Dünyada en çok ölüme neden olan hastalığın, genel kanının aksine kanser değil, kardiyovasküler hastalıklar olduğunu belirten Alberto Fernandez şu bilgileri verdi: “Bugün dünya genelindeki ölümlerin %26,7'si iskemik kalp hastalığı ve inme nedeniyle meydana geliyor. İkinci sırada (tüm ölümlerin %5'i) KOAH ve astım gibi solunum hastalıkları var. Bu hastalıklar dünya sağlığı için önemli bir sorun teşkil ediyor. Akciğer kanseri gibi hastalıklar ise tüm ölümlerin %2 ila %3'ünden sorumlu. Elimizdeki güncel küresel epidemiyolojik verileri incelediğimizde, en çok ölüme neden olan hastalıkların çok fazla değişmesini beklemediğimizi söyleyebiliriz. Yani önümüzdeki yıllarda da kardiyovasküler ve metabolik hastalıklar, solunum hastalıkları ve kanser kaynaklı sorunlar var olmaya devam edecektir ve muhtemelen hızla artacaktır. Örneğin 2016 yılında 1,6 milyon kişi diyabet yüzünden hayatını kaybetti ve sadece bir yıl içinde bu rakam 1 milyon daha arttı. Bu sebeple diyabetin, mücadele etmemiz gereken önemli bir hastalık olmayı sürdüreceğini düşünüyorum.”
"Tüm hastalıklara çare sunmadıkça, klinik araştırmalar yeterli seviyede diyemeyiz"
İlaç sektörü ve ilaç endüstrisinin bilimden, araştırma ve geliştirmeden güç aldığını belirten Alberto Fernandez sözlerine şöyle devam etti: “İlaçlarımızın güvenlilik ve etkililiklerini ortaya koymak için klinik çalışmalara ihtiyacımız var. İlaç sektörünün Ar-Ge yatırımı her geçen gün artıyor. Bu yatırım, şu anda küresel çapta 165 milyar avrodan daha fazla. Avrupa ilaç sektöründe Ar-Ge'ye ayırılan bütçe yaklaşık 35 milyar avro ve 100 binden fazla kişi klinik araştırma ve Ar-Ge faaliyetlerinde çalışıyor. Ancak, dünya genelindeki tüm hastaların sorunlarını çözecek seviyeye gelinmediği sürece, klinik araştırmalara yeterince yatırım yapıldığını söyleyemeyiz. İlaç sektöründeki bilimsel çalışmalara yapılan yatırımları ve klinik araştırmalara verilen ağırlığı devam ettirmeliyiz.”
AstraZeneca, Ar-Ge'ye her yıl 5,8 milyar avroluk yatırım yapıyor
AstraZeneca'nın, Ar-Ge'ye her yıl 5,8 milyar avroluk yatırım yaptığını belirten Alberto Fernandez şunları söyledi: “Satış ve yatırım rakamları arasındaki oran açısından bu oldukça yüksek bir rakam. AstraZeneca olarak yaşama değer katan ilaçları keşfetmek için çalışıyoruz ve bu da bilimle mümkündür. Çünkü bilimin kendisi keşfetmektir. Biz AstraZeneca'da kurulduğumuz ilk yıllardan bu yana bu bakış açısı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her yeni ilaç için önce ilk endikasyona, sonrasında ise fayda yaratabileceği diğer alanlara bakıyoruz.
Bulunan her yeni ilaç, yeni umutlar demek
İlaç sektörü ve ilaç endüstrisinin bilimden, araştırma ve geliştirmeden güç aldığını vurgulayan Alberto Fernandez şöyle devam etti: “Biz AstraZeneca'da kurulduğumuz ilk yıllardan bu yana bu bakış açısı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her yeni ilaç için önce ilk endikasyona, sonrasındaysa hastalar için fayda sağlayabileceği diğer alanlara bakıyoruz. İmmünoonkoloji alanında da aynı doğrultuda çalışmalarımız var. İmmünoonkoloji mekanizmasını ortaya koyan bilim insanları geçtiğimiz aylarda tıp alanında Nobel ödülüne layık görüldü. İmmünoonkoloji önemli alanlardan biri. Bu nedenle bu alanda önemli bilimsel gelişmelerin bizi beklediğine inanıyoruz. Şu anda ilaç sektörünün ve tıp dünyasının paradigmasını değiştirecek bir çalışma adı veremem; çünkü bir klinik araştırmaya başladığımızda sonucun ne olacağını bilemiyoruz. Süreç içinde olumlu sonuçlar alırsak karşımızdaki resim değişmeye başlıyor. Ancak bu sonuçlar ortaya çıkana kadar herhangi bir tahminde bulunamıyoruz.”
