Kardiyoloji Kongresi kapsamında düzenlenen İkili Antitrombotik Tedavi Üçlü Tartışma adlı uydu sempozyumunda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji A.B.D.’ndan Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu ve Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji A.B.D.’ndan Prof. Dr. Muzaffer Değertekin akut koroner sendrom sonrası tedavi seçenekleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Toplantının moderatörlüğünü ise Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji A.B.D.’ndan Prof. Dr. Ömer Kozan üstendi.
AstraZeneca tarafından geliştirilen ve akut koroner sendrom sonrası mortalite ve morbiditeyi en aza indiren tikagrelor adlı yeni etken madde ile ilgili verilerin incelendiği PLATO çalışmasından bilgilerin de paylaşıldığı sempozyumda sağlığın hizmetine sunulmadan önce tedavi kılavuzlarına giren Brilinta® hekimlere tanıtıldı.
PLATO çalışması sonuçlarından verileri sunan Prof. Dr. Muzaffer Değertekin, Brilinta®’nın kardiyovasküler ölüm, miyokard enfarktüs ve inme olaylarını içerenprimer birleşik sonlanım ve skonder sonlanım noktalarında anlamlı derecede risk azalması gözlemlendiğini belirtti. “Brilinta®’nın hızlı etki süresi ve 30 günden sonraki etkinliğinin artarak devam etmesi tedavinin avantajlarından biridir” dedi.
Güncel tedavi kılavuzlarına da ilk tedavi seçeneği olarak giren Brilinta® hakkında Prof. Tokgözoğlu ise, “Kılavuzlarda tikagrelor’un vücuttan atılımı daha kısa sürede gerçekleştiği için majör kanama riski daha hızlı düşmektedir deniyor. Burada ameliyat öncesi ilacın bırakılması gereken sürenin kısaltılabildiğine ve böylece yeni bir MI, KV olay veya inme yaşanması riskinin en aza indirilebildiğine vurgu yapılıyor. Bu gerçekten de müdahale öncesi mortalite riskini azaltabilmemiz için anlamlı bir fark yaratıyor” dedi.
Prof. Dr. Kozan da, “Yeni tedavilerdeki gelişmeler, akut koroner sendrom sonrası süreçte, tedavi aşamasında elde edebileceğimiz faydayı artırıyor. Kalp krizi sonrasındaki ilk 2 saatin yaşamsal açıdan çok önemli olduğu unutulmamalı” dedi.
Neden Brilinta®?
AstraZeneca tarafından sağlığın hizmetine sunulan tikagrelor tedavisinin neden hayat kurtaran bir yenilik olduğunu anlatmak üzere yeniden sözalan Prof. Dr. Değertekin ise; “Bizim amacımız müdahaleye kadar geçecek sürede kanın akışkanlığını artırarak pıhtı oluşma riskini en aza indirmektir. Bunun için en eski kan sulandırıcı aspirindir. En yeni olanlardan biri de Brilinta®. Bu yeni tedavinin en büyük avantajı hızlı ve güçlü etkinliğidir. Geniş bir hasta grubunda kullanılabiliyor oluşu da hekimler için önem taşıyor. Genel yaşam süresinin giderek uzaması, hastalıkların hızlı ve etkin tedavisini mecbur kılıyor. Çünkü acil servise gelen bir kalp krizi hastasını hızlı ve etkin biçimde tedavi edememişsek, yıllar sonra bu kişi kalp yetersizliği sorunu ile karşımıza yeniden gelebiliyor. Bu durumun sağlık ekonomisine ve hasta yaşamına olumsuz etkileri çok. Kalp krizi ile gelen bir hastanın krizden sonraki ilk bir ayda, yeniden kalp krizi geçirme ihtimali çok yüksek, bu nedenle biz önce damarı açıyoruz sonra da tekrar tıkanmayı onlemek için kan sulandırıcı bir ilaçla destekliyoruz. Brilinta® hızlı etki süresi ve güçlü etkinliği ile yeniden kalp krizi geçirme ve ölüm riskini azaltıyor” dedi.