Medimagazin logo

Bayer Pharmaceuticals (İlaç) Bölümü Ülke Müdürü Dr. Oğuz Mülazımoğlu

Dr. Mülazımoğlu: “Bayer ‘Daha İyi Bir Yaşam İçin Bilim’ mottosu doğrultusunda, tüm canlılar için onların yaşamını iyileştiren inovasyonlar gerçekleştirmeyi misyon edinmiş bir şirket”
Bayer Pharmaceuticals (İlaç) Bölümü Ülke Müdürü Dr. Oğuz Mülazımoğlu
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Bayer’in İlaç bölümünün Türkiye pazarındaki konumu hakkında bilgi verir misiniz?

Öncelikle belirtmek isterim ki Bayer tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de İlaç, Tüketici Sağlığı ve Tarım Ürünleri olmak üzere üç iş alanı ile faaliyet gösteriyor. Her üç bölümümüz de Türkiye’de kendi pazarlarında güçlü pozisyonlarda bulunuyor ve büyüme potansiyeli vadediyor. Benim yönetimini üstlendiğim İlaç bölümü olarak faaliyetlerimiz özellikle kardiyoloji ve kadın sağlığı ile onkoloji, hematoloji ve oftalmoloji  alanlarında terapötik reçeteli ilaçlar üzerinde yoğunlaşıyor. Toplamda baktığınızda Türkiye’de sağlık ürünleri pazarında ilk beş içinde yer alıyoruz. Segment bazında ele alırsak; Kadın  Sağlığı, Kardiyoloji, Oftalmoloji, Hematoloji ve Nöroloji alanlarında lider şirketler arasında olduğumuzu ve Radyoloji ala- nındaki konumumuzu giderek güçlendirdiğimizi söyleyebilirim.

2017’de gelişim ve büyüme odakla- rınız neler olacak? Bayer’in Türkiye’de yaptığı ve yapacağı yatırım planları hakkında bilgi verebilir misiniz?

İlaç özelinde bakarsak, sadece 2017 için değil önümüzdeki yıllar için genel olarak Türkiye’deki hedefimiz aynı. Henüz karşılanmamış tıbbi ihtiyaçlara yönelik yenilikçi ürünler lanse edeceğimiz bir büyüme planımız var. 2017 için somut bir örnek vermek gerekirse; etken maddesi radyoaktif  Radyum  223 Diklorür olan, kemiğe yayılan metastatik hormon dirençli prostat kanseri hastaların- da kullanılabilecek yeni bir tedavi yöntemi. Radyoaktif bir ilaç olması nedeni ile bu ilacın  lojistiğinin sağlanması için de Türkiye’de gerekli yatırımları yapıyoruz.

Türkiye’de birçok ilaç firması var ve son yıllarda yeni ilaç firmaları da pazarda yerini alıyor. Sizce Bayer Türk’ün bu firmalardan farkı nedir?

Bu soruyu sadece ilaç şirketlerini değil Türkiye’deki tüm yabancı şirketleri ele alarak yanıtlamak isterim. Türkiye; ekonomi, nüfus ve kültürel etki bakımından dünyadaki en büyük ülkelerden biri. Dolayısıyla, neredeyse tüm çok uluslu şirketler şu anda Türkiye’de fa- aliyette. Fakat Bayer, Türkiye’de yarım yüzyılı aşkın süredir faaliyetlerini sürdüren az sayıdaki uluslararası şirketten biri. Türkiye, Bayer dünyasındaki ilk 20 ülke arasında yer alıyor. Bununla birlik- te, Bayer’in Türkiye’deki etkinlikleri sadece satış ve pazarlama ile sınırlı  değil. Türkiye, Bayer için önemli bir bölgesel üretim üssü. Gebze’de bitki koruma ürünleri ürettiğimiz, Topkapı’da ise sağlık ürünleri ürettiğimiz iki tesisimiz bulunuyor. Öte yandan, genç ve iyi eğitimli bir nüfusa sahip olan Türkiye’yi uzun dönemli bir küresel yetenek kay- nağı olarak da değerlendiriyoruz. Ku- ruluşumuzdan bu yana Türkiye’de 7 binden fazla kişiye istihdam sağlandı. Küresel pozisyonlar için 40’ın üzerinde Türk yönetici Bayer yurt dışı ofislerine gönderildi. Şu anda ise 22 Bayer Türk yöneticisinin bölgesel ve global sorumlulukları bulunuyor.

