MEDİMAGAZİN - Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi 2019 yılı Tıp Fakültesi Mezuniyet Töreni Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülfem Çelik’in konuşması ile başladı. Prof. Dr. Çelik mezun olan tıbbiyelilerin ailelerine hitaben “Çocuklarınız altı yılda çok zorlu bir eğitimi tamamladılar. Bu eğitimin tamamlanmasında sizlerin sonsuz desteği ve katkısı rol oynadı. Bizim çok zor olan eğitimimizi onlar için yaşanabilir hala getirdiğiniz için hepinize yürekten teşekkür ediyorum tüm hocalarım adına. “ dedi.
“İnsanlara yardım etmenin tadı hiçbir şey de yok”
Prof. Dr. Gülfem Çelik tıbbiyelileri bundan sonra ne beklediğini “Şimdi mezun olan öğrencileri ne beklediğini söylerken biraz karamsar şeylerden bahsedeceğim. Onları mecburi hizmet bekliyor. Gecikmiş evlenmeler bekliyor. Gecikmiş çocuk doğurmalar bekliyor. Yaşıtlarının gerisinde kaldıkları bir hayatı yaşamak bekliyor. Bunlar size koyu ve zor geliyor olabilir. Ama emin olun aslında öyle değil. Burada ön sırada gördüğünüz akademisyenler ve ben de dahil hepimiz böyle bir hayat sürdük. Biz aslında çok mutluyuz çünkü insanlara yardım etmenin tadı hiçbir şey de yok.” sözleri ile ifade etti.
“İletişim derslerinde hayat kurtarıcı ‘hıhı’ demeyi öğrendik”
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezuniyet kütüğüne 2019 çivisini çakmaya hak kazanan dönem birincisi Dr. Yunus Emre Dalkılıç Ankara’ya Tıp Fakültesi eğitimi için geleceği zaman ağladığını söyleyerek; zorlu geçen tıp eğitiminden sonra ‘ne kadar da haklı bir sebep’ olduğunu söyledi.
Dalkılıç birinci sınıf öğrencisiyken yazdığı “İçimde bölümüme duyduğum aşk gün geçtikçe artıyor” sözlerinin şuan ki hislerini tam anlamıyla yansıtmadığını söyleyerek bu görüşün daha olgun bir forma dönüştüğünü ifade etti. Dalkılıç sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hekimlik hayalden öte bizim için kimliğimizin merkezi bir parçası haline gelmişti. Fakültenin başından bu yana sayısız teorik ve pratik derslerimiz oldu. Bize efsane gibi gelen kadavralarla pratik yapmıştık. “
Dalkılıç’ın iletişim derslerinde hayat kurtarıcı olarak nitelendirdiği “hıhı hıhı hıhı” demeyi öğrendiğini söylemesi mezunlarca uzun süre alkışlandı.
“İnternlük sistemimizdeki bu açıkların kapatılabileceğine gerçekten inanıyorum”
İnternlük sürecinin hastane hazırlıkları ve TUS’a hazırlık açısından çetin geçtiğini ifade eden Dalkılıç “Bu dönemde en çok da sorumluluk bilinci, tolerans ve empati açısından büyük bir ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum. Mesleğimize karşı farkındalığımız arttı. Pek çok durumda siyah beyazın olmadığını fark ettik ve etik çıkmazların somut örnekleri ile karşılaştık. Hasta ve hasta yakınları ile pek çok samimi, mutlu anlarımız oldu. Zaman zaman da çatışmaya girdiğimiz anlar. Ne yazık ki internlük pratiğimizde kendimizi değersiz, vasıfsız hissettiğimiz anlar da çok oldu. Ama okulumuzun gelişmeye açık bir geri bildirim sistemi var. Karşılıklı etkileşim içerisinde internlük sistemimizdeki bu açıkların kapatılabileceğine gerçekten inanıyorum. “
Tıp fakültesi eğitimleri sürecinde şiddet haberlerini duyduklarını ve klinikte şahit olduklarını ifade eden Dalkılıç sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlıkta dönüşüm uygulamalarının hekimin pozisyonu olan negatif etkilerini gözlemledik. Bütün bunlar bizde, doktorluk ile ilgili nihai bir kavrayış oluşturdu. Şimdi ülkemizin en saygın kurumlarından birinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk tıp fakültesinde yetişmiş. Türkiye’nin geleceğine sağlık dağıtacak; dinamik, donanımlı genç hekimler olarak karşınızdayız.”
Dalkılıç sözlerini “Hepimizin yolu açık olsun” diyerek bitirdi.
