Prof. Dr. Karadağ anma programı ve gelenekselleşen İç Hastalıkları Günü’nü şu sözlerle anlattı:
“Prof. Dr. Şeref Zileli İç Hastalıklarının Türkiye’deki kurucularından bir tanesi. Hacettepe için bizim hem hocamız hem araştırmayı öğreten hem de sistem öğreten hocamızı yılda bir kere düzenlediğimiz konferanslarla anıyoruz. Burada da başarılı asistanlara ödül veriyoruz. İç hastalıkları eğitimi sadece okulda tıp fakültesi veya asistanlıkla sınırlı değil. Mezuniyet sonrası eğitim de ilk kez iç hastalıkları açısından 23 sene öncesinde Hacettepe tarafından başladı. Biz bu toplantıda hem Prof. Dr. Şeref Zileli’yi Anma konferansı ile birlikte Hacettepe İç Hastalıkları Günü’nü bugün toplantılarla pekiştiriyoruz. Hem de 24. Olarak düzenlediğimiz mezuniyet sonrası iç hastalıkları eğitim kursunu zengin bir program ile hekim arkadaşları salonlara davet ediyoruz. “
“Obez kişilerde osteoartrit daha kolay gelişebiliyor”
Hacettepe Üniversitesi olarak İç Hastalıklarında entegre çalışma yürüttüklerini belirten Prof. Dr. Ömer Karadağ şunları kaydetti:
“İç Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları, Kardiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları olarak bir arada çalışıyoruz. Tıpta birçok şeyde artık tedavi yerine hastalık yönetimi kavramlarını kullanmamız lazım. Obezite yani şişmanlık için denildiğinde de artan epidemiye ulaşan bir sıklık olduğu için bunu da ana temamız olarak belirledik. Obezite yalnız başına şişmanlık olarak kalmıyor birçok hastalığa yol açabiliyor. Karın içerisinde yağlanmanın artışına bağlı böbrekleri basıya bağlı hipertansiyona, boyun çevresindeki yağ dokusunun artışına bağlı opsirklif sleep apnea dediğimiz hastaların horlamalarına, solunum sıkıntıları yaratmalarına yol açabiliyor. Ayrıca obez kişilerde osteoartrit daha kolay gelişebiliyor. Kardiyovasküler hastalıklar başta gelen risklerden bir tanesi. “
Prof. Dr. Karadağ, Dünya Sağlık Örgütü’nün obezite, beslenme bozukluğu ve küresel problemlerin (ısınma) ilişkili olabileceğini ileri sürdüğünü ve bu durumu salgın olarak nitelendirip topyekün aktiviteye geçme zamanı olduğunu belirttiğini aktardı.
Türkiye’de sadece 3 kişiden 1’i normal kiloda
Türkiye’de bu açıdan ciddi sorunları olduğuna değinen Prof. Dr. Karadağ sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünya’daki en büyük çalışmada dünyada 2,1 milyar kişinin obez veya kilolu olduğu ortaya konuldu. Ülkemiz bu açıdan biraz daha sıkıntılı . Avrupa’da en fazla obezite oranına sahip olan ülkemizde her üç kişiden bir kişi boy kilo endeksi olarak değerlendirdiğimizde obez kapsamında. Üçte biri aşırı kilolu olarak adlandırdığımız kısımda ve sadece üçte biri normal kiloda. Bunun için ülke olarak da Bakanlık olarak da Hacettepe olarak da çok önemli atılımlar yapmamız gerektiği bilinci ile bu paneli belirledik.”
Obeziteye multidisipliner yaklaşımın önemini aktaran Prof. Dr. Karadağ hastalara obezitenin her yönüyle anlatılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Konusunda yetkin endokrinoloji, kardiyoloji alanında Avrupa Ateroskleroz Derneği Başkanı Lale Tokgözoğlu, psikiyatri, göğüs hastalıkları, diyet ve egzersiz açısından değerlendirmek için spor hekimliğinden hocalarımız bu toplantıda bilgilerini aktarmak için yer alıyor. Obezite tedavisi dediğimizde bütün bu bileşenleri bir arada düşünmemiz lazım. Multidisipliner olarak bu hastaların tedavilerini bu şekilde değerlendiriyoruz. Hastaların boy kilo endeksinin yanı sıra, bel çevresinin ölçümü ile birlikte obezite sınırını belirledikten sonra tedavisinde diyet, egzersiz, yaşam tarzı değişiklikleri en önemlilerin bir tanesi sigara kullanımı ve bunların yanı sıra belirli hasta grubuna ilaç kullanımı. “
Obezite cerrahisinin suistimale açık bir alan olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karadağ hastaların yeterince bilgilendirilmemesinin sorunlar yarattığını ifade ederek hangi hastaların cerrahiye başvurması gerektiği ve risk faktörlerinin de bu konuda önemli olduğunu vurgulayarak konunun "Her Yönüyle Obezite" panelinde konuşulacağını belirtti.