Son yıllarda iyice zorlaşan pazar şartlarında gelecek planlamalarınızı neye göre şekillendiriyor ve ne tür önlemler alıyorsunuz?

Sağlık ve ilaç sektörü, toplumsal yaşamdaki yeri nedeni ile ekonomi içindeki tüm diğer sektörlerden farklı ele alınması gereken sektörler. Bu sek- törün küresel anlamda en önemli pay- daşlarından  biri  olan  Bayer  ise “Daha İyi Bir Yaşam İçin Bilim” mottosu doğrultusunda, tüm canlılar için onların yaşamını iyileştiren ino- vasyonlar gerçekleştirmeyi misyon edinmiş bir şirket. Dolayısıyla gelecek planlarımızı zorlaşan pazar şartlarına göre değil bulunduğumuz ülkele- rin ihtiyaçlarına göre belirliyoruz. Türkiye’de de hedefimiz aynı: Bir taraftan mevcut faaliyetlerimizi iyileştirerek sürdürürken diğer taraftan henüz karşılanmamış tıbbi ihtiyaçlara yönelik yenilikçi ürünler pazara sunmak.

Türkiye ilaç sektöründe Ülke Müdürü olmak size ne ifade ediyor?

Bu denli önemli bir alanda çalışmaktan ve Bayer gibi köklü bir kurumda yönetici olmaktan elbette ki gurur duyuyorum. Ama asıl önemli olanlar, üyesi olduğum ekip ve bu ekiple birlikte verdiğimiz çabaların sonuca ulaşmasını sağlayan tüm paydaşlarımız. Yani doktorlar ve eczacılar.

Sizce 2017’de ilaç sektörünü bekleyen ve etki- leyecek olan en önemli konular hangileri?

Kamusal ve altyapısal açıdan bakarsak, ilaç sektörü üzerinde en çok etkiye sahip olan konuyu sağlık politikaları oluşturuyor. Türkiye son yıllarda sağlık sisteminde önemli bir gelişim ve dönüşüm gerçekleştirdi. Ancak sürdürülebilirlik açısından bu dönüşüm ve gelişimin sürekli olması gerekiyor. Ni- tekim tüm dünya ülkeleri sağlık sistemlerini daha sürdürülebilir ve verimli hâle getirmenin yollarını arıyor. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke- lerdeki sağlık hizmeti sistemleri, bütün vatandaş- ların gelecekteki sağlık ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaynak sorunu ile karşı karşıya.

OECD’yi oluşturan 34 ülkenin toplam sağlık harcamaları son 50 yıldır gayrisafi yurtiçi hasılalarından daha hızlı artıyor. Bu temel eğilimi değiştirmeye yönelik reformların yapılmaması hâlinde 2040 yılına kadar toplam sağlık harcamalarının yüzde 50 ila 100 oranında artabileceği öngörülüyor. Türkiye’nin de bu doğrultuda sağlık harcamalarına yönelik re- formlara devam etmesi gerekiyor. Bizim bildiğimiz kadarıyla hâlihazırda reçeteli ve reçetesiz ilaçların mevzuatlarını ayırmak üzere bir çalışma yapılmak- ta. Biz Bayer olarak bu çalışmayı destekliyoruz.  Bu yeni kanun çerçevesinde reçetesiz ilaçların geri ödemeden çıkarılmasıyla önemli bir tasarruf sağla- nabileceği düşüncesindeyiz. Ancak bu tasarrufun amacının sağlık harcamalarının azaltılmasından ziyade daha kronik ve hayatı tehdit eden hastalık- ların tedavisine daha fazla kaynağın aktarılabilmesi olduğunun topluma ve tüm paydaşlara anlatılması kritik önem taşıyor.

Son dönemlerde sektörün de içinde olduğu ve iletişimin  ve  pazar  aktivitelerinin yürütüldüğü sosyal medya konusuna Bayer’in İlaç bölümü olarak nasıl bakıyorsunuz ya da ne gibi çalışmalar planlıyorsunuz?

İlaçlarla ilgili pazarlama ve iletişim faaliyetleri, özel uzmanlık ve bilgi gerektirdiği için çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kamu sağlığı politikaları doğrultusundaki özel düzenlemelere ve kurallara bağlanmış durumda. Biz de ürünlerimizle ilgili iletişimimizi ve dijital projelerimizi bu doğrultuda sürdürüyoruz. Bayer Türk sosyal medya hesapları üzerinden “Daha İyi Bir Yaşam İçin Bilim” misyonumuzu destekleyecek içerikler paylaşarak hem marka bilinirliğimizi artırıyor hem de daha çok insana ulaşıyoruz. Ayrıca sosyal medya üzerinden bize ulaşan insanlara da en kısa sürede en doğru bilgileri sunmaya çalışıyoruz.


İzniniz olursa birkaç da özel sorumuz olacak...

Bize başarıyı tarif eder misiniz? İş ve sosyal yaşamdaki başarının sırları nelerdir?

Bence bir yönetici için başarı, kendi görevini devredebileceği insanlar yetiştirebilmektir. Bunun sırrı ise kesinlikle insanları dinlemekten ve şeffaf ve dürüst olmaktan geçiyor. İyi iletişim, insanlara yakın olmak ve empati kurabilmek çok önemli. Ayrıca tabii ki çok çalışmak…


Sizin için olmazsa olmaz nedir?
Benim öncelikle önem verdiğim dört değer var: Dürüstlük, güven, adaletli olmak ve olumlu düşünmek.


Doktorluk yapmayı hiç hayal ettiniz mi, bu mesleği yapmıyor olsaydınız ne yapmak isterdiniz?

Hayal ettim. Nitekim İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesinde eğitim alarak bir doktor olarak mezun oldum. Ancak sonrasında bu kutsal mesleği icra etmek yerine eğitimimi farklı şekilde değerlendirmeye karar verdim. Yönetim formasyonu edinebilmek için Boğaziçi Üniversitesinde Executive MBA ve İstanbul Üniversitesinde Hastane Yönetimi Yüksek Lisans programlarını tamamladım. Ne mutlu bana ki şu anda istediğim işi yapıyorum.


Klasik medya ve sosyal (yeni) medya hakkında ne düşünüyorsunuz ve kullanımınız ne sıklıkta?

Geleneksel medya ve sosyal medyanın birbirinden ayrı unsurlar olduğunu düşünmüyorum. Birlikte yeni medyayı oluşturuyorlar ve iç içeler. Ben de pek çok insan gibi birçok haberle önce Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medya platformları üzerinde karşılaşabiliyorum ya da başka bir platformda karşılaşsam da bu haberleri paylaşmak is- tediğimde sosyal medyayı kullanıyorum. Sosyal medya kullanımım yoğun iş temposu nedeni ile akşam saatleriyle sınırlı.


Geldik En’li sorularımıza

Sizi en çok yoran insan profili?

Negatif enerji yayanlar.

En son okuduğunuz kitap ve sizde bıraktığı iz?

Sapiens. İnsan olarak kısa zamanda çok büyük dönüşüm geçirmişiz ve geçirmeye devam ediyoruz.

En çok gitmekten keyif aldığınız şehir veya ülke? Size hissettirdikleri?

Maraton koşucusu olduğum için gideceğim şehirleri buna göre seçiyorum. En keyif aldığım maraton, Barcelona Maratonu 2016 oldu.

Kendinize en son ne satın aldınız?
Ultra maraton ayakkabısı.

En son indirdiğiniz aplikasyon?
Kadın Sağlığı TV’nin yeni versiyonu.


Dr.Oğuz Mülazımoğlu kimdir?

İlaç sektöründe 25 yıllık tecrübeye sahip olan Dr. Oğuz Mülazımoğlu, 2008 yılında Bayer ailesine katılmadan önce Knoll Alman İlaç, Abbott ve Schering- Plough gibi dünyanın önde gelen ilaç şirketlerinde artan sorumluluklarla üst düzey görevlerde bulundu.

İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesinden mezun olan Dr. Mülazımoğlu, Boğaziçi Üniversitesinde Executive MBA ve İstanbul Üniversitesinde Hastane Yönetimi Yüksek Lisans programlarını tamamladı. 2014 yılında Bayer’de Kadın Sağlığı ve Genel Tedaviler EMEA Bölgesi (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) Pazarlama Bölüm Başkanlığı görevini üstlenen Dr. Oğuz Mülazımoğlu, 1 Ekim 2015 tarihinden beri, şirketin Pharmaceuticals (İlaç) Bölümü’nün Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini yürütmektedir.


 

oğuz mülazımoğlu
bayer
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir