Medimagazin logo

'Cerrahpaşa'yı kazanmak!'

'Cerrahpaşa'yı kazanmak!'
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Aslında bu fakülteye girerken değil de; bitirirken o büyük sınavı kazandığınızı anlıyorsunuz. 
 
“Kazanmak” kelimesi 6 koca yılın sonunda gerçek anlamını buluyormuş meğer... 
 
Neşet Ömer, Rudolph Nissen, Burhanettin Toker, Muzaffer Esat Güçhan, Orhan Ulutin gibi dünyaca ünlü, hocaların hocası bilim adamlarının emekleri ile kurulan bir fakültede okumuş ve onların nefesini hissetmiş olmanın gururunu yaşıyorsunuz… 
 
Tıp literatüründe yalnızca 20 örneği olan bir hastalığa şifa olduğunu görüyorsunuz hocanızın, gözleriniz doluyor; ve işte o zaman sadece bilgiyi, tecrübeyi değil umduğunuzdan çok daha başka şeyleri de kazandığınızı hissediyorsunuz.  
 
  Bir fotoğraf karesinde, hergün yanından geçtiğiniz, içine girdiğiniz, üzerinde “Cerrahpaşa Hastanesi” yazan binanın önünde Mustafa Kemal Atatürk’ü gördüğünüz an, ya da  gazetelerde “Dünya Cerrahpaşa’dan Öğrendi” haberlerini okuduğunuzda anlıyorsunuz ne kadar büyük bir ailenin, köklü bir tarihin parçası olduğunuzu ve 545 yıllık İstanbul Üniversitesi’nin mirasını, 191 yıllık bir fakültenin sorumluluklarını hissediyorsunuz omuzlarınızda, büyük bir hazla…

 

 

Altı sene geçiyor. Tahmin edemeyeceğiniz kadar bütünleşiyorsunuz, kemikleşiyorsunuz… Cerrahpaşalılık içinize işliyor, hücrelerinize nüfuz ediyor. 
 
“Benim çocuğum Cerrahpaşa’da doğdu” diyen bir anneyle mutluluğu “Benim babam Cerrahpaşa’da vefat etti” diyen bir amca ile hüznü paylaşıyorsunuz.
 
Kedilerini seviyorsunuz Cerrahpaşa’nın.  
Ya da mesela Cerrahpaşa’nın köpeklerini diğerlerinden sakınmaya başlıyorsunuz... 
 
Aslında bir arayışı ve “yolda olmayı” öğrenmekmiş Cerrahpaşa. “Neden, niçin?” diye sormak, bilimin yolunu, bilginin kaynağını aramakmış adeta...
  
  Bir yuvaymış Cerrahpaşa; koridorlarında sonsuzluğa uğurladığı hocaların sesleri yankılanan, bir duruşu, geleneği ve geleceği olan... Hocalarının açtığı yolda geleceğimizi aydınlatan... Bu yuvanın sizi sadece Türkiye için değil bir Dünya Vatandaşı olarak yetiştirdiğini anlıyorsunuz zamanla.      
  Cerrahpaşalı olmak ne çok kapı açıyormuş yurtdışında…
 
   Siz “Cerrahpaşalıyım” derken 10 yıldır “Özgür Amca”sına muayeneye gelen minik hastanın “Ben de Cerrahpaşalıyım ki” demesiyle gözlerinizin dolması, ağzınızdan tek bir kelimenin çıkamamasıymış bazen Cerrahpaşa. 
  
Üst-alt dönem diye bir şey yokmuş bu ekolde; aksine tökezlediğinde sizi yerden kaldıracak, bazen koca şehirde yardımınıza  
ilk koşacak olanlarmış arkadaşlarınız.
 
 Bak ne de çabuk geçiyormuş gözde büyütülen o zorlu tıp yılları; “Nasıl bitecek?” derken, “Ne zaman bitti? Nasıl ayrılırım buradan?” dedirtiyormuş insana Cerrahpaşa… 

 Beyaz önlüğü ilk giydiğiniz gün daha dün gibiyken, kep giydirip elinizde diplomayla şifa dağıtmaya yolluyor sizi zaman, hem de siz daha arkadaşlarınıza ve okulunuza doyamadan. 
 
 Hızlı geçiyor, acelesi var anlaşılan.
 
“Acaba ne zaman kalp masajını, kan almayı öğreniriz
“ diyerek adım attığınız Cerrahpaşa’da, farkında olmadan sadece tıbbı değil, etik olmayı, vicdanlı olmayı, insanı sevmeyi ve herkesin içinde bir değer görebilmeyi öğreniyorsunuz… 

 Ders çalışırken hocalarınızın isimlerini saygın tıp dergilerinde, kitaplarında görüp yüzünüze bir tebessüm, önünüze bir hedef koyuyorsunuz. Daha öğrenci iken aynı dergilerde sizin adınızın da çıkmasını sağlayan hocalarınızla çalışma, onlardan ders dinleme fırsatı yakaladığınızda neyi kazandığınızı daha iyi anlıyorsunuz.
 Ve o zaman hissediyorsunuz bir okulun, bir ekolün nasıl vizyon sahibi yaptığını sizi. 

Ah bu Cerrahpaşa!
Ah bu Cerrahpaşalı Olmak !
   
Kimdi hatırlamıyorum, tercih dönemimde “Cerrahpaşalı olmayı çok seveceksin”
demişti, 6 sene önce bana...
   
 
Ne çok sevdim Cerrahpaşalı olmayı gerçekten, ne çok sevdik. 
Her gün Cerrahpaşalılardan Cerrahpaşalı olmayı öğrenmeyi sevdim.
 
 Cerrahpaşa’nın bir ve beraber olmasını ya da bizim deyimimizle “ Cerrahpaşa Duruşu” ‘nu sevdim.
   
 Belediye otobüsünde “Bir sonraki durak Cerrahpaşa “diyen sesi bile sevdim, sevdik.
 
 Bu okulda “keşke” diyeni zor, “iyi ki” diyeni ise çok gördük.
  
 Cerrahpaşalı olmayı öğreten ve sevdiren hocalarım, abla-ağabeylerim,arkadaşlarım...

  En büyük teşekkür sizlere borçluyuz.

 


 
 Tıp tercih etmeyi düşünüp, “Yıllardır hayalimde Cerrahpaşa var.” diyerek bizlere fikir soran, yeni hekim adaylarımız ;
Heyecanınız büyük, verdiğiniz emekler bu ülke için çok kıymetli.
Sizlere son söylemek istediğim ve dileğim: 
Umarım bu büyük ailenin yeni ve en genç hekimleri olup ;“Cerrahpaşalı Olmayı” yaşayarak öğrenir ve sizden sonraki nesillere aktarırsınız...
 

İnt.Dr. Pelin Öztürk
 
1-14 Ağustos 2018 Tercih-Tanıtım Günleri ( Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uğur Derman İngilizce Tıp Binası) 
 
İnstagram hesabı @cerrahpasaliolmak / @cerrahpasadurusu
Facebook hesabı Cerrahpaşa Duruşu
Bilgilendirme Telefon numaralarımız :
-0555 068 02 48 
-0555 064 60 84

cerrahpasa
cerrahpasali olmak
pelin ozturk
tıp tercihleri
Yorum (5)
ABDULHAMİT
İsmini vermeyeyim cerrahpaşalı on parmak on marifet medyatik hocalardan biri bir toplantıda cerrahpaşalılardan bahsederken çapaya geçen ve orda devam eden bir arkadaşları için '' yazık oldu, halbuki iyiydi, n'aparsın kader işte '' ve yine tıbbi bir konuda kanaatini bildirirken '' Allah' tan Hacettepe'li değiliz'' deyişini hatırladım.
2
Cevapla
muhiddin göç
Hacettepeden Cerrahpaşaya yatay geçiş yaptığımda büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım.1980 li yıllarda Tus ta en başarısız fakültelerden biriydi.Zaman içinde düzeldiğini umut ediyorum.Hocaların aynı zamanda piyasa hekimi olması tuhaf gelmişti.
8
Cevapla
Kamil Ömür
Çok iyi öğrencilerle çok iyi sonuç iyi öğrencilerle iyi sonuç alınır. Evet haklısınız TUS 'un ilk yıllarında Cerrahpaşa başarısızdı. ÖSS puanları ile TUS başarısı korelasyonu uyumlu değildi. Ancak o dönemlerde TUS sorularının hazırlanmasında Hacettepe ağırlığı vardı ve Cerrahpaşa mezunu çok hekim sınava giriyordu. Kazanma oranı düşük çıkıyordu. İngilizce tıp fakültesi açarak Çapa tıbba ilk 50 de girecek çok yüksek puanlı öğrencileri kendilerine çektiler. İngilizce tıp olayı tuttu. İngilizce tıp fakülteleri 4 yıldır Hacettepe ing tıbbında üstüne çıktı. Kontenjanları daha az ama olsun. İngilizce tıpla çok iyi öğrencileri çekince türkçe tıbbın puanı da yükseldi. Onlarda yıllar sonra Çapa ' nın önüne geçti. Rekabette geri kalan Çapa 2 yıl önce İngilizce tıp programı açtı. Bakalım taktik tutacak mı? Gazi Tıp ve Erzurum tıp da daha iyi öğrencileri çekebilmek için İngilizce tıp programı açtı ancak yıllardır kendi türkçe tıp programının altında puanla öğrenci alıyor !!!. Sonuç olarak Cerrahpaşa tıp ( özellikle ingilizce ) eskiye göre daha iyi öğrenci profiline sahip. Başarının sebebi bu. Şimdi İstanbul Üniversitesinden ayrılıyor bakalım öğrenci tercihleri hangi yönde olacak ? Eskiden olduğu gibi öncelikle Çapa mı yazılacak yoksa bu durum devam mı edecek. İlk söylediğim durum olursa başarıları düşer.
14
Cevapla
muhiddin göç
Tıp fakültesine hacettepede başlayıp cerrahpaşada bitiren şanslı kişilerden biriyim.1985 yıllarında öğrencilik giriş kapısının karşısındaki kıraathanede geçerdi.Tus başarısı çok düşüktü.Hacettepeyi bilmeyenler Cerrahpaşayı beğeniyor olabilir ama benim için o zamanlar büyük bir hayal kırıklığı olmuştu.Şimdilerde daha iyi olduğunu ümit ederim.
12
Cevapla
Ali Ayhan
Atatürk’ün kurduğu sistemde Ankara ve Diyarbakır da verilen eğitim düzeyinin birbirine neredeyse denk olduğunu biliyormusunuz. Konuşurken Ankara ve İstanbul daki iki fakülte kıyaslanmış. Bu fakülteden o kadar kaliteli hekimler çıkıyor ki hocaları özelde 300-1000 lira karşılığında hasta bakıyor takibi üniversite hastanesinde yapıyor. Türkiye de dünde bugün de aynı dert var. Kapitalizm denilen parayı veren düdüğü çalar hesabı devam ediyor. Bana kaliteden bahsedenlere gülüyorum sadece. Menfaat dışında talebi olanların kalitesi hocalar altında ezildiği sistem var. Çok başarılı akademisyenleri tenzih ederim ama genel durumun rezalet olduğu kanısındayım.Keşke ülkemde de akademisyenlere ABD de olduğu gibi proje üzerinden ödeme yapılsa akademisyenin muayenede ne işi var
0
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir