Medimagazin logo

Prof Dr. Karabulut ‘medya doktorlarına’ ateş püskürdü: Artık bıçak kemiğe dayandı

Son zamanlarda gerek sosyal medya ve gerekse basın yoluyla Tıp Bilimi’ne ve doktorları hedef alan etik dışı söylemlere yönelik İnterdisipliner Onkoloji Derneği Başkanı Prof.Dr. Bülent Karabulut bir açıklama yayımladı
Prof Dr. Karabulut ‘medya doktorlarına’ ateş püskürdü: Artık bıçak kemiğe dayandı
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

Sosyal medya ve televizyon ekranlarında doktor kimliği ile yapılan söylemlerin bazıları tıp dünyasında tepkilere neden oldu. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Bülent Karabulut onkoloji uzmanının geçtiği yolları şu sözlerle paylaştı:

“Öncelikle kamuoyu şunu bilmelidir ki, bir Onkoloji uzmanı kolay yetişmiyor. Öncelikle 5 yıl İç Hastalıkları ve ardından da 3 yıllık Onkoloji ihtisası. Dile kolay 8 yıl. Elbette bu da yetmemektedir. Eğitim sürecinin tamamlanmasından sonra kazanılması gereken tecrübe ve sürekli kendini ve bilgilerini yenileme de hekimin önündedir.

Tüm dünyada Tıp pozitif bilim olarak tanımlanır. Çünkü bilgiyi kanıtlama için uzun seneler süren araştırmalar bilgiyi üretir. İfade edildiği gibi, üretilen bilgiler yanlış değil, yeni araştırmalarla gelişir ve bu da hastalarımızın tedavi başarılarına yansır. Merak edilirse kolayca anlaşılacağı gibi, bundan 10 yıl önce, kanser tedavisinde elde edilen başarılar ile günümüzdeki başarılar karşılaştırıldığında ne kadar arttığını görmek mümkündür. Hatta devam eden araştırmalarla başarıların daha da yukarılara çekileceği muhakkaktır. “Teknolojinin gelişmesidir asıl olan Tıp değil” diyen bu kişilerin, teknoloji ve tıbbı birbirinden ayırma çabası bile, mantık sınırlarını zorlamasının ötesinde, Tıp bilimini mesnetsiz karalama amacına net bir örnektir.


Hekimlikte vicdan tartışması! 


İnsanların duygularını sömürmek asla kabul edilemez

İnterdisipliner Onkoloji Derneği Başkanı Karabulut hekimlik mesleğinin temelinde insan sevgisi olduğunu belirterek ekliyor; “ Elbette aramızda mesleğini icra ederken yanlışlara düşen meslektaşlarımız olabilir, ancak bu koskoca bir camiayı, canını dişine takarak çalışan meslektaşlarımızı da içine alacak şeklide genelleme yapılmasını gerektirmez. Bu son derece büyük bir haksızlık olduğu gibi, vahim bir durumdur. Bu kişilerin açıklamalarına bakıldığında, isimlerinin başında uzman Dr veya Dr unvanlarını kullanmaları bile sömürünün, medyatik şarlatanlıklarının bir göstergesidir. Eğer tıp bu kişilerin söylediği gibi bir bilim ise, bu unvanlarını da kullanmamalarını şiddetle öneriyoruz. Bu kişilerin aldığı eğitimin içinde, ilaçların nasıl geliştirildiği, insanlığın hizmetine nasıl sunulduğu öğretilmektedir. Bunları bile bile bu tür açıklamalar, medyatik olma, aykırı söylemlerle basının dikkatini çekme ve hatta reklam amacı ile maddi ve manevi sömürü aracı olarak kullanmanın ötesinde davranışlar değildir. Kanserin ölüm ile eş değer tutulduğu ülkemizde, pek çok kişinin bu tür söylemlere inanma arzusu kabul edilebilir, ancak bu duyguları kullanmak asla kabul edilemez.“


Yavuz Dizdar'dan doktorlarla ilgili şok tespit: Doktorlar vicdanlarını kaybetti! 


“Bu kişilerin açıklamaları, hekime şiddet sorununu artırmakta”

Hastalarına şifa olabilmek için etik anlayış ile gece gündüz çalışan hekimlerin olduğunu belirten Karabulut medyada yanlış yönlendirmeleri bulunan hekimlere acilen müdahale edilmesi gerektiğini belirtti. Karabulut sözlerine şu şekilde devam etti; “Bu kişilerin açıklamaları hasta-hekim ilişkilerini de olumsuz etkilemekte, hekime şiddet sorununu arttırmakta, günlük pratiğimizde, daha önemli sorunlarla ilgilenmemiz gerekirken, hasta ve hasta yakınlarına bu akıl dışı açıklamaların yanlışlığını anlatmak zorunda kaldığımız için vakit kaybına neden olmaktadır. Tedavilerde, hastaların hekimlerine tam güven duyması, tedavinin bir parçası haline gelmesi tedavi başarılarını da olumlu etkileyecektir. Oysa bu koşullarda, kafalarında onlarca gereksiz ve bilim dışı bilgilerle, doğruyu yapmaya çalışan meslektaşlarımız arasında kalıp, gitgeller yaşamaları, psikolojik olarak da hasta ve yakınlarını olumsuz etkilemektedir.

Sağlık Bakanlığı’nın son derece özenle inceleyip, tedavi için onay verdiği pek çok tıp uygulamasına karşın, bu söylemlere sahip kişilerin devlet otoritesini de hiçe saydıklarını ifade eden Prof. Dr. Karabulut; “Tüm bu nedenleri göz önüne aldığımızda, bu kişilerin, hasta ve hasta yakınlarını maddi ve manevi olarak sömürdükleri, bu amaçla aykırı söylemlerle reyting için kanal kanal, gazete gazete gezdikleri, reklamlarını yaptıkları, doğru olmayan saçmalıklarla kendilerini sürekli gündemde tuttukları açık ne nettir.”dedi.

“Artık bıçak kemiğe dayandı”

Tıp konusunda asılsız açıklamalarda bulunan kişilerin yetkili makamlarca incelemeye alınması gerektiğini ifade eden Karabulut duruma müdahale edilmemesinin doğuracağa sonuçlara şu şekilde işaret etti:

“Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Bu anlamda özellikle doktor kimliğini kullanarak tüm bunları yapan kişilerin, Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanlığı tarafından ivedilikle engellenmesi, RTÜK’ in toplum sağlığını tehdit eden bu kişiler ile yapılan yayınları inceleme altına alması ve bilime aykırı yorum ve davranışların varlığında derhal müdahale etmesi, TBMM’ nin de bu konuda ceza gerektiren yasal düzenlemeler için ivedilikle çalışmalara başlamasını talep ediyoruz. Aksi halde maddi ve manevi olarak zarar gören hastalar, ölen hastalar ve öldürülen hekimler hızla artacak, bu durumun vebali herkesi bağlayacaktır.”

 


İş iyice magazine döndü! Ömür Gedik'ten Canan Karatay'a: Şarlatan! 



Yavuz Dizdar 'Kılıç kılıfından çıktı bir kere' dedi ve yine hekimlere yüklendi: 'Ellerine hasta düşmüşse yolma mantığındalar' 


 

sosyal medya
medya doktorları
bülent karabulut
i̇nterdisipliner onkoloji derneği
Yorum (1)
R.yılmaz
Hocamızı bu açıklama dolayısıyla tebrik ediyoruz. Çok isabetli ve yerinde..
8
Cevapla
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir