fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında tanı ve tedavi düzenleme yetkisi bulunmamaktadır. Her uzmanlık alanı, hastanın esenliğini merkeze alarak kendi alanının gerekliliklerini hastanın ihtiyaçlarına göre diğer uzmanlık dalları ile işbirliği içinde uygulamakla yükümlüdür.


Bu nedenle tedavi kurumlarında, ortopedi, nöroloji, kardiyoloji, göğüs hastalıkları , çocuk sağlığı vb. kliniklerinde ayakta ya da yatarak tedavi gören hastalar için fizik tedavi ve rehabilitasyon alanı ile ilgili şikayetler saptandığında ya da konulan tanı uyarınca hasta fizik tedavi ve rehabilitasyona ihtiyaç duyuyor ise fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekiminden konsültasyon istenmekte, konsültasyon sonucu hastaya fizik tedavi ve rehabilitasyon gerektiği tespit edilirse bu hasta ayaktan veya yatarak fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniğine alınmakta, hastalara bizzat fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimi tarafından fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri seçilerek tedavi planı çizilmektedir. Çizilen tedavi reçetesi bizzat fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimi tarafından veya nezaretinde yardımcı sağlık personeli tarafından hastaya uygulanmaktadır.

Bununla birlikte.Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon alanında kullanılan elektrikli cihazlar Avrupa Birliği ICNIRP (International Commission on Non-Ionizing Radiation Protection ) standartlarına göre iyonize olmayan radyasyon yayan aletlerdir. Bu nedenle uygun kullanıldığında tedavi edici etkisi olan ama kontrolsüz kullanıldığında insan ve çevre sağlığını olumsuz etkileyen fizik tedavi ve rehabilitasyon cihazlarının kullanıldığı alanlar ve bu cihazları kullanan kişiler; hasta, uygulayıcı ve çevre sağlığı açısından özel şartlar taşımak durumundadır. Ülkemizde de bu cihazların bulunduğu fizik tedavi müesseselerinin 3153 Sayılı yasa uyarınca yayımlanan 4/9326 Bakanlar Kurulu Karar Nolu Fizyoterapi Ve Bunlara Benzer Müesseseler Hakkında Tüzükteki yazılı şartlara uygun olması ve ruhsatlandırılmaları karara bağlanmıştır. Bu nedenle fizik tedavi uygulamalarında kullanılan bu cihazların hangi hastada, ne zaman, nasıl ve ne ölçüde kullanılacağı ancak fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekimi tarafından planlanıp reçete edilebilmektedir..


Bilimsel kurul ve üst yargı organına ait kararlarda da bu konu ele alınmış, 27.04.2009 günlü Üniversitelerarası Kurul kararında yüksek lisans eğitimi alan fizyoterapistler de dahil olmak üzere fizyoterapistlerin ancak Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzman Doktoru gözetiminde görev yapabilecekleri belirtilmiştir.


Bireylerin sahip olduğu çok sayıdaki bozukluk ve eksikliklerin tedavi edilebilmesi için uygulanacak fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de bir çok farklı meslek grubunun bir arada çalıştığı fizik tedavi ve rehabilitasyon ekibi ile sunulmaktadır. Bu ekipte fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekiminin yanı sıra tümü farklı üniversite veya yüksek okullardan mezun olan hemşire, fizyoterapist, iş uğraşı terapisti, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, ortez-protez teknisyeni, konuşma terapisti, çocuk gelişimi ve eğitimi uzmanı, özel eğitim uzmanı, beslenme ve diyetetik uzmanı, meslek danışmanı gibi meslek elemanları bulunmaktadır.

Avrupa Birliği tarafından üye ülkelerde eğitim içerikleri ve mesleki yükümlük ve standartları ortak olarak belirlenmiş ve bu nedenle otomatik tanıma listesi içersinde yer alan yedi adet meslek bulunmaktadır. Bu meslekler; hekimlik, diş hekimliği, veteriner hekimlik, hemşirelik, ebelik, eczacılık ve mimarlık meslekleridir (Recognition of Professional Qualifications - CPME 2002/ 108). Nitekim 2005 yılında bu alandaki 15 adet direktif tek bir direktif haline getirilerek kabul edilmiştir.

Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde fizyoterapist, iş-uğraşı terapisti, konuşma terapisti, ortez-protez uzmanı... vs. gibi fiziksel tıp ve rehabilitasyon ekibinde yer alan meslek gruplarının görev, yetki ve sorumlulukları ve eğitimlerine ilişkin ortak ve üzerinde uzlaşma sağlanmış bir durum olmadığı gibi bu konuda ortak hukuksal bir metin de bulunmamaktadır. Yani bu meslekler otomatik tanıma listesinde yer almamaktadır. Bu profesyoneller, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde paramedikal personel (Tabip dışı sağlık personeli) olarak ifade edilmektedirler. Avrupa Konseyi, tüm üye ülkelere kendi iç şartlarına göre bu mesleklerle ilgili düzenlemeler yaparak paramedikal personeli çalıştırmasını önermiştir. Sonuç olarak Avrupa Birliği üye ülkelerinde bu meslek grupları hakkında değişik çalışma koşulları mevcuttur.

Avrupa Birliğinin daimi bir konseyi olan Union of European Medical Society (UEMS: Avrupa Tıp Uzmanları Birliği) tarafından FTR uzman hekimliğinin eğitimi, görev yetki ve sorumlulukları tanımlanmıştır. Bu tanımda Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon uzman hekimlerinin kas-iskelet sistemi problemleri, nörolojik hastalıklar, ampütasyonlar, pelvik organ fonksiyon bozuklukları, kardiyopulmoner yetmezlik, kronik ağrı ve kansere bağlı özürlülük gibi akut ve kronik problemlere bütünsel olarak yaklaştıkları, tüm yaş gruplarında özürlülüğe yol açan tıbbi durumların ve bunlara bağlı olarak oluşan morbiditenin önlenmesi, teşhisi, tedavisi ve rehabilitasyonundan sorumlu oldukları, akut bakım ünitelerinden toplumsal kurumlara kadar değişen farklı faaliyet alanları olduğu, kapsamlı eğitimlerinden dolayı en iyi sonucun alınması için pek çok profesyonelden oluşan bir ekibin aktivitelerinden sorumlu oldukları, fiziksel tıp ve rehabilitasyon alanında tanı ve tedavi sorumluluğunun Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzman Hekimine ait olduğu, düzenli ekip toplantılarında ekibin diğer üyelerinin tavsiye ve önerilerini de göz önüne alarak hastası ile profesyonel düzeyde olan ilişkisini de gözeterek tedaviyi veya uygulama yolunu değiştirebileceği tüm durumlarda son karar ve sorumluluğun medikal bakımdan sorumlu ve bu konuda uzman Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimine ait olduğu belirtilerek rehabilitasyon ekibindeki hekim dışı personelin, çalışmalarında fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekimine bağlı olduğu ve bağımsız çalışamayacakları ifade edilmiştir.

Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekiminin hastaya uygulanacak fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavi planını hazırlayacağı, bizzat uygulayacağı veya bu hekim tarafından çizilen plan çerçevesinde bu hekimin gözetiminde yardımcı sağlık personeli tarafından uygulanacağı kabul edilmiştir. (UEMS-White Book)

Fizik tedavi ve rehabilitasyon ekibindeki her meslek grubu Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon uzman hekimi tarafından çizilen tedavi planı çerçevesinde kendi meslek alanı ile ilgili uygulama yapmakta, çeşitli meslek gruplarının kendi mesleklerinin gerekliliklerini bir organizasyon ve düzen içinde hastaya uygulamalarının toplamı fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetini oluşturmaktadır.



SONUÇ OLARAK:

Fizyoterapistler ve diğer sağlık personeli için düşünülmekte olan sağlık meslekleri yasası hazırlıklarında yetkililerin iki soruya cevap vermesi bilimsel gereklilikler , kamu ve hasta yararı açısından kaçınılmaz olmuştur;

1- Sağlık hizmeti sunumunda sadece hekim nezareti altında uygulama yapmaya yetkili olan sağlık personeli tedavi planı da düzenleyebilir mi? Örneğin 4 yıllık bir öğrenim görmüş yüksek hemşire yaptığı İM enjeksiyon için ilaç seçimi, doz, veriliş aralıkları seçimini yapmaya da yetkili olabilir mi?

2-Bir alanda uygulayıcı yetkisine sahip hekim dışı sağlık personeline başka branştan uzman hekimlerle çalışma hakkı tanınırsa, çalıştığı uzman hekime uygulayıcı olduğu alanının bilimsel yetkilerini kazandırır mı? Örneğin Fiziksel tıp ve Rehabilitasyon uzman hekimi psikolog ile çalıştığında şizofreni takip ve tedavi yetkisini kazanır mı ? veya odyolog ile çalışan nöroloji uzman hekimi işitme bozukluğu tedavi ve takibi yapabilir mi? Bu soruları çoğaltmak olanaklı olabilir.

Ancak biz sağlık hizmetinin bir ekip hizmeti olduğunu, bu ekipte yer alan herkesin kendi bilgi, eğitim ve yetki alanı kapsamında ve işbirliği içinde davranırsa bu hizmetin verilebileceğini görüyor ve yaşıyoruz. Hastaya verilecek sağlık hizmetini merkeze alan ve sağlık personelinin hizmetlerini buna göre organize eden bir sistemi amaçlayan bütün taleplerin ve tekliflerin yanındayız ve destekçisiyiz.


Saygılarımızla.

Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzman Hekimleri Derneği
Yönetim Kurulu Adına
Başkan
Prof.Dr.Oktay Arpacıoğlu

<b>ftr
uzman
hekimleri
derneği'nden
açıklama</b>
Yorum (19)
gonca tosun
uzuuun uzuuun anlatmışsınız,iyi hoş da,o zaman neden kendi özel merkezlerinizde sırf para kazanmak uğruna ilkokul mezunu,vasıfsız eleman çalıştırıyorsunuz?üstelik uygulamalar sırasında yanlarında gözetmen olarak da bulunmuyorsunuz,anatomi,fizyoloji vb.gibi konulardan bihaber,adını bile doğru dürüst yazamayan insanlara o çok düşündüğünüz hastaları nasıl emanet ediyorsunuz?sonra da bu konuda eğitim almış,donanımlı,üniversite mezunu ve en önemlisi birtakım uygulamaları ftr.hekimlerine öğretecek kadar bilgili meslek grubuna,yani fizyoterapiste hasta emanet etmenin komplikasyonlarından bahsediyorsunuz.sizlrin endişesi,hasta değil,kaybolacak para!
15
Cevapla
halit oral
Saygıdeğer hekimler madem bu kadar konunuzda titiz ve hassasınız o zaman muayehane lerinizde veya özel hastahanelerde fizik tedavi uygulamalarını neden konuyla alakası olmyn vasıfsız elemalara tevdi edşp hasatalarınızı tehlikeye atıyorsunuz..
14
Cevapla
zekeriya kalkan
fizyoterapistlerce yapılan rehabilitasyon işlemlerinin sadece ftr hekimlerine mal edilmesi haksızlıktır. en yakın zamanda fizyoterapistlere yaptıkları tedaviler dolayısıyla imza ve kaşe hakkı tanınmalıdır. türkiyedeki fizik tedavi hastalrının mağdur edilmemesi için de fizyoterapistler adına kota konması gerekmektedir.
17
Cevapla
engin altun
Değerli hekim arkadaşlar bir işin gerçek sahibi o işi en iyi bilendir ve uygulama konusunda en becerikli ve ayrıca bu beceriyi yasal çerçeveler içerisinde edinmiş kişilerdir... Değerli uzman hekimlere şunu söylemeyi kendime vazife sayıyorum; hani bildiride yazılananlara dayanak olarak söylüyorum madem bu kadar sevip şu bizim bu bizim işimiz diyorsunuz oyleyse asistanlarınıza 4 boyunca ( dört diye de vurgu yapmışsınız) kaşe basmayı değil hasta tedavi etmeyi oğretin... Madem bu mesleğin esas PERSONELİ sizsiniz oyleyse bu mesleğin esas konusu olan Fizik tedavi ve özellikle rehabilitasyonu oğretin asistanlarınıza bi kağıda saçma sapan tedavi programı yazıp cafcaflı kaşesini basmayı değil... Bildiriniz okadar basit yazılmışki istediklerinizin ne olduğunu okuyan her insan anlar... Bunu söylemek çok acı ama ne yazıkki sizler hasta olmuş ve gereksinimi olan ve ihtiyacı olan insanları değil başka şeyleri düşünüyorsunuz... Şunu da ekleyerek bitirmek istiyorum bu tartışmamıza son noktayı emin olun insanlığı ve insanları duşunen ve hipokrata bağlı meslekdaşlarınız koyacak... Çunku dışardan bakan ve bilen insanlar sağlıklı duşunurse ki bu mümkündür bizi anlayacaktır ve işte o zaman sizler tekrar tusa girmek zorunda kalabileceksiniz... saygısızlık yapmadığımı düşünerek okuyanlara teşekkür ediyorum...
13
Cevapla
Fzt Değilim
Dikkat üstteki yazı ciddi derecede menfaat ve bu menfaatleri gözetmek adına saçmalıklar içerir! Doktor camiasından onlar şu kadar okudu biz bu kadar okuduk diye bir saçmalık gelmesine şaşırdım. Zira kendileri bir kaç saatlik ozon kursu ıvır zıvır kursu ile aldıkları sertifikalarla hayatlarını bu işlere adamış insanlar kadar bu işleri yapabildikleri iddiasına giren kişilerdir. Defalarca fizik tedavi aldım ancak bir defa dahi doktorun tedavisini görmedim. Ağrı veya kusur olan bölgemde kusur olduğunu onaylamak için zaruri olarak doktora gidiyorum. Değil tedavi programını hazırlamak problemin nedenini dahi söyleyemiyor. (Belki çok okuyunca böyle oluyordur) Keşke fizyoterapistlerle alakalı neredeyse tüm düzenlemelerin doktorlar tarafından tayin edildiği gerçeğini inkar etmeseler. Keşke sayı yetersiz martavalı ile uzaktan eğitimle Fzt yetiştirilmesine müsaade etmemiş olsalardı. Mesleği öldürmek için meslek iyi durumda iken meslek ölüyor hikayesi ve Fzt yetersiz hikayesini politika edindiler. Bugün en muhteşem Fzt Hekimi bel fıtığı olan hasta ile bir ay aynı odada kalsa ne yapabilir? Medimagazin üzerinden iddiası olan her Fzt hekim cevap verebilir hodri meydan. Doktorların özlüklerine sıkı sıkı sarılıp "ekip ruhundan" söz ederek fizyoterapistlerle alay etmeleri karşısında çok daha sert ve ağır hakaretlerle dolu bir yazı paylaşmam gerekirdi ancak bu kadarı ile yetinmek durumundayım. Umarım bir gün herkes hak ettiği muameleyi görmeye mahkum olur.
20
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir