Medimagazin logo

Sınav kaygısı nedeni: Çocuğun ve ailenin sınava aşırı anlam yüklemesi

Prof. Dr. Mehmet Ayhan Cöngöloğlu, sınav kaygısının ortaya çıkmasında çocuğun mükemmeliyetçi, rekabetçi mizaç yapısı ile çocuğun ve ailenin sınava aşırı anlam yüklemesinin etkili olduğunu belirterek, sosyal çevrenin beklentileri ve baskısının da önemli bir faktör olduğunu bildirdi
Kaynak: AA
Sınav kaygısı nedeni: Çocuğun ve ailenin sınava aşırı anlam yüklemesi
Abone Ol:
Medimagazin google abone ol

İSTANBUL-Her sınav dönemi öncesi birçok öğrenci ve ebeveynin yaşadığı sınav kaygısına ilişkin soruları yanıtlayan Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ayhan Cöngöloğlu, kaygının bütün insanların sık yaşadığı, hayatın parçası olan bir duygu olduğuna işaret ederek, bunun kontrol edilebileceğini söyledi.

Cöngöloğlu, kabul edilebilir düzeydeki kaygının kişiyi hem motive edici hem de tehlike ve tehditlerden koruyucu bir işlevi bulunduğunu dile getirerek, "Ne yazık ki bazı durumlarda çocukların yaşadığı kaygı onların baş edebileceği düzeyin çok üzerine çıkmaktadır. Elbette ki böyle durumlarda çocuğa taşıyamayacağı yükler yüklenmemeli, ona yardımcı olunmalıdır. Özellikle de hissedilen kaygı, nedenine oranla çok daha şiddetli olduğunda profesyonel yardım alınmalıdır." diye konuştu. 

Çocuklarda ve ergenlerde gözlenen kaygı nedenlerinin üst sıralarında sınav kaygısının yer aldığına dikkati çeken Cöngöloğlu, şunları kaydetti:

"Sınav kaygısının başlıca sebebi sınava yeterince hazırlanmamış olmaktır. Ancak bu en basit neden dışında birçok kişisel veya çevresel etmenlere bağlı olarak sınav kaygısı ortaya çıkabilmektedir. Bir miktar kaygı, bizi motive edecek, sınavı önemsememizi sağlayacaktır. Sınav kaygısı yaşayan çocuklarda ise başarıyı olumlu etkileyecek ve motivasyonu artıracak olan ölçüden çok daha yoğun bir kaygı yaşanmaktadır. Şiddeti arttıkça kişiye ket vuran ve başarının düşmesine yol açan bir özellik kazanmaya başlayabilmektedir. Sınav kaygısının ortaya çıkmasında çocuğun mükemmeliyetçi, rekabetçi mizaç yapısı ile çocuğun ve ailenin sınava aşırı anlam yüklemesi etkili olmaktadır. Sosyal çevrenin beklentileri ve baskısı da önemli bir etkendir. Sınav kaygısı öğrencinin sınavda başarısız olacağı, öncesinde öğrendiği bilgileri sınav sırasında kağıda geçiremeyeceği korkusu ve bunlara eklenen fiziksel belirtiler ile seyretmektedir."

Ders çalışmayı erteleme, sınav ve hazırlığı hakkında konuşmayı reddetmeye dikkat 

Prof. Dr. Cöngöloğlu, "Yetersiz çalıştım, başarısız olacağım, rezil olacağım" gibi düşünce ve inançların kişinin kaygısının yükselmesine yol açarak başarıya olumsuz etki yaratabildiğini aktararak, fiziksel belirtiler olarak da sıklıkla mide bulantısı, karın ağrısı, terleme, kızarma, kalp atışlarında hızlanma, sık soluma, titreme, mide-bağırsak sorunlarının sıklıkla eşlik ettiğini söyledi. 

Bu belirtilerin etkisi ile öğrencinin başarısında düşüş gözlendiğini bildiren Prof.Dr. Cöngöloğlu, "Ders çalışmayı erteleme, sınav ve hazırlığı hakkında konuşmayı reddetme vardır." ifadelerini kullandı.

Cöngöloğlu sınav kaygısıyla başa çıkma yolları hakkında şu bilgileri verdi:

"Gerçekçi olmayan düşünce ve inançları sorgulamak, nefes alma, gevşeme egzersizleri, kaygıyı bastırmaya değil, onu kabul etmeye ve tanımaya çalışmak, düşünceleri durdurma, dikkatini başka noktalara odaklama tekniği sınav kaygısıyla başa çıkma yolları arasındadır. Bu başa çıkma yollarıyla ilgili öğrencilere ve ailelerine verilebilecek önerileri sınav öncesi ve sınav esnasında yapılacaklar diye ikiye ayırabiliriz. Sınav öncesi çocuğun çalışma alışkanlığını ve çocuk ile ailenin sınava ilişkin tutumları ve ön yargılarını gözden geçirmek gereklidir. Zamanın iyi kullanılması, beslenme ve uykuya dikkat edilmesi, düzenli çalışılıp son günlerde konuları yetiştirememe korkusu yaşanmaması önemlidir. Sınav kaygısında sıklıkla ailelerin kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmaları ve çocuktan yüksek beklentilerinin olması en önemli etkenler olduğu için ailelerin bu olumsuz tutumlarının farkında olmaları, çocuklarına güven ve sorumluluk vermeleri, gerçekçi hedefler oluşturmaları, sık sık olumlu geri bildirimde bulunmaları ve akranlarıyla karşılaştırmaktan kaçınmaları önerilmektedir."

Sınav esnasında olumsuz otomatik düşüncelere karşı alternatif açıklamalar getirme, yanıtlayabileceği sorulardan başlama, kaygıyı azaltmaya yönelik gevşeme teknikleri gibi yöntemlerin kullanılmasının önerildiğini aktaran Cöngöloğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sınavdan 2-3 gün öncesinde çalışmayı bırakmak, uyku düzeni başta olmak üzere günlük rutinleri değiştirmemek, 'ya sınav öncesi gece uykusuz kalırsam' düşüncesine odaklanıp kaygıya sebep olmamak, son günlerde aşırı, zorlayıcı spor aktiviteleri yapmamak da önemlidir. Sınav kaygısı ile ilgili verilen bu önerilerin en önemlisi sınavın yaşamdaki başarımızın tek göstergesi olmadığının hem aile hem de çocuk tarafından kabul edilmesidir. Bu önerilere uyulduğu halde çocuğun kaygısı devam ediyorsa profesyonel yardım almaktan kaçınılmamalı, çocuk, kaygıları ile baş başa bırakılmamalıdır." 

prof. dr. mehmet ayhan congologlu
kaygi
sinav
Bu habere ilk yorumu siz yapabilirsiniz...
Yorum Yaz
0/300

Bu haberler de ilginizi çekebilir