Medimagazin logo

Gezdikleri yerlerin anatomisini, patolojisini ve gastro haritasını çıkaran doktorlar

Tıp öğrencileri oluşturdukları gezi sayfasında gezdikleri yerlerin anatomisini ve patolojisini değerlendiriyor, ülkelere özgü gezi ve sağlık rehberi oluşturuyor.
Gezdikleri yerlerin anatomisini, patolojisini ve gastro haritasını çıkaran doktorlar
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri, GeziMD adını verdikleri gezi grubuyla ülkelere özgü sağlık rehberi oluşturuyor, her şehrin kendi tabirleriyle “anatomisini ve patolojisini” ortaya koyuyor, yemek kültürünü de gastro yazılar altında topluyor. Bir tıp fakültesi öğrencisi olmanın zorluklarını ve tıp eğitiminin durumunu değerlendiren GeziMD ailesi, Medimagazin’e verdikleri özel demeçte geleceğe dair doktorluk mesleğinden beklentilerini de paylaşıyor.   

 

1. "Gezmeyi seven doktorlar" nasıl tanıştı, GeziMD'nin ortaya çıkış serüvenini anlatır mısınız?

 

Tıp Fakültesi, pratik ve teorik dersler olarak iki tip ders içeriyor. Pratik derslerini, kalabalık amfilerde olduğumuz için gruplara ayrılarak alıyoruz. Bu ortak derslerde bir şekilde beş gezmeyi seven arkadaş olarak biraraya gelip birbirimizi tanımış olduk. İlk gezi planımızı yaptığımız zaman bir WhatsApp grubumuz vardı. Bu grup, bizim küçük çaplı bir temelimiz olmuş oldu, bize bir isim verdi. Gezilerimiz zamanla arttıkça, birlikte daha çok vakit geçirdikçe bunu paylaşmanın ilgi çekici olabileceğini düşündük. Malum hem hekimlik mesleği hem de tıp fakültesi öğrencilik hayatı oldukça zor. Bu zorluğun yanında gezebilen, sosyal faaliyetlerde bulunabilen bir hekim, bir öğrenci hayatını göstermek istedik. Bu şekilde bir seyahat sitesi kurmuş olduk.

 

2. Gezi MD blogunuzda anatomi, patoloji, gastro gibi tıbbi tabirlerin yer aldığı yurtiçi geziler görülüyor. Bu iki kategorinin ve kullandığınız tabirlerin hikayesi nedir?

 

Öncelikle ismimizin ortaya çıkışını anlatmak gerekir. Siteye bir isim düşünürken bunun hem geziyle alakalı olduğunu hem de tıpla bağlantılı olduğunu anlatabilmek gerekiyordu. Aklımıza Amerika'daki popüler dizi House MD geldi. Hem buna bir atıf olsun diye hem de medical doctor, yani tıp doktoru ünvanına bir atıf olsun diye ismimizi Gezi MD olarak belirledik. Hekimlik, bir meslek olmaktan çok bir hayat felsefesi aslında. Bu sebeple işin içine girdikçe hayatınız farklı bir anlam kazanıyor. Bir hekim için anatomi, kısaca genel bir yapıdır. Bu sebeple yaptığımız gezilerin genel planına, gittiğimiz noktalara, aktivitelere ''gezi anatomisi'' ismini verdik. Yine tıp dilinde patoloji, hastalık bilimi demek. Bir hekim için sorunları ifade eder. Bu yüzden yaşadığımız sorunlara, keşkelerimize ''gezi patolojisi'' ismini verdik. Gastro ise, mideyle ilgili olan demek. Kısaca yemek. Bu sebeple yemeklerden bahsettiğimiz yazılarımız ''gastro'' yazılarımız oluyor. Gezi ve Hekim bölümü ise, bizim hedeflerimiz aslında. Görmek istediğimiz yurtdışındaki ülkeleri tıp alanındaki yanlarına değinmek suretiyle inceliyoruz, bir nevi gezi rehberi çıkartıyoruz. Bunu yaparken bir çok araştırma yapıyoruz ve yeni şeyler öğreniyoruz. Bir çok rehber size nereleri gezmeniz gerektiğini söyler, fakat çok azı aşılarınız ve sağlığınız hakkında bilgi verir. O ülkenin sağlıktaki konumundan ise neredeyse bahsetmezler. Oysaki bir yere seyahat ederken, belki de en önce düşünmemiz gereken şey sağlığımız. Zira en büyük zenginliğimiz, sağlığımız. Hekim adayları olarak bu noktada devreye girmek istedik.

 

 

 

3. Yurtiçi-yurtdışı nereleri gezdiniz? İlginç bir gezi anınız varsa paylaşır mısınız?

 

Önce başımızdan geçen oldukça ilginç anımızdan bahsedelim. Birlikte Kapadokya, Ürgüp bölgesine gittiğimizde başımıza gelen bir olay. Ürgüp gezimizde bisiklet kiralamıştık gezmek için. Hava oldukça sıcaktı, biraz bu yönden gafil avlanmıştık. Herkes halsizleşmişti ve saçlar, başlar karışmıştı. Bir yandan pedal çevirmenin yorgunluğunu, diğer yandan keşfetme hissinin verdiği enerjiyi yaşıyorken bir Japon turist grubunun ATV'lerle bir yere doğru yönlendiğini gördük. Nereye gittiklerini biz de merak ettiğimiz için peşlerine takıldık. Grup, günbatımının çok güzel göründüğü bir tepede mola verdi, biz de aynı şekilde mola vermeye karar verdik. Dinlenirken hiç beklemediğimiz bir anda bir grup fotoğrafçının bize seslendiğini fark ettik. Günbatımını fotoğraflamaya gelen Renault Fotoğraf Kulübü üyeleri, bir arkadaşımızın bisikletinin üzerinde günbatımını izlemesini çok hoş bulmuşlar ve onun fotoğrafını çekmek istemişler. Bu yeterince sürpriz olmamış gibi, Japon grup arkadaşımız Alperen’in ünlü olduğunu zannedip fotoğrafının çekildiğini düşünmüşler. Sonra onlar da büyük kameralarıyla Alperen'i fotoğraflamaya başladılar topluca. Çekilen yüzlerce fotoğraftan sonra fotoğrafçılar Alperen'e teşekkür edip ayrıldılar.

 

Gezdiğimiz yerlerden bahsetmek gerekirse yurtiçinde; Kayseri, Kayseri'nin Yahyalı ve Develi ilçeleri, Nevşehir'de Ürgüp, Kapadokya bölgesi, Kahramanmaraş, Gaziantep, Mersin ve ilçesi Kızkalesi, Antalya'da Alanya ve Side ve de İstanbul'u gezdik. İlk yurtdışı seyahatini de yakın zamanda Sırbistan, Bosna Hersek, Karadağ ve Makedonya ile gereçekleştirmiş olduk. Bir sonraki hedeflerimiz ise Asya. İran, Malezya, Endonezya, Nepal gibi ülkeler...

 

4. Tıp öğrencileri olarak size bu gezilerin katkıları neler?

 

En başta gezmek, seyahat etmek bir hobi. Hobiler de zaten kişinin yapmayı sevdiği şeyler. Biz de gezmeyi seviyoruz. İnsan sevdiği şeyi yapınca mutlu oluyor, stresini atıyor. Bizde gezerek öğrencilik hayatımızda yaşadığımız stresi atıyoruz, hayatımıza renk katmış oluyoruz. Tabi bir de çok gezen mi çok okuyan mı demişler. Ee öğrenciliğimiz gereği hatta meslek gereği diyelim, çok okumak zorundayız. Bir de çok gezsek güzel olmaz mı? Ki oluyor. Her gezimizde bir şeyler keşfetmiş oluyoruz. Yeni yerler, yeni tatlar, yeni mekanlar, yeni insanlar... Hem ufkunuzu açıyor hem de kültürünüze katkı sağlıyor. Böylece birikim elde ediyoruz.

 

5. Mevcut tıp eğitiminden memnun musunuz, değilseniz nelerin değiştirilmesini isterdiniz?

 

Doğrusu genel olarak, tıp eğitiminin hiçbir zaman muhteşem olamayacağı kanaatindeyiz. Zira tıp eğitimi en çok öğrenciye bakıyor. Her daim çok istekli, çok azimli öğrenci bulunamaz. Bununla birlikte eğitim veren hocaların genelini yetersiz buluyoruz. Gerçek anlamda her biri çok bilgili olsa da; hitabet, ilgi çekme, dikkat toplama gibi konularda zayıf kalıyorlar. Tabi bize eğitim veren hocalar aynı zamanda hastanede doktor oldukları için, mesleki yorgunlukları da oluyor. Bu noktada yükleri hafifletilmeli diye düşünüyoruz. Onun haricinde pratik derslerimizde kullanılan materyaller, derslerin içeriği gayet yeterli. Yine teorik derslerinin müfredatı da her ne kadar ''bu ileride işime yaramaz ki'' gibi düşündürtse de, ilerde işinize yaradığını ve müfredatın yeterli olduğunu görüyorsunuz. Bu arada aramızda pratik derslerin sayısını az bulanlar da var. Bununla beraber ortak olarak kanaat getirdiğimiz bir nokta da, intörnlük dönemi. Üst dönemdeki intörnlerden; kendilerine fazla yüklenilmesinden, mesleki eğitim yerine dosya işlerinin verilmesinden, kendilerine sanki hastanede en aşağı kadamedeki personel gibi davranılmasından çok fazla şikayet duyduk. Elbette bunu çok yanlış buluyoruz. Umarız hocalar, intörnlere daha fazla güvenir.

 

6. Geleceğin doktorları olarak sağlık sisteminden beklentileriniz, duyumlarınız nasıl? Aklınızda branşlaşmak istediğiniz bir uzmanlık alanı var mı?

 

Öncelikli olarak sağlık sisteminin sosyal devlet algısıyla uyuşmadığını düşünüyoruz. Bize kalırsa ihtiyacı olanın tedavi olması için, sigortasının sorulmasına gerek yok. Bununla birlikte herkese en iyi kalitede hizmet verilmeli. Bir diğer önemli sorun da sağlıkta şiddet. Tabii olarak bu şiddetin durdurulması gerektiğini düşünüyoruz. Dünyada buna güzel örnekler var. Mesela Avustralya'da hastanelerde, ''Eğer sağlık çalışanına şiddet uygularsanız, bunu bir daha düşünmeniz için sizi 14 yıllığına hapse koyarız.'' yazan uyarılar var. Bu şekilde cezai yaptırımların uygulanması şart. Bir diğer konu da hastalar. İnternetten okunan yarım yamalak bilgilerin, kişilerin kendini tedavi etmesi için uyguladığı bitkisel kürlerin, hekimleri çok yorduğunu hocalarımızdan duyuyoruz. Gerçekten de tıp öğrencisi olarak, Türkçe kaynaklardaki bilgilerin yetersiz, karmaşık hatta yanlış olduğunu görüyoruz. Hastaların internetten araştırma yapma isteğini anlıyoruz. Fakat bunun üzerinden iş öğretmeye çalışmalarını anlamak zor. Umarım ileride daha bilinçli bir hasta profiliyle karşılaşırız.

 

Branş olarak da Ömer hariç hepimiz kardiyolojiyi düşünüyoruz. Bu dalın neden- sonuç ilişkisindeki açıklığı, hem bu dalı hem de hastalıklarını anlamada kolaylık sağlıyor. Bu da mesleki olarak zevkli kılıyor tabi. Ömer de ortopedi bölümünü düşünüyor. Spor yaparken yaşadığı sakatlıklar, onu bu bölümü düşünmeye sevk etti.

 

7. Doktorlarda yaygın bir şekilde depresyon görülüyor, gezmek sosyal hayatınıza dair bu anlamda bir çıkış yolu olabilir mi?

 

Öncelikle doğru bir noktaya parmak bastığınızı belirtmek gerekiyor. Sadece hekimlik mesleğinde değil, stajyer doktorken hatta tıp eğitimi içerisinde büyük bir stresle karşı karşıya kalıyoruz. Tabii ki bununla baş etmeyi az çok öğreniyoruz, öğrenmek zorundayız. Sonuçta tıp bir hizmet. Hizmet sektörü içerisinde de güler yüzlü olmak, stresini insanlara yansıtmamak önemli. Fakat bazen işler çok zor gelebiliyor. Bu noktada kişi gezmeli, eğlenmeli, sosyalleşebilmeli. Biz de fırsat buldukça geziyoruz. Fakat ilk soruda da bahsetmiştik. Biz insanlara gezebilen, sosyalleşebilen hekimi göstermek istiyoruz. Bu sebeple gezmek, bizim için bir kaçış yolundan ziyade hayatımızın bir parçası. Bu ikisini birlikte götürmeye çalışıyoruz. Tabi ki uzmanlığa atıldığımızda daha az vakit bulacağız. Fakat 2 yıldır gezilerimizden bir şey öğrendik ki o da; kişi gezmek isterse bir yolunu bulur. İleride de bir yolunu bulacağımıza inanıyoruz. Umarız zaman bizi yanıltmaz.

 

Gezi MD Ailesi

 

İncelemek isteyenler için http://www.gezimd.com/

gezi
gezimd
doktor
sosyal
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir